Open top menu
7 Aralık 2012 Cuma

Çocukla kurdukları iletişimde farkında olmadan korkularını dile getiren anne babalar, bu korkunun bedelini istemeden de olsa çocuğa ödetiyorlar. Anne ya da baba olmak aslında bir meslek. Her mesleğin belli kuralları, talepleri olduğu gibi anne baba olmanın da gerektirdiği bazı koşullar var. Bunların en önemlisi,çocukla sağlıklı bir iletişim kurmaktan ve çocuğu koşulsuzca, kendisi olarak sevmekten geçiyor.


Bir çocuk büyürken, yetişkin oluncaya kadar tam 148 bin negatif duyguya maruz kalıyor. Aile ya da yakın çevre, çocuk yetişkin oluncaya kadar ona çeşitli uyarılarda bulunarak yönlendirmeye çalışıyor.Kuşkusuz bütün anne babalar çocuğunun “iyiliğini” istiyor. Ancak çocukla kurulan iletişimde yapılan bir takım yanlışlıklar, onda olumsuz duygular yaratarak, kendini “kötü” hissetmesine yol açıyor. Örneğin;




  • “Koşma, düşersin”,

  • “Seni okutmak için nelere katlanıyoruz ama sen ders çalışmıyorsun”,

  • “Bak, senin yaptıklarını arkadaşların yapıyorlar mı?“ tarzındaki eleştiriler, anne babayı o an için rahatlatsa bile çocukta çeşitli ruhsal travmalara yol açıyor.


Kuşkusuz hiçbir anne baba bu sözleri çocuğunda ruhsal travma yaratmak için söylemiyor. Anacak “Birine,kırk kere deli dersen, deli olur” diye bir söz var. Bu sözün doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.


Bir şey ne kadar çok tekrarlanırsa, o kadar iyi öğreniliyor, içselleştiriliyor ve davranış değişikliği oluşturuyor.“İyi” olması için “kötü” olduğunu kabul ediyor ve bu doğrultuda davranıyor.


Sürekli olumsuz uyarılara hedef olan çocuk sonuçta, bilinç üstüyle düşünmese bile bilinçaltında




  • “Ben, sevilmeye değer değilim”,

  • “Ben değersizim”


duygularını yaşamaya başlıyor ve bu duygular birer davranış kalıbı oluşturuyor. Çocukluğunda edindiği bu olumsuz duygular onun yetişkinliğine de yansıyor. Olumsuz duygu ve yaşantılar gelecekte çocukları “Evet ama.”lı, olumsuz benlik tiryakileri ile yaşamaya itiyor.




  • “Korkarım ki, ben ne zaman iyi düşünsem başıma kötü şeyler gelir”,

  • “Çok gülünce ağlarım”,

  • “Ben zaten şanssızım”,

  • “Evet, haklısınız ama siz bilemezsiniz” vb benlik tiryakilikleri bu koşullarda büyüyen çocukların yetişkin olduklarında sık kullandıkları kalıplardan sadece bir kaçı.


Buna bir yerde “Anne babanın çocuğuna iyilik ederken, kötülük etmesi” denebilir. Peki, neden anne baba böyle davranıyor?


İnsanı harekete geçiren iki temel duygu var. Bunlardan biri sevgi, diğeri de korku. Sevgi duygusunun karşıtı, genelde sanıldığı gibi nefret değil, korku. Sevgi pozitif düşüncelere, duygulara, tutum ve davranışlara götürürken korku endişe, kendini yetersiz hissetmek, kendine güvenmemek, saplantılı ya da baskıcı davranmak gibi olumsuzluklara yol açıyor. Başka bir deyişle, “çocuğuna iyilik ederken, kötülük eden”annelerde ve babalarda çocuk sevgisinin yanı sıra kişisel korkular ağır basıyor.


Aile İçi İletişim de Neler Yapabilirim?


Çocuğunuza rol model(örnek) olun. Çocuğunuza kazandırmak istediğiniz davranış ve tutumlara sizin örnek olmanız çok önemlidir. Çocuklar genellikle ana babalarının sözlerinden çok davranışlarına dikkat ederler.Çocuğunuzun uyumlu, dürüst, saygılı olmasını istiyorsanız sizin de sıklıkla bu davranışları sergilemeniz gerekir.


Çocuğunuzla konuşun. Birçok anne-baba için başlıca engel konuşmak için zaman bulamamaktır. Akşam yemeği, uzun bir yürüyüş, arabayla bir gezinti baş başa konuşmak için iyi fırsatlar sağlayabilir. Duyguları olay ve düşünceleri çocuğunuzla paylaşın.


Dokuz yaşın altındaki çocuğunuzla birlikte bir oyun etkinliğini (el işleri, zekâ oyunları vb.) paylaşmak için günün belirli zamanını ayırın ve bu süreye tutarlı bir biçimde uyun. Dokuz yaşın üzerindekiler için kesin oyun saatleri planlamak yerine, yaşlarına uygun etkinlikler düzenleyerek birlikte zaman geçirin.


Aile paylaşım geceleri düzenleyin. Haftada bir gece en az 3 saati birlikte geçirin. Özellikle ergenlerin aile törenlerine ihtiyaçları vardır. Tüm bireylerin katıldığı gecede beraber yemek pişirip yiyebilirsiniz, herkes unutamadığı bir anısını anlatabilir(çocuklar ana babalarının okul çağı hatıralarını dinlemeye bayılırlar!),eski fotoğraflara bakabilirsiniz. Hep birlikte oyun veya kukla gösterisi yazıp, oynayabilirsiniz.


Çocuğunuzla şakalaşıyor musunuz? İyi niyetli mizah, hoş bir kahkaha çocuk-ebeveyn ilişkisini canlı tutar ve yaşamın zor yönleri ile daha kolay baş edebilmeyi sağlar.


Evinizde olumlu bir ortam yaratın.’Güzel Gün’ oyununu oynayarak o gün içinde aile bireylerinin başlarına gelen beş güzel şeyi paylaşın.


Eşinizle çelişkilerinizi gizli olarak çözün. Eşlerin birbirlerini eleştirerek hakaret etmeleri çocuğun anne ile babasına duyduğu güvenin azalmasına neden olur.


Çocuğunuza evi anne ile babanın yönettiğini hissettirin.


Evin kurallarını yazın ve asın. Çocuğunuzun da görüşlerini alarak temel kuralları en fazla üç-dört madde halinde belirleyin.


Çocuğunuzun yaşına uygun görev ve sorumluluklar verin. Bir çocuk 2 yaşında elbisesinin bir parçasını, 3 yaşında atletini giyebilir.5 yaşında ise kendi başına giyinip soyunabilir. Evinizdeki bakıcıları çocuğunuza ait işleri üstlenmemeleri gerektiği konusunda uyarın.


Temel mesajınız ‘Oyundan önce iş’ olsun. Çocuğunuzun ayrıcalık olarak gördüğü etkinlikleri belirleyin; bir arkadaşının gelmesi, televizyon izlemek, spor yapmak v.b.Bu etkinliklerin yapılmasına ancak iş ve görevlerini bitirdikten sonra izin verin.’Odanı temizledikten sonra dışarı çıkıp oynayabilirsin’ gibi.


Çocuğunuzun iyi davranışlarına ilgi gösterin.’Bardağını bulaşık makinesine yerleştirdiğin için teşekkürler,çok yardımcı oldun.’Çocuğunuzu överken ona yaklaşın, gözlerinin içine bakın ve yumuşak bir ses tonuyla konuşun. Ona her gün kucaklama, öpücük, gülümseme içeren sevgi mesajları gönderin.


Geçmiş sorunları gündeme getirmeyin. Her gün işlerin daha iyiye gitmesi doğrultusunda kendiniz ve aileniz için yeni olanaklar yaratın. Geleceğe ilişkin umutlarınızı asla yitirmeyin.


Evliliğinizle ilgilenin! En son ne zaman eşinizle birlikte bir gün batımını izlediniz?


Kendinize zaman ayırın. Bir arkadaşınızla ya da yalnız başınıza zaman geçirin. Ara sıra bir gün veya bir hafta sonu ev ortamından uzaklaşın


Sağlıklı bir iletişim de sabır ve anne babanın kendileriyle yüzleşmelerini, kendileriyle barışık olmalarını gerektiriyor.

Different Themes
Written by Lovely

Aenean quis feugiat elit. Quisque ultricies sollicitudin ante ut venenatis. Nulla dapibus placerat faucibus. Aenean quis leo non neque ultrices scelerisque. Nullam nec vulputate velit. Etiam fermentum turpis at magna tristique interdum.

0 yorum