Open top menu
29 Mart 2013 Cuma
no image


  1. Çatlak bir kafanız varsa eğlenmek için başkasına ihtiyacınız yoktur.

  2. Elin oğlu uzayda yaşamı araştırıyor bizimkiler sigaranın külünü hiç dökmeden sonuna kadar içebilmenin peşinde.

  3. Karşılık alamadığın bir aşkın ve şekil almayan bir saçın varsa (uzatmayacaksın).

  4. Sizinde buzdolabınızın yumurtalık bölümünde limon var mı?

  5. Adamın biri şoka girmiş karısıda migrosa.

  6. Sevgilim olduğunda, birden bire artan kısmetler için çok acayip küfürlerim var.Yalnızlıktan ölürken neredeydiniz? Laann!

  7. Az önce kaza yapan araçların yanına gidip “kazanız mübarek olsun” dedim. Kırık tamponla kovaladılar.

  8. Kızlar kendisiyle ilgilenmeyen erkeklerden hoşlanıyor diye, 3 yıldır hoşlandığım kıza merhaba bile demiyorum.

  9. Umarım mesajı almıştır. Sendeki hava benim bisikletin tekerinde de var.

  10. Bana kötü kalplisin demiştin, haklıydın! Çünkü orada sen vardın!

  11. -Gel içelim, +Ramazandayız ama! -Biranın üstünde ramazanda içmeyiniz yazmıyor ki..-Soğuk içiniz yazıyor.

  12. Teyze anne yarısıysa 4 teyze bir anneanne yapar. Amca baba yarısıysa 2 amca 2 teyze babaanne yapar.Görümceyi de hesaplıycam az kaldı.

  13. Balkanlardan gelen soğuk, şimdi balkonlardan bile gelmiyor.

  14. Üşengeçlik yarışması olsa kesin 1. olurdum ama kim gidicek şimdi orayaa...

  15. Herkes hayalleriyle yaşar. Yok vallahi niye yalan söyleyeyim; “ben ailemle yaşıyorum”

  16. 3131 sayısını hiçbir türk üçbinüçyüzbir olarak okumaz.İtiraf et sende öyle okudun.

  17. Kızlar; makyajsız dışarı çıktığınız halde, kimse size “Hasta mısın? Neyin var?” gibi sorular sormuyorsa harbiden güzelsiniz demektir.

  18. Evde gördüğüm karıncayı tam ezecektim.. Ayağa kalktı; “Ezdirmem sana kendimi, kafama sıkar giderim.” dedi. Hala şoktayım.

  19. Telefonu ilk aldığında kurculamadan sarj eden birisini bulursanız evlenin onunla, aldatmaz, kurallara uyar, baş tacı edin onu.

  20. Körebe oynamak gibiydi aşk.. Hepimiz kördük ebemizi gördük.

  21. Bana geceyi zindan ettiler, af çıkacak diye bekledim..

  22. Altmış yaşında izdivaç programına gelen teyze ‘elektrik alamadım’ diyor. Sen nefes aldığına dua et!

  23. Erken yatana; Tavuk Çok çalışana; İnek Aklını kullanana; Çakal Kıskanmayana; Domuz Denilen bir ülkede insan olmak gerçekten çok zor.

  24. Çok solcu tanıdım şu hayatta ama hiçbiri senin gibi devrim yapmadı sol yanımda..

  25. Al herşey senin olsun, al hepsini gözün doysun. Şimdi başka ellerdeyim, buda sana kapak olsun.

  26. Eşimle tek ortak yanımız, aynı günde evlenmiş olmamız.

  27. Biliyorsan konuş örnek alsınlar bilmiyorsan sus adam sansınlar.

  28. Sırf sevgilisi ödüyor diye yemeğe yüklenen değil de, “ben bir su alayım zaten gelmeden önce evde yemiştim” diyen kızı tercih ederim.

  29. Şimdi nüfus sayımı yapılsa senide adamdan sayacaklar ya ona yanıyorum.

  30. Erkeklerin hepsi odun diyen kızlar hergün o kadar makyajı ormana gitmek için mi yapıyorsunuz?

  31. Herkese yüz verdim 96′sını geri alırım etrafımda 4 dönersin. 98′sini geri alırım 2′lersin.

  32. Bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey; dilek tutmak olur.

  33. Seni ne kadar seviyor olsam da sabah kalktığımda aklıma gelen ilk şey çişim oluyor.

  34. Yufka yüreğini herkese açarsan bir gün kol böreği olarak sana geri döner..

Read more
no image


  1. Babamla kavga edince o sinirle “cezalısın odana çık” dedi. Ama bizim ev tek katlı. fakirliğimizi yüzüne vurmaym üzülmesin diye çatıya çıktım.Bu gece kiremitlerin üzerinde yatıcam.

  2. İlkokulda tahtaya ismim yazıldığında “At lan çarpıda at, atmazsan şerefsizsin, at bir tane daha at.” dediğim doğrudur. Pişman değilim.

  3. Bir trakya atasözü der ki; Dün başka bugün başka, abe sokayım böyle aşka..

  4. Kızlar kirli sakal seviyor diye 3 aydır yüzümü yıkamıyorum.

  5. Hesap makinesinde bir işlem yapıp yenisine geçecekken sıfırlamak için “C” tuşuna basıp ondan sonra emin olmak için “CE” tuşuna basanlar. Bizdensiniz.

  6. Başkalarının seni ezmesine izin verme; Ehliyet al, sen onları ez.

  7. Okulda birilerinden sakız istediğimde, uyuşturucu satıcısı gibiler. “Benden almadın tamam mı, kimseye gösterme sakın bak, başka yok, sonuncusunu da sana verdim.”

  8. Evlilik aşkı öldürüyor diyorlar; Benimle ölür müsün?

  9. 4 dakikalık şarkının verdiği mutluluğu veremeyen insanlar var.

  10. Elektiriğin gittiğini unutup düğmeye basıp, sonra tekrar basıp “ulan şimdi bu açık mı kapalı mı” hissi diye de birşey var. bence açık.

  11. Sana sarılmayı o kadar çok seviyorum ki.. Çünkü o sırada yüzüne bakmam gerekmiyor.

  12. Bir kadın atasözü der ki: Anlamsız trip yoktur, onun sebebini anlayamayacak kadar gerizekalı erkek vardır.

  13. Attığımız mesaja cevap gelmeyince “geri alma” tuşu olmalı.

  14. E-okula giricem ama cilt numarası falan istiyor, benim cildimde numara yok ki.

  15. Sırf duvarlar üzerime gelecek mi diye sevgilimden ayrıldım. 3 Gündür ne gelen var ne giden. O değil karıdan olduk lan.

  16. Bakkala parayı uzattım. “Bozuk var mı?” dedi. “Moralim.” dedim. Gel buraya kardeşim dedi sarıldık ağladık..

  17. Yaşıtların evlendi sen ne zaman evleniyorsun diye soran teyzelere, yaşıtların öldü sen ne zaman ölüyorsun diyor muyuz?

  18. Zamanında bana “Koşma yavrum terlersin, hasta olursun.” demeselerdi şimdi 100 metrede Bolt’u geçmiştim.

  19. Avrupa’lı ve Amerika’lılar uzaya çıktılar biz daha murat gilin damından atlayamadık

  20. Bir kız sana öküz diyorsa seni seviyor demektir ya da senden hoşlanıyor demektir ya da hiç biri harbi öküzsündür oğlum.

Read more
28 Mart 2013 Perşembe
no image

İngiltere’de yapılan bir ankete göre bebeklerin geceleri ağlayarak ebeveynlerini uyandırması evliliklerin sonunu getirebiliyor.


 İngiltere’deki tv kanallarından Channel 4 tarafından 2 bin ebeveynin katılımıyla yapılan bir ankete göre ağlayan bir bebeğin veya çocuğun neden olduğu uykusuz geceler 3 evlilikten ya da birliktelikten 1’ini bitiriyor.


Küçük çocuğu ya da bebeği olan anne-babalar gecede ortalama 6 saat uyuyor, bu da ilişkinin sonunu getiriyor.


Uyuyor taklidi yapıyorlar


Anketteki sorulara yanıt verenlerin yüzde 30’u partnerlerinden ayrılmalarını uykusuz gecelere bağlarken, yüzde 11’i partnerleri kalkıp ilgilensin diye çocukları ağladığında uyuyor taklidi yaptıklarını itiraf ediyor.


Anne-babaların yüzde 9’u ağlama sesini duymamak için TV’nin sesini açtığını, yüzde 11’i kapıyı kapadığını belirtirken yüzde 5’i uykusuzluk ve yorgunluktan direksiyon başında uyuya kaldıklarını söylüyor.//Kaynak:hthayat.com

Read more
no image

Bir konuda uzlaşmaya çalışırken, bazen kontrolünüzü kaybedip kendinizi hararetli bir kavganın içinde bulabilirsiniz. Ama, eşinizle olan tartışmalarınız çocuklarınızı etkiliyorsa, acilen anlaşmazlıklarınızı çözmek için başka yollar aramaya başlamalısınız. İşte size birkaç öneri:


İçinizden 10’a kadar sayın


Eşinizin yaptığı ya da söylediği bir şeye anında karşılık vermek yerine, önce içinizden 10’a kadar saymayı deneyin. Size çocukça gelebilir ama, içinizden saymanın kazandıracağı 10 saniye, karşılaştığınız durumu ve ilk tepkinizi tartmanıza yardımcı olur. 10 saniye sonunda vereceğiniz reaksiyon, ilk tepkinizden çok farklı ve yapıcı olabilir.


Bir kelime bulun


Eşinizle birlikte bir kelime belirleyin. Bu kelimeyi ikinizden biri çocuklarınızın önünde yaptığınız tartışmanın kontrolden çıktığını ve kavgaya doğru gittiğini fark ettiğinde kullanacak. İkinizde bu kontrol kelimenin söylendiği anda tartışmanın kesileceği ve çocukların olmadığı bir ortamda devam edileceği konusunda anlaşmaya varmalısınız.


Mesela kontrol kelimeniz “mutluluk” diyelim. Tartışma sırasında eşiniz ya da siz “mutluluk” dediği anda, tartışmayı birbirinize karşı tavır takınmadan keseceksiniz ve çocuklar yattığında ya da okula gittiğinde tekrar gündeme getireceksiniz.


Ortamdan uzaklaşın


Eğer bir kavganın yaklaştığını hissediyorsanız ve çocuklarınız etraftaysa hemen ortamdan sakince uzaklaşın.


Mesela diğer odaya geçin ya da bahçeye, balkona çıkın. Eğer eşiniz peşinizden gelirse, çocukların etrafında bu konuda konuşmak istemediğinizi ve tartışmaya onların olmadığı bir ortamda devam etmek istediğinizi söyleyin.


Tutarlı olun


Yukarıda verilen önerilerin hepsini aynı anda yapmaya kalkmayın. Duruma göre birini seçin. Çocuklarınızın önünde kavga etmek istemiyorsanız, tutarlı bir şekilde bu kavgayı başlamadan nasıl sonlandıracağınıza eşinizle birlikte karar verin ve uygulayın.


Bazen çocukların önünde kavga etmek faydalı olabilir


Eğer anlaşamadığınız konuda uygar bir şekilde, birbirinize karşı saygınızı kaybetmeden tartışabiliyorsanız, farklı fikirlerinizi birbirinizi incitmeden ortaya koyduğunuzu ve bir anlaşma yolu bulmaya çalıştığınızı görmek, çocuklarınıza, kendi ilişkilerini kontrol etme ve anlaşmazlıklarını çözmeleri açısından çok faydalı olabilir.//Kaynak:hthayat.com

Read more
no image

Yatakta özellikle kadınların cinsellikten kurtulmak için kullandıkaları genel bir bahanedir baş ağrısı bahanesi, ancak her zaman kadınlar kaçmıyor cinsellikten.


İşte tam da bu soruyu soran araştırmacılar erkeklerin cinsellikten kaçmak için kullandıkları bahaneleri araştırmışlar. İngiltere’de yapılan bu araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlar şöyle...


Listenin ilk sırasında “Çok yorgunum” var.


İşte diğer bahaneler:




  • Çok yorgunum

  • Havamda değilim.

  • Başım ağrıyor.

  • TV izliyorum.

  • Oyun oynuyorum.

Read more
no image

Türk vatandaşı dünyaya gelirken cinsellikle ilgili her şeyi bilir ve doğuştan bir uzaman olduğunu düşünür ancak işler hiç de öyle değildir.


İşte az bilinen bazı bilimsel cinsel yaşam gerçekleri:




  • Penis büyüten erkeklerin yüzde 65’i sonuçlardan hiç memnun değil.

  • Bir penisin havayla değil de kanla ereksiyon haline geçtiğini düşünen ilk kişi Leonardo da Vinci’ydi.

  • Eski ABD Başkanı Lyndon Johnson penisi için “jumbo” derdi.

  • Hıristiyanlık öncesi birçok dinde cinsellik bir kutlama ve ibadet aracı olarak yapılırdı. Günah ve suçluluk duygusu Hıristiyanlık’la doğdu.

  • Erkek bal arısı cinsel birleşmeden sonra ölür.

  • ABD’nin Mississippi Eyaleti’nde striptiz izleyen erkeklerin ereksiyon haline gelmeleri yasalara aykırı.

  • Antik Yunanistan’da çıplaklığa iyi gözle bakılır, küçük penis ideal olarak kabul edilirdi.

  • Evliler daha çok mastürbasyon yapar.

  • Klitoris kelimesi Yunan asıllı ve “tanrısal” anlamına geliyor.

Read more
no image

Parfüm kullanırken nelere dikkat edeceğinizi, etkisini ve kalıcılığını nasıl artıracağınızı, cilt tipinize göre parfümleri ne miktarda kullanacağınızı biliyor musunuz?


Uzmanlar, görünüşünü güzel bir parfümle tamamlamak isteyenler için doğru parfümkullanmanın ipuçlarını açıklıyor.


Temiz tene uygulayın


Parfümün güzel kokması için kullanılan bölgenin temiz olması gerekiyor. Etkileyici ve güzel bir kokunun ilk şartı temiz bir ten. Özellikle banyodan sonra sürülen parfüm çok daha kalıcı oluyor. Çünkü ciltteki gözenekler banyodan sonra açılıyor ve kokuyu daha iyi emiyor. Ayrıca banyo esnasında parfümün yan ürünlerini kullanmak, kokunun kalıcılığını arttırmaya yardımcı oluyor.


Güzel kokmak için parfümü doğru yere sıkın 


Parfümün kalıcılığını arttırmak ve uzun süre güzel kokmak için bedeninizdeki doğru yerleri tespit etmek gerekiyor. Nabzın attığı yerler parfümün kalıcılığını ve güzel kokuyu destekleyen en iyi yerlerdir. Bilekler, boyun, göğüs arası, kulak arkası ve diz araları daha sıcak ve nemli bölgeler olduğu için parfüm bu bölgelerde kullanılmalı. Buralara sıkılan parfümler daha iyi yayılarak uzun süren kalıcılık sağlanıyor.


Doğru parfüm seçerken cilt tipinize dikkat edin


Doğru parfüm seçerken dikkat edilmesi gereken bir diğer faktör de cilt tipi. Cilt tipi parfümün kalıcılığını etkiliyor.  Cilt tipinizi belirledikten sonra işiniz daha kolay bir hale geliyor.  Parfümü daha uzun süre saklayan yağlı cilt tipine sahip olanlar bu konuda oldukça şanslılar.  Ancak kuru bir cilt yapısına sahip olanlar için durum birazcık farklı. Uzmanlar, kuru ciltte parfümün kalıcı olmadığını ifade ediyor. Bu yüzden kuru cilde sahip olanların parfümü biraz daha fazla sürmelerini öneriyor.


Her beğendiğiniz koku size yakışmaz


Doğru parfüm seçimi yaparken en önemli kokuyu beğenmeniz değil bedeninizde nasıl koktuğudur. Modada olduğu gibi parfümde de en güzel parfüm kendine yakışanı bulmaktan geçiyor. Uzmanlar, beğendiğiniz bir parfümü denemeden karar vermemenizi öneriyor. Parfümler kokularını, cilt kokusuyla birleşerek gösterirler. Bu yüzden kendi teninizde denemeden parfüm seçmek kimi zaman hayal kırıklığı yaratabiliyor.


Üçten daha fazla koku denemeyin


Kendi parfümünüze karar verirken öncelikle bileğinizi iç tarafına bir parça sıkın ve üstünden 10 dakika geçmesini bekleyin. Bu sürede alkol buharlaşır ve vücudun kimyasıyla uyumu tamamlanarak gerçek etkisi ortaya çıkıyor. Bu yöntemle en fazla 3 kokuya bakın. Daha fazlası koku duyunuzun geçici süreyle etkisizleşmesine sebep olur. Kokuları birbirine karıştırmak istemiyorsanız kokular arasında kahve koklayın. Kahve kokusu parfüm kokularını nötrleyerek koku alma duyularınızın açılmasına sağlar.


Parfümlerinizi buzdolabında saklayın


Parfümlerin saklanma koşulları ömürlerini uzatıyor. Parfümleri karanlık, kapalı ve serin ortamlarda saklamak en iyisi yöntem. Kapağı kapalı olarak buzdolabında saklanan parfümlerin ömrü uzuyor.Evoria

Read more
no image

Pek çok kadın ne kadar güzel olursa olsun, söz konusu güven olduğu zaman büyük bir eksiklik hissediyor.Güzellikleri ya da mesleki kariyerleri ne kadar iyi olursa olsun, onların da kendilerinde güvenmediği pek çok konu var.


İşte kadınların güvensiz olduğu 5 konu:


Vücut hatları


Kadınların güvensiz olduğu konular arasında öncelikli olarak vücutları geliyor. Diğer kadınların büyük gözlere, dolgun dudaklara, selülitsiz vicutlara ve belirgin yüz hatlarına sahip olması, diğer kadınlarda ince olamama endişesi yaratıyor. Ve bu yüzden ne yazık ki vücuduyla barışık kadın sayısı yok denecek kadar az sayıda bulunuyor.


Fotoğraflar


Sosyal medyaya olan meraklılık her geçen gün arttıkça kadınların da özellikle Facebooksayfalarında etiketlenme korkuları giderek artıyor.Kadınlar, Facebook sayfalarında yer alan fotoğraflarına güvenmiyor ve başkaları tarafından etiketlenmekten hoşlanmıyorlar.


Aşk


Pek çok kadın aşk hayatlarında reddedilme korkusuyla kendisine güvenmiyor. Hoşlandığı erkek için cesur planlar kursa da reddedilme korkusuyla ne yazık ki bu planlarını hayata çok az sayıda geçirebiliyorlar.


Güzel kız arkadaşlar


Kadınlar, kendilerinden güzel olduğunu düşündüğü kız arkadaşlarına asla güvenmiyor! Söz konusu kişi yakın arkadaşı, kardeşi, erkek arkadaşının eski kız arkadaşı olsa dahi kendilerini onların yanlarında kendilerini güvensiz hissediyor ve yanlarında bulunmak istemiyorlar.


Kişisel veya mesleki hayatlarındaki değişim


Kişisel ve mesleki hayat söz konusu olduğunda, kadınlar erkeklere oranla bu konuları daha çok sorun ediyorlar. Kendilerinden daha iyi yaşam şartlarına ve mesleklere sahip olan diğer kadınların yanında kendilerini güvende hissetmiyorlar. Onların daha çekici olduklarını ve daha yüksek güven duygusuna sahip olduklarını düşünüyorlar. Şirkette kendinden daha iyi bir kadının olması onu yerine geçeceği konusunda korkmasına neden oluyor.//Kaynak:hthayat.com

Read more
27 Mart 2013 Çarşamba
no image

Pavia Üniversitesi’nden İtalyan bilim adamları, aşıkken yapılan seksin zekayı arttırdığını ortaya çıkardı.


Uzmanlar, uzun süreli evli olan çiftlerden ve aşık çiftlerden kan örnekleri aldı. Yapılan incelemeler sonucunda bir kişinin sinir hücrelerinin aşıkkendaha yoğun olduğu belirlendi. Buna bağlı olarak zeka ve tepki verme yetisi de artıyor. Ayrıca seks esnasında beyin hücrelerinin de daha aktif olduğu kaydedildi.


Araştırmada yeni aşık çiftlerinin sinir hücrelerinin büyüme hızının oldukça yüksek, uzun süredir evli çiftlerin hücrelerinin ise daha az yoğun olduğu belirlendi.


Uzmanlar, seksin stresi azalttığını, zekayı arttırdığını ve hem fiziksel hem de ruhen kişinin iyi hissetmesini sağladığını öne sürüyor.kaynak:milliyet.com

Read more
no image

Cilt problemleri durup dururken ortaya çıkmıyor. Yaptığımız basit hatalar kötü görünen sonuçlara sebep oluyor. İşte cildi mahveden 5 hata!


1.Makyajla uyumak


Cildiniz için daha zararlı bir şey olamaz. Eğer sağlıklı ve güzel bir cildin hayalini kuruyorsanız yatağa gitmeden hemen önce tüm makyajınızı temizleyin ve cildinizi nemlendirin.


2.Eskimiş makyaj malzemeleri


Hiçbir kozmetik ürünü kullanmaya başladıktan 12 ay sonraya bırakmayın. Ürünün kapağını açtığınızdan itibaren tam 12 ayınız var. Kuru göz farlarının ömrü ise 3 yıl. O da düzgün bir ortamda saklarsanız.


3.Üst üste makyaj yapmak


Sabah evden çıkmadan önce makyaj yaptınız. Makyaj tazelemek cildiniz için yapabileceğiniz en kötü şeylerden biridir. Üst üste fondöten, pudra veya allık sürülmez. Yüzünüzü yıkamadan yeniden makyaj yapmayın.


4.Çok sık peeling yapmak


Peeling, belirli aralıklarla tekrarlanabilecek bir cilt bakım uygulamasıdır. Her gün veya 2 günde bir peeling yapılmaz. Aksi takdirde cildinizdeki sebum üretimi tetiklenir ve akne gibi sorunlara neden olabilir.


5.Kirli makyaj fırçaları ve süngerleri


40 yıl önce aldığınız fırçayı artık atın! Eski fırçalar ölü deri ve kozmetik kalıntısı deposudur. Haftada bir tüm makyaj fırçalarınızı yıkayın ve kurutun. Mümkünse alkolle temizleyin.

Read more
no image

ABD’deki California Üniversitesi’nden Psikolog Emilio Ferrer ve ekibinin,  romantik ilişkisi olan 32 çiftle yaptığı bir dizi araştırma, sevgililerin kalp  atış hızının ve soluk alıp verme süresinin eşit olduğunu gösterdi.


Bilim adamları, sakin bir odada çiftleri birbirinin karşısına oturttu.Katılımcılar birbiriyle konuşmasa ve birbirine dokunmasa da kalp ve soluk  ritmlerinin aynı olduğu belirtildi.


Bir başka deneyde, farklı kişilerin karşısına oturan katılımcıların kalp  ve soluk ritmlerinin karşılarındakiyle ”uyumlu olmadığı” belirlendi.


Ferrer, birçok araştırmanın ilişki yaşayan bir kişinin sevgilisinin nasıl  hissettiğini anlayabildiğini gösterdiğini ancak bu araştırmanın sevgililerin  fizyolojik düzeyde de birbirine benzediğini ortaya koyduğunu vurguladı.


Bilim adamlarından Jonathan Helm, deneylerde kadınların sevgililerine  ”daha fazla uyum sağlandığının”görüldüğünü, bunun kadınların belki de daha  fazla empati becerisine sahip oldukları için sevgililerine daha fazla bağlı  oldukları anlamına gelebileceğine dikkati çekti.


Konuya ilişkin makale, ”Science Daily” dergisinin internet sitesinde  yayımlandı.

Read more
26 Mart 2013 Salı
no image


  1. Az kaldı bilgisayara sevgilim olur musun? dicem. Çok tatlı lan ne istesem yapıyor, tribi falanda yok ve hep benimle zaman geçiriyor.

  2. Bugün bayan diş doktoruna gittim kocası da ordaydı. “Eşinizin hastasıyım” dedim, birbirimize girdik. Ne dedim ki ben anlamadım gitti.

  3. Çeşme bugün harikaydı ya.. kafamı çıkarmadım altından. Ordan buzdolabına geçiyorum şimdi. Belki bi de balkon yaparım bilmiyorum.

  4. Delinin biri deliler hastanesinde banyo yaparken diğerleri delikten bakmasın diye kapıyı sökmüş.

  5. Eve gelen misafir çocuğundan daha kötü bir şey varsa o da, eve yatılı gelen misafir çocuğudur.

  6. Küçükken, yanağımı sıkıp “seni kızıma alacağım” diyen teyzeler? Ne oldu bizim iş.

  7. 200 TL’ye alınan ayakkabının fiyatı, baba sorduğunda 100 TL’ye kadar düşerken; arkadaş ortamında sorulduğunda 350 TL sınırını zorluyor.

  8. Gölgene lafım yok, O da seni adam sanıp peşinden geliyor.

  9. Eski sevgilim, marketten hıyar aldığımı görünce; Aynı sen dedi. Şimdilik yanıt vermedim. Ama, elbet evde kaşar bitecek.

  10. Sevdiğim kız bana abi demiş, ulan sevsin yeterki isterse bacanak desin.

  11. Bir kız görürsün çok beğenirsin yanına gidersin bıyığını farkedersin hevesin kaçar.

  12. Yastığımın dili olsa “yeter lan bana sarıldığın, git kendine bi sevgili falan bul” diye sitem ederdi.

  13. Eğer kişi; Hem akıllı hemde çalışkan ise takdir et, Akıllı değil, çalışkan ise dikkat et, Akıllı olup tembel ise ikaz et, Hem akılsız hemde tembel ise imha et.

  14. Geçen arkadaşlarla fırında patates yiyorduk, fırın sıcak geldi toplanıp bahçeye çıktık.

  15. İtiraf etmeliyim ki uzaktan kumanda bazen çoook uzakta oluyor ve bende saatlerce aynı kanalı izliyorum.

  16. Durun! Burada nefes almayın, daha ucuz bir yer biliyorum.

  17. İlkokulda 48′li pastel boyası olan çocuk, napıyosun lan ressam oldun mu? İnşallah badanacı olmuşsundur. Okulda havandan geçilmiyordu.

  18. Sınavımı bitirdim! Kağıdımı veriyorum.. Bitirdin mi evladım? Yok hocam açıktığınızı düşündüm, kağıdı yemeniz için veriyorum.

  19. Olimpiyatlarda Çin ve ABD altın devrini, Kore gümüş devrini, İngiltere bronz devrini, Türkiye taş devrini yaşıyor.

  20. 3 şey sonsuzdur; Arka Sokaklar, Akasya Durağı ve Doktorlar, bu üçü evrende asla yok edilemez.

Read more
no image

Bu soruya verilecek doğru cevaplar olduğu kadar  yanlış cevaplar da bulunmaktadır.Gelin şimdi biz yanlış cevaplar üzerinde duralım ve bakalım neden evlenmek istiyoruz.


1.Aşığım Ölüyorum


Aşk; makul açıklanabilir bir ruh hali değil ki, hu motivasyona güvenip kaç yıl olduğu belirsiz bir angajmana gireceksiniz. Aşıksanız, ölüyorsanız bunu doyasıya yaşamanızı tavsiye ederim sadece... Hiçbir aşk birkaç yıldan daha uzun sürmemiştir. Bir süre sonra biter. Bir bakın bakalım o aşk yerini çok sevmeye, muhakkak yanında olmak istemeye, iyi anlaşmaya, arkadaşlığa bırakıyor mu? Aşıksanız evlenme kararı almak için önce o askın bitmesini bekleyin.


2.Yalnızlıktan Sıkıldım


Belli ki sıkılan bir insansınız. Yalnızlıktan olduğu gibi birlikte olmaktan da sıkılacaksınız. Üstelik ondan daha da çabuk sıkılacaksınız. Çünkü yalnızlık eninde sonunda sizin kontrolünüzde olması daha muhtemel bir şeydir. Tek başınasınız çünkü, istediğinizde bir yere gidebilir, istediğinizde televizyonun en olmayacak kanalını izleyebilirsiniz. Ama bir birliktelik hiçbir zaman tamamen sizin kontrolünüzde değildir. Ve halinden sıkılan bir insansanız yalnızlıktan sıkıldığınızdan çok daha büyük bir hızla biriyle birlikte olmaktan ve aynı evde yaşamaktan da sıkılacaksınız.


3. Çocuk İstiyorum


Birincisi "Bu dünyaya çocuk getirilmez" klişesinin ayakları her geçen gün daha da sağlam bir şekilde yere basmaya başladı. Dünyanın ve iklimin kaç yıl daha bildiğimiz dünya ve iklim olarak kalacağı bile şüpheli... Üç-beş yıl içinde doğacak bir çocuğun 2100 yıllarına uzanan bir ömrü olabilir. Ben, şu ana kadar 2050'den sonrası için ümitli konuşan bir iklimbilimci dinlemedim. Hadi bu kısmı bir kenara bırakalım; ama şu sıralama doğru olamaz:


1-Çocuk istemek,
2-Evlenecek birini bulmak,
3-Evlenmek,
4-Çocuk yapmak...    Doğru sıralama: 2-3-1-4 olmalı...


4.Babam daha fazla sevgili olarak kalmamıza izin vermiyor


Bir süredir bir sevgiliniz var ve artık deşifre oldunuz diyelim. Yani hem ailenizin bu durumdan haberi hem de babanızın bu durumu çok da hoş karşılamayacağı bir aile geleneğiniz var. Bu durumda babanız daha fazla üstünüze gelmesin diye sevgilinize bir şekilde baskı yapıp artık evlilik istediğinizi söylemeye, ima etmeye başlıyorunuz. Oysa sevgililik sevgililiktir, evli olma durumu bambaşka bir şeydir, iki insan en azından bir süre birlikte yaşamadan evliliğe karar vermemelidir, ideali budur ama coğrafyamızda bu, nadir durumlarda mümkün olabildiğinden, size tavsiyem; hiç olmazsa biraz büyümeyi bekleyin.


Büyüdükçe hayattan ne istediğinizi daha iyi bilecek, daha çok olgunlaşacaksınız. Sırf babanız, anneniz öyle istiyor diye bir insanla 50 sene aynı evde yaşama anlaşması yapmanın nasıl bağlayıcı bir sözleşme olduğunun farkına varmak için lütfen biraz daha düşünün.


5. Zor bir dönemden çıkmamda bana yardımcı oldu


Zor dönemlerden çıkarken size yardımcı olan kişilere dost, akraba ya da psikiyatr denir. Ve bunlar sonradan bir insanın kocanız olması için yeterli şart ve yakınlıklar değildir. O zor dönem bittikten sonra sizinle evlenmek istediğini söyleyen kişi, zaten o durumdan Önce de bunu kafasına koymuş demektir. Yani size o yardımı ve desteği aslında karşılıksız vermemiştir. Hadi iyi niyetli düşünmekten vazgeçmeyelim ama desteği size karşılıksız olarak vermiş olsa bile bir insanın yardımsever, iyi ve kötü gün dostu olması onunla aynı evi ve mutlu bir hayatı paylaşabileceğiniz anlamına gelmez. O iyi bir insandır; işte o kadar...


6. Maddi Durumu İyi


Para hiçbir mutluluğun anahtarı değildir, olamaz. Bir insanla paylaşılacak mutluluk, sadece iyi otomobil ve restoranlarda yaşanabiliyorsa ona mutluluk denmez; tüketim denir. Sizin ve kendisinin rahatça, düşünmeden tüketmenizi sağlayan kişiye de olsa olsa sponsor denir, Koca denmez.


Mutluluklar, iyi anlaşmalar, birlikte bir şeylerden keyif almalar, paranın gücüyle oluşturulabilen şeyler değildir. Para sadece alternatifleri artırır. Ama olmayan bir şeyin yerine geçemez. Ama zaman zaman geçtiğini düşündürecek kadar aldatıcı olabilir. Sonrasında "her şeyim var; ben niye mutlu değilim?" diye düşünmemek için en baştan doğru düşünmek gerekir.


7. Artık kendime ait bir evim olsun istiyorum


Özellikle bizim coğrafyamıza ait bir motivasyon. Genç kızlar rahat rahat gezip eğlenemedikleri, kendilerine ait bir dünyayı özgürce yaşayamadıkları için bu dünyayı kurmanın yolunun ayn bir evde yasamak olduğunu düşünüyor. Eh, toplumumuzda aileler genel olarak kızlarının ayrı yaşamalarına izin vermediği için onlar da "evlenmenin" yolunun evlenmek olduğuna karar veriyor. Kızların durumunu anlamaya çalışıyorum. Elbette zor. Kısıtlı bir hayat yaşamaya çalışmak ve hem evi hem dışarıdaki hayatı, ikisine de zarar vermeden dengede götürmeye çabalamak. Ama ne olursa olsun kendinize ait bir hayata kavuşmanın yolu nikah masasından geçmez. Yani sadece bu motivasyonla evlenilmez. Unutmayın o hayat da sadece size ait olmayacak.


Özgürlüğünüzün aslında çok daha kısıtlı olduğu, özelinizin çok daha az olduğu bir hayattır evlilik hayatı. Doğru insanla yapılmadığı müddetçe de kesinlikle baba evini aratır. Hem siz ekmeğinizi elinize bir alın bakalım; ayakları yere sağlam basan bir genç kız, belki de kendi evinde bir süre yaşayıp hayatla baş etmek istemesini babasına açıklayabilir. Hiç belli olmaz.

Read more
no image

İçeriğinde laboratuvarda üretilmesi mümkün olmayan 100'den fazla bileşen olan anne sütü, bebeğin değişen ihtiyacı için sürekli değişiyor ve yenileniyor. Sabah saatlerindeki bileşimi akşam üzerindekinden, bebeğin birinci ayındaki bileşimi yedinci ayındakinden farklı oluyor. Her annenin kendi sütünün bebeği için özel olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, Emzirme Haftası'nda anne sütünün bilimsel olarak kanıtlanmış 12 yararı/özelliğini sıralıyor...


Emzirmenin ve anne sütünün önemine dikkat çekmek için Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1-7 Ağustos tarihleri arasında kutlanan "Dünya Emzirme Haftası", ülkemizde hem dünya ile aynı tarihlerde, hem de 1-7 Ekim tarihleri arasında ikinci kez kutlanıyor. Anne sütünün yararı ile ilgili yazılar eski Mısır'da MÖ 1550 yılından kaldığı sanılan papiruslarda bile geçiyor. Rönesans Avrupa'sında yazılan çeşitli kitaplarda anne sütünün bebekler için en iyi besin olduğu vurgulanıyor.


Eski Türklerde anne sütü kutsal sayılırken, İbni Sina ünlü eseri El-Kaânun fit-tıp'ta (Tıp Kanunu) da bebeklerin mümkün olduğu kadar anne sütü ile beslenmeleri gerektiği yazıyor. 17 ve 18. yüzyıl çocuk sağlığı kitaplarında da anne sütünün önemi üzerine duruluyor. Anne sütünün eşiz bir gıda olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, yüzyıllardır faydaları bilinse de anne sütünün artık bilimsel olarak da kanıtlanmış 12 yararını şöyle sıralıyor:


Yenidoğan bir bebek için en iyi gıda tek başına anne sütü: Yaşamın ilk 6 ayı boyunca, başka hiçbir ek gıda gerekmeksizin, anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli oluyor. Bu dönemde bebeğe ek olarak verilmesi gereken tek destek ise D vitamini... Her annenin sütü kendi bebeği için özel: Anne sütünde inek sütünde bulunmayan ve laboratuvarda üretilmesi mümkün olmayan 100'den fazla bileşen bulunuyor. Buna ek olarak formül mamalardan (kutu veya şişe mamalar) farklı olarak, anne sütünün içeriği, bebeğin sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli değişiyor ve yenileniyor. Örneğin; anne sütünün sabah saatlerindeki bileşimi akşamüzeri bileşiminden, bebeğin birinci ayındaki bileşimi yedinci ayınkinden, farklı oluyor. Ayrıca prematüre bir bebek için olan anne sütü bileşimi, zamanında doğan bir bebek için olandan farklılıklar gösteriyor.


Daha kolay sindirilir: Anne sütü bebeğin hassas ve halen gelişmekte olan sindirim sistemi için de eşsiz. Anne sütündeki protein (çoğunlukla laktalbumin) ve yağ, inek sütündeki protein (çoğunlukla kazein) ve yağa göre daha rahat sindirilebiliyor. Genel olarak anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal veya kabızlık gibi problemler hemen hiç görülmüyor. Sadece anne sütü verilirken oluşan özel barsak florası bebekleri enfeksiyonlardan ve ishallerden koruyor.


Daha az sodyum (tuz) ve protein: Anne sütünün tuz ve protein içeriği inek sütüne göre daha az olduğu için, yenidoğanın gelişmekte olan böbreklerinin süzme kapasitesine daha uygun oluyor.


Daha az alerji riski: Anne sütü alan bebeklerde ilk 6 aylık dönemde de, sonraki ek besin döneminde de gıda alerjilerine mama ile beslenen bebeklere oranla daha az rastlanıyor.


Daha iyi kalsiyum ve demir emilimi: Anne sütündeki kalsiyum ve demir, inek sütü bazlı mamalara göre daha iyi emilerek bebeğin kan dolaşımına katılıyor. Anne sütü alan bebeklerde demir eksikliği anemisi daha az görülüyor.


Cildi etkiler: Anne sütü ile beslenen bebeklerde daha az pişik görülüyor.


Bağışıklığı güçlendirir: Anne sütü bebeği çeşitli hastalıklardan koruyan bağışıklık maddelerini (antikorlar) bebeğe vererek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Anne sütü ile beslenen bebeklerde kulak iltihabı, soğuk algınlığı gibi hastalıklar daha az görüldüğü gibi, hastaneye yatmayı gerektirecek mikrobik hastalıklar da bu bebeklerde daha az görülüyor.


Obeziteden korur: Anne sütü bebeği ilerideki yaşamında obeziteden koruyor.


Psikolojik gelişimine katlı sağlar: Anne sütü verilmesi sırasında anne ile bebek arasında çok özel bir bağ kuruluyor. Bu bebeğin psikolojik gelişimine olumlu katkıda bulunurken, anne-bebek ilişkisini de kuvvetlendiriyor.


Anne sütü verilmesi en rahat besin: Her zaman kullanıma hazır, temiz ve ideal sıcaklıkta oluyor. Bebeğin ihtiyacı olan her yerde ve her zaman verilebiliyor. Anne sütü formül mamalar ile karşılaştırıldığında aynı zamanda çok daha ekonomik.


Anneyi de koruyor: Emziren annelerde meme ve rahim kanserlerine emzirmeyenlere oranla daha az rastlanıyor.


2 yaşa kadar anne sütüne devam edilmeli


İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenilmesi, 6. aydan sonra ek gıdalara başlanılması öneriliyor. Ek gıdalara alışma sürecinde temel besin yine anne sütü olsa da 1 yaşa kadar günlük beslenmenin yüzde 30 una kadar azalıyor. Dünya Sağlık Örgütü, ek gıdalarla birlikte olmak koşuluyla anne sütünün 2 yaşa kadar devam edilmesini öneriyor.


Anne sütü teşvik edilmeli


2 yıllık bu süreçte, emziren annenin her aşamada desteklenmesi, anne ve bebek bağının sağlıklı oluşumu ve sürmesi için büyük önem taşıyor. Yenidoğan ünitelerinde ve doğum servislerinde yenidoğan bakımı ve emzirme konusunda bilinçli personel çalıştırılması, anneye ve aileye doğru bilgilendirme yapılması gerekiyor. İşte bu amaçla 1991 yılında Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler Programı uygulanmaya başlandı.


Kaynak: Dr. Ayşe Sokullu-Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı


Read more
no image

Bayındır Hastanesi İçerenköy Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Ayşe Korkmaz, havalar tam ısınmaya başlamadan kış mevsiminde alınan fazla kilolardan kurtulmak için erken davranılması gerektiğini dile getirerek, kilo vermek için neler yapılması gerektiğini anlattı.


Korkmaz, kilo kaybetmek için sağlıksız yöntemlere başvurulmaması gerektiğine de işaret ederek, şunları dile getirdi.


Sağlıksız yöntemleri kullanmak ileri de başka sağlık sorunlarınının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Amaç kısa zamanda kilo kaybı değil verilen kiloları geri almamaktır. Buna ulaşmak için emek vermek ve yeterli zaman ayırmak gerekir.


Peki ideal kiloya ulaşmak için gerekli süre ne olmalıdır?


Haftada 0,5-1 kg. kilo kaybı ideal olanıdır. Burada önemli olan kaybedilen kilonun vücuttaki yağ kitlesinden olmasıdır. Bunun için bu işe zaman ayırmak ve acele etmemek gereklidir. Unutulmaması gereken önemli nokta; hızlı verilen kilo hızlı bir şekilde ve daha fazlasıyla geri alınacaktır.


Karar verdiniz, peki nasıl bir yol izlemelisiniz?


1- Öncelikle bu işe başlamak için kararlılık şart. Bu noktada bir tavsiye: diyet yapmaya başladığınızı etrafınızdaki kişilere söylemeyiniz. Sizi yoldan çıkarmak isteyenler ya da yaptığınız diyet hakkında ilginç yorumlar yapanlar olacaktır. Unutmayın herkesin "diyet yapmak" konusunda değişik bilgileri vardır. Genelde bu bilgilerin doğruluğuna kuşku ile yaklaşmak gerekir.


2- Diyete başlamadan bir doktor kontrolü şart. Kilo almanın ya da kilo vermede zorluk çekmenin altında bir sağlık sorunu olabilir. Eğer bir ilaç kullanmanız gerekecekse bunu size ancak ve ancak doktorunu z söylemelidir. Kilo kaybı için kulaktan dolma bilgiler ile ilaç kullanımı başka sağlık sorunlara zemin hazırlayabilir.


3- Doktor kontrolü tamam, sıra bir diyetisyene gitmeye geldi. Aman dikkat gittiğiniz kişinin bir diyetisyen olduğundan emin olunuz. Çünkü yapılacak yalnış bir beslenme planı ileride daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Amaç kişi ya da kişilerin söyledikleri ya da yaptıkları ile değil uluslararası otoriteler tarafından kabul görmüş kurallar ile size özel bir diyet programı yapmaktır. Sağlık işi hafife alınacak bir şey değildir.


4- Sırada diyetisyen tarafından kişiye özel bir beslenme planı düzenlenmesine geldi. "Kişiye özel "ne demek diye sorarsanız; cinsiyet, yaş, sağlık durumu ve fiziksel aktivite durmununa göre beslenmenin düzenlenmesidir.


5- Diyet yaparken dönem dönem kilo kaybı yavaşlayabilir ya da durabilir. Bu durumda yapılacak en doğru şey pes etmeden diyetinize devam etmektir.


6- Diyetiniz yaparken ek olarak yapılacak en iyi şey düzenli bir egzersiz programı uygulamak olacaktır. Unutmayın bunun içinde uzmanından yardım almak en doğrusudur.


7- Artık herşey tamam. Asla vazgeçmek yok.


Diyet yaparken bazı öneriler;


1- Diyetisyeninizin kontrolü dışında tartılmayınız. Kilonuz başka bir tartıda farkı çıkabilir ve bu durum sizin motivasyonunuzu olumsuz yönde etkileyebilir.


2- Diyet yaparken amaç vücut yağ kitlesinin azalmasıdır. Bunun için kesinlikle size verilen programdaki besinlerin miktarlarını azaltmayınız.


3- Diyet yaparken hep olumlu düşünmek gerekir, özellikle kilo kaybının az olduğu durumlarda. Gözünüze az görünen kilo kaybını o kiloyu almışta olabilirdim diye düşünün.


4- Kilo verdikten sonra almak istediğiniz bir kıyafet varsa arada bir çıkarıp ona bakın. Diyetinize devam etmek için motivasyonunuz artacaktır.


5- İdeal kiloda olduğunuz resminizi bulup sürekli görebileceğiniz bir yere koyun ve gece yatarken kendinizi o kiloda düşünüp yatın.


6- Diyet yaparken bir öğün ya da bir gün diyetinizin dışına çıkmış olabilirsiniz. Böyle bu durumda en iyi davranış şekli hiçbir şey olmamış gibi kaldığınız yerden diyetinize devam etmektedir.

Read more
25 Mart 2013 Pazartesi
no image

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Türkiye'deki yıllık evlenme ve boşanma oranlarını açıkladı.


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, yılda 500 ila 600 bin çiftin evlendiğini, 100 bin çiftin ise boşandığını söyledi.


Bakan Şahin, Türkiye’de yılda 500 ile 600 bin evlilik olduğuna dikkat çekerek, “Yılda 100 ila 200 bin de boşanma meydana geliyor. Bu rakam 2001 ekonomik krizinde en yüksek değere ulaşmış ve 140 bin boşanma meydana gelmiş. 2008 de bir yükselme oldu ama alınan tedbirle bu düşürüldü. Biz bunların hiç birinin olmaması için 3 boyutlu sistemimizi çalıştırıyoruz. İlk olarak evlilik öncesi eğitime başladık. Nikah öncesi artık eğitim veriyoruz” şeklinde konuştu.


Boşanmaların yüzde 39’unun ilk 5 yılda meydana geldiğine dikkat çeken Bakan Şahin, boşanmalarla ilgili 5 ilde 450 çift üzerinde çalışma yaptıklarını ve çalışma sonucunda ayrılmak isteyen çiftlerden 75’ini boşanmaktan vazgeçirdiklerini aktardı.


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Şahin, güvenlik butonu kullanmak istemediklerini aktararak, “Şiddeti hiç istemiyoruz. Kadına yönelik şiddetle, aile şiddetini Biz kız çocuklarımızın okutulması, sağlıkta dönüşümü ve kadının önemsenmesini istiyoruz” dedi.//Kaynak:aktifhaber.com

Read more
no image

Yarım limon


Güneş lekeleri için evinizdeki limon iyi bir çözüm olabilir. Limonu ortadan kesin ve lekelerinize sürün. Yüzünüz bu şekilde 3 dakika bekleyin ve durulayın.


Kibrit kutusundan törpü


Tırnağınız kırıldı ancak törpünüzü evinizde unuttunuz.. Kibrit kutusunun yakma şeridi ile tırnağınızı kısa sürede törpüleyebilirsiniz.


Türk kahvesiyle peeling


İçtiğiniz türk kahvesinin telvesini dökmeyin. Kahve telvesiyle bepanten kremi karıştırın ve yüzünüze dairesel hareketlerle sürün. Hoş görünmese de ölü derilerden kurtulmak için en basit çözüm.


Eski maskaralar kullanılabilir


Tarihi geçen maskaranız hala işinize yarayabilir. Eski maskaranızı alt kirpiklerinize sürün. Kalıntılarını temizlemek kolay olurken daha doğal görümüm elde edebilirsiniz.


Bal ile cildiniz parlasın


Kurumuş ve çatlamış ciltler için bir kaşık bal ile şekeri karıştırın. Dudaklarınıza sürün ve bekletin. Böylece yumuşacık ve pürüzsüz, canlı dudaklara sahip olabilirsiniz.//kadınvekadın

Read more
no image

Bütün ilişkiler güzel duygularla başlıyor. Hissedilenler o kadar büyüleyici, o kadar yoğun oluyor ki, sanki bulutlar sarıyor çiftlerin etrafını. Ancak zaman ilerledikçe gerçekler ortaya çıkmaya başlıyor.


Önce, hafif yaşanan anlaşmazlıklara, kişilik karmaşalarına, bir gün geçecek umuduyla göz yumuluyor.Ancak beklenilenler olmuyor ve bir süre sonra o aşık olduğumuz insanın ya da başka bir deyişle yere göğe sığdıramadığımız ilişkinin maskesi düşüyor.


Eşiniz kıskançlık krizleri mi yaşıyor?


Araştırmalara göre, kadınlar en çok eşlerinin aşırı kıskançlıklarından şikayet ediyor. Bazen bu kıskançlık krizleri öyle bir boyuta varıyor ki, ilişkinin de, kişilerin de huzurunu ve düzenini bozabiliyor. Böyle durumlarda sakin olmaya çalışın. Eşinize inat olsun diye, onu daha fazla kıskandırma yoluna gitmeyin. Ona verdiğiniz değeri gösterin ve hissettirin. Ayrıca size güvenmesi gerektiğini vurgulayın. Tabii sürekli sorgulama tarzında gelen sorularını da yanıtlamayacağınızı belirtin. Eğer bütün bu yaklaşımlarınız çözüm getirmiyorsa ve eşinizin güvensizliği devam ediyorsa, beraber bir uzmana gitmeyi önerin.


Yalan konuşmaya mı başladı?


Yalan konuşmak bazen bir kaçamak, bazense bir alışkanlık, hatta hastalık boyutuna varabiliyor. Eğer eşinizin size yalan konuştuğunu düşünüyorsanız, bunu öncelikle sorgulama yoluna gitmeden sessizce izleyin. Ve kendinize çeşitli sorular sorun. Örneğin; acaba eşiniz sizi üzmemek, tepkinizi çekmemek için mi yalan konuşuyor? Eğer sonuçta eşinizin gerçekten yalan konuştuğunu düşünüyorsanız ve sevmediğiniz davranışlara devam ediyorsa, önce kendinizi kandırmadan önyargısız hareket etmeye çalışın. Çünkü bir insanın dürüst davranışlarda karar kılması, ancak kendi isteğiyle mümkün olur. Eşinize, bu konuda önceki deneyimlerinizi ve çevrenizde yaşananları anlatın. Ve ona sınırlarını hatırlatarak, ilişkinizin devamı için şartlar koyun.


Aldatıldığınızdan mı şüpheleniyorsunuz?


Kadınların eşleriyle ilgili diğer büyük sıkıntılarından biri de, erkeğin eşini aldatıyor olması. Evliliklerde böyle olaylara çok rastlandığı için, kadınlar kolaylıkla bu duyguya kapılabiliyor. Eşinizin sizi aldatıp aldatmadığını anlamak için, onun rutin davranışlarını inceleyin. Örneğin; haftalarca sizinle seks yapmaması, istekli olmanız karşısında çeşitli bahanelerle sizi reddetmesi, mutlaka sizi rahatsız eder. Bütün veriler sizi aldattığını gösteriyorsa, kesinlikle telaşa kapılmayın. Uygun bir zamanı seçin ve eşinizle oturup güzel bir dille konuşun. Kesinlikle suçlama yoluna gitmeyin. Eğer gerekli duyuyorsanız, bir uzmandan destek isteyin. Bütün bunlar da sonuç getirmiyorsa, kendiniz için neler yapabileceğinizi düşünün.


Şiddete mi başvuruyor?


Bir ya da birkaç kez olması hiç fark etmez, eşinizin size herhangi bir şekilde vurması, suç sayılır. Çünkü hiçbir insanın kimseye vurmaya hakkı yoktur. Eğer eşiniz size sık sık vuruyor ve kendinizi bu tip kaba tavırlardan dolayı tehlike altında hissediyorsanız, ondan biraz uzak kalmayı deneyebilirsiniz. Küçük çocuklarınız varsa, onları da yanınıza almanız uygun olur.


Eğer eşiniz sizi sürekli dövüyor veya vurma tepkisinin ardı kesilmiyorsa, bunu polise bildirebilirsiniz. Çünkü böyle bir olayın kayıtlara geçmesi, ilerde yapacağınız boşanma gibi yasal başvurularda işinize yarayabilir. Fakat olaylar bu boyuta varmadan önce,bir uzmana danışmanız doğru olur.//Kaynak:kadınvekadın.net

Read more
no image

Belki sormanız gereken bir şey var. Belki onda kalan ve almak istediğiniz özel eşyalarınız. Veya ailesinden biri hasta ve arayıp durumunu öğrenmek istiyorsunuz.


Konu ne olursa olsun eski sevgilinize mesaj atarken, iletişimin devam edeceği hissini vermemeye özen gösterin. Bununla birlikte bir cevap alamama veya en azından istediğiniz cevabı alamama ihtimalini aklınızda tutun.


Tek Kelimeli Mesaj


Sadece "Selam", "Naber", "Nasılsın" gibi kısa bir mesaj göndermeyin. Neden mesaj yazıyor olduğunuzu anlatan ve direk konuya giren bir mesaj yazmalısınız.


Sevgi Göstergeleri Ve İfadeler


Artık bir çift olmadığınızı unutmayın. Geçmişte oldukça yakın ilişkilerde olmanız halen belli ifadeleri kullanabileceğiniz anlamına gelmiyor. Herhangi bir durumdan dolayı üzgünlüğünüzü veya sevincinizi bile belli edecek olsanız bu tür ifadelerden kaçınmalısınız.


Alıngan, İmalı, Kaba Laflar


O sırada kızgınsanız bunu bir arkadaşınız ile konuşarak çözmeye çalışın. Özellikle alkollüyken eski sevgiliye mesaj yazmak, bu konuda yapılabilecek en büyük hatalardan birdir. Siniriniz geçtiğinde pişmanlık canınızı oldukça sıkabilir.


Cevap Talebi Mesajı


Mesajınızı gönderdikten bir süre sorna yapılabilecek en yanlış hareket, "Mesajımı almadın mı? Bana neden cevap vermiyorsun" tarzında bir mesaj daha atmaktır.


İlişkilerden Bahsetmek


Her ikinizin veya sadece birinizin hayatında başka birisi olabilir. Mesajınızda yeni bir ilişkiniz olduğundan, onun devam eden ilişkisinden bahsetmeyin. Yeni ilişkilerin kritiği eski sevgili ile değil arkadaşlar ile yapılır.


Ödemeli Arama


Asla asla asla yapılmaması gereken bir şey!


Romantik Cümle


"Seni düşünüyorum", "Seni Özledim" tarzında atılan bir mesaj sonucu çoğunlukla hüsran ile biten mesajlardandır. Karşınızdaki kişi aynı histe değilse yazacak bir karşı cevabı olmadığından sessiz kalacak ve bu da kalbinizi oldukça kıracaktır. Kendinizi böyle bir pozisyona sokmayın.


Umutsuz Özürler Ve Yalvarışlar


Biten ilişkinin ardından size geri dönmesini dileyen mesajlar atmanız sizden daha çok soğumasına sebep olacaktır. Bir de bunların hiç birine cevap vermediğini düşünürseniz hüsranınız daha da artacaktır.


İkinci, Üçüncü Ve Hatta Dördüncü Mesaj


Yazdığınız mesaja cevap vermedi diyelim. Ardından bir mesaj daha ve sonra bir tane daha yazmak onu bunaltabilir. Söyleyeceğinizi tek bir mesajda( belki önceden başka bir yere yazarak lafı toparlayarak) ifade edin. Eğer eski sevgilinize göndereceğiniz mesajdan emin değilseniz, sakın göndermeyin.//Kaynak:kadınvekadın.net

Read more
22 Mart 2013 Cuma
no image

Çocukları mutlu etmenin yolu sadece hediyeler almaktan, istedikleri yiyecekleri yemelerine izin vermekten geçmez. Aslında çocukları mutlu etmek sanılandan çok daha kolaydır. Onların tek istedikleri ebeveynleriyle zaman geçirmek, onlarla özel anları paylaşmaktır. İşte size mutlu bir çocuk yetiştirmenin 5 sırrı.


1- Mutlu bir çocuk yetiştirmek için işaretleri okumaya özen gösterin


Çocuğunuz sevindiğinde ya da üzüldüğünde sizi bunu belli etmektedir. Siz işten eve geldiğinizde yüzünde büyük bir gülümsemeyle size sarıldığında mutlu olduğunu, istediği bir şeyi yapmadığınızda asık suratlı haliyle üzgün olduğunu size anlatabilir. Mutlu bir çocuk gülümser, oyun oynar, diğer çocuklara ilgi gösterir, çok fazla motivasyona ihtiyacı yoktur.


Mutsuz çocuklar ise çok daha sessizdir, çok fazla yemezler, diğer çocuklarla bir araya gelmekten çok hoşlanmaz, yalnız oynamayı tercih ederler, çok fazla soru sormazlar. Bununla birlikte doğası gereği utangaç ve içine kapanık bir çocuğunuz varsa, çok fazla gülmüyorsa bu onun mutsuz olduğu anlamına gelmemektedir. Utangaçlık mutsuzlukla aynı şey değildir.


Ama çocuğunuz utangaç bir yapıya sahipse onun mutluluk işaretlerini okumak için daha çok çaba harcamanız gerekebilir.


2-Birlikte vakit geçirmek ve eğlenmek için zaman yaratın


Çocuklarlar için onları mutlu etmenin en kolay yolu şeker ya da dondurma vermek olarak düşünülse de aslında onu "sizinle" zaman geçirmekten daha çok mutlu edecek bir şey yoktur.


Onlarla bağ kurmak için oyun oynamalısınız. Eğer sizinle güçlü bir bağı olan bir çocukluk geçirmesini sağlarsanız çocuğunuzun mutlu olacağından emin olabilirsiniz.


Oyun oynamak çocuğunuzu o an için mutlu ediyor gibi gözükse de gelecekteki mutluluğu için de önem taşımaktadır. Bloklardan kuleler yapmak, en sevdiği oyuncaklarıyla doktorculuk oynamak gibi kurgulanmamış anlık oyunlar çocuğunuz için çok faydalı olacaktır. Oyun oynamak keşfetmek, yaratmak anlamına gelmelidir, her zaman için müzik sınıfları, organize spor dersleri anlamına gelmez.


3-Yeteneklerini geliştirmesi için ona yardımcı olun


Genellikle mutlu insanların bazı konularda yeteneklerini geliştirmiş uzmanlaşmış insanlar olduğu gözlemlenmektedir. Çocuklar için de aynı durum söz konusudur.


Çocuğunuzdan size top atmasını isterken ve onunla bu konu üzerinde çalışırken onun top atmak konusunda uzmanlaşmasını, hatalarından ders çıkarmasını ve devamlılığın ve disiplinin faydalarını öğrenmesine yardımı olursunuz. Çocuğunuz top atma ve tutma konusunda uzman oldukça çalışmalarının sonucunda başarılı olduğunu görecek ve bu hoşuna gidecektir.


4-Dengeli beslenmesine ve hareket etmesine özen gösterin


Nasıl ki büyükler için dengeli beslenme ve bol bol hareket etmek hayat standardını yükselten bir etkendir, çocuklar için de durum aynıdır.


Uykusunu iyi alması, hareket etmesi ve sağlıklı beslenmesi çocuğunuzun mutluluğu için çok önemlidir. Beslenmesindeki yiyecekler ile çocuğunuzun davranışları arasındaki ilişkiyi de yakından gözlemlemenizde fayda vardır.


Bazı çocuklar çikolata yedikten sonra enerji dolu olur ancak diğerleri agresif bir yapıya bürünebilir, duygu durumunda sık sık değişkenlikler olabilir. Yemek alerjileri ve hassaslıklar çocukların davranışlarını ve duygu durumlarını etkileyen diğer faktörler olabilir.


5- Problemlerle mücadele etmelerine izin verin


Çocuğunuz yerine her şeyi sizin yapmanız daha mutlu bir çocuk yetiştirmenize sebep olmaz. Aksine ilerde kendisi bir şeyi başaramadığında mutsuz olmasına neden olur. Çocuğunuz yardım istediğinde ona problemi çözme yolları ile ilgili yardımcı olun, problemi onun yerine çözmeyin. Çocuğunuzun ilerdeki yaşamındaki mutlululuğu için problemlerle mücadele edebilme yöntemi geliştirmesi oldukça önemlidir.


Mutlu çocuk yetiştirmek için her şeyden önce çocuğunuzla çok zaman geçirip onu tanımaya çalışın. Bu sayede çocuğunuzun zevklerini, keyif aldığı şeyleri yakından öğrenebilir, onda anı oluşturacak izler bırakabilirsiniz./kadınvekadın

Read more
18 Mart 2013 Pazartesi
no image

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de gençler aileleri ile en çok yaptıkları harcamalar, tüketim alışkanlıkları, kılık kıyafet, en az ise din ve siyaset nedeniyle tartışıyor. Bakanlığın 18-25 yaş arası gençler arasında yaptırdığı araştırmaya göre, erkekler, kızlara oranla daha fazla sorun yaşıyor.


Gençlerin yüzde 32’si en çok yaptıkları harcamalar nedeniyle aileleriyle sorun yaşadıklarını belirtirken,yüzde 26.5’i arkadaş seçimi konusunda sıkıntı yaşıyor. Araştırma sonucu çocuklarının dini tutumlar davranışlar ile siyasi görüşler konusunda da ailelerin daha az tartıştığını ortaya koyuyor. Buna göre gençlerin yüzde 10.7’si dini tutum ve davranışlarda, yüzde 8’i de siyasi görüşleri konusunda ailesi ile sorun yaşıyor.Araştırma sonucuna göre gençlerin yüzde 63.4’ü ‘mutlu’, yüzde 13,6’sı ‘çok mutlu’, yüzde 20,4’ü ‘orta’, yüzde 2,2’si ‘mutsuz’ ve yüzde 0,5’i de ‘çok mutsuz’ cevabını veriyor.Araştırmaya göre, gençlerin aileleriyle tartışma sebepleri ve bunların oranları şöyle:Yemek ve ev düzeni alışkanlığı: Yüzde 24.7.


Kılık-kıyafet tarzı: Yüzde 23.3.
Eğlence tarzı: Yüzde 22.6.
Aile içi ilişkiler: Yüzde 20.
Evlilik ve aile hayatına bakış: Yüzde 17.1.
Geleneklere bağlılık: Yüzde 15.7
Okul ve meslek seçimi: Yüzde 14.7.
Akrabalık ilişkileri: Yüzde 14.3.

Read more
13 Mart 2013 Çarşamba
no image

'Sinirlenince daha çekici oluyorsun' klişesinin doğruluğu araştırmalarca da doğrulandı. Öte yandan İngiltere'de Portsmouth Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Ed Morrison öncülüğünde yapılan araştırmada çekici olmayan insanlar geniş geniş gülerlerse zevksiz görünüyor. Çünkü ifadesinden çok yüzünün yapısının altında yatan esas şeyin farkına varılıyor.


Ancak bir eşin izini sürmek için ifade hala küçük farklılık yaratıyor. Dr. Morrison, araştırmasında çekicilik az ya da çok, 'insan kendini nasıl sunuyor' ya da 'nasıl görünüyor', onu inceledi. Araştırmada insanın ifadesi ne olursa olsun yüzdeki çekiciliğin diğer insanın aklında sabit kaldığı ortaya çıktı.


Dr. Morrison "Yüzün sert dokuları değişmez ve erkek veya kadın, insanlara yüzün yapısının altında yatan şeyi, çekici olup olmadığını söyler. Evrim teorisi bir insanın yüz çekiciliğinin onun biyolojik kalitesinin en önemli ipucudur der. İnsanlar bir eş seçerken çekici yüzü tercih ederler" dedi.


Bu çalışmada kişinin çekiciliğinin yüzdeki ifadeye bağlı olarak diğer insan tarafından değerlendirmesinde küçük farklılıklar buldu. Ama bu değişiklikler sınırlı ve sadece yarısı insanların kendi arasındaki sınırlamada önemli. Ayrıca mutlu ifade doğal ifadeden çok daha çekici değil.


Dr. Morrison "İnsanlar başkasının yüz ifadesine dayanarak çekiciliklerine karar veriyor. Ama çekiciyse eşliğe seçmek için daha çok etkili olyor. Örneğin, nefret veya küçümseme birini kovalamak için işaret değil,buna karşılık gülmek veya doğal ifade eş seçilmek için daha büyük olasılık içeriyor" dedi.


Araştırma 128 erkek ve kadın üzerinde yapıldı. Fotoğraflarda mutlu, doğal, üzgün, şaşkın, korkmuş, kızgın ve tiksinmiş yüz ifadeleri 30'a kadar değerlendirildi. Erkek ve kadınların ikisi de çekici her yüzü hemen hemen eşit olarak derecelendirdi. Karar vermede cinsiyetin önemli olmadığı görüldü. Dr. Morrison "Bizim bulgularımız erke ve kadınların aynı yolla çekici göründüğü fikrini içerdiğini söylüyor. Çünkü büyük ihtimalle insanlar karşı cinsin cazibesini poatsiyel eş gibi değerlendiriyor ve hemcinsinin cazibesini ise rakip olarak değerlendiriyor" dedi.

Read more
8 Mart 2013 Cuma
no image

Ordu Arıcılar Birliği, 15 Mart'tan itibaren kentteki 10 bin öğrenciye okul sütünün yanında ücretsiz bal dağıtacağını duyurmasıyla gelen olumlu tepkiler üzerine,dağıtılacak balı 20 bin kavanoza çıkardı.


Birlik başkanı Necati Aydın,15 Mart'tan itibaren Ordu'daki bütün ilkokul öğrencilerine sütün yanında bal dağıtacaklarını anımsattı.


İlk etapta 10 bin kavanoz bal dağıtacaklarını açıkladıklarını ancak gelen güzel tepkilerin ardından bu rakamı 20 bine çıkardıklarını ifade eden Aydın, ''40'ar gramlık 10 bin kavanoz daha alarak bunların da dolumuna başladık'' dedi.


Ordu Arıcılar Birliği olarak çok güzel bir projeye imza atacaklarını vurgulayan Aydın, ''Kavanozların dolum işlemleri sürüyor.İnşallah 15 Mart'tan itibaren Ordu merkez başta olmak üzere tüm ilçelerimizdeki öğrencilere bal dağıtacağız'' ifadelerini kullandı.//trthaber.com

Read more
no image

Evliliğinizi canlandırmak istiyorsanız, Dr. Mehmet Öz'ün bu önerilerine kulak verin


Bütün bu evlilik öncesi hedefler ve değerler iyi, hoş ama sürekli olarak yeni sorunlar ve problemlerle (çocuklar, para vs.) karşılaşacağınız için önemli olan özellikle de ilişkiniz gelişirken, konuşup anlaşarak ortak bir görüş belirleyebilmektir.


İlk çıkmaya başladığınızda eşinizin nasıl olduğunu hatırlayın. Birbirinizden etkilenmenize neden olan özelliklerine odaklanın. Daha çok anlaşmaya çalışın. Evlilikteki en önemli kurallar ikinizin de üzerinde anlaştığı kurallardır. Kimse zarar görmediği sürece (önemli olan da budur) eşler arasındaki her "kural"tartışılabilir. Bu, mali konulardan, çocuk yetiştirmeye, tatil için nereye gideceğinize kadar her şeyle alakalı olabilir.


Eşinize Odaklanın


İlişkinize odaklanın. Çocuğunuz olduğu zaman dünyanın onların etrafında döndüğü doğru ama çocuklarınıza veli, ebeveyn, gözetmen, akıl hocası olurken bile öncelikli olan ilişkinizin çocuklarınızla değil, eşinizle olan ilişki olduğunu unutmayın. Özellikle zaman ve ilgi söz konusu olduğunda bunu hatırlamalısınız. Zor olduğunu biliyorum ama evlilikte ne kadar mutlu olunursa, çocuklarla ilgili konuların üstesinden gelmenin o kadar kolaylaştığını unutmamakta fayda var.


Ortak Görüş Belirleyin


Evliliğinize yönelmeniz çocuklarınıza sevgi dolu bir ortamda büyüme olanağı sağlayacaktır. Ayrıca unutmayın ki çocuklarınız bir gün evden gidecek ve hayatınızın geri kalanını geçirmek için yanınızda eşiniz kalacak. Ortak bir görüş belirleyin. Evlenmeden önce çocuklarınızı belli bir dine göre yetiştirmek veya hiç fast food yedirmemek gibi kararlar almış olabilirsiniz.


Problemlere Eleştirel Yaklaşmayın


Bütün bu evlilik öncesi hedefler ve değerler iyi, hoş ama sürekli olarak yeni sorunlar ve problemlerle (çocuklar, para vs.) karşılaşacağınız için önemli olan özellikle de ilişkiniz gelişirken, konuşup anlaşarak ortak bir görüş belirleyebilmektir. Ortak görüş belirlerken iki tarafın da problemleri eleştirel olmayan şekillerde ele alması ve çözümlemesi gerekiyor.


Özel Olduğunu Hissettirin


Anlaşamadığınız noktalarda, problemleri çözmek için, iki tarafın ortaya sunduğu farklı yaklaşımlardan faydalanmaya çalışın. Spontane davranın. Şu anda, eşinizin hoşuna gidebilecek 3 tane şey söyleyebilir misiniz? O halde bir tanesini yapın. Evet, tam şu anda. Unutmayın ki sürpriz olarak ne yaptığınızın önemi yoktur, önemli olan onun için özel bir şeyler yapmaya vakit ayırmış olmanızdır.

Read more
no image

Koyu Renkli Saçlar


Siyah ve kestane saçlılar hem yapı hem de yaradılış bakımından diğerlerinden çok farklıdırlar. Evlerini çok severler. Alıştıkları hayattan ayrılmak onlara çok zor gelir. Biraz sabırsız, tedbirli, düşünceli ve titiz olurlar.Enerjilerini özenle kullanmayı bilirler. Koyu renk saçlara sahip olanlar titiz ve dikkatli oldukları için ayrıntılı işlerde çok başarılı olurlar. Sanat kabiliyeti ve sanat sevgisi kuvvetlidir. Anlayışlı ve sadıktırlar.


Sarı Renk Saçlar


Sarışınlar genellikle kuvvetli, orijinal fikirli, her duruma ayak uyduran, hevesli, yaratıcı ve çeşit kabiliyetlere sahip kişilerdir. Değişikliği çok severler. Bir işte çabucak sıkılabilirler. Kendilerini ve enerjilerini idare edemedikleri zaman enerjilerini lüzumundan fazla sarf eder ve hemen yorulurlar. Genellikle sabırlı değillerdir.Heyecanı ve eğlenceyi severler.


Kızıl Renkli Saçlar


Kızıl saçlılar sabırsız mizaçlarıyla bilinirler. Çok çabuk neşelenir ve çok çabuk üzülebilirler. Neşeleri oldukça coşkulu olur. Ama bir kere canları sıkılırsa kendilerini epey mutsuz hissederler. Ufak şeyleri kafalarına takabilirler, ama bu durum uzun sürmez. Neşeleri, uçarılıkları çabucak kendini gösterir. Kızıl saçlı olanlar meraklıdır. Herhangi bir konu üzerinde karar vermeleri zor olabilir. Şüpheci olabilirler. Gayet dost canlısı,sıcakkanlıdırlar.

Read more
no image

Kötü ilişkiler gelip sizi bulmaz, siz kötü ilişkileri bulursunuz. Durup bir düşünün, kimse sizi zorla istemediğiniz bir adamla çıkmaya zorlamıyor.Siz onunla çıkıyorsunuz çünkü kötü yönlerini,hatalarını,yanlışlarını henüz bilmiyorsunuz.Anladığınızda da artık çok geç oluyor. Ona zamanınızı verdiniz bir kere, o zaman sonuna kadar gitmelisiniz. Hayır, böyle bir şey yok. Unutmayın ki; siz sona erdirmediğiniz sürece devam edecek.


İşte size bu konuda yardımcı olabilecek bir makale, daha iyi bir ilişkiye sahip olmak için yapmanız gereken 5 şey.


1.Kötü giden ilişkiyi bitirmeyi öğrenin


Bütün kadınların içine düştükleri bir tuzaktır bu kötü ilişkiler. Onlara zamanımızı, sevgimizi veririz fakat karşılığında sadece üzüntü ve endişe alırız. Oysaki bir kadının ilişkiden beklediği bu değildir. O halde artık bu ilişkinin bitme zamanı gelmiştir. Ne kadar emek harcadığınız önemli değil, ortada sevgi ve mutluluk yoksa, bunu başka bir erkekte aramanın zamanı gelmiştir. Erkekler otobüs gibidir; bir otobüsü kaçırdığınızda, bir sonrakine binmeyi öğrenin. Otobüsü kaçırdım diye üzülmeyin. Çünkü mutlaka başkaları da olacaktır.


2.Daha az tolerans gösterin ve daha fazlasını bekleyin


İlişkilerde fedakarlık yapan taraf genellikle kadınlardır. Sevgilisinin istediği yerde yemeğe gider, evde onun sevdiği yemeği yapar, akşam onun istediği programı izler ve ya onun istediği filme gidilir. Siz bu kadar fedakar olmaya meraklıyken, sevgilinizi istediğiniz hiçbir şeyi yapmadığı için suçlayamazsınız. Bu yüzden fazla fedakarlıktan kaçının. Unutmayın ki ilişkiler tek taraflı toleransla yürümez. Sevgilinizin de en az sizin kadar fedakar olması gerekiyor. Mutlu olmak istiyorsanız ona karşı olan beklentilerinizi yükseltin. Zamanla o da buna alışacaktır.


3.Kendinizi meşgul edecek bir şeyler bulun


Erkekler kadınlarla aynı zaman diliminde yaşamıyor. Bu yüzden beni niye aramadı diye düşünmek deliliğe açık davetiye çıkarmak gibidir. Niye aramadığını kim bilebilir, belki maça daldı, belki arkadaşlarıyla beraber, belki araması gerektiğini bile düşünmüyor. Bunun için üzülmek yerine kendinizi bunu düşünmenize izin vermeyecek şeylerle meşgul edin. Bir dans okuluna yazılın, yeni bir dil öğrenin, eğlenin.


4.Hoşunuza gitmeyen şeyleri söyleyin


Ortaya bir fikir atıldığında, ya da bir plan yapılırken, yapmak istemediğiniz şeyleri söyleyin. Sırf erkek arkadaşınız istiyor diye yapmak istemediğiniz şeylere tamam demeyin. "Sen nasıl istersen" cümlesini kendinize yasaklayın. Biraz da kendinizi ön plana koyun. Eğer sizi dinlemek ve önemsemek istemiyorsa yapmanız gereken şeyi biliyorsunuz. Evet doğru tahmin, sıradaki otobüsü bekleyin.


5.Kendinize zaman ayırın


Birçok kadın erkek arkadaşının bazen tek başına bir şeyler yapmak istemesini ve ya arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemesini olumsuz karşılar. Ama aksine aslında aynısını siz de yapmalısınız. Dünya sadece ikinizin olduğu bir yer değil. Aileniz ve arkadaşlarınız da bunun içinde. Kendinize vakit ayırın ve bunu bir diğeriniz yaptığında ona anlayış gösterin.

Read more
7 Mart 2013 Perşembe
no image

Dünyaca ünlü otel zinciri Travelodge için yapılan araştırma, erkeklerin duş almak, tıraş olmak, cilt bakımı, saçına şekil vermek ve kıyafet seçmek için her gün ortalama 81 dakika harcadığını gösterdi.


Kadınların vücut temizliği, saç bakımı, kıyafet seçimi ve makyajını tamamlayıp dışarı çıkması ise ortalama 75 dakika sürüyor.


Araştırmaya göre erkekler duşta 23 dakika kalırken, kadınların duşta geçirdiği süre 22 dakika.


Duşun ardından erkekler için 18 dakika süren tıraş süreci başlıyor. Kadınların bacakları ve koltuk altlarındaki tüyleri alması için 14 dakika yeterli oluyor.


Erkeklerin cilt bakımı da kadınlardan bir dakika daha uzun sürerek 10 dakika alıyor.


Kıyafet seçmek için erkeklerin harcadığı süre 13 dakika. Kadınlar ise ne giyeceklerine 10 dakikada karar veriyorlar.

Read more
no image

Erkekler stresli olduklarında, kilolu kadınları daha çok beğeniyor, daha cazip buluyor.


Westminster üniversitesi bilim adamlarından Viren Swami’nin başkanlığında  yürütülen ve sonuçları PLoS One’da yayımlanan araştırmada, Avrupa ülkelerinden  gelen denekler iki gruba ayrıldı.


Bir gruptan, stres ortamı oluşturabilmek için jüri önünde konuşma  yapmaları ve matematik soruları çözmeleri istendi.Kısa bir aradan sonra  deneklere zayıf ve kilolu kadınlara ait fotoğraflar gösterilerek,deneklerden  ideal vücudu, ayrıca en çekici kadın fotoğrafını seçmeleri talep edildi.


Kontrol grubuna ise fotoğraflar, stres ortamı olmadan gösterildi.


Stres altındaki erkekler, diğer gruptan daha fazla, kilolu kadınları beğendiklerini belirtti. En çekici olarak da kiloluları seçti.


Deneklerin seçiminde rol oynayabilecek yaş, kilo, açlık gibi faktörleri  en aza indirgeyen bilim adamları,tercihte stres durumunun etkili olduğunu  bildirdi.


Bilim adamları, insanların stres altındayken güvende olma ihtiyacının  arttığını, kilolu kadınların yeterli gıdaya ulaşımı, sağlığı ve üremeyi sembolize  ettiği için tercih edildiğini belirtti.//milliyetkadın.com


Read more
no image

İlk adet, gebelik, emzirme,  menopoz,  osteoporoz, düşük bel pantolonlar, bakımlı ve formda olma baskısı, gazete-TV’leri  süsleyen kusursuz kadın vücutları, eğer varsa tempolu çalışma hayatı, aile düzeni, mutfak organizasyonu derken, “Kadın olmak zor” cümlesi hiç de abartı değil.


Kliniğimize eşleriyle gelen kadınlar, erkeklerin daha hızlı kilo verdiğini görünce üzülüyor. Ben de bu duruma üzülüyorum ama her bireyin metabolizmasındaki farklılık, kadın ve erkek olarak baktığımızda çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor.



Kadınlar, erkeklere oranla kilolarına daha fazla dikkat ediyorlar çünkü daha kolay kilo alıyorlar. Bunun sebebi, vücut yağ oranının östrojenhormonu sebebiyle daha yüksek olması.



Erkekler, bizden çok daha fazla yemek yiyor ama hemen kilo almıyor çünkü onların metabolizmaları daha hızlı çalışıyor. Daha yüksek kas oranı ve geniş vücut yüzeyiyle yediklerini daha   çabuk yakıyorlar.



Kadınlarda yağ dokusu fazlalığı estetik açıdan dezavantaj olsa da sağlık bakımından erkeğe göre avantaj yaratıyor. Klasik Türk kadını armut, erkekse elma tipi olarak düşünüldüğünde armut tipşişmanlık sağlık açısından daha avantajlıdır.



Erkeklerin göbeğinde biriken yağlar daha tehlikeli olup, diyabet, kolesterol, yüksek tansiyon veböbrek taşı gibi rahatsızlıklara yol açıyor. Bel/kalça oranı bu nedenle önemli bir parametre, bu değer, erkekte 1 kadındaysa 0.8 değerinin üzerine çıkmamalı.



İdeal vücut, kadınların  sadece yüzde 5’inde var


* Erkekler bütün gün  dışarıda oldukları için daha  düzenlidir, kadınlar evde zaman geçirdiklerinde veya komşu ziyaretlerine katıldıklarında daha çok  yeme eğilimine giriyor.


* Belli bir yaştan sonra kadınlar için spor güç bir uğraştır çünkü çocuklar ve evle ilgilenmek birinci görevdir. Oysa erkekler özellikle ileri yaşlarda spora daha çok yöneliyor.


* Erkeklerin yağsız doku kitlesi yani kas ağırlığı   daha fazla.


* Kadınlarda adet, doğum, menopoz gibi dönemlerdeki hormon değişiklikleri yağlanmayı tetikleyebiliyor.


* Medyanın dayattığı güzellik ideali, sadece kadınların yüzde 5’inin sahip olduğu bir özellik. Geri kalan yüzde 95’lik oran, yüzde 5’lik kesim gibi görünmeye zorlanıyor. Bu durumda yanlış diyetler ve mucizevi formüllerden medet ummak, metabolizmada kalıcı hasar meydana getirip daha fazla kilo  almaya yol açıyor.


* Kadınların en büyük korkularından biri, vücudunun kaslanması. Ancak unutulmamalı ki, uzman bir egzersiz hocası tarafından yaptırılan kas çalışması, kişinin vücut şeklini düzeltiyor ve daha sıkı bir ciltle fit görünüm elde edilmesine yardımcı oluyor. Erkeklerinse kas kütlesi artırdıkça metabolizmaları hızlanıyor.


* Kadınların vücutları çok iyi olsa bile yüzde 76’sı sürekli diyet yapma fikriyle yaşıyor. Vücudundan memnun olan kadın sayısı çok az. Bu kısır döngüde kendini gösteren mutsuzluk  ve özgüven eksikliğiyle birleşen duygusal yemek yeme, kadını  daha fazla etkiliyor.



Eşler birbirine destek olmalı


Bir kadının diyetinin bozulma sebebi, bazen eşler oluyor çünkü eve gelirken alınan tatlı veya evin beyi için yapılan hazırlıklar ve güzel kokular kadınları baştan çıkarabiliyor.  Erkeklerin metabolizmaları kadınlardan daha hızlı çalıştığı için, onlar bize göre çok daha fazla yemek tüketebiliyor.



Bu sebeple uzun zamandır dikkatimi çeken tecrübelerimden biri de, kadınların diyete başladıktan 1-2 hafta sonra mutlaka eşlerini de ikna etmeye çalışıp yanlarında getirmeleri.



Bu şekilde evde kontrol artıyor. Ben, eşiyle beraber gelenlere aynı şekilde egzersize de beraber gitmelerini tavsiye ediyorum, böylece birlikte geçirilen zaman onları mutlu ediyor.



Her şeye rağmen kadın olmak güzel. Şimdiden 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü sevgiyle  kutluyorum.//milliyetkadın.com

Read more
6 Mart 2013 Çarşamba
no image

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de 2011 yılında, mutlu olduğunu beyan edenler yüzde 62,1 düzeyindeyken bu oran geçen yıl yüzde 61'e düştü.


Öte yandan, geleceklerinden umutlu olan bireylerin oranı ise 2011'de yüzde 75,2 iken bu oran 2012 yılında yüzde 76,6'ya yükseldi.


TÜİK 2012 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarını açıkladı. Buna göre, bireylerin yüzde 62,1'i, 2011 yılında mutlu olduğunu beyan ederken bu oran 2012 yılında yüzde 61'e düştü.


2011 yılında bireylerin yüzde 9,9'u mutsuz olduğunu beyan ederken, bu oran 2012 yılında yüzde 10,2'ye yükseldi. Kadınlarda mutluluk oranı, 2011 yılında yüzde 64,6 iken 2012 yılında bu oran yüzde 62,8'e düştü. Erkeklerde mutluluk oranı 2011 yılında yüzde 59,5 olurken geçen yıl yüzde 59 olarak gerçekleşti.


Yaş gruplarına göre değişen mutluluk oranı, 18-24 yaş grubundaki bireylerde 2012 yılında yüzde 64,6 iken, 65 ve daha yukarı yaştaki bireylerde ise bu oran yüzde 60,3 oldu.


Evliler daha mutlu


Araştırmada evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görülürken, 2012 yılında evli bireylerin yüzde 63,9'unun, evli olmayanların ise yüzde 52,9'unun mutlu olduğu belirlendi.


2011 yılında 73,8 olan kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı, 2012 yılında yüzde 69,6'ya düştü. Kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini belirtenlerin oranı, 2011 yılında yüzde 72,8 iken bu oran 2012 yılında yüzde 70,8'e geriledi.


Paranın kendilerini mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı 2012 yılında arttı. 2011 yılında yüzde 4,3 olan bu oran, 2012 yılında yüzde 5,1'e çıktı.


Eğitim düzeyi arttıkça mutluluk arttı


Araştırmaya göre mutluluk oranı, 2011 yılında ilkokul mezunu olanlarda yüzde 61,1 olarak gerçekleşirken 2012 yılında yüzde 60'a geriledi. Bu oran yükseköğretim mezunu olanlarda ise aynı dönemde yüzde 66,7'den yüzde 67,4'e yükseldi.


Kadınlar daha umutlu


Geleceklerinden umutlu olan bireylerin oranı, 2011 yılında yüzde 75,2 olurken bu oran 2012 yılında yüzde 76,6'ya yükseldi. Geleceklerinden umutlu olan kadınların oranı, 2011 yılında yüzde 74,9 iken bu oran geçen yıl yüzde 76,9'a, erkeklerin oranı ise, aynı dönemde yüzde 75,5'ten yüzde 76,3'e çıktı.

Read more
5 Mart 2013 Salı
no image

Özellikle de ilk ebeveynlik tecrübenizse, bebeğinizin neden ağladığını bilememek içinizde tuhaf endişe bulutlarının dolaşmasına neden olabilir. İspanyol araştırmacılar bu defa bu bulutları dağıtmanın bir yolu olup olmadığını araştırmışlar.


Öyle görünüyor ki, bebeklerin yüzünden ne hissettiklerini anlayabileceğimiz bir tür rehber üretmeyi de başarmışlar.Valencia Üniversitesi'nden Mariano Chóliz yapmış araştırmayı. Çalışmasını ağlamanın bir bebeğin temel iletişim etkinliği olduğu gerçeğinden yola çıkarak kurgulamış. Demiş ki, "Madem ağlayarak iletişim kuruyor, farklı durumlarda farklı şeyler söylüyor olabilir. O zaman ağlarken sergilediği hareketlere biraz daha yakından bakmak gerekir."


Yanına Murica Üniversitesi'nden ve UNED yani Uzaktan Eğitim Üniversitesi'nden de bir grup araştırmacı olarak başlamış 3 ila 18 ay arasındaki bebekleri incelemeye. Araştırmanın sonunda görmüş ki bebekler üç nedenle ağlıyorlar: Korku, kızgınlık ve acı. Dahası da var, ağlamaya başlamadan hemen önce ve ağlarken sergilediği yüz hareketlerine bakarak sebebin tam olarak anlaşılabileceği sonucuna da varmış ekip.


Spanish Journal of Psychology'de yayınlanan habere göre araştırmacılar bebeklerin mimikleriyle ağlama sebepleri arasında şöyle bağıntılar bulmuşlar


- Bir bebek kızgınlık ya da korku nedeniyle ağlıyorsa gözlerini açık tutuyor, ağlama sebebi acıysa gözlerini yumuyor.


- Yalnızca mimikler değil, ağlarken çıkarılan ses ve ağlama halinin derinliği de neden hakkında ipucu veriyor: Eğer ağlamanın yoğunluğu giderek artan cinstense bebeğiniz kızgın demektir. Yok eğer aniden ve yoğun başlayan bir ağlama nöbeti giderek yoğunluğunu kaybediyorsa sebep korku ya da acıdır.


- Öte yandan sebebi kızgınlık ve korku olan ağlama nöbetlerinin şekli birbirine çok benziyor. Dolayısıyla ayrıştırmak kolay değil.


- Chóliz bebeğin ağlama nedeninin tam olarak kestirilemeyebileceğini ancak her halükarda özellikle annenin tepkilerinin de ağlama sebebi konusunda fikir verebileceğini söylüyor. Bebeğiniz acı nedeniyle ağlıyorsa,anne daha çabuk ve duygusal bir tepki veriyor. Korku ve öfkeden kaynaklanan ağlamalar ise daha hafif karşılıklar buluyor. Bir başka deyişle bebeğinizin neden ağladığını, dikkatinizi kendinize yönelterek de bulabiliyorsunuz.


- Bir bebek ağladığında yüz kaslarını takip ederek de bazı ipuçları bulabiliniyor. Örneğin eğer gözler yarım açık ve odaksız bakıyorsa bebek öfkeli demektir. Öfkeden kaynaklanan ağrının tamamlayıcı öğeleri ise açık ya da yarı açık ağız ve giderek yükselen ses.


- Korku durumunda ağlarken göz tamamıyla açık, eğer karşı karşıya iseniz sizin arkanızda bir yere bakıyor. Bir anda patlama halinde başlayan ağlama, yoğunluğunu giderek kaybediyor.


- Ağrı ya da acı nedeniyle gelen ağlama nöbetinde ise gözler kapalı, kısa süreli açtığında da uzak bir noktaya bakıp tekrar kapatıyor. Ağlamanın yoğunluğu yüksekten başlayıp sonra düşüşe geçiyor.//uzuncorap.com

Read more
no image

En az güvenilen meslek sahipleri sinemacılar, müzisyenler, gazeteciler ve reklamcılar.


Uluslararası araştırma şirketi Synovate'in Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Malezya ve Güney Afrika'da 5500 kişiyi dahil ederek yaptığı anket, en imrenilen mesleğin doktorluk olduğunu ve en çok doktorlara güvenildiğini ortaya çıkardı.


Synovate'den yapılan açıklamada anketin, film sanatçıları, müzisyenler, gazeteciler ve reklamcıların en az güvenilen meslek sahipleri olduğunu ve bu mesleğe sahip kişilerle evlenmenin tercih edilmediğini gösterdiği belirtildi.


Açıklamaya göre, katılımcıların yüzde 16'sı evlenmek için tercihini, doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarından yana kullandı.


Synovate, yeni tanışan insanların birbirlerine yönelttiği ilk sorunun "mesleğiniz nedir" olduğuna, ismin daha sonra sorulduğuna dikkati çekti.


Read more