Open top menu
11 Aralık 2013 Çarşamba
İncelmek İstiyorsanız Odanızı Isıtın


Yüksek sıcaklık ile düşük vücut kitle indeksi arasında bağlantı olabileceği belirtildi. 

İskoç bilim adamlarının araştırması, soğuk havanın vücudun daha hızlı çalışarak daha fazla kalori yakılmasını sağladığı yönündeki yaygın kanının aksine yüksek sıcaklığın ince kalmada etkili olabileceğini gösterdi.
Read more
Aç Kalmadan Zayıflayamak Mümkün

"Aç kalmadan, yiyerek zayıflayabilmek ve sağlığı kaybetmemek mümkün mü?" diye düşünüyorsanız, 12 altın kural ile kalıcı kilo kontrolünü sağlayabiliyor ve aşırı kiloya bağlı sağlık sorunları riskini azaltabiliyorsunuz.
Uzmanlar, düşük kalorili besinlerin tüketilmesi, ana öğünlerde tüketilen besin miktarının yarıya indirilmesi,yemeklerden önce 1-2 bardak su içilmesi, uzun süre mutfakta vakit geçirilmemesi ve sürekli yemekle ilgili planlar yapılmaması 12 altın kural arasında yer aldığını; bu şekilde sağlık kilo kontrolü elde edilebileceğini ifade ediyor.
Medicana International Ankara Hastanesinden uzman diyetisyen Müge Özturna, stres, yoğun çalışma temposuna bağlı beslenme düzeninde bozukluk, fast-food beslenme tarzı ve hareketsiz yaşam gibi birçok olumsuz faktörün etkisiyle her geçen gün artan obezitenin, sağlığı tehdit ettiğini söyledi.
Read more
Erkekler Böyle Kadınlarla Evlenmek İstiyor


Her erkek hayatının bir döneminde evlenmek ve bir yuva kurmak ihtiyacı hissetmektedir. Bu evlilik süreci erken yada geç olsada erkeklerin çoğunlukla eş seçim kritereleri benzerdir.İşte erkeklerin en çok evlenmek istediği kadınların genel özellikleri;
Çekici ve düzgün bir fizik bir erkeği biranda evliliğe sürükleyebilir.Zira erkekler fiziksel olarak aşık olmadıkları bir kadına kolay kolay aşık olmazlar ve tabi ki evlilik uzak bir ihtimal...
Kendine güvenen kadın erkekler için her zaman çekici geliyor. Hayatını birleştirmek için her erkek kendine güvenen kadın arıyor.
Kendi ayaklarının üzerine duran ve erkeğin elinden sıkıca tutan kadınlar her zaman daha şanslı oluyorlar.
Erkekler, bir kadını yemek yerken iştahına göre de değerlendiriyor.Olumlu yada olumsuz
Zevkle yemek yiyen kadının tutkulu, yeni lezzetler denemeyi seven kadının ise yeni fantezilere açık olduğunu düşünüyorlar.
Read more
10 Aralık 2013 Salı
Göbek Yağları Cinsel Hayatınızı Bitiriyor

Yatakta mutlu olmak için her ne kadar manken gibi bir vücuda sahip olmak şart olmasa da özellikle göbek bölgesinden alınan kilolar cinsel yaşamı olumsuz etkileyebiliyor.

Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Dinar, karın bölgesindeki fazlalıkların sadece kadınlarda değil erkeklerde de görüldüğünü ve bu sorunun çiftlerin mutsuz olmasına neden olduğunu söylüyor.

Günümüzde fast food tarzı yanlış beslenme, 30 yaşından sonra kolay kilo verememe ya da hamilelik sırasında alınan kiloların verilememesi nedeniyle göbek çevresinde inatçı yağlanmalar görülebiliyor.Kadınlarda hamilelik esnasında karın kaslarının gevşemesi ya da yırtılması, erkeklerde de doğuştan gevşek olması nedeniyle karında fıtıklaşma cilt altı yağı yanında daha göbekli bir görünüme yol açabiliyor. Bu yağlanma ise sadece gündelik hayatı değil çiftlerin ilişkilerini de etkiliyor.
Read more
9 Aralık 2013 Pazartesi
Flörtöz Kimyasal Kadınları Daha Çekici Yapıyor

"Flörtöz kimyasal" olarak adlandırılan oksitosin hormonu sayesinde erkekler kız arkadaşlarını daha çekici buluyor.

Eğer erkek arkadaşınız size o gün ne kadar güzel olduğunuzu söylüyorsa bunu düşünen aslında erkek arkadaşınız değil "hormonları." Yapılan bir çalışmaya göre "flörtöz kimyasal" olarak adlandırılan oksitosin hormonu sayesinde erkekler kız arkadaşlarını daha çekici buluyor.

Ancak paniğe gerek yok çünkü sarılma veya öpüşme gibi durumlarda salgılanmaya başlayan hormon sadece partnerler üzerinde etkili. Yabancılar veya iş arkadaşlarının daha çekici görünmesine neden olmuyor.

Alman araştırmacılar oksitosin hormonunun tek eşliliği sağlamak gibi bir görevi olduğunu ve tek eşliliğin memeli canlılarda az görülen bir durum olduğunu belirtti.
Read more
Erkeklerin Evlenmek İstediği Kadının Özellikleri

Her erkek hayatının bir döneminde evlenmek ve bir yuva kurmak ihtiyacı hissetmektedir. Bu evlilik süreci erken yada geç olsada erkeklerin çoğunlukla eş seçim kritereleri benzerdir.İşte erkeklerin en çok evlenmek istediği kadınların genel özellikleri;

Çekici ve düzgün bir fizik bir erkeği biranda evliliğe sürükleyebilir.Zira erkekler fiziksel olarak aşık olmadıkları bir kadına kolay kolay aşık olmazlar ve tabi ki evlilik uzak bir ihtimal...

Kendine güvenen kadın erkekler için her zaman çekici geliyor. Hayatını birleştirmek için her erkek kendine güvenen kadın arıyor.

Kendi ayaklarının üzerine duran ve erkeğin elinden sıkıca tutan kadınlar her zaman daha şanslı oluyorlar.

Erkekler, bir kadını yemek yerken iştahına göre de değerlendiriyor.Olumlu yada olumsuz
Read more
6 Aralık 2013 Cuma
Aç Kalmadan Zayıflayabilmenin Yolları

"Aç kalmadan, yiyerek zayıflayabilmek ve sağlığı kaybetmemek mümkün mü?" diye düşünüyorsanız, 12 altın kural ile kalıcı kilo kontrolünü sağlayabiliyor ve aşırı kiloya bağlı sağlık sorunları riskini azaltabiliyorsunuz.

Uzmanlar, düşük kalorili besinlerin tüketilmesi, ana öğünlerde tüketilen besin miktarının yarıya indirilmesi,yemeklerden önce 1-2 bardak su içilmesi, uzun süre mutfakta vakit geçirilmemesi ve sürekli yemekle ilgili planlar yapılmaması 12 altın kural arasında yer aldığını; bu şekilde sağlık kilo kontrolü elde edilebileceğini ifade ediyor.
Read more
Zayıf Kalmak İstiyorsanız Odanızı Isıtın

Yüksek sıcaklık ile düşük vücut kitle indeksi arasında bağlantı olabileceği belirtildi.

İskoç bilim adamlarının araştırması, soğuk havanın vücudun daha hızlı çalışarak daha fazla kalori yakılmasını sağladığı yönündeki yaygın kanının aksine yüksek sıcaklığın ince kalmada etkili olabileceğini gösterdi.

Stirling Üniversitesi'nden araştırmacılar, 13 yaşın üzerindeki 100 bin kişinin vücut kitle indeksi ile evlerindeki sıcaklığı inceledi.

Kışın evlerindeki sıcaklık 23 derecenin üzerinde olan katılımcıların vücut kitle indeksinin daha düşük olduğu görüldü.

Read more
Kara Sevda Tedavi Edilmesi Gereken Bir Hastalıktır

Duygusal yönelimler hoşlanma, aşk, sevda ve kara sevda gibi hafiften şiddetliye doğru farklı şekillerde hayatımızdaki yerlerini alıyor. Aşkla birbirine karıştırılabilen ve depresif duygu durumlarının da eşlik edebildiği kara sevda, kişilik özelliklerine bağlı olarak şekilleniyor.
Beynin fonksiyonlarında önemli değişiklikler yapabilen kara sevda, kişilerin yaşamını özellikle de psikolojik açıdan büyük ölçüde etkiliyor.REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Read more
Kısırlık Çiftlerin Psikolojisini Olumsuz Etkiliyor

Çiftler evliliklerinde andan itibaren istedikleri anda çocuk sahibi olabileceğini düşünür. Halbuki günümüzde 100 çiften 15'i istedikleri zaman anne-baba olma yetisine sahip değildir.

Psikolog Yasemin Topçu, "Çiftler çocuk sahibi olamadıklarını fark ettiklerinde, fark edip bu yola çıktıklarında aşmaları gereken psikolojik bir sürecine girerler. Kimi zaman bu süreç ayrılıklarla noktalanır kimi zaman ise çiftler daha fazla birbirine kenetlenir." dedi.
Read more
5 Aralık 2013 Perşembe
no image

Bilim insanları yapılan yeni bir araştırmayla bugüne kadar menopozun, doğanın getirdiği doğal bir süreç olduğu fikrini değiştirecek sonuçlara ulaştıklarını açıkladı.


Sıcak basmaları, sinirlilik haliyle kendini gösteren menopozun ortaya çıkış sebebinin, erkeklerin daha doğurgan olan genç kadınlarla birlikte olmak istemesi olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan yeni araştırmaya göre, kadınların evrimleşme sürecinde menopoza girmesinin nedeni erkeklerin her zaman daha genç kadınlarla birlikte olmak istemesi olarak açıklandı.


Partnerini kaybeden kadın doğurganlığını da kaybediyor


Kanada'daki McMaster Üniversitesi'nden Prof. Rama Singh'e göre, evrimleşme sürecinde erkekler belli bir yaşın üstünde kadınlarla birlikte olmak istemiyorlar. Bu nedenle kadınlar da çocuk yapma yeteneklerini kaybederek menopoza giriyorlar. Başka bir deyişle artık menopozun suçlusu olarak erkekler suçlanabilir.Bilim insanlarına göre eğer erkekler nesiller boyunca, genç kadınlarla birlikte olmak için çabalamasaydı şu anda kadınlar ölene kadar doğurganlık özelliklerini koruyabilirlerdi.


Kadınlar da erkekleri menopoza sokabilirdi


Prof. Singh'e göre eğer kadınlar da erkekler gibi bir yönelimde bulunsaydı ve daha genç erkeklerle birlikte olmak için çabalasaydı, erkekler de aynı evrimi geçirerek kendi menopozlarını yaşayabilirdi. Partnerlerini kaybeden erkekler, üreme yeteneklerini de kaybedebilirdi. Bazı kadınlar 40 yaşında menopoza girse de kadınlar şu anda doğurganlıklarını ortalama olarak 52 yaşında kaybediyor. İnsanlara en yakın tür olan şempanzeler üzerinde yapılan araştırmalarda, kadın şempanzeler 45 yaşında doğurganlıklarını kaybediyor.

Read more
no image

Her ilişkinin kendine has sorunları olduğu bir gerçek. Fakat bir genelleme yapmaya kalkarsak çoğu ilişkinin güzel gidişatını sekteye uğratan ortak davranış biçimleriyle karşılaşırız.


Belki bütün soruların cevaplarına sahip olan sizsinizdir fakat düzenli olarak eşinizin hatalarına dikkat çekip düzeltmeye çalışmak onun sinirini bozmaktan başka bir işe yaramaz. Sürekli hata düzeltici konumda olmak sizi itici bir profilin içine sokar.


Ama biraz kendinizi tutmayı ilişkinin 'çok bileni' olmamayı deneyin. Üstelik şunu da göz ardı etmeyin ki devamlı hatası düzeltilen ya da fikirleri için uyarılan onaylanmayan kişi zamanla fikirlerini beyan etmekten kaçabilir. Bu da zaman içinde gerilim ve iletişimsizlik sorununu getirir ilişkiye.


İlişkinizin yürümesini istiyorsanız partnerinizle iletişim kurmak zorundasınız.Bir şey canınızı sıkıyorsa onu içinize atmaktan ya da partnerinizin kendiliğinden tahmin etmesini beklemektense partnerinize sizi üzen şeyi açıkça anlatın.Aynı şey onun için de geçerli.Eğer onun üzgün ve mutsuz olduğunu seziyorsanız mutlaka neler olduğunu sorun.


Unutmayın sorunları paylaşmak sizi birbirinize daha da yakınlaştırır. Karşılıklı olarak dertlerinizi içinizde saklamaksa sizi birbirinizden uzaklaştırır.


Bu çoğu zaman yapan kişiler tarafından fark edilmeden sergilenen bir davranıştır.Eşlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan sürekli kendilerini savunması ayrılığı getiren davranış biçimlerindendir.Her davranışa bahane bulmak kendi davranışlarını sürekli rasyonelleştirmek karşı taraf sizinle ilgili bir olumsuzluktan şikayet ettiğinde "Sen bunu daha çok yapıyorsun" deyip oku ona çevirmek onu dinlemeden kendi fikrini söylemek ilişkiyi olumsuz etkiler. Savunma odaklı değil anlama odaklı bir ilişki kurmak gerekir.

Read more
4 Aralık 2013 Çarşamba
no image

Pennsylvania'daki Behrend College, Doktor Eric Corty'nin öncülüğünü yaptığı araştırmada ideal seksin süresini açıkladı.


Seksologların hesaplamalarına göre seks süresi yıllar içinde değişiklik gösterdi.


İdeal seksin süresi 1938 yılında 2 dakika, 1972'de 10 dakika ve 1955'de 16 dakika olarak belirlenmişti.


Son yapılan araştırmaya göreyse, 3 ile 7 dakika arasındanki süre bir cinsel birleşme için yeterli bulunurken, 7 ile 13 dakika arası ideal sayılıyor.


Yapılan bu araştırma, 'en iyi seks uzun süren sekstir' anlayışını da ortadan kaldırıyor.


Eric Corty aynı zamanda tüm gece süren cinsel ilişki hikayelerinin abartı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söylüyor.

Read more
no image

Spor genellikle zayıflamak ya da vücuttaki kas oranını artırmak için yapılır. Spor Eğitmeni Oktay Sağnak, egzersiz yapmanın hiç bilmediğiniz 11 faydasını sıraladı.


1- Stresi azaltır


Egzersizin en yaygın ruhsal faydalarından biri stresi azaltmaktır. Spor salonunda ter atma çalışması bile fiziksel veya zihinsel stresinizi yönetmenize yardımcı olabilir. Egzersiz aynı zamanda norepinefrini yani beynin ortasında bir kimyasal konsantrasyonu artırarak strese yanıt verir. İster zihinsel gerginlik ile başa çıkmak için vücudun yeteneğini artırın ister vücudunuzu geliştirirken zihinsel gerginliğinizden kurtulun.


2- Mutlu kimyasalları artırır


Egzersiz yaparak endorfin salgılayabilir, mutluluk ve coşku kazanabilirsiniz. Araştırmalar egzersizin klinik depresyonda bile semptomları hafiflettiğini göstermiştir. Bu nedenle depresyon ya da anksiyeteden mustarip kişilere spor salonları öneriliyor. Duke Üniversitesi Medikal bölümünde yapılan araştırmalar da bazı durumlarda egzersizin antidepresan hapları kadar etkili olabildiğini ortaya koymuştur.


3- Kendine güveni geliştirir


Birçok temel düzeyde, fiziksel uygunluk bile benlik saygısını artırabilir ve olumlu bir özeleştiri geliştirebilir. Spor salonunda ağırlık, boy, cinsiyet veya yaşınız ne olursa olsun yapabileceğiniz bir egzersizin bulunması ve kendi kendine yarış bile kişinin algısında hızla kendi çekiciliğini ve öz değerini yükseltebilir.


4- Bilişsel gerilemeyi önler


Yaşlanma ve alzheimer gibi dejeneratif hastalıklar sürecinde birçok önemli beyin fonksiyonları kaybedilir, kafa aslında küçülür, beyin hücreleri ölür. Egzersiz ve sağlıklı beslenme ise alzheimerı "tedavi" edemese de hastalığın seyrinin yavaşlamasına ve sağlığı desteklemeye yardımcı olabilir. 45 yaşından sonra bilişsel gerileme başlar. Özellikle 25 ile 45 yaş arasında, beyindeki kimyasalları artırıp beyni desteklemek ve dejenerasyonu önlemek için egzersiz çok önemlidir. Egzersiz beyindeki kimyasalları artırıp hafıza ve öğrenme için beynin önemli bir parçası hipokampusu destekler.


5- Anksiyeteyi hafifletir


Egzersiz sırasında ve sonrasında yayılan sıcak ve bulanık kimyasallar anksiyete bozukluklarında sakinleştirici olarak insanlara faydalı oluyor. Oxford University Gazetesi’nde yayımlanan bir makaleye göre bazı orta-yüksek yoğunluklu aerobik egzersizleri anksiyete duyarlılığını azaltabiliyor.


6- Beyin gücünü artırır


Fareler ve erkekler üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar kardiyovasküler egzersizin yeni beyin hücrelerinin nöronların oluşumunu tetiklediği ve genel beyin performansını artırdığını ortaya koydu (Justin S. Rodos, Illinois Üniversitesi) Zor bir egzersiz çalıştığınızda beyin kaynaklı protein olarak bilinen BDNF düzeyleri vücutta artıyor. Daha iyi karar verme, daha iyi düşünme, daha iyi yapma ve daha iyi öğrenmeye yardımcı oluyor.


7- Bellek keskinleştirir


Düzenli fiziksel aktivite bellek kapasitesini ve yeni şeyler öğrenme yeteneği artırıyor. Hafıza ve öğrenmeden sorumlu hipokampus hücrelerinin üretim artışı başlıyor. Egzersiz tabanlı beyin gücü sadece çocuklar için değildir. Büyükler arasında da bellek artırılabilir. Illinois Üniversitesi’nde yapılan bir başka çalışma, sprint çalışan sağlıklı yetişkinler arasında kelime tutma hafızasının geliştiğini göstermiştir.


8- Bağımlılıkların kontrolüne yardım eder


Beyin zevk aldığı her şeyde dopamin salgılayarak vücuda “kimyasal ödül” verir. Egzersiz, cinsellik, alkol veya bazı gıdalar bu salgıyı harekete geçirir. Ne yazık ki, bazı insanlar dopamin salgısı üreten maddelere bağımlı hale gelirler. Egzersiz bu yüzden bağımlılıklardan kurtulmaya yardımcı olabilir. Kısa egzersiz seansları, ilaç ya da alkol bağımlıları için dikkat dağıtıcı olabilir. Öncelikle en azından kısa vadede isteklerini azaltabilir.


9- Uyku sorununu giderir


Uykusuzluk çeken bazı insanlar için ılımlı bir egzersiz ile uyku hapı eşdeğer olabilir. Sleep Disorders Center at Mount Sinai Medical Center’da yapılan bir araştırmada yatmadan beş altı saat önce yapılan sporun vücudun çekirdek sıcaklığını yükselttiği ve vücut sıcaklığı birkaç saat sonra normale döndüğünde de vücudun onu uyku zamanı işareti olarak kabul ettiği sonucuna varılmıştır.


10- Daha enerjik olmanızı sağlar


Yapılan araştırmalar düzenli olarak egzersiz için zaman ayıran kişilerin daha verimli ve spor yapmayan yaşıtlarına göre daha fazla enerjiye sahip olduğunu göstermektedir. Yoğun programları günün ortasında bir spor salonuna sıkıştırmak mümkün olmamakla birlikte bazı uzmanlar öğle saatlerinin vücut saati nedeniyle ideal bir zaman olduğunu belirtiyor.

Read more
no image

Ruh eşinizi bulmak için, birçok ilişki denemesinde bulunur, birçok erkekle flört edersiniz. Bu süreç, ne istediğinizi anlamamız açısından çok önemlidir.


Bu erkekler, sizi etkileyebilmek için, önce mükemmel erkeği oynarlar fakat zamanla gerçek renklerini belli etmeye başlarlar. Bu durumda, hiç düşünmeden ve oyalanmadan bu erkeklerden uzaklaşmanızı tavsiye ederiz. İşte uzak durulması gereken 4 erkek tipi:


Cimri


İlk birkaç buluşmanızdan sonra, cüzdanını asla yanına almayan ve bir dilim pizza da yeseniz, sinemaya da gitseniz, romantik bir yemeğe de çıksanız, her zaman parayı size ödetmeye çalışan erkekten mutlaka uzak durun. Tabi ki arada sırada erkek arkadaşınızın hesabını ödemenizde bir sorun yok ama siz her zaman para ödeyen taraf oluyorsanız, cimri ve beleşçi bir erkekle berabersiniz demektir. Bu erkek, sizi sömürmeden ve kalbinizi kırmadan, bu ilişkiyi bitirmeniz, sizin için iyi olacaktır.


Tembel teneke


Erkek arkadaşınız, ilk buluşmanızda, idealleri ve yapmayı planladığı projeleri hakkında konuşarak, sizi çok etkileyip, aylar geçmesine rağmen, video oyunu oynamak, dışarıdan yemek ısmarlayıp ve kanepede yatmak dışında bir şey yapmıyorsa, işte burada çok büyük bir sorun var demektir. Tembel bir erkeğin, iş bulmaya motivasyonu ve hiç niyeti yoktur. Bu durum sürmeye devam ediyorsa, erkek arkadaşınız iş konusunu hiç açmıyor ve iş aramak için pek de hevesli gözükmüyorsa, bu ilişkiyi bitirmenizi ve biran önce oradan uzaklaşmanızı tavsiye ederiz.


İşkolik


Tembel erkeğin zam zıttı olan bu erkek, harika bir iş, yüksek bir kazanç ve parlak bir geleceğe sahip olsa da, asla size ayıracak vakti yoktur. Sizin yanınızdayken de sürekli işten konuşur. Pahalı hediyeler ve lüks restoranlarda yenilen yemeklerle sizi etkilemeye çalışsa da, işler ciddiye binmeye başlayınca, sizden çok kariyerine odaklanacaktır. Eğer böyle bir erkekle birlikteyseniz, her zaman onun için ikinci planda olmaya alışmanız gerekir.


Koca bebek


Bazı erkekler asla büyümez ve olgunlaşmazlar. İlk başta çok çekici gelen bir erkek, eğer yeterli olgunluğa sahip değilse, bir süre sonra çok rahatsız edici olabilir. Bu erkeğin tek istediği eğlenmektir ki bu ilk başlarda eğlenceli gelse de, bu erkek, birlikte yaşamaya başlayınca, finans, evlilik, aile kurmak, kira gibi sıkıcı konular konusunda konuşmak istemeyecektir. Eğer uzun süreli ve ciddi bir ilişki arıyorsanız. Bu erkek tipi, hiç size göre değil demektir.


Kendiniz için ideal erkeği bulma yolunda, birçok kalp kırıklığı ve gereksiz ilişki yaşayabilirsiniz. Fakat yukarıda bahsettiğimiz erkeklerden uzak durarak, bu süreci daha kolay hale getirmeniz mümkündür.

Read more
3 Aralık 2013 Salı
no image

Dünyada en az bir kişi tarafından fark edilir olmayı istemek gayet doğal ve güzel bir beklentidir. Bağlılık diye bir olgu yalnızca romantik ilişkilerde değil bütün ilişkiler de vardır ve insanlar bu konuda çok hassastır.


Hikayenin bittiğine ve özel biriyle karşılaşınca her şeyin yoluna gireceğine inanan insanlar için hakikat sancılı bir uyanma süreci olabilir. Hikayenin başı hemen hemen her zaman filmlerdeki kadar heyecanlı ve güzeldir. Ancak hormonlar etkisini kaybedip hayatın toz pembesi görünmez olunca, sarsılmak ve o peri masalının nereye gittiğini düşünürken duvara toslamak fazlasıyla mümkündür. Peri masalı besleneceği bir kaynak ve emek ister.


İlişkiniz yeni ya da eski olsun, işte romantizmi canlı tutmak ve bağlılığınızı derinleştirmek için birkaç fikir:


1. İnsanlardan koleksiyon yapmayın, onları sevin.


Hiçbir yer bir kişinin mahremini gösterebileceği yerden daha fazla ''mülkü'' değildir. Yakınlık hassasiyet gerektirir ve bazı insanlar için bu duvarı yıkmak korkutucu olabilir. Kalbinizi korumak ihtiyacınız olan bir şey olabilir elbette ancak birisi sizi gerçekten tanısın istiyorsanız, bütün çıplaklığınızla orada durmalısınız. Bütün güzelliğiniz ve bütün acınızla...


Bir şeyleri düzene sokmak istediğinizde partnerinizin sizi hiç tanımadığını fark edeceksiniz. Görünür olmak istiyorsanız, kendinizi göstermeye gönüllü olmalısınız. Ve biriyle sağlıklı bir ilişki yaratmak için kendinizi de tanıyor olmalısınız. Öte yandan sizin için doğru olanı açıkça nasıl söyleyebilirsiniz? Sizi ne harekete geçirir,ne korkutur, neye ihtiyacınız vardır?


Size ait olanı tanıma yeteneği hayati bir durumdur, bu yüzden gerektiğinde özür dileyebilir, kendinizi açıkça ifade edebilir, çekindiğiniz konular üzerine kafa yorabilirsiniz, ki bu ilişkinin en büyük hediyelerinden biridir.Gerçek samimiyetin yolu budur. Hiç kimseyi kendinize saklayamazsınız ancak gerçekten istekliyseniz, birlikte en iyi olmak için aşk, sabır ve bağışlayıcılık dolu bir alan yaratabilirsiniz.


2. İnsanlar her zaman değişkendir dolayısıyla sıkılmak için hiç bir neden yok.


Birçok insan ilişkilerinde şunları söyler: Ben bu insanı tanıyorum, yıllardır onunlayım ve artık fark edebileceğim hiçbir şey yok. Sorun tam da bu: Partneriniz de tıpkı sizin gibi zamanla değişiyor. Siz aynı siz değilsiniz; bir yıl veya beş yıl hatta bir hafta önceki siz değilsiniz ve ne de partneriniz böyle.


Sevgilinizle tanıştığınızda ne hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Kesinlikle onun heyecan verici olduğunu düşündünüz. Ne kadar, kibar ne kadar özeldi... Muhtemelen ellerine, gülüşüne ya da size nasıl baktığına dikkat etmiştiniz. Ancak bir şeyleri fark etmeyi bırakmak çok basittir.


Başkalarının hatalarına odaklanmak her zaman daha kolaydır. Asıl zor olan kendi hatalarını görmek ve onları değiştirmeye çalışmaktır. Partnerinizin karakterini değiştiremezsiniz ancak yapmakta olduklarınızı değiştirmeniz mümkün. Yaptığınız her şeyi çok normal mi buluyorsunuz? Bugün daha farklı, daha beklenmedik bir şey yapmaya ne dersiniz? Bu sizin ve partnerinizin arasındaki enerjiyi yükseltecek ve onu şaşırtacaktır.


3. Bütün kalbinizle dinleyin.


Hayranlık duymak kolay ama samimi olmak zordur. Bir anlaşmazlığın ortasında, herkes partnerinin konuşmasını dinlemek yerine kendi konuşma sırasının gelmesini bekler. Yılların hikayesi bir toz bulutu olur ve birden ortadan kaybolur. Haklı olma isteği insanı kör ve sağır bir hale getirir ve kimileri o kadar ileri gider ki konuşmanın hiçbir dürüst yanı kalmaz. Eğer bu bir dövüş, partneriniz ise sizin rakibiniz olsaydı,kazanmaktan söz edebilirdik. Ancak ilişki bir oyun değildir ve sevdiğiniz insan acı çekiyorsa bu oyunun kazananı yoktur. Ya egonuzu ya da ilişkinizi korursunuz. Gerçek aşk, duyarlılık ve samimiyet gerektirir.


Birçok insan aşkı kontrol ve manipülasyon ile birbirine karıştırır. Ancak aşk kabul ve takdir ile alakalıdır. Bu her şey yolunda gidecek anlamına gelmiyor elbette. Yalnızca insanları olduğu gibi görün, kendinizi severken onları da kabul ve takdir edin. Gerçek bağlılığa emek vermeye devam ederken bütün bu bahsedilenleri de aynı zamanda yaparsanız, bu partnerinizi seviyor olmanız ve kendinizle de gurur duymanız anlamına gelir.Gerçek bir birlikteliğin binlerce güzel yanı vardır ve hepsi de çaba gerektirir. Her ne sebeple olursa olsun,peri masalları veya romantik komediler bu çabalardan hiç söz etmezler.

Read more
no image

Toronto Üniversitesi'nin yaptığı iki yeni çalışmayla çiftleri cinsel birlikteliğe motive eden etmenler araştırıldı.The Wall Street Journal'da yayınlanan Bonds bloğunda yer alan habere göre araştırmacılar insanların cinsel ilişkiye girmesinin en genel nedenlerini ve daha çok uzun vadeli ilişkilerle ilişkili olan nedenleri kategorilere ayırdı.


Julie Brinton'ın günleri yıllardan bu yana biberonlar, derisi soyulmuş dizler ve üç küçük çocuğu yemek masasına oturtmak, banyoya sokmak ya da uykuya yatırmakla dolu halde. Geceleri sürünerek yatağa girdikten sonra tek isteği bir saatliğine televizyon izleyebilmek. Ancak bazı geceler eşi Rob omuzlarını ovmaya başlayıp sırt masajı isteyip istemediğini soruyor. Ardından Julie düşünmeye başlıyor, "Gerçekten üç hafta oldu mu? Sanırım seks yapmamız gerekecek."


Arizona Mesa'da yaşayan 34 yaşındaki Brinton, "Onun için bunu yapabilirim," diyor. Eşiyle aynı yaşta olan Rob bu jestin değerini biliyor ve "Ancak sonrasında bencillik ettiğim için kendimi kötü hissediyorum," diyor.


Terapistler daha fazla cinsel beraberlik kuran ve daha iyi bir cinsel hayatı olan çiftlerin daha mutlu ve daha istikrarlı olduğunu uzun zamandan bu yana biliyor. Ancak Toronto Üniversitesi'nin yaptığı yeni bir araştırma cinselliğin evlilikten alınan tatmini neden bu kadar ciddi şekilde etkilediğini ortaya koyuyor. Diğer yandan bir kişinin cinsellik için motivasyonu olması o günden aylar sonrası için dahi ilişkisinin sağlığını etkileyebiliyor.


Bilim insanları yıllar boyunca insanların basit nedenlerle cinsel birliktelik yaşadığını düşündü: üremek,fiziksel haz ve cinsel gerilimi düşürmek. Ardından 2007 yılında Teksas Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada cinsellik için 237 farklı motivasyon kaynağı belirlendi. Bunların arasında stresi azaltmak gibi günlük nedenlerin yanında Tanrı'ya yaklaşmak gibi manevi nedenler, eşin daha iyi hissetmesini sağlamak gibi fedakar ya da aldatan eşten aldatarak intikam almak gibi kinci nedenler de var.


Toronto Üniversitesi'nin yaptığı, bu ay Personality and Social Psychology Bulletin isimli dergide yayınlanan iki çalışmada araştırmacılar insanların neden cinsel ilişkiye girmesinin en genel nedenlerini ve daha çok uzun vadeli ilişkilerle ilişkili olan nedenleri iki motivasyon kategorisine ayırdı: yaklaşmak ve kaçınmak.Yaklaşma motivasyonları olumlu bir sonuca gidiyor. "Eşimle aramızdaki yakınlığı artırmak istiyorum" ya da "Partnerime daha yakın hissetmek istiyorum" gibi. Yakayı kurtarmayı amaçlayan kaçınma güdüleri ise olumsuz bir sonuca gidiyor. "Tartışmadan kaçınmak istiyorum" ya da "Suçlu hissetmek istemiyorum" gibi.


Her kategori ise kendine odaklı ya da partnerine odaklı olmak üzere iki alt gruba ayrılıyor.


Bu araştırmacılar partner odaklı amaçlara özellikle dikkat etti. Çalışmanın baş araştırmacısı Toronto Üniversitesi'nden doktora sonrası akademi üyesi Amy Muise, "İlişkiyi en çok etkileyen partner odaklı hedefler," diyor.


Her iki çalışmada da araştırmacılar tarafından "günlük" çalışmaları olarak adlandırılıyor. İlkinde 108 heteroseksüel çift iki hafta boyunca her gün birer anket doldurdu. Cinsel birliktelik yaşadıkları günlerde her bir partner ilişkiye girme nedenleri konusundaki 26 soruya 1'den 7'ye kadar puanlama yaparak yanıt verdi.Örneğin: "Partnerimin küsmemesi için" ya da "Kendimi kötü hissetmemek için" ankette yer alan seçenekler arasında. Çiftler ayrıca her gün ilişkilerinden ve cinsel hayatlarından ne ölçüde tatmin olduklarını ve ne denli istekli olduklarını puanladı.


Sonuçlar: Kişi daha olumlu motivasyonlarla cinsel birliktelik yaşamak istediği günlerde hem ilişki hem de cinsel birliktelik açısından daha fazla tatmin oluyor ve daha fazla istek duyuyor. Buna karşılık olumsuz hedeflerle cinsel ilişki yaşamak istediği günlerde daha az tatmin oluyor ve daha az istek duyuyor.


Daha da ilginci ise araştırmacılar bir kişinin cinsel motivasyonunun partnerinin ne kadar haz aldığını etkilediğini söylüyor. Kişi olumlu nedenlerle ilişkiye girdiğinde partneri daha istekli oluyor ve daha fazla tatmin oluyor. Olumsuz nedenlerle ilişkiye girdiğinde ise partneri hem ilişki hem de cinsel birliktelik açısından daha az tatmin oluyor. Araştırmacılar cinsiyet konusunda ise bir fark olmadığını belirledi. Dr. Muise, "Erkeklerin genel olarak isteği daha yüksek ancak cinsellik için motivasyonları ve karşılarındaki kişilere nasıl hissettirdikleri erkek ve kadınlarda farklı değil," diyor.


Ayrıca çift ne sıklıkla ilişkiye girerse girsin araştırmanın sonuçlarının aynı olduğu görüldü.


Dr. Muise, "Anlamak istediklerimizden biri, istediklerini aldıktan sonra partneriniz için neden birlikte olmak istediğinizin önemi olup olmadığıydı," diyor. Dr. Muise yanıtın evet olduğunu söylüyor. Dr. Muise, "Eğer yaklaşma kategorisindeki amaçlarla cinsel birliktelik kuruyorsam bu istediğimi ve duyduğum tatmini artırıyor. Bu nedenle partnerim muhtemelen bunu fark ediyor ve bu da sonucu değiştiriyor. Bizim duyduğumuz tatmin partnerimize naklediliyor." diyor.


İlk çalışmada evli olmayan ve birlikte yaşamayan çiftler üzerinde çalışılırken ikincisinde 44 evli ya da birlikte yaşayan çift üç hafta boyunca takip edildi. Ardından dört ay sonra yeniden izlendiklerinde sonuçların ilk çalışmayla büyük ölçüde aynı olduğu görüldü.


Üstelik bu etkiler zaman içinde de sürüyor. Üç haftalık izleme süreci sırasında genellikle olumlu motivasyonlarla cinsel birliktelik yaşayan kişilerin dört ay sonra da daha fazla cinsel tatmin duyduğu görüldü. Genellikle olumsuz nedenlerle birliktelik yaşayanların ise daha az tatmin ve istek duyduğu görüldü.Tabii her iki süreçte de aynı partnerler için değerlendirme yapıldı.


Sonuç olarak olumsuz ya da kaçınmalı motivasyonlarla cinsel birliktelik yaşamaktansa hiç yaşamamak daha iyi denebilir mi? Bunun yanıtı karışık. Araştırma cinsel birliktelik yaşadığımız günlerde yaşamadığımız günlere göre ilişkiden daha fazla tatmin duyduğumuzu gösteriyor. Diğer yandansa daha sık olarak olumsuz motivasyonlarla cinsel ilişkiye girildiğinde kötü sonuçlar üst üste biniyor. Dr. Muise vardığı sonuç konusunda, "Cinsel ilişki yaşamak çok yoğun şekilde kaçınma amaçlı olmadıkça iyi denebilir. Ancak yaklaşma motivasyonundan çok daha fazla yarar göreceğiniz de kesin." diyor.


Konu cinsellik olduğunda nasıl daha olumlu motivasyona sahip olabilirsiniz? Klinik sosyal hizmet uzmanı Julie Hanks, "Eğer uyumak daha çekici geliyorsa partnerinizle aranızdaki duygusal ilişkiye karşı daha duyarlı olmaya çalışın. Neyin olmamasını istediğinizden çok ne olmasını istediğinize odaklanın" diyor.


Julie Brinton da yaklaşık bir yıl önce eşiyle cinsel hayatları üzerine çalışmaları gerektiğini düşünmüş.Brinton, "Cinsellikten zevk almak istediğimi düşünüyordum. Eşime bağlı hissetmek istiyorum.Seksiliğimi geri kazanmak istiyorum." diyor. Brinton böylece kendini çekici hissetmesini sağlayacak şeyler yapmaya başlamış. Yeni iç çamaşırları alıp erotik romantizm hikayeleri okumaya başlamış.


Brinton ayrıca kocasına birlikte cinsellik terapistine gitmelerini önermiş.


Eşi ise bunun onu çok mutlu ettiğini söylüyor. Ev ödevi olarak çok fazla cinsel birliktelik yaşamaları gerektiğini düşünmüş. Ancak en azından ilk başlarda ev ödevleri yalnızca kısa konuşmalar değil, cinsellikle ilişkili olmayan gerçek bir iletişim kurmak üzerine olmuş. Rob Brinton, "Yatak odasının dışında iletişim kurmayı öğrenene kadar harika, yakın bir cinsel hayatınız olamayacağını anladım," diyor.


Sonuç olarak konuşmaları cinsellikle ilgili konulara ve daha sonra daha yoğun olarak cinsellikle ilgili konulara gelmeye başlamış. Rob, "Diğer konulardan nasıl konuşacağımızı anladıktan sonra birbirimizin yatakta ne istediği gibi daha zor soruları konuşurken daha rahat hissetmeye başladık," diyor. Her ikisi de önemli olanın daha iyi hissetmeye odaklanmak olduğunu biliyor.

Read more
2 Aralık 2013 Pazartesi
no image

Dr. Keçe, bir aşk ilişkisinde arkadaş olabilmeyle, biten bir aşk ilişkisinden sonra arkadaş kalabilmeyi birbirinden ayırt etmek gerektiğini söylüyor. İlki daha kolay hatta arzu edilen bir durumken, ikincisi pek kolay olmayan, duyguların birbirine karıştığı ve idare edilmesi zor bir durum. Çünkü biten her aşk ilişkisinde kalplerden biri daha fazla kırılmış ve incinmiş oluyor. İnsanın onlarca arkadaşı olabilirken sevgilisi bir tane ve bu nedenle aşk ilişkisi çok özel.


Arkadaşlık ilişkisi aşk ilişkisine daha kolay dönüşüyor. Ve daha sık yaşanan bir durum olarak karşımıza çıkıyor.


Acı verici ayrılıkların ardından birçok kişi eski sevgilisini can simidi gibigörebiliyor. Acı çekilen devrede ağlanacak bir omuz ya da teselli gibi algılanabilen eski sevgili, dikkat edilmezse, yağmurdan kaçarken doluya tutulmanıza sebep olabilir. Çünkü daha önce denenmiş ve yürümemiş bir ilişkiye yeniden verilen şans, yine hüsran getiriyor.


Duygusal açıdan kırılgan olunan bu evrede karşı cinsle yakınlaşırken kontrolü elden bırakmamak gerekiyor. Çünkü anlık duygular hataya düşürebiliyor.


Biten aşk ilişkisinin ardından bir tarafın diğerine büyük bir öfke beslediği örnekler oldukça fazla. Hatta kimi durumlarda iki eski sevgili birbirinden nefretle bahsedebiliyor. Dr. Keçe, "Yaşanan sevgi koşulsuzsa, ilişki bittiğinde öfke ve nefret doğmaz" diyor ve ekliyor "Nasıl ki, mevsimler geldiği gibi kabul edilebiliyorsa,partnerler de birbirlerini olduğu gibi kabul ederek, koşulsuz sevmeli." Ancak sevmek için karşımızdaki kişiyi gerçekten iyi tanımamız gerekiyor. Çünkü kişi ancak çok iyi tanıdığı birine karşı koşulsuz sevgi geliştirebiliyor.


Dr. Keçe, vefayı "Çiftin ateşle imtihanı" olarak tanımlıyor. Bu imtihanı başarıyla sonuçlandırabilmek için vefanın yanı sıra içinde barındırdığı şefkat hissi de olmazsa olmaz. Hastalık ve zorluklarda eşe gösterilmeyen şefkat ve vefasızlıksa ilişkiye kaçınılmaz kopuşu ve devamında öfke ve nefret gibi yıkıcı duyguları getirebiliyor.


İlk zamanların heyecanı geçip ilişki rutine girdiğinde tehlikeli bir süreç başlıyor. Her şeyin görev, mecburiyet ya da zoraki yapılması gereken bir şey olarak görüldüğü bu anda, ilişkiler yalnızca eşitlikle yürüyebiliyor. Bu durumda uzmanların tavsiyesi eşinizi mutlu etmek için kendinizden taviz vermeyin, onu tatmin etmek için de kendi isteklerinizi görmezden gelmeyin.


Ayrılığın ardından henüz acınız tazeyken, eski sevgilinizle arkadaş kalma düşüncesine sıcak bakmayın.Uzmanlar da 'sevgilinizi size anımsatan her şeyi ortadan kaldırıp sosyal hayatınıza odaklanın' diyor.

Read more
no image

Egzersiz yapmaya saatlerinizi ayırmanıza kesinlikle gerek yok!  Bunu biz değil, yıllar süren araştırmalarıyla bizzat bilim adamları söylüyor. Sizi yormayacak, hevesinizi kırmayacak ve sonucu kanıtlanmış alışkanlıklar edinmeniz yeterli. Gelin bu noktada işin uzmanlarına kulak verelim...


Çıplak ayakla koşmak 2012’de kaldı! Artık dayanıklılık egzersizlerinde çıkarıyoruz ayakkabılarımızı…


Ağırlık kaldırırken spor ayakkabıları bir kenara bıraktığınızda; bacak ve ayak kaslarınız üzerinde yükseldiğiniz için dik durmaya mecbur kalıyor ve kollarınıza daha fazla güç verebiliyorsunuz. Hava sirkülasyonu sağlayan çoraplardan da kullanabilirsiniz!


tahıllı olanı koyduğunuzda daha hızlı yağ yakıyorsunuz. İngiltere Loughborough Üniversitesi araştırma görevlileri; maraton koşucularının egzersiz yapmadan üç saat önce düşük karbonhidratlı yiyecekler tüketerek dayanıklılıklarını artırdıklarına ve daha çok kilojul yaktıklarına dikkat çekiyorlar...


Uzmanlar spin derslerini kiminle alacağımız konusunda titiz davranmamız için bizi uyarıyorlar! Michigan Devlet Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre kendilerinden daha ince bir bedene sahip olan kişilerle egzersiz yapanların, tek başına ve yoğun egzersiz yapanlara oranla yüzde 200 oranında daha fit oldukları saptandı. Neden mi? Egzersiz sonuçlarını daha net görebildiğiniz için bedeniniz rahatlıyor, bu da yağ yakımını çok daha hızlandırıyor.


Spor salonunda; gizliden gizliye aynada kaslarına hayranlıkla bakan erkekler yanılıyor olamazlar, tabii abartılı olmamak şartıyla! Güney Karolina Devlet Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre vücudunun spesifik bir bölümüne odaklanarak egzersiz yapanların kas aktivitesinin yüzde 26 oranında arttığı belirlendi.


İnce, dayanıklı ve fit bir vücuda sahip olmanın en önemli kurallarından biri de beslenme alışkanlığı… The American Journal Of Clinical Nutrition’da 2012 yılında yayınlanan bir makalede; balık yağı hapı kullanan kişilerin kullanmayanlara oranla dayanıklılık egzersizlerinden daha fazla verim aldığı bilimsel açıdan kanıtlanıyordu.


Hepimiz MP3 player’ımızda Eye Of The Tiger çaldığında nasıl hırslandığımızı ve harekete geçmek istediğimizi gayet iyi biliyoruz! Laboratuvar önlüklerini kuşanmış araştırmacılar da işte bu noktaya dikkat çekmeye çalışıyorlar... Zira beynimizi doğru müzikle kandırmamız çok kolay! Kanada Simon Frazer Üniversitesi’ndeki bilim adamları; bedenimiz en düşük enerji seviyesindeyken daha fazla hareket etmek arzusunda olduğumuzu ortaya çıkardılar. Hemen belirtelim; bilim adamları Cruise Control adında bir iPhone aplikasyonu dahi geliştirmiş durumda. Bu aplikasyon hangi parçada yağ yakımımızın daha fazla olduğunu gösteriyor ve yağ yakımı azaldığında uyarıyor.


Şayet step türevi sınıflarda egzersizlerin sonunu getirmekte zorlanıyorsanız, bu hamlığınızdan değil,vücudunuzun duruşundan kaynaklanıyor demektir. Miami Üniversitesi Kliniği profesörlerinden Dean Smith;“Bir egzersiz programında, 25 derecelik bir açıyla eğilindiğinde, oksijen alımı da yüzde 28 artar” diyor.Bunun yanı sıra evdeyken yere uzanıp, sırtınızın ortasına yuvarlak bir havlu yerleştirip, ellerinizi iki yana genişçe açarak omurilik çizginizin düzgün durmasını sağlayın ve yorgunluğun neden olduğu kamburluktan kurtulun.


Vücut sağlığınız için günde dört bardak siyah çay içmeniz yeterli… Neden mi? Artık hepimizin bildiği gibi stres; vücuttaki kortizol hormonunu artırıyor; bu da iştahı artırarak obeziteyi tetikleyen yağlı ve şekerli yiyeceklere yönelmemize neden oluyor. Oysa University College London’ın araştırma görevlileri fazla olmamak kaydıyla çay içme alışkanlığı olanların hiç içmeyenlere oranla stres altındayken daha az kortizol ürettiklerini bilimsel olarak kanıtladılar.


“Bugün çok egzersiz yaptım ve bir tatlıyı hak ettim” tuzağına düşerek kocaman bir doughnut’ı mideye indirme yanılgısına düşmeyin. Sydney’deki Vision Personal Training’de spor eğitmeni olan Kris Mount;“Evet; bir şeyler yemeği hak ettiniz ama yiyeceğiniz kaslarınızı besleyecek yüksek proteinli bir abur cubur olmalı” diyor ve yumurtayı öneriyor. Egzersiz yaptıktan sonraki yarım saat içinde tüketeceğiniz bir omlet ya da menemen, döktüğünüz tere değecek ve bedeninizin yeniden yapılanmasına içten destek sağlayacak.

Read more
no image

Seks hayatınız monotonlaşmaya mı başladı? Yatak odasına yalnızca uyumak için mi giriyorsunuz? İşte her çiftin bilmesi gereken cinsel yaşam tüyoları! İlişkinizde önemli bir zemin olan cinsel hayatınızı bir köşeye atmayın! Çift olarak birbirinize dokunmaktan, tensel iletişim kurmaktan çekinmeyin. Bu sizi birbirinize bağlayan en güçlü bağ! Zamanla rutinden monotona dönen cinsel hayatınızı canlandırmak için birşeyler yapmalısınız.


İlk olarak mağazalarda gördüğünüz şık ve seksi iç çamaşırlarından alın ve kendinize bakım yapın. Bunu bir alışkanlık haline getirirseniz hem her zaman görünümüzden memnun olacak hem de sevgiliniz sizinle sevişmek istediğinde onu reddetmeyeceksiniz.


Artık kendinizi daha çekici hissettiğinize göre sevgilinizle ilgilenebilirsiniz değil mi?


Farklı Olun


İlişkinizde istediğini elde eden ve herşeyle ilgilenen baskın karakter sevgiliniz mi? Kontrolü bir seferlik elinize almaya ne dersiniz? Eğer ilişkinizdeki baskın karakter sizinkiyse o zaman kontrolü sevgilinize devredin !


Kontrolü elinize alıp yatak odasında on a emirler yağdırabilir ya da onun emirlerine uyabilirsiniz. Bir adım ileri giderek ipek fularınızla sevgilinizin ellerini bağlayabilirsiniz. Böylece size karşı koyamaz ve ona ne isterseniz yapabilirsiniz.


Müsade Edin


Sevgilinizin yatak odasında yapmanızı istediği ve sizin reddettiğiniz o teklifleri kabul etmeye ne dersiniz?Erkeklerin genellikle fantezilerini sesli olarak ifade etmekten çekinmiyor. Bu sizin ondan ev işlerinde yardımcı olmasını istemeniz gibi birşey.


Sevgiliniz sizi onun için dans ederken mi izlemek istiyor? Yoksa seksi bir hizmetçi gibi giyinmenizi mi?Herkesin sınırları olduğunu tabii ki biliyoruz. Ama sevgilinizin sizden istediklerini deneyip ona bir şans verirseniz pişman olmazsınız.


Yenilikler


Birlikte yeni şeyler denemek aranızdaki bağları güçlendirir ve dürüst olmak gerekirse, yatakta sevgilinizle yeni ve heyecanlı birşeyler yapmayalı uzun zaman olduğunu biliyoruz!


Sevgilinize yeni şeyler denemek istediğinizi söyleyin ve denemek istediği bir şey olup olmadığını sorun. Cep telefonunuza yükleyeceğiniz kama sutra uygulamalarından ya da seks oyunlarından faydalanabilirsiniz.


Flört


Sevgilinizle romantik bir gece planlayın. Klasik bir buluşma gibi göstermek için önce sakin bir yemeğe ardından da sinemaya gidebilirsiniz.


Bu buluşmaya giderken daha önce hiç giyinmediğiniz kadar kadınsı ve seksi olun. İnce saten bir elbise ve topuklu ayakkabılar her zaman işe yarar özellikle de göğüs dekoltesinin gücünü küçümsemeyin!


Gece boyunca onu baştan çıkarmaya çalışın. Konuşmalarınızla erotik göndermeler yapın ya da açık bir şekilde yatakta size ne yapmasını istediğinizi anlatın. Yemekten sonraki planlarınız iptal olabilir.


Reddetmeyin!


Size asla istemediğiniz şeyleri yapmanızı öğütlemiyoruz fakat sevgiliniz size dokunmaya çalıştığında onu reddetmeyin. İstekli dokunuşlarını ne kadar sık reddederseniz ondan o kadar soğuduğunuzu düşünecektir.


O anda kendinizi seksi hissetmeseniz bile size dokunmasına izin verin. Eğer sürekli olarak sevgilinizi reddetmeye devam ederseniz yakında size dokunmaktan vazgeçecektir.


Bu nedenle o onda seks yapmak istemeseniz bile arada bir size dokunmasına izin verin ve sevgilinizin istekli öpücüklerinin keyfini çıkarın.


Obje


Biz kadınların hiç yapmadığımız bir şey varsa o da sevgilimize bir seks objesi olarak bakmak. Bunu ciddi anlamda yapın demiyoruz ama bir akşam sevgiliniz işten döndüğünde hiç konuşmadan onu öpmeye başlayabilirsiniz.


Bu süpriz sevgilinizi hem şaşırtacak hem de çok mutlu edecek. Bunun için önceden onun sevdiği şeyleri hazırlayabilir, çekici çamaşırlarınızı giyebilirsiniz ama odak noktanız mutlaka sevgiliniz olmalı.


Gece boyunca ona iltifat etmeyi ihmal etmeyin!

Read more
1 Aralık 2013 Pazar
no image

Her erkeğin içinde biraz çapkınlık olsada bazıları bunu alışkanlık haline getirir.İşte çapkın erkeklerin genel özellikleri...


Çapkın erkekler genelde cool takılırlar


Hiçbir şey, hiç kimse umurunda değilmiş, onlarla asla işi olmazmış gibi davranırlar.


Ama bir kızı elde etmek istiyorlarsa ufak ufak iletişim kurmaya başlarlar. Eğer kız onun ilgisine yanıt vermiyorsa fazla uğraşmazlar, tabir-i caizse yeni avlarına doğru yola çıkarlar.


Çapkın olan erkekler her gördüğü kızla ilgilenmezler


Etrafta gördüğünüz her kızla flört etmeye çalışan tipler genelde hiç bir kızı elde edemeyen erkeklerdir. Onlar zararsızdır.


Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.


Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.


Çapkın erkekler kendileriyle asla övünmezler


Ama kendilerine güvenleri her zaman tamdır. Karşısındakini özgüvenleriyle etkilerler.


Çapkın erkekler; kadınların kalbine giden yolu çok iyi bilirler


Önce karşısındaki kadın hakkında fikir edinir, sonra uygulamaya geçerler. Yani nabza göre şerbet verirler. Karşısındaki kadını nasıl etkileyeceğini her zaman bilirler.

Read more
no image

ABD’de yapıla araştırma çok eşliliğin ömrü kısalttığını oraya çıkardı.


Utah Üniversitesi’nin araştırmasına göre; çok fazla erkek fare ile çiftleşen dişi farelerin erkek yavrularının diğer dişi farelere daha çekici geldiği gözlemlendi.


Bunun sebebi ise erkek farelerin rekabetçi bir ortamda büyümeleri…


Yavrular kendi bölgelerini belirlemek için normalden daha fazla koku yayıyor ve bu koku da dişi fareleri çekiyor.


Ancak yüksek oranda feromon yayan farelerin sadece %48’i deney süresini tamamlayabildi.


Tek eşli farelerin yavrularının deney sonuna kadar yaşama şansı ise %80.

Read more
no image

Flört ederken kullanılan vücut dili çok şeyler anlatabilir. Bu sayede partnerinizin sizden gerçekten hoşlanıp hoşlanmadığını anlayabilirsiniz. İşte size kılavuzluk edecek hareketler…


Göz teması


Yeni tanıştığınız bir erkek sizinle çok sık göz teması kuruyorsa, gerçekten de sizden hoşlanıyor demektir.Siz de birinden hoşlandığınızda onunla göz kontağı kurmaya çalışırsınız. Bu durum erkekler için de aynıdır.


Gülümsemek


Gülümsemek vücut dilleri arasında durumun iyi olduğunu işaret eder. Eğer karşınızdaki erkek size gülümsüyorsa, büyük bir ihtimalle sizin çok tatlı olduğunuzu düşünüyordur.


Karşılıklı sataşmalar


Erkek birinden hoşlanıyorsa ona sık sık sataşarak dikkatini çekmeye çalışır.


Yanında durma


Hoşlandığınız erkek sürekli yanınızda duruyor ve ayrılmıyorsa bu sizden hoşlandığının göstergesidir.


Başını eğerek dinleme


Eğer bir erkek sizi dinlemek için başını eğiyorsa bu bir erkeğin sizden hoşlandığını gösteren bir vücut dili işaretidir. Aynı zamanda bu hareket size gerçekten uyum sağladığını ve her söylediğinizle ilgilendiğini gösterir.


Göz kaçırma


Gözlerini kaçırmak sadece kızların taktiği değildir. Erkeklerde bu taktiği uygular. Hoşlandığınız çocuk sizinle konuşurken gözlerini sizden kaçırıyorsa ama farklı zamanlarda onu size sık sık bakarken yakalıyorsanız,sizden gerçekten de hoşlanıyor demektir.


Büyüyen göz bebekleri


Karşınızdaki erkek sizinle konuşurken göz bebekleri büyüyorsa bu onun sizden hoşlandığını gösterir.


Karşındakini yansıtmak


Hoşlandığınız kişinin her hareketinin aynısını yapıyor musunuz? Mesela o gülerken siz de mi gülüyorsunuz?Hoşlandığınız kişiyi yansıtmak son derece doğal bir harekettir ve eğer hoşlandığınız kişinin de bunu yaptığını fark ediyorsanız sizden hoşlandığına emin olabilirsiniz.


Ellere dikkat


İnsanlar heyecanlanınca ellerini çok fazla hareket ettirirler. Bu aynı zamanda birinden hoşlandığınızda da olan bir durumdur.


Ayak oyunları


Eğer hoşlandığınız erkekle, karşılıklı olarak birbirinizin ayağına basma oyunu oynuyorsanız bu onun sizden hoşlandığını gösterir. Kimse durduk yere çocuk oyunları oynamaz.

Read more
30 Kasım 2013 Cumartesi
no image

Her erkeğin bazı sırları vardır ama ama biz ne kadarını biliyoruz onu düşünmek lazım.İşte ayrıntılar...


1- Kadın dergileri gibi çekici ve güzel modellerin bulunduğu dergileri incelemeye bayılırlar. Ancak her zaman hiç bakmıyormuş gibi davranırlar.


2- Facebook'ta zaman geçirmeyi severler. Ancak buradan hoşlandıkları kızlarla iletişim kurmakta acele etmezler. Bu konuda yavaş ilerlemeyi severler. Yani kaçan kovalanır mantığı facebook'ta da geçerli.


3- Arkadaşlarımızla onlarla ilgili konuşmamızı istemezler. Kız kıza sevgililer, eşler, alışveriş, Tv şovlar dışında ne konuştuğumuzu merak ederler. İlişkimizle ilgili detayların gizli kalmasını tercih ederler.


4- Genellikle dedikodu yapmadıklarını ve hoşlanmadıklarını söyleselerde aslında erkeklerde dedikodu yaparlar. İş yerlerinde dedikodu konusunda kadınları bile geçerler.


5- Erkekler söylediklerimiz ve duygusal davranışlarımız hakkında genellikle çoğu zaman dikkatlidirler. Ancak bunu her zaman göstermezler yani anlamamaya getirirler.


6- Erkekler konuşan bir kadının ilk 10 dakikasını iyice dinler. Bu süreden sonra dinliyormuş gibi yapar. Onlara göre önemli olan zaten ilk 10 dakikada söylenmiştir. Diğeri duygusal rahatlamadır. Elimizi tutar, gözlerimize bakar ve sürekli her şeyin istediğimiz gibi olacağını söylerler.


7- Erkekler sevgilileri veya eşleri yanlarında olsa bile mekanda olan kadınlara mutlaka göz atarlar. Hele ortamda seksi ve güzel bir kadın varsa "bakmadım" diyen erkek yalan söyler.


8- Kendilerine genellikle güvenirler ancak bazen de güvenemezler. Hoşlandıkları kişiye açılmakta güçlük çekebilirler.


9- Erkekler bazen yaptıklarını sevgililerine veya eşlerine detaylıca anlatmaktan hoşlanırlar.


10- Erkeklerde ağlar ve duygusal anlar yaşarlar. Sadece insanların önünde ağlamaktan hoşlanmazlar. Ancak anılar, duygusal anlar onlarında ağlatır.


11- Zaman çok önemlidir. Buluşma yerinden uzun süre beklemekten hoşlanmazlar. Bu alışkanlık haline gelirse yolları ayırmaktan çekinmezler.


12- Erkekler de kadınlar gibi bazen kapris yapar, hatta bazen korkarlar. Ancak bu duyguyu çok iyi kontrol edip bastırırlar ve çoğu zaman kadınların yanında göstermezler.


13- Eskiden erkeklerin kilolu olması çok önemli değildi ancak artık onlar da kilolarına ve görünümlerine en az kadınlar kadar dikkat ediyor.


14- Kadınlar kadar artık erkekler de yaşlanmaktan korkuyor ve estetkik operasyonlara baş vuruyor.


15- Telefon açma konusunda kesinlikle başarısızlar. Verdikleri sözleri genellikle düşünmeden verirler veya sık karar değiştirirler. Bu yüzden arayacaklarını söylediklerinde aramazlar, uyuyacaklarını söylediklerinde uyumazlar.

Read more
no image

Kadınlar ve erkekler... Peki bu ayrı dünyaların iç içe geçtiğini düşünürsek, ama sadece "arkadaşlık" çerçevesinden bunu yapmaya çalışırsak sonuç ne olurdu sizce? Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak acaba mümkün mü?


Cevap biraz evet, biraz hayır...


Aslında çok az literatür kadınlar arası ilişkilere yer vermiştir. Kadın psikolojisi uzmanları kadınların daha çok erkeklerle kurdukları ilişkiler üzerine araştırmalar yapmıştır. Donovan ve Sanford, Kadınlar ve Benlik Saygısı (Women and Self-Esteem) isimli kitaplarında kadınlar arası ilişkilere ek olarak kadın ve erkeğin dost olup olamayacağına ve erkeklerin bu duruma bakışına değinmişlerdir.


Kadınlar arası ilişkilerin temelleri çocuklukta atılır. O dönemde genelde kızlar beğenilerini birbirlerine gösterirler. Ancak ergenlikteki birtakım fiziksel ve psikolojik değişimler "kadın" benliğinin ortaya çıkmasını sağlarken, genç kızların birbirlerine gösterdikleri beğeniyi, erkek beğenisine dönüştürür. Artık kadınlar arası sohbetlerin konusu "erkek arkadaşlar" olmaya başlamıştır.


Bir kadının yakın çevresini sadece kız arkadaşlar ve "seçilen bir erkek" olarak görmek elbette imkansızdır. Okul hayatı ve sonrasında iş çevresi, kadını birçok erkekle etkileşim kurmaya yöneltir. Kimi kadın birbirinden farklı erkeklerin oluşturduğu çevreden -"partner" olarak görmeksizin- erkek arkadaş seçme eğiliminde olabilir. Ancak "Kadınlar ve Benlik Saygısı"nda, bu eğilimde olan kadınların kadın-erkek arkadaşlığı kurma sürecinde birçok zorluğun ortaya çıkabileceğine dikkat çekilmiştir.


Neden kadın-erkek dostluğu kurmak zordur?


Kadınlarla erkekler arasında arkadaşlık kurulmasını zorlaştıran en önemli sebeplerden biri kadınların ve erkeklerin "arkadaşlık" kavramına yüklediği anlamların farklılığıdır. Kadına göre arkadaşlık duygu paylaşımını ifade ederken, erkekler için ortak bir aktivite yapabilmektir. Örneğin, bir erkek beraber futbol ya da bilardo oynayabildiği birini arkadaşı olarak görürken, kadın bir konu hakkında saatlerce fikir yürütüp, tartışabildiği birini arkadaşı olarak görür. Bu farklı anlamlandırmalar altında da doyurucu bir arkadaşlık kurabilmek zordur.


Bunun dışında toplumsal cinsiyet rollerinin de arkadaşlığın şekillenmesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Kadınlar arkadaş olarak gördükleri kişilerle yakın temasta olmak, sarılmak ve duygularını aktarmak isterler. Oysa erkekler, kadın arkadaşlarına dokunurken kendilerini rahat hissetmediklerini dile getirmişlerdir.


Erkeklerin daha çok cinsel ilişki kurmak istedikleri kadınlara karşı fiziksel ve sözlü temasta bulunmaya eğilimli oldukları da kitabın araştırma sonuçları arasında yer alır. Bunun dışında "arkadaşlık" çerçevesi içerisinde erkeklerin kadınlarla yaptıkları sözlü iletişimlerde kadınların konuşma tarzlarını kendilerine yakın bulmadıkları ve bu sebeple de kadınlarla arkadaşlık kurmaya gönülsüz oldukları da söylenebilir.


Arkadaşlık aslında günlük hayatta sıkça kullandığımız bir kelime olmasına rağmen kadın ve erkekler için farklı dinamikleri içinde barındırır. Cinsiyet etkilerini göz önünde bulundurmaksızın, ideal arkadaşlığın eşit seviye ve ortak yaşantıya bağlı olduğu söylenebilir. Ancak kadın ve erkek bu tabloya dahil olduğunda durum farklı bir hal alır. Kadın ve erkeklerin kendilerine ait dünyalarının iç içe geçmesi zor gözükse de, bu iki dünyanın kesişim alanı ilişkilerin sağlıklı iletişimle desteklenmesi halinde kadın-erkek arkadaşlıklarına ev sahipliği yapabilir.

Read more
no image

Dünyanın dört bir köşesinden sizlere özel güzellik sırları ile pratik öneriler...


Çin


Pek çok çay yüksek derece antioksidan kaynağıdır. Beyaz çay ve yeşil çay, kırışıklıklarla mücadele eden ve hücre kaybını önlemesiyle bilinen EGCG adlı önemli bir antioksidanı içerir. Çinli kadınlar, demlenmiş beyaz çay ile yeşil çay tozunu karıştırarak maske haline getiriyor ve yüzlerine sürüyorlar. Antioksidan yüklü bu maske, kırışıklık ve ince çizgi oluşumu engelliyor.


Hindistan


Güne Hindistanlı kadınlar gibi bir bardak zencefilli çay içerek başlayın! Zengin bir antioksidan kaynağı olan zencefil, kolajenlerin yok olmasını önlüyor. Bal ise doğal bir anti-bakteriyeldir ve iltihap oluşumun engeller.Rendelenmiş zencefili ve bir parça balı sıcak suyla karıştırın ve her sabah için.


Meksika


Cildimiz, yaşlandıkça elastikiyetini ve dolgunluğunu yitirir. Meksikalı kadınlar, limon suyu ve toz şekeri karıştırarak ellerine sürüyor. Şeker kristalleri, peeling görevi görüyor ve cildi ölü hücrelerden arındırıyor.Limon suyu ise yüksek bir antioksidan kaynağı oluşu ile yaşlanmayı geciktiriyor.


Fransa


Yapılan araştırmalar, üzüm çekirdeği ekstresinin kandaki antioksidan oranını artırdığını gösteriyor. Ayrıca üzüm çekirdekleri kolajenleri koruması ve cilde sıkılık kazandırması ile de biliniyor. Üzüm çekirdeği ekstresi Fransız kadınlar tarafından çok fazla tüketiliyor. Yalnızca 50 mg üzüm çekirdeği ekstresi tüketerek, 1 kilo üzümden alacağınız faydayı vücudunuza sağlayabilirsiniz.

Read more
no image

Kadınların birbirine karşı içten içe kin beslemesinin nedeni hala bir muamma. Sosyal ilişkilerimizde kadınlardan çok erkekleri daha güvenilir buluyoruz.


Kadın kadının hem en yakın dostu, hem de en ezeli rakibi. Bir kadına hemcinsleriyle uyum içerisinde olmak ve yok etmeden rekabet etmek güç kazandırır. Bunu yapabilmenin yolu ise hemcinslerimizle kurduğumuz ilişkinin boyutuna bağlı...


Kadınların birbirine karşı içten içe kin beslemesinin nedeni hala bir muamma. Sosyal ilişkilerimizde kadınlardan çok erkekleri daha güvenilir buluyoruz. Konsoluslukta, devlet dairesinde, sınavlarda hep “umarım karşıma erkek çıkar” diye dua ediyoruz. Kadınlarla karşı karşıya gelmeyi tıpkı bir boks maçı gibi algılıyoruz...


Kadınlarla iyi geçinmek gerekiyor


Kadın tabiatı aslında birbirine güvenmeye meyilli. Çünkü kadını hayata getiren, bakıp büyüten de bir kadın. Zaman içinde ne oluyorsa oluyor ve kadınlar arası rekabet başlıyor. Bu yüzden hemcinslerimizle araya mesafe koymak zorunda kalıyoruz. Oysa kadınların hem fiziksel hem de ruhsal sağlık bakımından birbirlerine ihtiyacı var. Uzmanlara göre, hemcinsleri tarafından kabul edilip, doğrulanan kadınların stresleri azalıyor ve kolestrolü de makul seviyelerde oluyor. Sağlıklı ve güvenilir sosyal ilişkiler kuran kadınların beyin fonksiyonları daha gelişmiş oluyor ve hafıza kaybı azalıyor.


Dostluk, en iyi ilaçtır


Kadınların birbirine karşı nedensiz kompleksleri zamanla teselliyi erkeklerde aramaya itiyor. Erkekler, daha az komplike ve daha az detaycı olduğundan gerçek arkadaşlığı karşı cinsle yaşayabiliyoruz. Biz kadınlar, sözsüz olarak kendi aramızda bir dil kullanıyoruz. Erkeklere bizler gibi detaycı ve planlı hareket etmedikleri için bizi anlamaları biraz zor olsada erkeklerle kadınlardan daha iyi anlaşıyoruz. Kadınlar birbir ile ya çok iyi anlaşıyor ya da birbirine düşman kesiliyor. Bunun bir ortası yok. Kadınların birbirlerine verdikleri zararın boyutunu ifade etmek gerekirse; aşk acısı bile kadınlara daha az çektiriyor diyebiliriz... Erkeklerden gelen darbeler, alışıldık ve kanıksanmış acılar. Bu yüzden paylaşınca ya da aradan zaman geçince yaşadığımız acıları unutuyoruz. Ancak hemcinslerimize güvenirken, hesaba katmamız gereken bir detay var: “Kadın kadının kurdudur.”

Read more
29 Kasım 2013 Cuma
no image

Günde 30 dakikalık sıkı bir egzersiz programıyla haftada 2 Kilo verme şansınız var... Şimdi bahsedeceğimiz hareketler yalnızca yağ yakmanıza değil, aynı zamanda daha fit bir vücuda sahip olmanıza ve gün içerisinde kalori kaybederek kas yapmanıza da yardımcı olacaktır.


Fitness uzmanı Keli Roberts tek bölgeye odaklı egzersizler yaparak vücudunuzun daha fazla kalori yakacağını ve düzgün bir şekil alabileceğini belirtiyor. Bu yüzden her hareketin, vücudunuzun daha estetik bir şekil alması için tasarlandığını söylüyor. Böylelikle günlük faaliyetleri yapmak da daha kolaylaşıyor.


Yeni anneler, egzersizlere başlamadan önce mutlaka doktora danışmalı...


Eğer evinizde dumbell bulunmuyorsa 1 litrelik su şişelerini de kullanabilirsiniz. Haftalık düzenli olarak bu egzersizleri gerçekleştirdiğiniz takdirde ve gerekli besinleri aldığınızda iki kiloya kadar kilo vermeniz mümkün.


Bacaklar, karın ve omuzlar için


Ayaklarınızı omuz genişliğinde açın ve iki elinize birer dumbell alın. Sırtınızı öne doğru uzatarak , kalçanızı dışarı doğru çekerek öne doğru eğilin. Böylelikle karnınızı germiş olacaksınız. Daha sonra bir elinizdeki dumbell’ı yukarı kaldırırken diğerini diğer elinizi göbeğiniz hizasında aşağı indirin. Aynı işlemi diğer eliniz için de yapın. 1 set 8-15 defa olmak üzere 2-3 set tekrar edin.


Karın ve omuz için


Sol eliniz ve sol diziniz yere gelecek şekilde yan pozisyonda durun ve sağ bacağınızı gergin bir şekilde uzatın. Sırt kaslarınızı sıkarak sağ elinizdeki dumbell’ı kulak hizanızdan yukarı doğru kaldırın ve aşağı doğru indirin. Aynı egzersizi diğer eliniz için de yapın. 1 set 8-12 defa olmak üzere 2-3 set tekrar edin.


Bacaklar, karın, sırt ve omuzlar için


Ayaklarınız üzerinde eğilin. Sağ elinizde tuttuğunuz ağırlığı dirseğinizi bükerek omuzunuzdan aşağı doğru sarkıtın. Sol bacağınızı bir adım ileri atın ve sol dizinizi göğüs hizanızda bükün. Sağ ayağınız da sol ayağınızdan bir adım geride olacak şekilde tutun. Sağ elinizdeki ağırlığı omuzunuzdan aşağı sarkıtarak dizlerinizi aşağı ve yukarı doğru esnetin. Aynı egzersizi diğer el ve bacağınız için de yapın. 1 set 8-12 defa olmak üzere 2-3 set yapın.


Sırt, pop ve karın için


Dizlerinizi ve ellerinizi yere koyun. Daha sonra sağ dizinizi ve sol elinizi açarak yere koyun, sol ayağınızı geriye doğru, sağ kolunuzu da ileriye doğru gerdirin. Bir süre bu şekilde bekleyin(göbeğinizin sarkmasına izin vermeyin); Başlangıç pozisyonunuza geri dönün ve aynı işlemi diğer kol ve bacak için yapın. Böylelikle 1 tekrar yapmış olacaksınız. 2-3 set olarak 8-9 tekrar yapın.


Göğüs ve kalça için


Ayaklarınızı havaya kaldırarak ve dizlerinizi 90 derece kırarak sırt üstü yatın. İki elinizle birer bumbbell tutacak şekilde ve dirseklerinizi hafif kırarak sırasıyla dumbbell’ları kaldırıp indirin( bir ağaca saılır gibi tutun). Her dumbbell kaldırdığınızda nefesinizi düzenleyin ve sırtınızı hareket ettirmemeye çalışın. 2-3 set olmak üzere, her sette 12 defa tekrarlayın.


30 dakikalık egzersizle 2 kilo vermek


Aşağıda yer alan akılda kalıcı ipuçlarını, haftada 2-3 kez(bir biri ardına günlerde değil) 20 dakikanızı ayırarak yapabilirsiniz.


Kollarınızı sallamak, omuzlarınızla daireler çizmek, çömelmek ve zıplamak(yeni doğum yapmışsanız bu hareketi yapmayın)vb. ısınma hareketlerini yapmak için 5-10 dakikanızı ayırın.


Dumbbell ile çalışırken, daha ağırlarını seçin (5-15 kilo).Bu ağırlıkla kaslarınızı yeterli miktarda yormanız için 8-15 tekrar yapmanız yeterli.


Ayaklarınızı, göğsünüzü ve belinizi germe hareketleri ile soğutun.


İyi bir vücut için bir kez şunu deneyin; 2-5 dakika arasında ip atlayın ya da kardiyo yapın ve bunu yaparken dinlenmek için ara vermeyin. Daha sonra ikinci hatta üçüncü seti tekrarlayın. Tekrarlarınız daha fazla kalori yakmanızı sağlayacak.

Read more
no image

Kış aylarında yaşadığımız problemlerden biri de cildin tazeliğini ve parlaklığını koruyamaması.Kadınların yeni yöntemler aradığı aşikar. Soğuk havalarda cildinizi korumak için gerekli hamleleri ve sizi yenileyecek teknikleri sıralıyoruz şimdi.


Peeling


Cildinizi dönem dönem yenilemeniz şart! Gözeneklerinizin açılması ve teninizin yenilenmesi için ölü deriden kurtulmanız önemli. Her zaman tüm cilt tiplerine uygun olmayan biu işlemi sık sık yapmamanız da önerimiz.


C vitamini alın


Bu gerçekten doğru. Kendimizi soğuktan korumak için aldığımız ekstra vitaminler, tükettiğimiz portakallar, mandilanalar ve diğer tüm C vitamini içeren meyve ve sebzeler cildi besler ve parlatır.


Limon suyu kullanın


Limon suyu cildi parlatan kürlerin başında gelir. Üstelik sadece kış aylarında da işe yaramaz, her zaman uygulanabilir. Zeytin yağ ve bir miktar limon suyunu karıştırıp bir kur haline getiriyoruz.Peki limon suyunun çillerin ve lekelerin rengini açtığını biliyor muydunuz?


Alkol tüketimini azaltın


Cildinizin sağlıklı olması ve parlaması niyetindeyseniz, her şeyi dozunda bırakmak gerek. Bu kanıtlanmış bir şey, alkol kullanımını biraz olsun azaltırsanız cildinizdeki değişimi kısa sürede hissedeceksiniz.


Maske yapın


Yüz maskeleri açısından zengin bir yelpazeye sahibiz. Bu maskeleri haftada bir, gece kremi gibi çok ince bir tabakayla uygulamanız önerimiz. Fakat öncesinde maskelerin özlerine çok dikkat etmeli. Cildinizdeki değişikliği hemen fark edeceksiniz.


Günlük temizlik önemli


Yüzünüzü günde iki kere yıkamanız şart. Makyajınızla işiniz biter bitmez temizlemeniz önemli. Bunu günlük rutin işlerinizden biri haline getirmelisiniz. İhmal etmeyin, cildiniz nefes almadığı takdirde sivilcelenmeler ortaya çıkabilir.


Nemlendirin


Son olarak her zaman önemsemeniz gereken bir nokta olan nemlendirmeye değiniyoruz. Mevsimin ne olduğu önemli değil, nemlendirilen ciltler her zaman daha yumuşak görünür.

Read more
no image

Rafinera, hazırladığı mini rehberle sağlıklı beslenme ve diyet yolculuğunda hedefe doğru emin adımlarla yürümenin püf noktalarını sunuyor.İşte ayrıntılar...


Tamamen sağlıklı bir birey ele alındığında, her ne kadar kişiye göre değişiklik gösterse de günlük kalori miktarları belirlenmiştir. Örneğin kadınlar için boy, kilo, yaş ve fiziksel aktivite durumuna göre 1000-1500kkal erkeklerde ise 1500-1900 kkal'lik beslenme planları benimsenebilir.


Ama tabii yine de başarılı bir diyet için sadece kalori miktarını bilmek yeterli değil, uygun besinlere ulaşma,fiziksel aktivite ve moral bu yolculukta çok önemli yer tutuyor.


Rafinera, başarılı bir diyetin yol ayrımlarında sizi hedefinize ulaştıracak küçük bir diyet rehberi hazırladı.İlham veren bu bilgileri kullanarak, diyetinizde başarıya ulaşabilirsiniz.


Kahvaltı gereğinden fazla azaltıldığında, öğün ve atıştırmalar günlük besin ihtiyacımızı karşılamaya yetmez.Kahvaltıda karbonhidrat, protein, lif, mineral ve vitamin bakımından zengin ve az yağlı besinlerin tercih edilmelidir. Tam tahıllı kahvaltılık gevrekler içerdikleri posayla enerjiyi vücuda yavaşça aktardıkları için kan şekeri regülasyonunu sağlayarak tokluk oluştururlar.


Reçete:1 bardak az yağlı sütle tam tahıl gevreklerinden oluşan kahvaltı gün boyu tokluğu sağlayacaktır. 1 adet yumurta ile yapılmış bol sebzeli bir omlet ile kepeği ayrılmamış tahıllardan hazırlanmış ekmek dilimleri de doyurucu bir kahvaltı olacaktır.


Yeşillikler, domates, salatalık, biber gibi çiğ olarak tüketilebilen sebzelerin enerji içerikleri düşük olduğundan, istediğiniz kadar tüketebilirsiniz. Çiğ sebzeler hem posa içerikleri sayesinde sizi tok tutacaktır,hem de barsak hareketlerinize yardımcı olacaktır.


Kuruyemiş tüketmek sizi sağlıksız atıştırmalıklardan uzaklaştırır ve diyete heyecan katacak en önemli kaçamaklardır. Kavrulmamış ve tuzlanmamış kuruyemiş tabağında yer alan yağlı tohumların içine kuru meyve ve leblebi katarak bir kâse kuruyemişin kalorisini yarı yarıya indirebilirsiniz.


Reçete:10-15 adet badem/fındık veya 3 tam ceviz ile beraber 2 yemek kaşığı yaban mersini veya 4-5 adet hurma, ikindi ara öğünü için hem doyurucu hem de besin içeriği yönünden zengin bir alternatif olabilir.


“O tabak bitecek” kültürü bizde yaygın olduğu için miktarlarına dikkat etmek gerekir. Fark etmeden bir saatte bir kase kuruyemişten ortalama 500-600 kalori almamız da ihtimaller arasında.Motivasyon başarılı bir diyetin en güçlü desteğidir. “Nasıl olsa diyeti bozdum” diyen siz değilsiniz, eski alışkanlıklarına geri dönmek için sabırsızlanan iştahınız! Hedefinize odaklanın.


Reçete: Kaçamak yaptığımız öğünün ardından gelecek öğünlerde düşük enerji değeri içeren sebze ağırlıklı gıdalar tercih edebiliriz. Yüksek enerjili tükettiğimiz besinlerin ardından yapacağımız spor da aldığımız fazla enerjinin yakılmasına yardımcı olacaktır.Aslında bu kaçamakların temelinde uzun süreli tek yönlü ve kısıtlı beslenme programları uygulamaya çalışmak vardır. Çeşitlilik ve düzenli öğün alımı diyet dışı tüketimleri azaltacaktır.


Rafinera paketlerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği gibi günlük almamız gereken enerji değerinin %10'ununu ara öğünler oluşturur.


Reçete


2 adet kepekli galeta, 50 gr light labne. 1 su bardağı light süt, 1 porsiyon meyve gibi besinler ara öğünler için çok uygundur.


Kalsiyum, fosfor, protein besin öğelerinden zengin olan süt ve süt ürünleri zayıflama diyetlerinde yağı azaltılmış veya tamamen alınmış ürünlerden seçilmelidir. Çünkü tam yağlı süt ve süt ürünleri doymuş yağdan zengindir.


Süt, yoğurt, peynir gibi ürünlerin yağının azaltılması veya tamamen alınması sütün besin değerini azaltmaz sadece verdiği enerji değerinin azalmasına neden olmaktadır. Şunu da unutmamak gerekir, light ürün demek enerjisi yok demek değildir, Light süt ürünlerinin de belirli enerji değeri vardır ve diyetinize eklerken miktarlarına dikkat etmek gerekir.


Yapılan araştırmalar öğün atlayarak yaşanan uzun süreli açlıkların metabolizma hızımızda %60'lara kadar yavaşlamaya neden olduğunu göstermektedir. Sistemimizden faydalanan danışanların gün içerisindeki öğünlerini açlık durumlarına göre 2-3 saat aralıklarla tüketmelerini sağlayıp kan şekeri regülasyonunu oluşturarak açlık yaşamadan kilo vermelerini amaçlıyoruz.


Başarılı bir diyetin önündeki en büyük engel, diyete uygun gıdalara ulaşma problemi elbette. Bu açıdan Rafinera, diyetinize sadık kalabilmeniz açısından çok önemli bir hizmet sağlıyor. Sağlıklı beslenmeyi baz alarak günlük almanız gereken enerjiyi içeren, uygun protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlandığı,vitamin ve minerallerden zengin menüler paketler halinde hazırlanarak, bulunduğunuz yere ulaştırılıyor. Paketlenmiş menüler, sıkıcılığı ortadan kaldırmak için her gün çeşitlendirilerek hazırlanıyor.

Read more
no image

Yeni bir çalışmaya göre şirettlik ve arkadan iş çevirme kadınların doğasında var. Ottowa Üniversitesi Psikoloji Profesörü Tracy Vaillancourt'un teorisine göre kadınlar zalim olarak evriliyor.


Vaillancourt'a göre kadınların zalim davranışları ilk çağlara dayanıyor. Kadınlar, fiziksel güç yerine hem cinslerini alt etmek için bu stratejiyi kullanıyor.


Kadınlar karşısındakilere zarar vermek istediklerinde kendilerine zarar gelmemesini garanti altına almak istiyorlar. Bu nedenle erkekler bire bir kavga ederken, kadınlar genellikle hedefindekileri sırtından bıçaklama,aşağılama ya da dedikodusunu yapma yolunu seçiyor.


Ayrıca, Vaillantcourt'a göre kadınlar özellikle hedef aldıkları kadınların cinsel hayatlarını aşağılayarak onları 'kontrol altında' tutmaya çalışıyor çünkü sekse daha açık olan kadınların  seksin sosyal değerini düşürdüğünü düşünüyorlar.


Bu davranışla, kadınların kendine güvenlerine zarar vererek 'cinsel piyasa'daki rekabette bir adım öne geçmeye çalışıyorlar.


Tabii tüm meslektaşlarının Vaillancourt ile aynı görüşte olduğunu söyleyemeyiz. Emory Üniversitesi Psikoloji Profesörü Kim Wallen, Vaillancourt'un çalışmasında aynı fikirde olmadığı noktalar olduğunu belirtiyor.

Read more
28 Kasım 2013 Perşembe
no image

Anne-babalar çocukları ve aileleri için en iyiyi ister. Bu nedenle çok hassas ve titiz davranırlar.Siz değerli anne babaların çocuklarınızı daha iyi büyütmenize yardımcı olacak öneriler...


Sizi aşan iş programı yapmayın Yapacaklarınızı önceden planlayın ve buzdolabınızın üzerine asın.Yemek zamanı, oyun zamanı, kendinize ve eşinize ayıracağınız zamanı planlayın. Programa zaman zaman bağlı kalamadığınız olabilir ancak kendinizi fazla sıkmayın. Unutmayın, etrafta bağıran ve emirler yağdıran bir anneyi çocuklar sevmez.


Çocukların altın çağını takip edin Çoğu ailenin boyalarla sorunu vardır. Dağınıklık sinir bozucu olabilir.Çocuğunuz elleriyle boyamayı seviyorsa ve siz kirlenmesinden korkuyorsanız bunları boş verin. Ona nasıl temiz boya yapması gerektiğini ve ellerini temizlemesini gösterin.


Önceliklerinizi belirleyin Günü sonunda mutfak temiz, çocuklar mutlu ve tok ise anneler de huzurlu olur.Çocuğunuz büyükse babası onunla vakit geçirebilir. İşte bu an sizin için harika bir fırsat olabilir. Yapmak istediğiniz şeylere zaman ayırabilirsiniz.


Çocuklarınıza saygılı davranın Çocuğunuza ne kadar iyi davranırsanız o da size o şekilde iyi davranır.


Üzüntülü ve depresif olmak yerine eğlenceli olun Her zaman onlarla keyifli zaman geçirin. Şarkılar söyleyin, oyunlar oynayın. Yemekten sonra masa da oynanabilecek oyunlar oynayın. Böylece çocuğunuz yemeğe de seve seve gelecektir.


Az para harcayarak yaratıcı değişiklikler yapın Fast food restorana gitmek yerine evinizde onun ilgisini çekebilecek menüler ve ufak hediyeler hazırlayın. Her zaman yapmayın ancak haftada bir pahalı olmayan ancak manevi değeri olan şeylerle onu ödüllendirin.


Değişmez şeylerinizi iyi belirleyin ve çocuklarınıza doğru anlatın Bazı çocuklarda yemek yeme,konuşma, tuvalet ya da gece uyumama sorunu görülebilir. Böyle bir durumda sevgi, şefkat ve sabırla bunları öğrenmesi için çalışın. Onu sevdiğinizi, düşündüğünüzü anlaması için onu kucaklayın, sevin, öpün ve onunla oynayın.


Kardeşlerin birbirini korumasını, kollamasını öğretin Tüm çocuklarınıza aynı davranın. Büyük veya küçük onlar çocuk. Küçükler ona söylediklerinizi sadece büyüklerin yapması gerektiğini düşünmemeli.


Özel günleri atlamayın Ailelerin bir araya geldiği eğlenceler organize edin. Çocuğunuzun hayatta başarılı ve mutlu olmasına etkisi olacak insanlarla görüşün.


Eşinize zaman ayırın Çocuklarınızla gün boyu vakit geçirdikten sonra eşinizle TV izleyebilir, mesaj yazabilir ya da birlikte yemek yapabilirsiniz. Unutmayın çovuklar kadar yetişkin olarak ebevenylerin de eğlenmeye ihtiyacı var.

Read more
no image

Sağlıklı zayıflama ve form tutma konusunda verdiği hizmetlerin yanı sıra beslenme ve diyet konusunda önemli bilgiler de paylaşan Rafinera, özellikle diyet yapanlar için kısa bir egzersiz turu hazırladı.


Kol ve bacakların ısınması ile başlayan egzersizler, karın, bel, sırt ve kalça kaslarını çalıştıran egzersizlerle devam ediyor. Bu setler halinde yapılan 11 egzersizin sadece tamamen sağlıklı kişiler için uygun olduğunu hatırlatalım.


İleri Hamle: Kalça ve bacaklar için


Ayaklarınız arasında 1 ayak mesafesi boşluk bırakın. Sırtınızın dik ve ayaklarınız birbirine paralel. Başlangıç pozisyonunuzu aldıktan sonra, bir adımınızı ileri atın ve dizleriniz 90 derecelik açı yapana kadar, bedeninizi yavaşça aşağıya indirin. Tüm ağırlığınız topuklarınızda olsun; dengenizi kaybetmemeye özen göstererek birkaç saniye sonra harekette kalın. Yavaşça doğrularak, başlangıç pozisyonunuza dönün ve aynı hareketi bu kez diğer bacağınızla tekrarlayın. Ayaklarınızı farklı yönlere döndürerek farklı kas gruplarının da çalışmasını sağlayabilirsiniz.


Süre ve Tekrar: 2 dk. boyunca, her iki bacağınız için de sırayla tekrarlayın.


Omuzdan Kol Çevirme: Omuz çevrenizdeki kaslar için


Yağ yakıcı egzersiz programından önce kasları ısıtıcı özel bir egzersizdir. Ayaklarınızı omuz hizasında açın. Kollarınız ve vücudunuz T şeklinde olacak biçimde, kollarınızı açın. Ve kollarınızı aynı anda, önden arkaya çevirerek havada küçük daireler çizin. 20 sn. hareketi sürdürdükten sonra, havada çizdiğiniz daireleri büyüterek egzersize devam edin. Hareketten çıkarken, vücudunuzu başlangıçtaki "T" pozisyonuna döndürün. Nefes alıp verin ve kollarınızı indirin. Hareket, dar dairelerden, geniş dairelere geçerken; tekrar sayılarınızı değiştirin.


Süre ve Tekrar: 2 dk. boyunca her iki kolunuz ile dar daireden, geniş daireye geçecek şekilde tekrarlayın.


Bank Pozisyonunda Yukarı Tekme: Kalça eklemleri için


Avuç içleriniz ve diz kapaklarınız yerde, sırtınız yere paralel olacak şekilde pozisyon alın. Önce sağ bacağınızı yana doğru uzatarak iyice gerin, harekette bir süre bekledikten sonra dengenizi koruyarak, bacağınızı bu kez geriye doğru havaya kaldırın. 2 saniye harekette kalın ve sonra indirin. Aynı hareketi diğer bacağınızla da yapın.


Süre ve Tekrar: 2 set olacak şekilde her iki bacağınızda da 20 kez tekrarlayın.


Bank Pozisyonunda Yana Tekme: Kalça eklemleri için


Avuç içleriniz ve diz kapaklarınız yerde, sırtınız yere paralel olacak şekilde pozisyon alın. Sağ bacağınızı yana doğru uzatın ve iyice gerin. Dengenizi koruyarak harekette 2 kalın ve sonra başlangıç pozisyonunuza geri dönerek, aynı hareketi diğer bacağınızla yapın.


Süre ve Tekrar: 2 set olacak şekilde her iki bacağınızda da 20 kez tekrarlayın.


Yan Yatar Pozisyonda Bacak Kaldırma: Kalça ve iç baldırlarınız için


Yere yan pozisyonda yatın. Sol dirseğinizi yere koyun ve her iki avuç içiniz de yerde olsun. Sol bacağınız bedeniniz hizasında düz dururken, sağ bacağınızı sol bacağınızın üstünden, öne getirin.


Bu pozisyonda, aşağıda kalan sol bacağınızı yerden 5 cm. kaldırın, 2 sn. harekette kalın ve indirin. 20 tekrardan sonra, vücudunuzun diğer tarafına yatın ve aynı hareketi diğer bacağınızda tekrarlayın.


Süre ve Tekrar: 2 set olacak şekilde, her iki bacağınızda da 20 kez tekrarlayın.


Köprü: Kalça eklemleri, baldırlar ve karın kasları için


Sırt üstü yere uzanın. Dizlerinizi yere 90 derecelik açı yapacak şekilde kırın. Kollarınız iki yanda ve avuç içleriniz yukarı gelecek şekilde pozisyon alın. Burnunuzdan derin bir nefes alarak kalçanızı yavaşça yukarı kaldırıp 2 sn. köprü pozisyonunda kalın. Hareketten çıkarken, nefesinizi verin ve yavaşça kalçanızı indirerek eski pozisyonunuzu alın.


Süre ve Tekrar: 20 tekrardan 2 set olacak şekilde hareketi 40 kez uygulayın.


Yarım Mekik: Karın kaslarınız için


Sırt üstü uzanın ve dizlerinizi karnınıza doğru çekerek yere 70 derece açı sağlayacak şekilde kırın. Ayak tabanlarınız yerde ve birbirine paralel olsun. Kollarınızı öne doğru gergin bir şekilde uzatın, parmak uçlarınız diz kapaklarınıza değecekmiş gibi pozisyon alın. Bu pozisyondayken, sırtınızı öne doğru yerden kaldırın. Başınız dizleriniz yönüne baksın ve 2-3 saniye kadar harekette kalarak, sırtınızı yavaşça yere indirin.


Süre ve Tekrar: 15 tekrardan 2 set olacak şekilde egzersizi 40 kez uygulayın.

Read more
no image

Mutluluk çiftlerin birlikte olabildikleri sürece hep arzuladıkları ve peşindne koştukları bir duygudur.Birde bu duyguyu yakalayan ve ellerinde tutan bir gruo var.İşte mutlu çiftlerin bilenmeyen sırları...


Seni seviyorum" derler: "Seni seviyorum" cümlesini duymak, mutlu bir ilişkinin yapı taşlarından biri. Ne kadar uzun süredir birlikte olursanız olun, partnerinize gün içinde birkaç kez "Seni seviyorum" deyin. Bu iki kelime, partnerinizin yüzünü güldürmeye yardımcı olacak.


Öncelikleri ilişkileridir: Ne kadar meşgul olursanız olun, ilişkiniz her zaman öncelikli olsun. Nasıl ki, bir bitki su olmadan yaşayamazsa, ilişkiniz de birlikte vakit geçirmezdeğinizde durağanlaşır ve ilerleme kaydedemez.


Birbirlerini dinlerler: Partneriniz konuşurken onu gerçekten dinliyor musunuz? Yoksa konuşma sırasının size gelmesini mi bekliyorsunuz? Partneriniz konuştuktan sonra, " Söylediklerinden anladığım kadarıyla sen böyle düşünüyorsun, değil mi?" gibi onu dinlediğinizi gösteren şeyler söyleyin ve kafasında çözüm bulamadığı sorunlara yardım edin.


Birbirlerine destek olurlar: Dünyadaki en üzüntü veren şeyleden biri de sevdiğiniz kişinin sizin hayallerinizi ve hedeflerinizi önemsememeisidir. Eğer partneriniz yeni bir işe başlamak istiyorsa, onu destekleyin. Harika ve fit bir vücuda sahip olmak için spor yapıyorsa, ona güç verin. Ayrıca parterinizin başarılarını en az sizinki kadar önemseyin ve onun için heyecanlanın.


Birbirlerini önemserler: Eve geldiğinizde, ilk iş partnerize kendi yaşadıklarınızı anlatmaya başlamayın. O gün, ofiste patronunuzla yaşadığınız sıkıcı bir olayı dile getirmeden önce, partnerinize onun gününün nasıl geçtiğini sorun. "Nasılsın?" yada "Bugün neler yaptın?" demek, onu önemsediğinizi göstermenin küçük bir yolu.


Birbirlerine Güvenirler: Okulda ya da iş hayatımızda yalnızca hemcinslerimizle bir arada olmadığımız bir gerçek. Partnerinize güvenin ve yersiz kıskançlık krizlerinden kurtulun. "Yanında bir kız ya da erkek mi var?""Okul grubunda kızlar mı çok, erkekler mi?" gibi, ona güvenmediğinizi gösterecek gereksiz soular sormayın.


Ortak nokta bulurlar: İlişkinizi farklı tutun ve değişik hobiler edinin. Hiç denemediğiniz bir spora birlikte yazılabilir, merak ettiğiniz bir kursa kayıt yaptırabilirsiniz. Birlikte yeni şeyler keşfetmeye vaktiniz yoksa,sevgilinizin de hoşlandığı şeyleri göz önüne alarak, tek başınıza ikiniz için bir şeyler araştırın.


Sevdikleri şeylere önem verirler: İlişkinizde birbirinizin hoşlandığı şeylere önem verin. Nasıl mı? Eğer erkek arkadaşınız sizinle romantik komedi türünde bir filme geliyorsa, siz de onunla maç izlemeyi ya da o,playstation oynarken onunla vakit geçirmeyi deneyin.

Read more
no image

Kış aylarından hareketsizlikten, fiziksel aktivitelerin kısıtlanmasından ve sıklaşan ev ziyaretlerinden kilolar da artıyor. Kış aylarında alınan kilolar ortalama 0,5- 1 kg arasında değişiklik gösteriyor.


Liv HOSPITAL’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Sanem Apa kışı kilo almadan geçirmenin 10 kolay yolunu anlattı.


Taze besinleri seçin


Beslenme planınızda mutlaka taze besinlere yer vermelisiniz. Böylece vitamin, mineral, antioksidan ve posa alımınızı zengin kaynaklardan sağlamış olursunuz. İşlenmiş ve paketli ürünlerin yağ içeriğinin fazla olmasının yanı sıra tuz ve şeker yönünden de zengin olduğunu bilmelisiniz. Beslenme programınızda taze meyvelere yer vermek ile antioksidan alımınızı ve beraberinde A ve C vitaminince de zengin beslenmenizi sağlamış olur. Burada verilecek ipucu müsli veya yulaf tüketiyorsanız meyve ile değil yoğurt veya süt ile tüketmek olmalıdır.


Renkli beslenin


Serotonin salgılanmasını artırmak mutlu olmanızı sağlar. Tam buğday, esmer pirinç, yulaf, muz ve yağlı tohumlar gibi triptofan içeren besinleri tüketmek serotonin salgılanmasını arttırır. Üstelik verimliliğinizin artmasını sağlar.


Avokado, yeşil yapraklı sebzeler de yine magnezyum içerikleri ile serotonin üretimini destekler. Beslenmenizde mutlaka B ve C vitaminleri ile magnezyum, çinko, kalsiyum ve manganeze yer vermelisiniz. Renkli beslenin. Her gün renkli besinler seçmeye özen gösterin. Kırmızı ve turuncu renkteki besinler A ve C vitaminlerince zengindir. Yeşil renkli besinler ise folik asitin iyi birer kaynaklarıdır. Nar, portakal, mandalina, ıspanak, brokoli, Brüksel lahanası, havuç, bal kabağı renkli beslenmenizin baş mimarları olabilir.


İşlenmiş karbonhidratlardan uzak durun


Modern toplumlarda işleme maruz kalmış karbonhidratların tüketiminden uzak kalmak gerekir. Çünkü bu besinler kan şekeri seviyesine etki ederek ağırlık artışına neden olabilir.


Lif oranı yüksek besinler tüketmeniz glisemik indeks yönünden de düşük beslenmenize destek olduğundan ağırlık kontrolünüzü sağlamanız kolaylaşacaktır. Tam buğday unundan yapılmış ekmekler, kepekli pirinç, tam buğdaylı veya kepekli makarnaları tercih edebilirsiniz.


Protein tüketin


Her öğünde düşük yağlı ve kaliteli protein tercih etmeniz ağırlığınızı korumaya veya ağırlık kaybetmenize destek olur. Proteinler düşük glisemik indeks içerir, bu da kan şekeri seviyenizin uygun seviyede kalmasına yardım ederken bir sonraki öğünde yoğun tatlı atıştırmanızı engeller.


Doymuş yağları sınırlayın


Doymuş ve trans yağ asitlerinden zengin beslenmek sadece ağırlık artışına neden olmaz aynı zamanda kalp- damar hastalıklarına da neden olabilir. Özellikle kışa aylarında tüketimi artan cipsler ve fast food tarzı besinlerden uzak durmak doymuş yağ alımınızı azaltacağı için uygun olacaktır.


Krema değil çorba tüketin


Son yıllarda kremalı çorba tüketiminde artış vardır. Bu tarz çorbaların yağ içerikleri yüksektirç. Özellikle kış aylarında artan çorba tüketiminizi kremalı çorbalardan yana kullanmamak ağrılık kontrolü açısından doğru olur.


Tavuk suyuna çorba yapacaksanız yine tavuğun derisini ayırarak haşlamanız daha az yağ alımını sağlar. Ayrıca kahvelere ilave edilen kremanın da ortalama 360 kalori ekstra enerji verdiğini söylemeliyiz.


Kış aylarının ritüellerini sınırlayın


Salep, boza, kestane, patlamış mısır… Bu besinler kışın geldiğinin habercisi gibidir. Ancak şeker, karbonhidrat ve yağ içerikleri fazla olabilir. Ağırlık kontrolünüzü sağlamak istiyorsanız; Salep ve bozayı haftada birer kez tüketebilirsiniz. Sinemada küçük boy mısırı tercih edebilir veya 1 çay bardağı mısırı kendiniz evde patlatabilirsiniz.


Kestanenin ise 3 tanesinin 1 dilim ekmek olduğunu söylersek tüketim miktarını sınırlamanın ne kadar önemli olduğunu görebilirsiniz.

Read more