Open top menu
21 Şubat 2013 Perşembe
no image

Gebelik döneminin başlaması ile birlikte çiftler arasındaki en hassas hale gelen konulardan biri cinselliktir. Anne adayı, geçirdiği fiziksel değişimler nedeniyle psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalırken, baba adayları da bu süreçte eşlerine nasıl destek verecekleri konusunda sorun yaşamaktadır.


Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Pınar Özalp, gebelik döneminde çiftlere sağlıklı cinsel yaşam önerilerinde bulundu.


Gebelik ruh ve beden sağlığını etkileyen önemli bir süreç


Gebelik, kadının ruh ve beden sağlığını etkileyen önemli bir süreçtir. Gebelik hormonlarının etkisiyle; kalp damar, solunum, sindirim, kas-iskelet, genital ve tüm diğer sistemlerde bazı değişiklikler ortaya çıkar. Anne adayı bu değişimleri aşama aşama hisseder ve yaşar. Bu süreçte, yeni duruma adaptasyonda güçlükler, bebeğiyle doğum ve doğum sonrası ile ilgili kaygı ve korkular, vücut şeklindeki değişiklik nedeniyle beğenilmeme düşüncesi gebelik döneminde yaşanan en önemli sorunlardır.


Düzenli bir cinsel yaşam gebeliği olumlu etkiler


Anne adayları, gebelik sürecinde özellikle eşi ve yakın çevresinden yeterli desteği görmediğinde, bu sürecin getirdiği doğal değişimleri bir sorun olarak algılayabilir. Eşler arasındaki ilişkinin en önemli boyutu olan cinsellik de; bu dönemden ve yanlış inanışlar yüzünden olumsuz etkilenebilir. Çünkü eşler, cinsel yaşamlarındaki olumsuz gelişmeyi çoğu zaman bir problem olarak değil, gebelikte yaşanması zorunlu bir süreç olarak kabullenir.


Problem olarak görse bile doktorları ya da çevreleri ile paylaşmaktan çekinir. Zaten konuşulması bile tabu olan cinsellik konusu, konuşulmamak üzere gündeme getirilmez. Oysa ki, cinsellik gebelikten önce nasıl evlilik yaşamının önemli bir parçasıysa gebelikte de yaşanması gereken durumdur. Çünkü gebelikte düzenli cinsel ilişki, anne adayının psikolojik durumuna ve gebelik sürecine olumlu etkiye sahiptir.


Gebelikte cinsel ilişkiye engel sorunlar önemsenmeli


Sağlıklı bir gebelik; düşük, bebekte sakatlık ve erken doğum gibi sorunlara yol açmaz. Gebelik takibi süresince herhangi bir problem yaşanmamışsa, doğuma bir ay öncesine kadar cinsel ilişkiye girilebilir. Ancak bu dönemde eşler arasında destek ve anlayış çok önemlidir. Gebelikte; düşük ve erken doğum tehlikesi, bazı plasental hastalıklar, bazı enfeksiyonlar ve rahim ağzı yetmezliği gibi sorunlar varsa, gebelik döneminde cinsel ilişki kısıtlaması getirilebilir.


Doktorunuzla konuşmaktan çekinmeyin


Anne adayları, eşleri ile birlikte, cinsellik hakkındaki endişe ve önyargılarını mutlaka doktoru ile paylaşmalıdır. Sorunların çözümü ile ilgili ilk adım, bu şekilde atılmış olacaktır. Doktoruyla gerekli şekilde konuşarak gebelikte yaşayacağı tüm değişiklikleri önceden öğrenen anne adayları, normal ve normal olmayan süreçlerle ilgili bilgi sahibi olacak ve cinsel yaşamına adapte olması kolaylaşacaktır.

Read more
19 Şubat 2013 Salı
no image

Peki, evlilik kutsal bir bağ mı yoksa sadece ilişkiyi yürütmek adına sorumluluk almak mı? Evlilik sezonuna girdiğimiz bu aylarda Uzman Nörolog Mehmet Yavuz, evlilik korkusu hakkında tüm merak edilenleri anlattı.


Yavuz'a göre evlilik korkusu, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusu. Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemez. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur.


Evlilik korkusunun en büyük nedeninin çevresel ve ailesel faktörler olduğunu belirten Dr. Yavuz sözlerine;''Kişinin ailesinde anne ve babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu doğurabilir.Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir. Kişi çelişkiler yaşar kendisinin de mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur. Ayrıca uzun süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilmektedir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Kısacası, mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir'' şeklinde devam etti.


BOŞANMA FİKRİ EVLİLİKTEN SOĞUTUYOR!


Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olmasının da evliliği engellediğini belirten Dr. Yavuz, evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stresin de insanları evlilikten uzaklaştırdığını vurguladı. Daha iyi eş bulma düşüncesi de, evliliği zorlaştıran nedenlerden biri. Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir.


Evli bir erkek, bekar ama sevgilisi olan bir erkeğe göre her zaman daha sadık olmak zorundadır. Bekar erkeklerin kaçamakları affedilir olabilir ama konu evlilik olunca, aynı hoşgörüden söz edilemez.


Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir. Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur.


Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler.


BU KARAKTERDEKİ İNSANLARIN EVLENMESİ RİSKLİ


Narsist ve egoist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabilir. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu onların evlilikleri eğer eşlerden biri fedakâr değilse genellikle boşanma ile sonuçlanır. Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını evlenince normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak tutmalıdır.


Beynimizin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3 reseptörlerinden D1'in yetersiz kaldığı ya da D2'nin aşırı etkin olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2'nin çalışma fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut değildir.


EVLİLİK KORKUSUNU YENMEK İÇİN


Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına da güvenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuz, bu korkuyu yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları gerektiğini belirtti.


''Evlilik korkusu yaşayanlar doğru bir ilişkiden neler beklediğini tam anlamıyla düşünmelidir'' diyen Dr. Yavuz sözlerini ''Düzgün, düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur. Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır'' şeklinde tamamladı.//kadinvekadin.com

Read more
18 Şubat 2013 Pazartesi
no image

Genelkurmay Başkanlığı'nca hazırlanan Atatürk Sitesi'nde ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatından mesajlarına kadar birçok bilgiye yer veriliyor.


Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesindeki ''Atatürk Köşesi''nden girilen sitede, Atatürk'e dair bilgiler bulunuyor. Atatürk'ün sözlerinin de bulunduğu sitede, ''Atatürk'ün Hayatı, Belgelerle Atatürk, Atatürk Kronolojisi, Atatürk'ün Yazdığı Eserler, Atatürk İnkılapları, Atatürk Albümü, Atatürk'ün Yurt Gezileri, Seçilmiş Mülakatlar, Seçilmiş Makaleler ve Atatürk Kaynakçası başlıkları yer alıyor.


Tanıklarının gözüyle Atatürk'ün de anlatıldığı sitede, Atatürk'ten anektodların yanı sıra milli mücadele komutanlarına ait bilgiler de bulunuyor.


Belgelerle Atatürk bölümünde nişan ve madalyaları, özel eşyaları ve vasiyetinin yanı sıra Atatürk'ün özlük dosyasına da yer veriliyor. Özlük dosyasındaki bilgilerde Atatürk'ün boyunun 1,74 cm, kilosunun 74-76 kg, ayakkabı numarasının ise 42 olduğu belirtiliyor.


Hayatının da anlatıldığı sitede, Atatürk'ün üstlendiği görevlere ilişkin bilgilere, güncel duyurulara da yer veriliyor.

Read more
no image

Tuhaf arkadaşlıklar


Etrafındaki tuhaf arkadaşlarından vazgeçemeyen erkekler, yalnız kalmaya mahkumdur!


İşkoliklik


İşi eve ve her yere taşıyan erkek, mutsuzluka boğuşur. Ve tabii yalnızdır!


Kendini beğenmişlik


Kaslarına fazla kan giden erkeğin beynine kan gitmeyebilir!


Bağlanma fobisi


Bağlanmaktan korkuyorsanız, herkesi rahat bırakınız!


Tembellik


Sürekli uyuyan erkeği kim ne yapsın!


Antisosyallik


Sosyalleşemeyen erkek yalnızım diye ağlamamalıdır!


Yüzeysellik


Maalesef pek çoklarının en büyük kusuru!


Parasızlık


Maalesef, bu da pek çok kadının kusuru! Parasız erkeğe tahammül sıfır!


Sıkıcılık


Lütfen biraz eğlenceli olunuz!


Depresiflik


Bir kadını mutlu etmek için depresiflikten çıkın!

Read more
15 Şubat 2013 Cuma
no image

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen "Gençlerin Aşka Bakışı 2013" konulu anket sonuçlandı.


İnternet ortamında gerçekleştirilen "Gençlerin Aşka Bakışı 2013" konulu ankete 17-32 yaş arasındaki 1135 üniversite öğrencisi katıldı. Ankete katılan gençlerin %91 bugüne kadar en az bir kere aşık olmuş ve %17'si ilk aşklarını 17 yaşında yaşadıklarını ifade etmiş.


Birlikteler, Ancak Aşık Değiller


Ankete katılan üniversite gençlerinin %51'nin halen bir ilişkisi var. Ancak bir ilişki içerisinde olan gençlerin yalnızca %40 birlikte olduğu kişiye aşık. Birlikte olduğu kişiye aşık olmayan gençlerin oranı %9 iken, aşık olup olmadığı bilmeyenlerin oranı %12.


Gençlerin %85'i aşık oldukları kişiye duygularını yüz yüze ifade etmeyi seçiyor. Ancak çeşitli sebeplerle aşkını telefonda açıklamak isteyenler de var. Bu gençlerin oranı ise %7.


Bakışlar Gençleri Etkiliyor


Karşı cinsin gözleri ve bakışları, gençlerin karşı cinse aşık olmasındaki en temel faktör. Ankete katılan gençlerin %22'si ilk aşık oldukları kişinin gözlerinden ve bakışlarından etkilendiklerini ifade etmişler. Karşı cinsin dış görünüşünden etkilenen gençlerin oranı ise %11.


Aşkın Sembolü Kırmızı Kalp


Ankete katılan gençlerin %13'üne göre aşkı en iyi ifade eden sembol hala kırmızı kalp.


En Beğenilen Ünlü Çift: Çağla Şikel – Emre Altuğ


"Gençlerin Aşka Bakışı 2013" konulu anketin sonuçlarına göre üniversite gençliğinin en beğendiği aşık ünlü çift geçen yıl olduğu gibi açık ara ile Çağla Şikel ve Emre Altuğ çifti oldu.
Anket sonuçlarına göre ikinci sırayı Angelina Jolie ve Brad Pitt çifti alırken, en çok beğenilen üçüncü çift ise Arzum Onan ve Mehmet Aslantuğ çifti oldu.


En Sevilen Aşk Şarkısı "Hastalıkta Sağlıkta"


Gençlerin en beğendiği ve duygularını en iyi ifade ettiklerini düşündükleri aşk şarkısı Mustafa Ceceli'nin"Hastalıkta ve Sağlıkta" olurken, ikinci sırayı yine Ceceli'nin "Sevgilim" adlı şarkısı oldu.En Beğenilen Aşk Romanı "Yüreğim Seni Çok Sevdi", En Beğenilen Aşk Filmi ise "Evim Sensin"Üniversite gençliğinin en beğendiği aşk romanı ise açık ara ile Canan Tan'ın "Yüreğim Seni Çok Sevdi" adlı eseri olurken, en beğenilen aşk filmi başrollerini Özcan Deniz ve Fahriye Evcen'in paylaştığı "Evim Sensin" oldu.


En Beğenilen Aşk Şiiri: "Ben Sana Mecburum"


"Gençlerin Aşka Bakışı 2013" konulu anketin sonuçlarına göre üniversite gençliğinin en ğendiği aşk şiiri açık ara ile Atilla İlhan'ın "Ben Sana Mecburum" adlı şiiri oldu.

Read more
14 Şubat 2013 Perşembe
no image

Araştırmaya 900’ü evli 100’ü nişanlı ya da sevgili konumunda olanlar katıldı.Kadınların erkekte başarıyı, erkeklerinse kadında gençlik ve güzelliği aradığını söyledi.


Kadınların yüzde 90’ı evleneceği zaman kendisi ve çocuklarına bakabilecek güçlü erkek arıyor.Erkeklerin sabır, çalışkanlıki statü ve hırslarına dikkat eden kadınlar seçimlerini buna göre yapıyorlar. İşte anketten çıkan sonuçlar


Aşık olma nedenleri


Kadınların aşık olma nedenleri


Karakteri beni çok etkiledi %25


Dürüst, kendine güvenen, seksi biri %35


Komik, yanında kendimi rahat hissediyorum %10


Özen gösteriyor, şefkatli ve çalışkan %30


Erkeklerin aşık olma nedenleri


Güzel ve çekici %45


Ortak noktalar çok %25


İyi ve bana değer veriyor %15


Farklı ve ciddi bir kadın %15


Erkekler ilişkiye nasıl bakıyor?


Uzun süreli ilişki, yuva kurma %70


Kısa süreli ilişki %30


Erkeklerin %35 i Issız adam gibi


A tipi %50


Küçükken ilgiye doyan, duygularını dışa vuran, sevgi ve saygıyı önemseyen aldatma ihtimali düşük erkekler.


B tipi %15


Çocukken ilgiye ve sevgiye doymamış karşısındakinin üzerine aşırı düşen erkekler


C tipi %35


İlgi görmeyen, güven duymayan ve sadece cinsel ilişki düşünen erkekler

Read more
13 Şubat 2013 Çarşamba
no image

Uluslararası Estetik Plastik Cerrahlar Derneği'nce (ISAPS)  üyesi ve eğitim profesörlerinden Prof. Dr. Onur Erol, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye'nin plastik cerrahi alanında en başarılı ve tercih edilen ülkeler arasında yer aldığını belirtti.


Araştırmanın, dünya çapında 20 bin estetik cerrahın operasyon kayıtlarının kullanılarak yapıldığını ifade eden Erol, sonuçların ilk olarak Economist (İngiltere edisyonu) dergisinde yayımlandığını bildirdi. 2011 yılında dünya çapında yaklaşık 15 milyon kişinin estetik operasyon geçirdiğini bildiren Erol'un verdiği bilgiye göre,birinciliği Güney Kore'nin aldığı listede Güney Kore'yi Yunanistan ve İtalya takip etti. Türkiye ise 270 bin operasyonla 19. sırada yer aldı.


Erol, ''Türkiye'de en çok yapılan uygulamalar, ameliyatsız estetikte botoks, cerrahi operasyonlarda ise vaser liposelection (bölgesel incelme) ve burun ameliyatıdır. Dolguların kullanım alanları da giderek artıyor. Erkek estetiğinde saç ekimi giderek yaygınlaşıyor'' dedi.

Read more
no image

Bir kozmetik firması tarafından İngiltere'de ve ABD'de yüzlerce kadının katılımıyla yapılan çalışma, her 10 kadından birinin çarşamba gününü haftanın en stresli günü olarak gördüğünü ortaya çıkardı.


Çalışmaya göre, çarşamba öğleden sonrasında enerji düzeylerinin dibe vurması, iş stresinin tavan yapması ve haftasonundan kalan yorgunluğun tüm etkisini göstermesi sonucu kadınlar yaşlı görünüyor ve yaşlı hissediyor.


Kadınların kendilerini en mutlu hissettikleri gün ise cuma. Çalışmaya katılan kadınların yüzde 60'ı, cuma günü kendilerini son derece mutlu ve neşeli hissettiklerini belirtti.


Pazartesi gecesi, kadınların uykusuzluktan en çok şikayet ettikleri gece olarak belirlendi. Uykusuzluğun etkileri yüz ve boyun bölgesinde 48 saat sonra etkisini gösterdiği için kadınlar, çarşamba günü daha yaşlı görünüyor.


Çarşamba günü, kadınların genellikle pazartesi başladıkları rejimlerini ve cilt bakımlarını da en çok terk ettikleri gün olarak belirlendi.//kadınvekadın

Read more
no image

Hızla gelişen ve geliştikçe değişen modern dünyada gün geçmiyor ki yeni bir ürün raflarda yerini almasın. Bu ürünlerden bir tanesi de hızla dünyada trend haline gelen saç tebeşiri deyimi altındaki yıkanabilir soft pastel boyalardır.


Hepimiz hayatımızın bir döneminde saçımızı farklı renklere boyamayı düşündük. İşte size eğlenceli, kolay kullanılan, kolay temizlenen, rengarenk saç tebeşirleri.


hc Saç Tebeşiri Nasıl Kullanılır?


Saçınızı bir parça ayırarak elinize alınız. Hafifçe su ile ıslatınız.


Ardından seçtiğimiz renkten tebeşir ile saçımızı bolca boyuyoruz. Etkili sonuç alabilmek için iyice boyadığınızdan emin olun.


Saçınız tebeşir rengini alıncaya kadar bu işleme devam edin. Ve sonra hafifçe tarayıp maşa veya düzleştirici ile ısıtıp sabitleyiniz.


ÖNEMLİ : Yıkadığınız taktirde kolayca çıkmaktadır ama yıkamassanız 2 güne kadar kalabilir. Açık renk saçlarda daha etkili ve kalıcı olmaktadır. Saç renginiz çok açıksa kalıcı olması için ayırdığınız saçı ıslatmadan yapılması tavsiye edilir. Ancak koyu renk saçlarda saçı ıslatırsanız daha iyi sonuçlar elde edersiniz.

Read more
12 Şubat 2013 Salı
no image

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevat Celep, okula yeni başlayan çocukların velilerinin okul bahçesinde beklemesinin, çocukların özgüvenini sarsabileceğini söyledi.


Prof. Dr. Celep, okula yeni başlayacak çocukların ebeveynlerinin uygulayacakları bazı kurallarla uyum sürecini kolay atlatabileceklerini ifade etti.


Çocukların uyuma, beslenme gibi alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini anlatan Celep, çocukların erken yatıp kalkmaları ve kahvaltılarını zamanında yapmaları gerektiğini belirtti. Celep, çocukların oyun ve ev ortamından okul ortamına alışmasında çeşitli sıkıntılar yaşanabildiğine dikkati çekerek, anne veya babanın çocuklarını okula bırakırken, vedalaşma süresini uzatmaması gerektiğini vurguladı.


Çocukların güler yüzle okula bırakılması gerektiğini dile getiren Celep, şöyle konuştu: “Anne ve babaların,çocukları okulun bahçesinden girdiği andan itibaren o mekânda bulunmamaları gerekiyor. Veli ihtiyaç duyulduğunda ya da okul yönetimi istediğinde o alana girebilir.


Velilerimiz çocuklarının okuldan çıkmasını beklemek için o mekânlarda bulunursa, çocuk bundan etkilenebilmekte ve kendine güveni sarsılabilmektedir.Çocuğun kendine güvenebilmesi için velinin,çocuğunu okula bıraktıktan sonra okul bahçesinde bulunmaması gerekir.’’

Read more
no image

Çevre kirliliği, genetik faktörler ve stres cildimizin çabuk yaşlanmasına neden olur. Parlak ve pürüzsüz bir ciltte sahip olmak o kadar da zor değil işte size birkaç öneri.


Genel yüz temizliğimize dikkat edin ve yüzünüzü tazyikli suyla yıkayın.


Peeling etkisi olan maskeler tercih edin kiyüzünüz ölü hücrelerden arınsın.


Cildinizi nemlendirin proteinli ve bitki özlü olanları tercih edin.


Krem eşliğin de yüzünüze hafta da 2 defa 5’er dakikalık masajlar uygulayın.


E vitaminli kremler tercih edin.


Güneş koruyucu sürmeden sokağa çıkmayın.


Bol, bol su tüketin.


Su içeren sebze ve meyveler tüketin.


Geç saatler de yemek yemeyin.


Gece saat 1’ den önce yatmayı ihmal etmeyin./hthayat

Read more
11 Şubat 2013 Pazartesi
no image

Hepimiz üç-beş hareket yapıp, biraz da boğazımızdan kıstığımızda zayıflayacağız sanırız. Ama diyet vakti geldiğinde hiç de öyle olmadığını birebir yaşarız. Uzmanlar da işi rakamlara dökerek, gerçeği görmemizi sağlıyor.


Birazdan okuyacağınız rakamlar sizi şaşırtabilir. Daha önce duymuş da olabilirsiniz. Olsun. Duymayanlar duysun, unutanlar hatırlasın...


Kilo vermek gerçekten zor, ama bu sizi kilo verme konusunda yıldırmasın. Dileriz yemek yeme konusunda yılarsınız da, önümüzdeki yaz aylarına dilediğiniz kiloda girersiniz.


Gelelim o sihirli rakamlara; başlıkta da söyledğimiz gibi, 1 kilogram vücut yağının erimesi için




  • 43 saat voleybol oynamak,

  • 13.4 saat ip atlamak ya da 125 kilometre koşmak gerekiyor.


Tabii bunu bu hareketleri yapasınız da hastanelik olasınız diye söylemiyor uzmanlar. Beslenmenize dikkat edip, doğru ve düzenli egzersizlerle fazlalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.

Devam edelim: Ortalama bir kişinin 1 kilogram vücut yağını eritebilmesi için 20,5 saat tenis, 16.1 saat basketbol oynaması, 5,1 saat güreş yapması ve 17,2 saat yüzmesi gerekiyor.
Hadi biraz sabır, biraz gayret! Yaza az kaldı...

Read more
no image

Kadınlık hormonları kas kitlesinin azlığı, egzersiz eksikliği ve beslenme bozukluklarının kadınlarda daha sık olması.Dişilik hormonlarının varlığı da yokluğu da azlığı da çokluğu da kiloyu etkiliyor.Özellikle menopoz dönemine yaklaşıldığında hormonların azalması kilo almayı kolaylaştırıyor.Menopoz ile birlikte östrojen yoksunluğuna bağlı kilo alma şekli kadınlarda yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor.


Kadınlar Farklı Yağlanıyorlar


Kadınların yağlanma şekli erkeklerden bir hayli farkı oluyor ve kadınların çoğu tıpkı bir küvetin dolması gibi aşağıdan yukarıya doğru yağlanıyor. Yağlar önce baldırlarda sonra kalça ve bel çevresinde toplanıyor. Eğer önlem alınmazsa bir süre sonra göğüste kol altlarında ve ense civarında gıdıkta da yağ birikmeye başlıyor.


Erkek tipi yağlanma kadın tipi yağlanmadan biraz farklı. Erkekler daha çok belleri kalınlaşarak göbek ve karın bölgelerine yağ biriktirerek şişmanlıyor. Bu tip yağlanma sağlık açısından çok daha tehlikeli. Şeker hastalığına damar sertliğine karaciğer yağlanmasına hipertansiyona gut hastalığına davetiye çıkarıyor.Erkek tipi yağlanma kadınlarda da görülebiliyor. Örneğin "polikistik over sendromu" denilen durumda erkeklik hormonu androjenin fazla salgılanması nedeniyle genç kızlıktan itibaren erkek tipi bir şişmanlama ile karşılaşılabiliyor. Son yıllarda alkol kullanımının kadınlar arasında da yaygınlaşması erkek tipi yağlanan yani göbeklenen kadınların sayısını artırdı.


Son Gelen İlk Gidiyor


Aşağıdan yukarıya doğru yağlanan kadınlar kilo vermeleri halinde süreç tersine işlemeye başlıyor önce vücudun üst tarafındaki yağlar eriyor. En son bacak ve baldırlardaki yağlara veda ediliyor. Bu durumu bazı beslenme uzmanları "ilk alınan yer son gidecek yerdir" kuralı olarak tanımlıyor. Kısacası kadınlar hangi diyeti yaparlarsa yapsınlar hangi egzersizi denerlerse denesinler vücutlarının üst tarafındaki yağlar erimedikçe kalça baldır ve bacak bölgesindeki yağlar kaybolmuyor.


Kadınların şanssızlığı sadece hormonal etkilerle de sınırlı değil. Kadınlar doğuştan itibaren erkeklerden daha az kasa sahipler. Kas miktarı az olunca da alınan kalorilerin yakılması güçleşiyor. Çünkü metabolizma hızını belirleyen esas faktör kas kitlesi. Bu nedenle kilo kontrolünde başarılı olmak isteyen her kadının güçlü ve formda kaslara sahip olması kas kitlesini artırması şart.


Kadınlar Kas Fakiri


Ne var ki çoğu kadın ya hiç egzersiz yapmıyor ya da sadece yağ yakan aerobik egzersizlerle yetinip kas yapan direnç egzersizlerini ihmal ediyor. Özellikle yanlış diyetler ile yağ yerine kas yakan kadınlar bir süre sonra tam birer "kas fakiri" haline geliyor kas yağ oranlarını daha da bozuyorlar. Kadınların hem kas kazanmaları hem de egzersiz bakımından yaptıkları hataları yapmamaları gerekiyor.


Duygusal yeme ataklarının evde komşu ziyaretlerinde ya da işyerlerinde atıştırma alışkanlıklarının kadınlar arasında daha yaygın olması da kadınları yağlandıran nedenlerden biri olarak gösteriliyor. Çoğu kadın yaşadığı stresleri yönetemediği duygu ve düşüncelerini dışarıya yansıtamadığı dönemlerde çözümü yiyeceklerde özellikle şekerli unlu yağlı tuzlu besinlerde arayabiliyor. Bu da önemli bir faktör.


Kısacası kilo alma bakımından kadınların dikkat etmeleri gereken pek çok sorun var. İşleri erkekler kadar kolay değil./kadınvekadın

Read more