Open top menu
31 Ağustos 2012 Cuma
no image

KALÇA

Kadında ne makbulse, erkekte tam tersi! Erkekler cupcake'i andıran çıkık kalçalara sahip olmaktan çok çekiniyorlar. Hatta bol jean pantolonları tercih etmelerinin en büyük sebebi buymuş.


KOL KASLARI


Özellikle otobüslerdeki tutacaklar gibi kol kaslarını gösteren durumlarda çok tedirgin oluyorlar. Yanlışlıkla bile kollarına dokunacak olsanız güç gösterisi yapmadan içleri rahatetmiyor. Kaslı omuzlara ve kollara sahip bir erkekse sürekli skinny kollu kıyafetleri tercih ediyor.

ELLER


Erkekler onların ellerine baktığımızın farkındalar, fakat tam olarak güzel bir erkek elinde olması gereken özelliklerden emin olamıyorlar. Bazı kadınlar zarif elleri severken, bazıları iri avuçlardan hoşlanıyor. Bu yüzden sürekli bir çekince halindeler.


SAÇLAR


Onlar da bu konuda bizden çok farklı değiller. Bu yüzden saçlarına dokunulmasından hiç hoşlanmıyorlar, çünkü emin olun o görünüme kavuşması için 'tüm ince ayarlar dahil' en az yarım saat harcamışlardır. Saçlarıyla hiç ilgilenmeyen bir erkek ya ne yaparsa yapsın yakışmadığını düşündüyor ya da dağınık ve özensiz görüntünün moda olduğunu biliyordur.


SAKAL


Kirli mi, yoksa tamamen tıraşlı mı, yoksa şekilli mi? Yıllarca aynı modeli kullansalar bile asla tam olarak emin olamazlar. İmaj değiştirmek için de en kestirme yol olarak sakal değişimini görüyolar. Eleştiriler olumlu bile olsa akıllarında hep bu var: Acaba kesmeseydim de uzatsa mıydım?


VÜCUT KILLARI


İşte gerçekten tedirgin olmakta haklı oldukları bir konu! Özellikle meme başı çevresindeki, sırt ve göbekteki kıllar onların da yaz yaklaşırken kara kara düşünmesine sebep oluyor. Beyler çekinmeyin, siz de bir tüy dökücü satın alabilirsiniz!


BOYLAR

Bir erkek bir kızdan hoşlandığı zaman hemen topuklu ayakkabılarla daha ne kadar uzayabileceğini düşünür. Hem ondan kısa görünmek istemez, bir yandan da kendisinden uzun birkadını tavlamış olmanın gururunu yaşar. Erkekler kadınlar daha garip olabilir!

DİYET


Bir erkek, bir kadın gibi diyet yaptığını itiraf edemediği için gururundan bir türlü kapsamlı bir menü araştırması yapamaz. Sadece az ve sağlıklı yemesi gerektiğini bilir. Az yemekten de utanır. En büyük porsiyona sahip olduğunda kendini gereksiz yere 'erkeksi' hisseder. Aslında kendine bakan bir erkekten daha seksisi yoktur.(haber365.com)

Read more
no image

İngiliz blogger Emily Hartridge’in evlenmemek için 9 neden başlıklı videosu Youtube’da 1.3 milyon kişi tarafından izlendi.


İngiliz  blogger Emily Hartridge’in evlenmemek için 9 neden başlıklı videosu Youtube’da 1.3milyon kişi tarafından izlendi.


İşte o nedenler:




  • Partneriniz sizi yönetir.

  • Evlilik size bir şey katmaz.

  • Hayatınızın sonuna kadar bir kişiyle birlikte olmak zorunda kalırsınız.

  • Evlilik sonsuza kadar bir erkeğin arkasını toplamak ve temizlik yapmak demektir.

  • Evli çiftler cinsel anlamda da daha az mutludur.

  • Her hafta nevresim değiştirmek zorundasınızdır.

  • Boşanmak zorunda kalabilirsiniz.

  • Hep sevgi göstermek zorundasınız.

  • Yatağı paylaşmak zorundasınız.

Read more
30 Ağustos 2012 Perşembe
no image

İyi bir erkeğin özellikleri ne olmalıdır hiç düşündünüz mü? Daha önce ilişkiniz olduysa eminim düşünmüşsünüzdür. İyi bir erkekte hangi özelliklerin olması gerektiğini hepimiz bilmek isteriz. İyi özelliklere sahip bir erkek bulmak çok da zor değil. Bu özellikleri aklınızda tutmak, kötüerkekleri uzak tutmak ve iyilerine odaklanmanız için yeterlidir. 

Güvenilirlik


Biz kadınların erkeklerde aradığımız en önemli özelliklerden birisi güvenilirlik olmalıdır. Bir erkeğin aldatmak yerine ilişkiyi bitirmesi daha tercih edilir bir durumdur. Eğer bir ilişki yürümüyorsa bunu her iki taraf da bilmeli ve yollarına devam etmelidir.

Dürüstlük


Dürüstlük de çok önemli bir konudur. Sadece size karşı değil diğer insanlara karşı da dürüst olması gerekir. Eğer patronuna veya bir arkadaşına çok kolay yalan söylüyorsa muhtemelen güvenilmesi zordur. Gün gelir size de çok kolay yalan söyleyebilir.

Maddi açıdan sağlam


Bir erkek zengin olmak zorunda değildir ancak parasını kullandığı yer önemlidir. Çok dolgun maaş alan bir erkek bile parasız kalabilir. Kredi kartını nasıl kullandığını ve para biriktirip biriktirmediğine dikkat edin.

Mizah Anlayışı


İyi bir erkekte mizah anlayışı kesinlikle çok önemlidir. Kadınlar kendilerini güldüren ve gülmekten zevk alan erkekleri çok severler. Espri anlayışı iyi olan erkekleri tercih edin.

Uyumlu


Konuşurken karşısında rahat edebileceğiniz erkekleri tercih edin. Eğer onun yanında kendinizi tedirgin hissediyorsanız bir şeyler ters gidiyor demektir.

Saygılı


İyi bir erkeğin bir diğer özelliği saygıdır. Nerede nasıl davranacağını bilmeli ve insanlara saygılı olmalıdır. Aynı zamanda diğer insanların da saygısını kazanmalıdır. Gereksiz derecede kaba olan ve diğer insanlara saygılı davranmayan bir erkek hiç çekilmez.

Aile İlişkileri


Ailesine değer veriyor mu? Çok asil bir aileden gelmek zorunda değil ancak iyi bir erkeğin aile konusunda bazı değerleri olmalıdır. Rol model olarak ebeveyn sahibi olmanın önemini ve sıkı aile birlikteliğinin faydalarını anlıyor olmalıdır.

Azimli


Amaç sahibi olmak ve motivasyon iyi bir erkeğin diğer özellikleri arasındadır. Her zaman daha iyisini yapmak için uğraşan ve yaptığı işler için çaba harcayan bir erkek istersiniz değil mi? Bu, sizin için de en iyisini yapacağı anlamına gelir.

Read more
no image

Cinsel olarak, kadını tatmin etmek için saatlerce süren tantrik masajlardan yapmanıza gerek yok. Vereceğimiz önerilerle 15 dakika ve daha az sürede onu inanılmaz bir deneyimin kucağına bırakabilirsiniz.

Ağızdan, ağıza


15 dakikalık öpüşme süresini 3 dakikaya indirmeye ne dersiniz? Lafayatte Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, öpüşme kortizol adındaki stres hormonu seviyesini düşürüyor. Öpüşme süresini kısaltmak ikinizinde oyun sırasında terinizin soğumasını engeller. Aynı zamanda onu sadece dudaklarından değil, aynı zamanda boyun bölgesinden öpmeyi deneyin. Onu boyunundan öperken aynı zamanda kıyafetlerini de çıkarın.

Baştan çıkarın


Kıyafetlerini çıkarmasına izin verin yalnız onu daha çok tahrik edebilmek için iç çamaşırlarının üzerinde kalmasını isteyin. Tenine iç çamaşırlarının üzerinden dokunun. Unutmayın, kadınlar elleri maharetli erkekleri severler.

Aşk kaslarını gevşetin


Ellerinizle cinsel  organına masaj yapmayı deneyin. Bu onu orgazma götürecek en kısa yollardan biridir. Cinsel organının üzerinde ellerinizi gezdirip, masaj yaparken, hareketlerini iyi takip edin. Onu en çok heyecanlandıran bölge, onu en çabuk orgazma götürecek yoldur.

Dikkatini dağıtmayın


Kadınınızın hareketlerini iyi takip edin. Sürekli farklı pozisyonlar deneyip, onun dikkatini dağıtmayın. Sırf kendi tatmininizi düşünmeyin, onun da isteklerini dikkate alın.

Giriş sınavına dikkat


Orgazm, sadece ön sevişmeden ibaret değildir. Yapılan bir araştırmaya göre orgazmın uzunluğu cinsel ilişki uzunluğu ile doğrudan alakalı. Kadınınızı doğrudan orgazma götürmek istiyorsanız, misyoner pozisyonda ilişkiye başlayın. Üzerine uzanın ve onun üzerinde ileri geri hareketler ile cinsel organına masaj yapın.


Kaynak:www.hthayat.com

Read more
no image

İngilitere’de bir tüketici dergisinin yaptığı araştırmaya göre seks için en iyi gün perşembe, patrondan zam istemek için ise Çarşamba. Araştırma sonuçlarını, uzman görüşlerini ve fiyatları inceleyen dergide yayınlanan yazıya göre seks için en iyi gün perşembe, uçakla bir yere gitmek için ise salı. İşte, hangi günün neye elverişli olduğu ve nedenlerinin listesi:


Pazartesi günü fotoğraf makinesi veya kamera alın: Bu sektörde en çok ve fazla ucuzluk bugün yapılıyor.


Salı günü uçun veya yemeğe çıkın: Cumaya oranla uçak biletleri yüzde 35 ucuz olduğu için bugünü seçmek keseniz için daha iyi. Restoranlara ise hafta sonundan sonra genellikle Salı günü taze gıda geliyor.


Çarşamba günü zam isteyin: Bir anketin sorularını yanıtlayan 10 müdürün yedisi çarşambanın zam istenmesi için en iyi gün olduğunu söyledi. Marketlerin en boş olduğu zaman ise çarşamba akşamları.


Perşembe günü seks yapın: London School Of Economics’teki uzmanların araştırmasına göre perşembe sabahı seks için ideal çünkü sekshormonlarını yönlendiren kortizol seviyesi en yüksek seviyeye perşembe günü ulaşıyor.


Cuma günü evlenin veya evinizi satın:Düğünler genellikte cumartesi yapılır. Ancak Cuma akşamı masraf yarı yarıya düşüyor. ABD’deki emlakçı Redfin’in araştırmasına göre evini cuma günleri satışa çıkaranlar daha kolay ve iyi paraya satıyor. Sigarayı bırakmak da sonrasında hafta sonu, yani iş stresinin olmadığı bir zaman olduğu için cuma günleri daha kolay.


Pazar günü alışveriş sitesindeki açık artırmanızı sonlandırın: İnternette satış yapanlar en iyi sonucu açık artırmalarını pazar günü sonlandırdıklarında alıyor.

Read more
no image

Kadınlar için makyaj söz konusu olunca ne kadar yenilikçi olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak göz makyajı denildiği zaman vazgeçemediği belirli alışkanlıkları var.


Son zamanlarda klasik göz makyajının yanında parlak ve canlı tonlar ön planda. Bunların içinde en çok tercih edilen ise sarı far. Sarı far denildiğinde kadınlar mesafeli yaklaşsa da sezonun trend renkleri arasında. Etkili bir göz makyajına sahip olmak istiyorsanız, sarı farları makyaj çantanıza muhakkak eklemelisiniz.


İşte sarı renk far sevebilmeniz için 4 neden!


Sarı renk farları sevebilmeniz için en geçerli sebep; belirgin göz kapağı damarları ve soluk göz kapakları için etkili bir kapatıcı görevine sahip olması.


 Sarı renk far ile gözlerinize vurgu yapabilir ve daha ön planda olmasını sağlayabilirsiniz.


Parlak bakışlar elde etmeniz için limon sarısı diye tabir edilen tonlarda farları tercih edebilirsiniz. Böylelikle gözlerinize etkileyici efektler katabilirsiz. Göz kapağınızın üzerine krem far ile kolayca uygulayabilirsiniz.


Göz pınarına, kirpik üstüne ve göz altlarına uygulanan sarı farlar koyu renklerle desteklendiğinde mükemmel bir görünüm elde ediliyor. Renkleri kullanmaktan çekinmeyin! (İmge Balık)

Read more
28 Ağustos 2012 Salı
no image

Yeni yapılan bir araştırmaya göre, göz bebeğinin genişlemesi cinsel tercihleri kesin gösteren bir etken olarak bildiriliyor. İnsanlar erotik görsellere baktıklarında ve uyarıldıklarında göz bebekleri bilinç dışı açılıyor ve bu da uyarıldıklarını gösteriyor. 


Cornell Üniversitesi psikologlarından Ritch Savin-Williams,araştırma hakkında yaptığı açıklamada,göz bebeklerinin büyümesinin insanları baştan çıkaranlarla doğru orantılı olduğunu söylüyor.


Göz bebeği hikayesi çok eskilere dayandığı söyleniyor.16 yüzyılda İtalyan kadınları göz bebeklerinin kısılmasını engellemek ve kendilerine her daim cezp edici bir bakış sağlaması için Belladona adında bir bitki kullanıyorlarmış.


Savin-Williams’ın söylediklerine göre, göz bebeklerisevgilisine veya beğendikleri bir şeye baktıklarından insanların göz bebeklerinin fark edilebilir şekilde büyüyor. Bu büyüme ise nefes alma gibi istemdışı hareketlerin yürütüldüğü sinir sistemi ile alakalı.


Daha önce araştırmacılar insanların cinsel tercihlerini anlamanın yolu olarak onlara cinsel ögeler içeren materyaller gösterek ne hissettiklerinden ve genital bölgelerine olan kan akışından yararlanıyorlardı.  Erkeklerde sonuç olarak penisin büyümesi kadınlarda ise kan damarları ile vajina duvarlarına yapılan baskı artıyordu.


Savin–Williams bu yöntemlerin bazı insanların uyarılmadığı ve problemlere bağlı uyarılmadıklarından sağlıklı sonuçlar vermediğini söylüyor.


Bu nedenle Cornell Üniversitesi görevlileri Savin–Williams ve Gerulf Rieger göz bebeklerine yönelmişler. 165 erkek ve 160 kadın ayrıca gay’lerin de bulunduğu bir araştırmaya imza atmışlar.


Araştırmaya katışan gönüllülere 1 dakikalık erkek ve kadının mastürbasyon yaptıkları videolar ve doğa görüntülerinin olduğu videolar izletilmiş. Aynı zamanda gözlere ise göz bebeklerini kaydeden bir kamera sistemi kurulmuş.


Araştırmaya göre, normal erkekler kadın görsellerine, gay erkekler ise erkek görsellerine tepki vermişler. Biseksüeller ise her iki tarafa birden tepki vermişler.


Fakat konu kadınlar olduğunda sonuçlar daha karmaşık çıkmış. Lezbiyen kadınlar, kadın görsellerine, tıpkıgay erkeklerde olduğu gibi göz bebeklerinin büyümesi ile tepki vermişler. Fakat konu normal kadınlara geldiğinde farklı sonuçlar elde edilmiş. Normal kadınların erotik kadın ve erkek görsellerinde gözlerinde aynı miktarda büyüme gözlenmiş.


Savin – Williams bunun tüm kadınların lezbiyen olduğunun anlamına gelmediğini söylüyor ve uyarıyor: “Düşsel uyarılma ile bedenin fiziksel olarak uyarılması aynı şeyler değildir” diyor.

Read more
no image

Stressiz bir düğün fikri kulağa fantezi gibi gelse de aslında imkânsız değildir. O büyük gün yaklaştıkça, ne kadar planlı programlı olursa olsun çıkabilecek aksilikler sizi tedirgin eder.

1- Çift olarak, ne istediğinize karar verin!
Düğününüzü planlarken baş başa oturun ve nasıl bir organizasyon istediğinize karar verin. Resmi bir tören mi, plaj düğünü mü, canlı bir orkestra mı? Kararınızı birlikte verin ve daha sonra fikir değiştirmeyin.

2- Önce mekân seçin!
Düğün planı yaparken nereden başlayacağınıza karar vermek zor olabilir. Bu nedenle mekân seçerek işe başlayın. Bütçenize ve düğün tarihinize uygun bir mekân bulmak, diğer seçimleri de bir ölçüde kolaylaştırır. Mekânı bulduktan sonra, örneğin davetiyelerinizi hazırlamaya başlayabilirsiniz.

3- Ayrıntıları kendinize saklayın!
Her gün değişen planlarla, stressiz bir düğünorganize edemezsiniz. Arkadaşlarla ve aile üyeleriyle konuşmak rahatlatıcı gelse de her kafadan bir ses çıkacağı ve aklınız karışacağı için her şeyi paylaşmamakta fayda var.

4- Az, çoktur!
Düğün, pahalı bir olaydır ve sizin için gerçekten neyin önemli olduğunu ve olmadığını belirlemek önemlidir. Hiç kimse, masa üzerindeki çiçekleri ve dekoru hatırlamaz. Akıllarda kalan, gelin, eğlence ve fotoğraflardır. Çiçeklere ve dekora çok fazla para harcamayın. Birkaç basit ama zevkli fikirle de harikalar yaratabilirsiniz.

5- Görev dağılımı yapın!
Yani görevlendirin. Eğer her şeyi kendiniz üstlenirseniz, aile üyeleri bu duruma biraz bozulabilir. Konfetilerin zamanında geleceğini kontrol etmek için bile yakınlarınızı görevlendirebilirsiniz. Eğer görev dağılımı yaparsanız, sizin işinize karışan da çok olmayacaktır.

6- Kararları birlikte verin!
Arkadaşlarla plan yapmak çok eğlenceli olsa da, nişanlınızı devre dışı bırakmayın ve son kararı onunla birlikte verin. Karışmayacağını söylese de, emin olun dahil olmak isteyecektir. Düğün, geline ve damada aittir ve bütün kararlar ikisine ait olmalıdır.

7- Düğünü düşünmeden bir gün geçirin!
Düğün planlaması başladığı andan itibaren, yorucu bir maratona girersiniz. Düğün günü yaklaştığında, her şeyi bir kenara bırakın, telefonlarınızı kapatın ve 24 saat baş başa kalın. Ve bu süre içinde de düğünden değil aşkınızdan konuşun.

8- Bütçenize sadık kalın!
İşler çok kolay çığırından çıkabilir, özellikle de sonlara doğru ve evdeki hesap çarşıya uymaz. Düğünsonrasında pişman olacağınız harcamalar yapmamak için bütçenize kuruşu kuruşuna sadık kalın ve son dakika sürprizleri için belli bir miktar ayırın. Finansal olarak stressiz bir düğün, evlilik hayatına borçsuz başlayacağınız anlamına gelir.

9- Mutlu olmaya bakın!
Pek çok aile bireyi, bütün bu telaşın siz ve sevgiliniz için olduğunu bir anda unutabilir. Bu nedenle en başından itibaren bencil olun ve hayır demesini öğrenin. Başka insanları mutlu etmek için yapacaklarınız sizi mutsuz edecektir. Sakın taviz vermeyin.

10- Düğün organizatörü tutun!
Eğer altından kalkamayacağınızı hissederseniz, bir düğün organizatörü tutun ve herkesi saf dışı bırakın. Duruma profesyonelce yaklaştıkları için ve duyguları bir kenara koyacakları için sizi ailenizin dramatik baskılarından koruyabilir. Hayalinizdeki düğünü gerçekleştirin ve hiçbir şeyi dert etmeyin. Stressiz birdüğün için son karar budur.

11- Dramaları boş verin!
Organizatörünüz olsun olmasın eninde sonunda duygusal krizler çıkacaktır. Bütün aile bireyleri bir araya belli bir amaç için toplandığında duygusal anların veya ufak çapta dramaların yaşanması kaçınılmazdır. Bütün bunlara kulaklarınızı kapatın.

12- Başka bir ülkede evlenmek!
Mükemmel stressiz düğün ancak böyle olur. Bunun pahalı bir seçenek olduğunu düşünebilirsiniz ancak uygun evlilik paketi seçenekleri mevcut ve sadece önemli insanlar düğününüze katılır. Böylece tasarruf edebilirsiniz. Başınız ağrımaz. Konuklar ayrıldıktan sonra balayına başlayabilirsiniz.

13- Neyle savaşacağınıza karar verin!
Düğün planlama sırasında sinirler oldukça gerilir. İnsanlar sizi strese sokmaya başladığında sakinliğinizi koruyun, sadece başınızı sallayın ve bildiğinizi okuyun. Enerjinizi, sipariş verdiğiniz çiçeklerin yarısını gönderen çiçekçi için kullanın.

14- Önemsiz konulara kafa yormayın!
Gerçekten de çiçeklerinizin, fildişi renginde değil de krem rengi olması çok mu önemli? Aslında büyük resme bakınca hiç de önemli değil. Gerçekten önemli olan nedir? Bu sizin düğününüz ve eğlenceli olması gerekir! Ufak tefek aksaklıklara kesinlikle kafa yormayın.

15- Ayaklarınız yere sağlam bassın!
En mantıklı insanlar bile zaman zaman kontrolü kaybedebilir. İlk defa evleniyorsunuz ve profesyonel olmadığınızı unutmayın. Oldukça stresli bir durum olsa da üstesinden gelebilirsiniz. Aklınıza kaosun hükmetmesine izin vermeyin ve esas konunun düğün değil, sevgilinizle adım atacağınız geleceğinizin kutlaması olarak düşünün.

16- Gerçekçi olun!
Hava durumu, yanlış renkte gelen masa örtüleri, pastanın yere düşmesi, nedimelerinizden birinin o gün hastalanması gibi, kontrol edemeyeceğiniz durumlar olacaktır. Beklenmeyene karşı hazırlıklı olun. Panik yapmayın ve bazı şeylerin planlandığı gibi gitmeyebileceğinin farkında olun.

17- Son dakikaya iş bırakmayın!
Bir liste yapın ve hiçbir şeyi son dakikaya bırakmayın. Böylece olası aksiliklere zamanında müdahale eder ve hiçbir şeyi atlamazsınız.

18- Evlilik Öncesi Danışmanlık!
Uzun yıllar beraber olacaksınız, çoluk çocuğa karışacaksınız bu nedenle danışmana gitmeye gerek var mı? Bu birbirini yakından tanımayan genç insanlar için değil midir? Aslında değil. Pek çok çiftin evlilik hayatı ile ilgili beklentileri vardır ve bunu tartışmaya bile gerek duymaz. Bütün soru işaretlerini ortadan kaldırmak,evlilik için önemli bir adımdır.

19- Rahatlayın!
Eğer siz stresli olursanız, düğününüz nasıl stressiz olsun? Gelin ve damadın ruh hali, bütün düğünü etkiler. Eğer siz gergin olursanız, çevreniz de bundan etkilenir. Bu nedenle rahatlayın, derin bir nefes alın ve gülümseyin.

20- Keyfini çıkarın!
Geriye dönüp baktıklarında insanların genellikle düğünleri ile ilgili hatırladıklar, stres, kaos, koşturmaca gibi önemsiz ayrıntılar olur. O günün, onların günü olduklarını unutur. Bu sizin gününüz ve ne olursa olsun keyifli olarak hatırlamak istersiniz. Tek önemli olan bu.


Kaynak:www.hthayat.com

Read more
27 Ağustos 2012 Pazartesi
no image

Tırnaklarımız dış etkenlere karşı korumasızsa nelere dikkat etmeliyiz?


Sık sık tırnaklaklarımız kırılıyorsa, tırnaklarını koruma konusuna biraz daha önem vermeliyiz.


Ellerini ve tırnaklarını her türlü etkiden koruması gerekir.


Örneğin tırnağın, elde bulaşık yıkarken deterjanla temas ettirmemeliyiz.


Çok sıcak suyla temes etmemeliyiz.Kuruyemiş bigi sert kabuklu yiyecekleri asla tırnaklarla açılmamalıyız..


Tırnaklarını çok derinden kesmemeliyiz.


Stresli anlarımızda tırnaklarımızı ağzımıza götürüyorsak bu alışkanlıktan en kısa sürede vazgeçmeliyiz.

Read more
26 Ağustos 2012 Pazar
no image

Kadın da erkek de cinselliği tabu olarak görüyor ülkemizde. Sorunların kaynağında büyük oranda konuşmamak, yanlış bilmek yatıyor. Oysa sıkıntıları birlikte aşabilirsiniz.


Hattat Klinik’ten Prof. Dr Halim Hattat ve Dr. Ece Hattat, çiftlerin yaptığı yanlışları vurguluyor.“İlişkinizi ateşlendirmek elinizde” diyen ikili, çiftlere önemli tavsiyelerde bulunuyor.Prof. Dr Halim Hattat ve Dr. Ece Hattat, kadınlarla erkeklerin cinsellikten soğumalarını 10 madde altında toplamış. Bunlar;


1- Duygusal sorunlar


2- Günlük stres ve yorgunluk


3- Hastalıklar ve geçirilen ameliyatlar


4- Kullanılan ilaçlar (örneğin bazı anti- depresanlar)


5- Yanlış cinsel bilgiler ve şehir efsaneleri


6- Yaşam tarzı yanlışları (kötü beslenme, hareketsizlik, kilo fazlalığı, sigara-alkol kullanımı)


7- Cinsel sorunlar (vajinismus, orgazm olamama, isteksizlik, uyarılma problemleri, sertleşme sorunu vb.)


8- Partnerin cinsel sorunu (erken boşalma, sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik, penis boy ve hacim problemleri, vajinismus, orgazm olamama vb.)


9- Cinsellikle ilgili arzu, düşünce ve hislerle cinsel sorunları partnerle paylaşmamak


10- Rutin, heyecandan ve duygusal yakınlıktan yoksun cinsel yaşam olarak sıralanıyor.


İlişkinizi ateşlendirin


Türkiye’de cinsellik tabu olarak kabul ediliyor. Bu durumda yaşanan cinsel sorunlar da konuşulmuyor, anlatılmıyor. Birçok çift, sadece kendilerinin bu sorunu yaşadığını düşünüp, mutsuz bir evliliği hiçbir çözüm aramadan devam ettiriyor. Oysa tüm cinsel sorunların tedavisi mümkün.


Kadınlara 10 altın öneri


1- Görünüşünüze önem verin


2- Yatak odanıza stresi sokmayın


3- Seksi akışına bırakın


4- Doğru cinsel bilgileri öğrenin


5- Kadın cinsel sorunları kader değildir


6- Ondan kaçmayın, konuşun


7- Cinsellikten vazgeçmeyin


8- Neyi sevdiğinizi keşfedin


9- Birlikte eğlenin


10- Yatak odanızı keyifli hale getirin.


Erkeklere 10 altın öneri


1- Dürtülerin yanında duygulara da önem verin


2- Cinselliği yarış olarak görmeyin


3- Doğru cinsel bilgileri öğrenin


4- Ondan kaçmayın, konuşun


5- Önce ilişkinize odaklanın


6- Onu sevindirin


7- Partnerinizi motive edin


8- Kendinize yüksek performans hedefleri yüklemeyin


9- Birlikte eğlenin


10- Eleştirirken bir kez daha düşünün.


Erkek cinselliğiyle ilgili 10 şehir efsanesi 


Yanlış 1: Erkek cinsel sorunları psikolojiktir.


Yanlış 2: Erkek her zaman cinsel istek duyar


Yanlış 3: Boşalma olmaması kötü performans demektir.


Yanlış 4: Bir tek yaşlılar ereksiyon sorunu yaşar


Yanlış 5: Yaşlılar cinselliği bitirir


Yanlış 6: Cinsel ilişkide başarısız olan erkek ‘erkek’ değildir.


Yanlış 7: Sertleşme ilaçları cinsel isteği artırır.


Yanlış 8: Performanslı erkek, üst üste sevişebilir.


Yanlış 9: Penis boyu arttıkça zevk artar.


Yanlış 10: Kalp hastaları cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.


Kadın cinselliğiyle ilgili 10 şehir efsanesi 
Yanlış 1: Kadın cinsel sorunları psikolojiktir.


Yanlış 2: Cinsel ilişki arzusunu belli eden kadın ‘hafif’tir.


Yanlış 3: Kadınlar cinsel ilişkiyi başlatmamalıdır.


Yanlış 4: Erkekle aynı anda tatmin olmayan kadın başarısızdır.


Yanlış 5: Sevişmede neyin doğru dair ilişkin kesin kurallar vardır.


Yanlış 6: İlk ilişki kadın için çok acı vericidir.


Yanlış 7: Menopoz, cinsel isteği ortadan kaldırır.


Yanlış 8: Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır.


Yanlış 9: Evlilik seksi öldürür


Yanlış 10: Cinsel konularda konuşmak ve hayal kurmak yanlıştır.


Kadının 5 yanlışı


1- “Başkasıyla bu sorunu yaşamaz” diye düşünmek


2- Sorunu zamana bırakmak, çözüleceğine inanmak


3- Problemi psikolojik olarak kabul etmek


4- Bilimselliği kanıtlanmamış destek ve ürünlerden medet ummak


5- Mutsuzluğu dile getirmeyip, ilişki sorunlarına dönüştürmek.


Erkeğin 5 yanlışı 


1- Sorunu tamamen kadının sorunu olarak görmek


2- “Başka bir kadın olsa, bu sorunu yaşamaz” diye düşünmek


3- Partnerinden ve evden uzaklaşmak


4- Partnerin tedavi arayışında ve sürecinde yanında olmamak


5- Partnerin sorununu görmezden gelip, cinsellik için baskı yapmak.


kaynak:milliyet

Read more
no image

Genç ve güzel görünmek isteyenler, bıçak altına yatmadan, kısa sürede sonuç verecek estetik uygulamalara yöneliyor.


Bu alanda en çok tercih edilen yöntemse, lazer uygulamaları


Dr. Servet Terziler, lazer uygulamalarının, kısa süreli ve kolay olması nedeniyle tercih edildiğini söylüyor. Lazere, estetik cerrahide epilasyondan göz kapağı estetiğine, cilt lezyonlarının tedavisinden yara izlerinin ve cilt kırışıklıklarının giderilmesine, cilt tazelemeye kadar pek çok alanda başvuruluyor.


Deri çatlaklarına çare


Fraksiyonel lazer, lazer ışığıyla, üst ve alt deride minik ısı hasarları yaratıyor ve derinin kendi kendini onarma mekanizmasını harekete geçiriyor. Kırışıklıkların giderilmesinde, yara ve akne izlerinin yok edilmesinde sıklıkla kullanılan fraksiyonel lazer, göz ve dudak çevresiyle göz kapakları gibi hassas bölgelerde dahi güvenle iş görüyor. Terziler, fraksiyonel lazerin, kadınların kabusu olan vücut çatlaklarının yok edilmesinde de etkili olduğunu vurguluyor ve bu sayede vücut çatlaklarının yüzde 40-80 oranında azaldığını belirtiyor. Fraksiyonel lazerlerin deride sivilce oluşumunu da azalttığı biliniyor.


Kılcal varislerin tedavisi 


Artık herkes biliyor ki varis, ayakta sık durulması gereken öğretmenlik, kuaförlük ya da oturarak çalışılan uzun yol şoförlüğü, sekreterlik gibi meslek-lere ait bir hastalık. Ancak Terziler, günümüz insanının hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle, varis görül-me sıklığının arttığını vurguluyor. Dr. Terziler, özellikle kılcal varis tedavisinin en etkili yolunun da  lazer olduğunu belirtiyor.


Kişi, kendi kanıyla iyileştiriliyor 


Neştersiz uygulamalarda son dönemde en revaçta olan yöntemlerden biri de PRP. Bu, kişinin kanının trombosit yönünden zenginleştirilmesiyle yapılan bir uygulama. Kişiden alınan bir miktar kan, özel işlemden geçiriliyor ve trombosit oranı normalin 3 katına çıkarılıyor. Elde edilen özel sıvı, dokuları onarmakta kullanılıyor. Tedavi edilecek bölgeye enjekte edilen sıvı, o bölgedeki hücrelerin yenilenmesini sağlıyor.


Selülitlere karşı etkin silahlar


Terziler, selülit tedavisinde en etkili yöntemlerin de LPG, Smoothshapes ve Velashape olduğunu belirtiyor.Radyofrekans, infrared, vakum ve mekanik masaj gibi dört sistemi bir arada barındıran Velashape,selülitlerin çapını küçülterek azalmalarına yardımcı oluyor. Kızılötesi ışıkla 5 mm. derinliğe kadar ısıtılan doku, radyo frekanslarla 20 mm. derinliğe kadar ısıtılıyor, vakum özelliği de dolaşımı artırarak ısının etkisi yükseltiliyor.


SmoothShapes ise, vücutta selülit oluşumunu tetikleyen yağ hücrelerini lazer ve ışık enerjisiyle şekillendiriyor. Terziler’e göre, bölgesel incelmede  etkisi kanıtlanmış en iyi sistemse ultrashape.Bu yöntemde, böbrek taşlarını kırmakta kullanılan sistem, vücuttaki yağlar üzerinde deneniyor. UltraShape istenmeyen bölgesel yağları sıvılaştırarak, vücut tarafından kullanılmasını sağlıyor. Ultrason dalgası, seçilen vücut bölgesindeki yağ hücrelerini hedefliyor ve kan damarı, sinirler gibi çevre dokulara zarar vermiyor. Kırılan yağ hücreleri, damar ve lenf yoluyla karaciğere taşınıyor ve orada besinlerden gelen yağ gibi işleniyor.


Botox uygulaması


En az lazer sistemleri kadar tercih edilen ve kullanılan diğer uygulamaysa botox. En çok, göz kenarında oluşan kırışıklıkların, alın ve kaş ortası çizgilerinin, dudak ve burun kenarındaki kırışıklıkların doldurulmasında kullanılıyor.  Bir çeşit bakteri tarafından salgılanan protein olan botox, sinirlerden kaslara olan elektriksel iletiyi bloke ederek, uygulanan bölgedeki kasın fonksiyonunu geçici olarak kaybetmesine neden oluyor. Bu özelliği terlemeyi önlemek için de kullanılıyor, kırışıklıkların giderilmesinde de.


Servet Terziler botox’un, alın bölgesindeki yatay çizgilerde, iki kaş arasında yer alan ve çatık kaş görünümüne yol açan çizgilerde, kaşların yukarı kaldırılmasında, burun ucunun kaldırılmasında, kısık gözlerin açılmasında üst ve alt dikey dudakta, sigara içimi çizgileri denen dikey çizgilerin giderilmesinde başaryla kullanıldığını vurguluyor.


kaynak:milliyet

Read more
24 Ağustos 2012 Cuma
no image

Tüketici Raporları Ulusal Araştırma Merkezi (Consumer Reports National Research Center) tarafından yapılan ankette cinsel ilişkiyi reddetme sebepleri belirlendi.


Ankete, 18 - 75 yaşındaki, boşanmış ya da partneriyle yaşayan, yüzde 52'si kadın olan 1000 yetişkin katıldı.


Katılımcıların yüzde 81'i geçen yıl cinsellikten uzak kaldığını belirtti ve partneri ile birlikte olmamasının nedenlerini belirtti.


Cinsel Yaşamı Engelleyen En Önemli 5 Neden


1- Çok yorgun olma ya da uykuya ihtiyacı olma: Yüzde 53
2- Kendini iyi hissetmeme veya hasta olma: Yüzde 49
3- Keyfi yerinde olmama: Yüzde 40
4- Çocuklar ya da hayvanlar: Yüzde 30
5- İş: Yüzde 29


Ekonomik dalgalanmaların tek başına etkili olmadığını belirten uzmanlar, 2008 yılında yapılan bir ankete katılan 595 kişiden yüzde 78 'înin ekonomik sorunların cinsel yaşamlarını etkilemediğini belirtmişti.


Araştırmadan Diğer Çarpıcı Sonuçlar.


Cinsel Yaşamı yaşamı aktif katılımcılardan yüzde 45'i planladıkları zamanda eşleri ile birlikte olduklarını belirterek, sadece yüzde 7'si takvim ya da PDA'larına cinsel aktivitelerini not ettiklerini kaydetti.


Erkeklerin yüzde 56'sı, kadınların sadece yüzde 19'u her gün cinselliği düşündüğünü belirtti.


İnsanların sağlık sorunları yaşamaları cinsel yaşamlarını engelleyebiliyor ancak onların daha az cinselliği düşünmelerine neden olmuyor.


18 yaşından küçük çocukları olanlar ve onlarla yaşayanlar çocukları olmayanlardan daha çok cinsel birliktelik yaşıyor.

Read more
23 Ağustos 2012 Perşembe
no image

Adrenalin tutkunuz mu var? Gittiğiniz seyahatlerde mutlaka tehlikeyle içiçe mi olmak istiyorsunuz? Mutlaka gittiğim yerden yadigar birkaç yarayla mı dönmek istiyorsunuz? Eğer cevabınız evet ise işte dünyanın en tehlikeli 7 tatil önerisi:


Baja 1000 Yarışları…


Her sonbaharda Meksika’nın Baja California yarımadasında gerçekleşen bu yarışlar tehlikeli ve pahalı…Peki kimin umurunda diyorsanız eğer hayatınızın en büyük macerasına hazır olun. Ancak bir şartla: maceranızın kabusa dönüşmesini göze alıyorsanız!


En Tehlikeli Soğuk Deneyim: Buz Tırmanışı!


Bahsettiğimiz yumuşacık karlarda, birkaç eğimli yolda yürümek değil. Bildiğimiz buzda tırmanış… En yükseğe doğru çıkış hem de korumalıksız, çığ tehlikesine karşı! Herkes yapamaz değil mi? Ama siz eğer bir adrenalin bağımlısıysanız, bu tatil sizin için çok keyifli olabilir… Buz tırmanışı için en tehlikeli bölgeler; Alaska Valdez, California June Lake ve Lee Vininv, Colorado Box Kanyonu ve İzlanda’nın Glymsgil & Mulafial


Dünyanın En Tehlikeli Yolunda Bisiklete Binmek!


Dünyanın en karanlık yolu… Her kilometre başına bir ölüm olması an meselesi bile değil… Sarp ve engebeli, aynı zaman da da çamurlu dar! Afet için ideal bir reçetesi var buranın ve sık sıkta afetler meydana geliyor zaten… Bu ölüm yolunun adı: Bolivya’nın La Paz ve Coroico’nun arasında kalan “El Camino de La Muerte”… Bisiklete binmek istediğinizden emin misiniz?


Boğalarla Çılgın Bir Mücadele: San Fermin Festivali!


 

Tehlike isterim dediniz, biz de size düşeceğiniz, yıkılacağınız, boğaların boynuzlarına maruz kalabileceğiniz bir öneri de bulunalım istedik… İspanya’nın kuzeyindeki Pamplona kentinde düzenlenen ve boğaların sokağa salınmasıyla başlayan Aziz Fermin Festivali tam size göre! Her yıl yüzlerce yaralının hastanelere akın ettiği bu festival, dünyanın en tehlikeli festivallerinden biri olarak kabul ediliyor…

Rodeo!


Kendinizi Amerikan Batı Kowboyları gibi mi hissediyorsunuz? Eyersiz boğa sürmeye ne dersiniz?Günümüzde 6 çeşit rodeo etkinliği düzenleniyor. Kanada’nın Alberta ili ve batı Amerika bu etkinliklere katılabileceğiniz başlıca bölgeler… Var mısınız boğalara meydan okumaya?


[gallery link="file" columns="2" orderby="title"]

Vahşi Safari Eğlenceli Olabilir Mi?


Adrenalin dolu bir tatil yaptım demek kesinlikle Afrika’daki vahşi yaşam deneyimini gerektirir. Aslanlar, suaygırları, sırtlanlar, timsahlar, çitalar, vahşi köpekler ve tüm bu vahşi doğanın içerisinde siz! Bu adrenalin dolu tatili mutlaka bu bölgeleri bilen bir rehberle gezmeniz şiddetle önerilir… Vahşi safari için en iyi bölgeler: Kenya, Namibya, Güney Afrika ve Tanzanya…


Timsahların Arasında Rafting!


Suaygırları ve timsahların arasından geçerek Afrika’nın Victoria Şelalesi’nde rafting yapmak en çılgın tatillerden biri olsa gerek… Sert kayaların ve güçlü suların arasından en hızlı geçen yaşam savaşını kazanıyor ama başınıza gelebilecek tehlikeleri de kesinlikle göz ardı etmemelisiniz… Bu seyahatinizde,dayanıklılığınız, refleksiniz ve zamanı değerlendirmeniz ön planda olacak…

Read more
22 Ağustos 2012 Çarşamba
no image

Kocanız geceleri çok horluyorsa, anne ve babası hayatı size zindan ediyorsa, tahammül edemediğiniz siyasi görüşleri varsa bile size boşanmak için çok sıra dışı nedenler vereceğim.


Alerji!


İnsanların polene, çileğe, toza, evcil hayvanlara karşı alerjisi olabiliyorsa neden diğer insanlara karşı olmasın? Belki de eşinize karşı alerjiniz vardır? “Hayatım, seni seviyorum ama sadece… eee, terine karşı alerjim var! Evet sorun bu,” diyebilirsiniz. Bu aslında buz dağının görünmeyen yüzü ve bu neden size saçma geldiyse okumaya devam edin.


Ücretsiz!


Şehir efsanesi gibi görünse de,Pennsylvania’da bir radyo istasyonu,14 Şubat’ta ücretsiz boşanmakampanyası başlattı. Aslında bunu sadece eğlence amaçlı yapmışlardı ve kimsenin katılacağını düşünmüyorlardı. Ancak bir dinleyici kampanyadan faydalanmak istedi ve Sevgililer Günü hediyesi olarak boşanma kağıtları elindeydi.


Banyoya doğru yapılan ve zaman kaybı olan bir yolculuk!


Acayip boşanma hikâyelerime devam etmeden önce, bu kadını gerçekten takdir ettiğimizi belirtmek isteriz.Suudi Arabistanlı çiçeği burnunda genç çift balayından dönerken, kadının tuvalete gitmesi gerekti.Havaalanındaki tuvaleti kullanmak için eşinin yanından ayrıldı ancak döndüğünde, kocasının çoktan uçağa bindiğini ve onu orada öylece bıraktığını fark etti çünkü kocası beklemeyi hiç sevmezdi. Bu olayın ardından kadın hemen boşanmadavası açtı. Siz de öyle yapardınız değil mi?


Tatmin edici olmayan genetik materyal!


Çoğu insan, çirkin bebek olmayacağını ve hepsinin kendine has bir güzelliği olduğunu savunur. Ama Jian Feng hiç de öyle düşünmüyor. Güzel bir kadınla evlilik yapıp çocuğu olduktan sonra mutlulukları uzun sürmedi çünkü bebek her ikisine de benzemiyordu ve oldukça çirkindi! Karısını, bebeğin kendisinden olmamasıyla suçladı. Güzel kadının boşanmaktan başka şansı yoktu. Çünkü aslında güzelliğini plastik cerrahlara borçluydu ve genetiğinde böyle bir güzellik yoktu.


Eski Yalan!


Myspace Tom ve Mark Zuckerberg insanlara başka seçenek bırakmadan önce, sosyal ağların hayal olduğu dönemler vardı. Shanglin Belediye Başkanı Cen, 24 yaşında olduğunu düşündüğü ama aslında 30 yaşında olan kız arkadaşı Luo ile evlenmeye karar verdi. Burada çok büyük bir güven sorunu vardı veboşanma için aslında yeterliydi belki de. Ne kadar iyi anlaşırlarsa anlaşsınlar Cen, bu yalan ortaya çıkar çıkmaz karısına boşanma davası açtı.


Sanal Aldatma!


Kendisini aldatan kocasından boşanmak Amy Taylor’un verdiği en doğru karar olabilir. Ancak işin özü, kocasıyla birlikte oynadıkları oyunda yarattıkları sanal karakterler arasında yaşandı bu aldatma olayı. Ve Amy Taylor, sanal bir oyunda da olsa bu aldatma olayını kabullenemedi.


Uykuda Konuşma!


Eşinizi aldattıysanız ya da bir suç işlediyseniz uykunuzda konuşmak büyük bir sorun olabilir. Bengalli bir adam uykusunda karısına üç kere boş ol dedi ve karısı bu durumu ciddiye alıp boşanma davası açtı. Kulağa ne kadar garip gelse de bu da gerçek bir boşanma hikâyesi.

Read more
no image

Kadınlar makyaj yapmaktan büyük zevk alsalar da erkekler, kadınların makyaj yapmaları konusunda ne yazık ki aynı düşünmüyorlar.


Makyaj, kadınlar için ciltteki kusurları kapatma konusunda ve daha güzel bir görünüm elde etmeleri için en büyük kurtarıcıları. Ancak her ne kadar kadınlar makyajdan hoşlansalar ve “gereklilik” olarak görseler de pek çok erkek doğallıktan yana. Aşırılıktan haz etmeyen erkekler, söz konusumakyaj olduğunda da yine az ve kararında olanlarından hoşlanıyorlar.


İşte erkeklerin hoşlanmadığı 5 makyaj kusuru!


Fondöten: Bütün cildi kalıp gibi kaplayan ve boyunla yüz arasında renk tonu olacak kadar aşırı fondötenden hiç hoşlanmıyorlar.


Ruj: Kadınlar çoğunlukla koyu renkli rujları, özellikle kırmızıyı tercih etseler de erkekler ışıltılı ve doğal görünümlü dudaklardan hoşlanıyorlar ve yoğun rujlu dudaklardan öpmeyi sevmiyorlar.


Oje: Yarım kalmış, çıkmış ojeler de yine erkeklerin görmek istemediği kusurlar arasında yer alıyor.


Maskara: Yanlış maskara kullanımı erkeklerin itici bulduğu bir diğer kusur. Topak topak olmuş maskaralarla gözlerinin içine bakmanız onları hiç ama hiç etkilemiyor!


Allık: Boya küpüne düşmüş gibi kıpkırmızı ve aşırı allıklardan hiç haz etmiyorlar. Doğal ve pembemsi yanaklar erkeklerin daha çok hoşuna gidiyor.

Read more
21 Ağustos 2012 Salı
no image

Yüz güzelliğinin en önemli öğelerinden biri olan kaşlar, yüz ifadesi ve bakışların etkisinde büyük rol oynar. Kavisli, üçgen, yuvarlak ya da son dönemlerde en çok tercih edildiği gibi düz...


Kaşlarınıza şekil vermeden önce uzmanların konuya dair önerilerini bilmek ister misiniz?


-Ortası çok kapalı kaşlar sizi çatık kaşlı gösterebilir veya bunun aksi, iki kaşın arasını gereğinden fazla açarsanız burun yapısını çok fazla ön plana çıkarmış olursunuz.


-Kaşlarınızı kökünden değiştirmeye kalkmayın. Kaşlar kendi eğikliği korunarak düzeltilmeli ve mutlaka kendi yönünde alınmalı. Aksi takdirde köklerinde pütürlü bir görünüm olur.


-Düşük göz yapısına sahipseniz kaşlarınıza biraz geniş ve hafifçe düz bir şekil verin. Fakat kaş uçlarınızı yapay ve agresif bir şekilde yukarı doğru çekik yapmayın.


-Eğer küçük gözlere sahipseniz, kaşlarınızı inceltip yay biçiminde almayın. Bu model, gözlerinizi olduğundan küçük gösterir. Tersine biraz kalınlaştırıp şakaklara doğru uzatmalısınız.


-Gözleriniz biraz iri ve yuvarlaksa kaş kavisinizi biraz indirip kalınlaştırın. Üstten alınan kaşlar kaşınızın inmesini sağlar. Kalın ve bir sıra inen kaş, göz üzerinde gölge oluşturup, göz yuvarlaklığını kamufle edecektir.


-Yaş ilerledikçe göz kapaklarında gevşeme oluşur. Bu gevşemeler sonucu kaş ve göz arasındaki mesafe daralır. Kaşınızı alttan bir sıra alın.Kaş bir sıra yukarı kalkmış olacak, göz kapağınız açılacak ve bu sizi olduğunuzdan daha genç gösterir.


-Kaşlarınız çok sert ve kalın olmadığı sürece makas kullanmamaya çalışın. Şekil vermekte zorlanacağınız kadar kalın telli ve inatçı kaşlarınız varsa göz yapınıza göre etrafında ki tüyleri alın ve kaş fırçası yardımıyla kaşınızı aşağı doğru tarayın. İnce uçlu bir makasla uçlarını kesin. Kaşlarınızı şekillendirmek ve aşağıya düşmesini engellemek için kaş fırçanızın ucuna saçspreyi sıkın, kaşlarınıza bu sprey sayesinde şekil verin.İnanın sonuç harika olacak.


-Çok kısa kaşlara sahipseniz yumuşak uçlu bir kaş kalemi sayesinde kaşlarınızı şakaklara doğru çekin.


-Kaşlarınız seyrek yapılıysa kendinize yumuşak uçlu ve pudra içerikli bir kalem edinin. Pudralı kalemler tarandıkları zaman kaşın arasında dağılır ve kaşın doğal rengi gibi görünür. Kalemi kaşın yönünde paralel çizgiler halinde kaş arasında kullanarak boşlukları doldurun. Yalnız tercih edeceğiniz renk kaş rengine yakın olmalıdır. Özellikle siyah kaş  kalemlerinden uzak durun. Yüzünüzü ve bakışlarınızı sertleştirecektir. Hatta kaşlarınız doğal siyahsa bile koyu kahverengini siyah kaleme tercih edin.

Read more
20 Ağustos 2012 Pazartesi
no image

Çin'in Zhejiang Bölgesinde eşine az rastlanır bir olay gerçekleşti.


67 yaşındaki Lin Chen isimli kızgın bir ev sahibi evinin önünde gerçekleşen trafik kazalarından sıkılınca ilginç bir yönteme başvurdu.


Evinin önünde sürekli bir şekilde motosiklet kazası gerçekleştiğini belirten Lin Chen bu kazalara önlem olsun diye bahçesindeki ağaca kırmızı iç çamaşırlı bir şişme bebek bağladı.


Şişme bebeği gören araç sürücülerini yavaşlatmak için böyle bir harekette bulunduğunu açıklayan kızgın ev sahibi evinin yakınındaki trafik lambalarına kimsenin uymadığını ve daha önce defalarca polise şikayette bulunduğunu belirtti.


Polisin ilgilenmemesi üzerine ise böyle bir çözüm bulduğunu söyleyen Lin Chen trafikteki sürücülerin şişme bebeği görünce yavaşladıklarını ve hızlı gitmediklerini açıkladı. (mynet)

Read more
19 Ağustos 2012 Pazar
no image

Günde yaklaşık iki avuç ceviz yemenin genç erkeklerde sperm sağlığını artırdığı gözlendi.


Biology of Reproduction (Üreme Biyolojisi) adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, diyetlerine 12 hafta boyunca ceviz ekleyen erkeklerde spermin şekli, hareketi ve canlılığı gelişim gösterdi.


Cevizin içerdiği yağ asitlerinin spermleri beslediği düşünülüyor. Ancak araştırmacılar, bunun dölleme oranlarını da artırıp artırmadığının bilinmediğine vurgu yapıyor.


İngiltere'de her altı çiftten biri kısırlık sorunuyla karşılaşıyor ve bu vakaların yüzde 40'ında sorunun kaynağı erkeğe ait.


Kısırlık tedavisi


İngiltere'nin Sheffield Üniversitesi'nde görevli Dr. Allan Pacey, artan sayıda araştırmanın bir erkeğin nasıl beslendiğinin sperm kalitesini etkilediğini gösterdiğini söyledi.


Araştırma ekibi bir sonraki aşamada, erkekte sperm kalitesi zayıf olduğu için çocuk sahibi olamayan çiftlerle iletişime geçerek, bol cevizli bir diyetin hamilelik olasılığını artırıp artırmadığını deneye tabi tutacak.


Erkeklerde kısırlık nedenleri genellikle çok az sperm üretilmesine, ya da spermin yeterli derecede iyi yüzmemesine, ya da boyut ve şeklindeki eksikliklere bağlanıyor.


Ceviz deneyinde 21 ila 35 yaş arasında 117 erkek, iki gruba ayrıldı.


75 gram ceviz


Bir grubun günlük diyetine 75 gram ceviz eklendi. Diğer grup ise normal diyetlerine, cevizsiz devam etti. Her iki grubun da ceviz haricinde yedikleri tipik Batı mutfağının gıdalarından oluşuyor.


Araştırmacılar, ceviz tüketen grubun sperm parametrelerinde kayda değer bir gelişim gözlerken, ceviz yemeyenlerde herhangi bir değişim tespit etmedi.
Araştırmanın ortak başkanlarından Dr. Catherine Carpenter, cevizin zengin bir ''a-linolenik asit'' kaynağı olduğunu ve sperm kalitesindeki gelişimin buna bağlı olduğuna inandıklarını söylüyor.

Read more
no image

Oje sürmek tam bir işkence. Taşırmamaya özen gösterirken parmaklarını boyarsın, en olmadı bir yere dokunur bozarsın.


Kısa ve köşeli tırnaklar için koyu, uzun ve oval tırnaklar için açık tonlar tercih edilmelidir.


Ojenizin düzgün olması ve tırnak sağlığının korunması için ilk katmak koruyucu olmalıdır. Ojenizin hemen çıkmasını istemiyorsanız törpüleme işlemi ile oje sürmeyi aynı güne bırakmayın.


Özellikle koyu renk ojelerden önce mutlaka bir katman şeffaf oje uygulanmalıdır. Şeffaf oje tırnak kenarlarındaki etlere de hafif olacak şekilde taşırılırsa, koyu renk ojenin etlere yapışması önlenecektir.


Kadınların en büyük derdi olan ve kırmızı ojeden uzak durmalarına neden olan sorun böylece ortadan kalkacaktır.(kadinvekadin)

Read more
no image

Hormonların esiriyiz, kilo alıyoruz, değişiyoruz bir de erkekleri çözmekle uğraşmak zorunda kalmak istemiyoruz.


Anne adayları hormonların etkisiyle her şeye alınmaya başladıkça en çok eşlerinin üzerinde yoğunlaşırlar. "Neden böyle yaptı? Neden öyle baktı? Neden öyle söyledi?" diye düşünür dururlar. Sadece düşünmekle de kalmayıp eşlerine hamilelikleri süresince hayatı zindan ederler.


Bu gebelik süresince en çok etkilenen taraflardan birisi de baba adayları olmasına rağmen hep alttan alması, sakin ve kontrollü davranması beklenendir eşler. Ne olursa olsun sükunetlerini bozmayıp sabırla destek vermesi beklenir hormonların kontrolündeki eşlerine.


Peki anne adayları hamilelik süresince eşlerinden ne istiyorlar?


Sadece gebelikten öncesi gibi olmalarını. Eşleri hamile kaldıktan sonra baba adaylarının hareketlerini ve rutin yaşamlarını değiştirmemelerini öneririm. Çünkü hamile kadınlar sizin en ufak davranışınızı dahi yanlış yorumlayabilirler. Küçücük bir detay, mesela parfümünüzü değiştirmeniz bile onun kendisini artık sevmediğinizi hatta aldattığınızı düşünmesine sebep olabilir. Bu yüzden en az dokuz ay boyunca rutinlerinizin dışına çıkmamaya bakın ki eşiniz stressiz ve huzurlu bir hamilelik dönemi geçirsin. O ne kadar gerilirse siz o kadar sakin ve kendinden emin duruş sergileyin. Ona güvenli bir ortam sağlayın yeter.(kadinvekadin.net)

Read more
no image

Bazı zamanlarda, onunla birlikte olmak istemenize, sizin ısrarlarınıza rağmen yanınıza yaklaşmıyor ya da ilgisiz davranıyor. Üzerinize alınmayın, konunun sizinle ilgisi yok. Nedeni basit; erkeklerin bazı zamanlarda seksten daha önemli işleri vardır.

İşte erkeklerin cinsel ilişkiden kaçmalarının 3 nedeni!

Maç var!


Eğer televizyonda çok önemli bir maç varsa, ya cinsel ilişkiyi erteler ya da 10 dakika da işini bitirir çeker gider. Erkekler basit canlılardır ve dikkatleri çok çabuk dağılır.

Dikkat dağıtıcı etkilere dikkat!


Kadın ve erkekler için cinsel isteklerini yani libidolarını olumsuz etkileyen tek bir etmen vardır: stres! İş yaşamında ya da kişisel hayatta yaşanan olumsuzluklar cinsel isteği düşürecek kadar etkilidir. Bu nedenle ona zaman tanıyıp, sorunlarının üstesinden gelmesine yardımcı olun.

Performans korkusu!


Onu tedirgin eden bir diğer sorun ise, performansının yeterince tatmin edici olmadığını düşünmesidir. Bu nedenle ilişki sırasında ona ne kadar iyi olduğunu söylemeyi unutmayın!

Peki, sizi ilişkiye girmekten alıkoyan şeyler nelerdir?


Hanımlar, kocalarınızın sizinle ilişkiye girmemek için sıraladıkları bahaneler nelerdir?

Read more
18 Ağustos 2012 Cumartesi
no image

Spor yapmak vücudun şekle girmesi, sağlığın korunmasının yanı sıra cinsel hayatı da olumlu yönde etkiliyor! İşte sporun cinsel hayatınıza faydaları…


Kendinizi daha seksi hissetmenizi sağlar!


Vücudunuzdan hoşnut olduğunuzda kendine güveniniz artar ve kendinizi seksi hissedersiniz. Araştırmalar fiziksel olarak fit erkeklerin kendilerini spor yapmayan yaşıtlarına göre daha seksi gördüğünü göstermektedir. Aynı şekilde kadınlar da aynı düşüncededir.


Cinsel performansı arttırır


Haftada 4-5 kez egzersiz yapan kadınların % 88 ve erkeklerin % 69’unun cinsel performansında artış olduğu belirtildi.


Orgazm sayısını arttırır


Düzenli spor yapan kadınların orgazm sayısında artış belirlendi.


Pozisyon zenginliği sağlar


Düzenli spor yapan kadın ve erkeklerin cinsel hayatlarının daha canlı olduğu da ekleniyor. Fiziksel olarak daha rahat hareket edebildikleri için spor yapan kişilerin daha farklı cinsel pozisyonlar deneyebildikleri kaydedildi.


Yaşlandıkça cinsel olarak aktif kalmanızı sağlar


Düzenli spor yapan 60 yaş üstü kişilerin cinsel açıdan, kendilerinden onlarca yaş küçük kişilere denk olduğu gözlemlendi. Cinsel tatmin ve ilişki sıklığıyla ilgili yapılan incelemede düzenli yüzen 60 yaşındaki birinin 40 yaşındaki birine eşit olduğu belirtildi.(milliyet)


Read more
no image

Ramazan Bayramı’na sayılı günler kaldı. Tatil programınızı da yaptınız. Bu sene tatile bebeğinizle ilk defa çıkıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. 


Hisar İntercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yunus Nas’a bebekle tatile giderken dikkat edilmesi gerekenleri sorduk.


Bebeğinizle Tatile Çıkıyorsanız Bu Önerileri Dikkate Alın!


Bebeğiniz ve kendiniz için hayatınızı kolaylaştıracak her malzeme (puset, ıslak mendil, alt açma minderi,bebek bezi, plastik ya da tek kullanımlık önlük, kaşık, plastik tabak, bardak,kitap, yeni oyuncaklar vb) yanınızda bulunsun.


•Çocuğunuzun tatile daha rahat uyum sağlayabilmesi için onun günlük programına olabildiğince yakın davranmaya çalışın.


•Bebeğinizin beslenmesi yanında yeterli sıvı aldığından emin olun.


•Tatile gitmeden önce gideceğiniz yer ve süre ile ilgili bilgileri doktorunuza bilgi vererek, bebeğinizin aşı ve takip durumu için takvim belirleyin.


•Gideceğiniz tatil bölgesinin hava durumunu göz önünde bulundurarak uygun kıyafetler alın.


•Doktorunuzun önerisi ile her zaman kullandığınız ateş düşürücü şurup, fitil, burun damlası gibi ilaçları, termometre, yara bandı, pişik kremi, diş çıkarıyorsa diş jeli, antiseptik jeller ve kremler, antibakteriyel jeller, suya gerek olmadan kullanılan el temizleyicileri, tırnak makası, törpü, güneş kremi ve sivrisinek kovucu kremler ve tabletleri yanınızda bulundurun.


•Bir yaşından küçük bebekler değişimi sevmez. Gıdaları siz hazırlamaya çalışın.


•İçme suyunuza dikkat edin, bebeğiniz için uygun olup olmadığını denetleyin.


•Bebeğinizin gıdalarını bekletmeyin, bekleyen gıdaları yedirmeyin.


•Süt ve süt ürünlerine; özellikle dondurmaya çok dikkat edin.


•Eğer uzun süreli araba yolculuğu yapacaksanız araç tutmasına karşı ilaçlarınız yanınızda olsun.


•Araba koltuğuna oyuncaklar asın, dikkatini dağıtabilecek malzemeler bulundurun.


•Sık sık mola verin.


•Bebeğinizi yolculuğu daha rahat geçirmesi için sık sık emzirin.


•Yolculuk boyunca güneşten korunması için pencerelerinize güneşlik takın.


•Arabanızın havasını taze tutmaya çalışın. Klima kullanırken direkt soğuk havaya maruz kalmayın.


•Uçakla yolculuk yapacaksanız basınçtan olumsuz etkilenmemesi için bebeğinizin yeteri kadar su içtiğinden emin olun, uçağın kalkış ve inişinde çiğnemesi için bir şeyler verin veya mümkünse emzirin.


•Sıcak havalarda gıda zehirlenmesi riski fazla olduğundan, güvenlik ve hijyene çok daha fazla dikkat edin.(milliyet)

Read more
no image

Genç evlilerde evlilik terapisinin daha etkili olduğu konusu, sadece benim klinik deneyimlerimden yola çıkarak ileri sürdüğüm bir görüş. Bu görüş, orta yaşlı çiftlerin evlilik terapisinden olumlu sonuç almayacağı anlamına gelmiyor ancak evliliğinin ilk yıllarında evlilik danışmanlığı alan çiftlerin daha çabuk sonuç aldıklarını ve sorunlar kemikleşmeden hem ilişkilerine dair hem de evlilik kurumuna dair bir anlayış geliştirip,daha doyumlu ve mutlu beraberlikleri sürdürdüklerini gözlemlemekteyim.


Evliliğin ilk bir yılında en çok yaşanan sorunlardan biri; düğün arifesinde ve düğün töreninde aileler ile ilgili karşılıklı yaşanan sorunlar. Erkeğin ailesinin gelini baştan onaylamamasından tutun da ev eşyası, gelinlik seçimi, takı meselesi gibi konularda kayınvalidelerin olaylara mudahil olması ve buna benzer konularda ilk kırılmalar yaşanıp, sonrasında bunlara bağlı geliştirilen tavır koyma durumları ilk tehlike sinyalini vermekte.


Evlenince herkesin ailesi badem gözlü olduğundan, bu konular sebebiyle çiftler aile yüzünden birbirleriyle çatışmaya girmeye başlıyorlar. Arkasından çiftler bir de çocuk sahibi olunca, hem ailelerle ilgili çocuğun da içinde olduğu ilişkiye dair yeni düzenlemeler hem de çocukla birlikte gelen yeni sorumluluklar, genç çiftlerin ilişkisini daha bir zora sokabiliyor. Öfkeler de giderek katlanıyor.


İnanmakta zorluk çekebilirsiniz ancak onbeş-yirmi sene geçmiş evliliklerde bile kadınlar, düğün öncesi ve sonrasında yaşanan sorunları hiçbir zaman unutmayıp, üzerine de yenilerini koyarak yıllarca besleyip sorunlar iyiden iyiye büyüyünce, meseleyi anlatmaya ilk oradan başlıyorlar.


Daha evliliğe ilk adım attıkları zaman, her iki aileye de önce 'biz' olma halini gösteremeyen genç çiftler,sonrasında doğal olarak herşeyin birbirine karıştığı, karşılıklı suçlamaların bir türlü bitmediği ve kendilerini koruyamadıkları bir ilişki yaşıyorlar.


İstatistiklere göre evliliğin ilk yıllarında boşanma sayısının, sonraki yıllara göre daha fazla olması tesadüf değil. Bu süreci daha normal yaşayan çiftler ya da yaşadıkları sorunları 'biz' olma bilinciyle aşabilenler evliliklerinin devamını sağlayabiliyorlar.


Öte yandan evliliğin ilk yılları 'uyum süreci' olması sebebiyle de önemlidir. Evliliğin getirdiği sorumluluklara adaptasyon ve bekarlık döneminden evliliğe geçişte yaşanabilecek bazı zorlukları aşabilmek için, iyi bir iletişim ve başetme becerileri gerekir.  Bunları geliştirebilmek için ise zamana ihtiyaç vardır.


Özellikle ilk iki yıl dikkatli olmak gerekir. Birbirinize gösterdiğniz ilgi ve önem, ortak zaman geçirme, para harcama, eğlence anlayışı, ev ve dışarıdaki işlerin yürütülmesindeki paylaşım, ailelerle ilişkiler ve cinsel uyum gibi konularda yaşanabilecek çatışmalar ilişki oturana kadar doğru bir biçimde yönetilmelidir.


Şimdilerde gençler evlendikten çok kısa süre sonra hızlıca boşanma kararı alıyorlar. Evliliğe hazır değilseniz zaten bu işe hiç girişmeyin, eğer hazırım deyip girdikten sonra yaşanabilecek zorluklara karşı emek harcamayı göze alamıyorsanız, yine evlenmeyi düşünmeyin. Evlilik aynı zamanda kurumsal bir kimliği de taşıdığı için evlilik öncesi ilişkilerden farklı bazı donanımları da gerektirir. Bu donanımlara sahip olmak kişisel olgunluk isteyen birşeydir hiç kuşkusuz ama bu da durduğunuz yerde kazanılmaz.


İlişkinin tam da içinde olarak, karşı tarafı anlamaya çalışarak, karşı tarafın da haklı olabileceğine ihtimal vererek, onun ihtiyaçlarını da anlayarak, eleştiriye açık olarak, özeleştiri yaparak, duygularını konuşarak,sürekli karşı tarafı suçlamadan davranabilmek hem sizi hem ilişkiyi geliştirir.


İlişkilerde kırılmaların olması son derece normaldir. Zaten bu kırılmalar başladığında ilişkinin içinde durabiliyor ve bunları çözmeye çalışıyorsanız o zaman aranızda bir ilişki olduğundan sözedilebilir. Birlikte çözüm üretilen ve halledilen her kriz sonrası ilişki bir adım ötesidir artık; daha güçlenmiş ve zenginleşmiş olarak...


Baktınız zorlanıyorsunuz; o zaman uzman yardımı almaktan lütfen çekinmeyin! Sorunlar kronik hale gelmesin veya onca emek ve hayalle kurulan evlilikler bitmesin diye..(milliyet)

Read more
16 Ağustos 2012 Perşembe
no image

Murat Boz’un Bodrum tatili sırasında çekilen fotoğrafları erkekte göğüs büyümesi (jinekomasti) problemini gündeme taşıdı.


Meme büyümesi sorunundan şikayetci olan yüzlerce erkek var…Ünlü şarkıcı Murat Boz’un Bodrum’da denize girerken çekilen ve hem magazin basınını hem de sosyal medyayı sallayan fotoğrafları önemli bir sorunu da gündeme taşıdı.Erkekte meme büyümesi yani orijinal adıyla jinekomasti.


Sosyal medyada Murat Boz’la ince ince dalga geçilse de meme büyümesi sorunu birçok erkeği yakından ilgilendiriyor. Erkekler çok fazla dile getirmiyorlar ancak jinekomasti ülkemizde önemli bir sorun.


Estetik cerrah Deniz Küçükkaya, yaz ayları geldiğinde psikolojisi bozulan, havuza ve denize girmeyen hatta beğendiği bir gömlek ya da tişörtü giyemeyen çok sayıda erkeğin olduğunu söylüyor.


Baş Suçlu Vücut Geliştirme İlaçları


Bazı kronik hastalıklar ve ilaçları ile hormonal bozukluklar meme büyümesine neden olabiliyor ancak doktor Küçükkaya baş zanlının vücut geliştirme için kullanılan bazı ilaçlar olduğunun altını çiziyor. “Jinekomastiye neden olabilecek ve vücut geliştirmede kullanılan ilaçlardan uzak durmak gerekir. Beslenmeye dikkat ederek ve düzenli spor yaparak da bir nebze de olsa bu sorun engellenebilir.”


Basit Bir Operasyonla Hallediliyor


Çok sayıda erkeğin sorunu olan ve hatta psikolojisini etkileyen bu sorundan tamamen kurtulmak ise çok kolay. Hastanede kalmayı gerektirmeyen hatta müdahaleden birkaç saat sonra eve dönebileceğiniz jinekomasti operasyonunda iki farklı yol var.


Doktor Deniz Küçükkaya bu iki farklı çözüm yolunu ise şu sözlerle anlatıyor: “Jinekomasti çoğunlukla liposuction yöntemiyle (yağ alma) halledilir. En fazla yarım saat süren operasyon hastanede kalmayı gerektirmez ve aynı gün operasyondan birkaç saat sonra eve gidilebilir; ertesi gün normal iş yaşantısına dönülebilir. Ayrıca eskiye dönüş olmaz, yani operasyon sonuçları kalıcıdır.


Eğer meme dokusunun kendisinde belirgin olarak büyüme var ise liposuction tek başına yeterli olmayabilir. O zaman meme dokusunun cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Meme başının çevresindeki siyahlıktan girilerek operasyon gerçekleştirilir. Bu işlem sadece operasyonu süresini biraz daha uzatır diğer iyileşme süreçleri hemen hemen aynı zamanlarda gerçekleşir.”hürriyet

Read more
no image

CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: "ERTESİ GÜN HAPLARI BİR DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ DEĞİLDİR!"


Kürtaja sınırlama getiren yasal düzenleme üzerindeki tartışmalar hala devam ederken, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, gebelikten acil korunma yöntemleri arasında yer alan "Ertesi Gün Hapları" için başvuruların eskiye oranla arttığına dikkat çekti.


"CİNSEL İLİŞKİ SONRASI HAPI" ADI DAHA UYGUN…


CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe , Ertesi Gün Hapı kullanımında çiftlerin eğitilmesi gerektiğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Ertesi Gün Hapı acil durumlar için kullanılması gereken, gebeliği önleme yöntemidir ve korunmasız cinsel ilişkiye girildikten sonra ilk 72 saat içinde kullanılmalıdır. İlişkiden sonra ne kadar erken alınırsa koruyuculuğu o kadar fazla olur. Ancak cinsel eğitimin olmadığı ülkemizde ertesi gün hapı sanki bir doğum kontrol yöntemiymiş gibi kullanılmaktadır. Oysaki sürekli kullanımda, yan etkileri oldukça fazladır ve sık kullanıldığında koruyucu etkisi azalır. Ertesi Gün Hapları, ilk 24 saat içerisinde kullanıldığında istenmeyen gebeliği %95 oranında önler.


Çiftler prezervatif, doğum kontrol hapı ya da spiral gibi çağdaş doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır.Sağlık Bakanlığı'nın Ertesi Gün Hapları'nı ücretsiz verme kararı üzerinde konuşulması gerekiyor. Gençler ve çiftler eğitilmeden ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmeden, bu uygulama yanlış sonuçlara yol açabilir, bilgilendirilme sonrası ise bu uygulama yalnız acil durumlar için doğru olabilir.Ayrıca,Ertesi Gün Hapları'nın adı yanlış konulmuş, 'Ertesi Gün Hapı' yerine 'Cinsel İlişki Sonrası Hapı'terimini kullanmak daha doğru olur. Çünkü çiftlerin çoğu, gerçekten bu hapın ertesi gün alınması gerektiğini sanıyor. Oysa ne kadar erken alınırsa, bu hapların etkisi o kadar fazla oluyor."


KAMUOYUNA YANLIŞ MESAJLAR VERİLMEMELİ!


Ertesi Gün Hapları'nın kamuoyuna "Korunmayın, nasıl olsa gebeliği engelleyen haplar var!" şeklinde sunulmasının veya bu tür yanlış mesajların verilmesinin sakıncalarına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; "Prezervatif yırtılması, alkollü korunmasız ilişkiler, dışarı boşalma gibi doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmasındaki sıkıntılar veya tecavüz gibi istenmeyen ilişkilere maruz kalındığında ya da bir başka doğum kontrol yöntemi kullanılmakta iken aksilik olduğunda, ek yöntem olarak Ertesi Gün Hapları kullanılmalıdır." dedi.


KUSMA OLUNCA TEKRAR ALMAK GEREKİYOR!


CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör Ertesi Gün Hapları'nın bir ay içerisinde alınan normal doğum kontrol haplarının içinde bulunan östrojen ve progesteron kadar yüksek hormon yüklemesine neden olacağını ve bu nedenlevücudun hormon dengesini bozacağına dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Ayrıca, Ertesi Gün Hapı'nı kullanan bazı kadınlarda baş ağrısı, baş dönmesi, göğüste gerilme, mide bulantısı ve nadir olarak görünen kusma gibi yan etkilergörülebilir.


Bu sebeple dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü haplar içildikten sonra iki saat içinde bir kusma gerçekleşmişse, hapların tamamı ya da bir kısmı dışarı atılır yani etkisi azalır. Bu durumda Ertesi Gün Hapı'nın tekrar içilmesi gerekir. Görüldüğü üzere, normal doğum kontrol yöntemlerinden farklı olarak Ertesi Gün Hapları biraz ağırdır ve ayda en fazla bir kere kullanılmalıdır." dedi.(http://www.cised.org.tr)

Read more
15 Ağustos 2012 Çarşamba
no image

Hakan Ural ve kızının bu fotoğrafı ile baba kız arasındaki uygunsuz yakınlaşmalar gündeme geldi.Konuyla ilgili olarak sosyal medyada yapılan yorumlar sonrası konunun uzmanlarından açıklamalr geldi...


Baba ile kızın dudak dudağa öpüşmesini yanlış bir davranış olarak değerlendiren CISED Onursal Başkanı Dr. Cem KEÇE, "Bu tür uygunsuz yakınlaşmalar hem genç kızlara hem de topluma çok yanlış mesajlar verebilir" dedi.


Baba-Kız Arasındaki Yakınlaşmalara Özen Göstermek Gerekiyor


CISED Genel Başkanı Dr. Cebrail KISA, CISED Onursal Başkanı Dr. Cem KEÇE, "Çocuklar ve ergenler, ebeveynleriyle kurdukları bağlarla ve yakın ilişkilerle cinsel yönelimleri, kimlikleri, kişilikleri ve geleceklerinin temellerini atarlar. Bu süreçte, yaşananlar ve paylaşılanlar ruhsal gelişimlerini ve ilerideki cinsel hayatlarını şekillendirir. Genç bir kızın babasını " dudaktan öpmesi", bilinçdışında var olan karışık duyguların ortaya çıkmasına ve cinsel hayatı üzerinde hatalı kodlamalara yol açabilir. Bu nedenle, baba-kız arasındaki paylaşımlarda bir takım şeylere "özen göstermek" gerekiyor" dedi.


Yetişkin Cinselliğini Çağrıştıracak Davranışlardan Uzak Durulmalı


CISED Onursal Başkanı Dr. Cem KEÇE, "Freud'un geliştirmiş olduğu oedipus kompleksi (elektra kompleksi) kavramında da, kız çocukları babaya ulaşmak ve onun sevgisini kazanmak için annelerini bir rakip olarak görür. 3-5 yaşlarını kapsayan ve "fallik dönem" adı verilen bu süreçte, kız çocukları babalarını paylaşamaz, paylaşamadıkları gibi sahiplenirler de. Fallik dürtülerin baskısıyla, bu yaş dönemindeki kızlar yetişkinlerin seks arzusu gibi olmayan, çok daha masum, çocuksu ve saf bir "fallik arzu" ile babalarını arzular, "fallik bağ" adını verdiğimiz bağ ile babalarına bağlanır, hatta babalarıyla evlenmek istediklerini söyler. Bu istek ve arzular, cinsel kimliğin gelişmesi için gerekli normal bir sürecin parçasıdır" dedi ve Dr. Keçe, "Fallik dönemin sonunda kız çocukları, babalarına karşı hissettikleri arzuları bastırır ve fallik bağlarını çözümler. Çünkü babaya duyulan arzu, annenin sevgisini kaybetme korkusuna yenik düşer. Kız çocuk, anne sevgisini kaybetmemek ve anneyle sağlıklı bir özdeşim kurmak için babasına karşı duyduğu fallik bağdan vazgeçmek zorundadır. Böylece çocuk toplumsal, kültürel düzene girmiş olur ve ensest yasağını içselleştirir.


Ensest yasağının tanınmasıyla kız çocuğu, toplumsal ve kültürel yaşama dâhil olur, doğal güdülerini bastırarak kendi mevcudiyetinin farkına varır. Bu nedenle, fallik dönemde kız çocuklarının baskısız ve görece olarak daha rahat bir süreç geçirmeleri adına, yetişkin cinselliğinde olan cinsel açıdan uyarıcı davranışlardan ve sözlü mesajlardan uzak durulması önemlidir" diye açıkladı. 5 yaş sonrasında fallik dönem bastırılarak uyuklama devresine girer ve ergenlik döneminde, tema olarak eski ama içerik olarak yeni bir sayfanın açıldığını vurgulayan Dr. Keçe,


"12-18 yaş dönemini kapsayan ergenlik döneminde baba-kız arasındaki yakınlaşmaların ve " dudak dudağa öpüşme, birlikte banyo yapma, beraber sarılarak uyuma" gibi yetişkin cinselliğini çağrıştıran, garip, tehlikeli ve içselleştirilemeyecek görüntülerden ve davranışlardan uzak durulması çok önemlidir.Çünkü, hem baba hem de kız çocuğu için bu tür uygunsuz yakınlaşmalar,bilinçdışında yer alanensestiyöz duyguları harekete geçirebilir. Bilinçdışından kaynaklanan cinsel davranışlar, rastlantısal içerikli temaslar ve babanın kızının bedenine olan aşırı ilgisi, baba-kız arasındaki sınırların bulanıklaşmasına yol açabilir" dedi.


Uygunsuz Yakınlaşmalar


CISED Genel Sekreteri Psikolog Serap GÜNGÖR, "Yasaksevi , yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkileri tarif etmek için kullanılan "ensest" kelimesi sıfat olarak "pis, ahlaksız, uygunsuz kirlenmiş ve temiz olmayan" anlamına gelmektedir. Freud, ensesti fallik döneminde ortaya çıkan bir bozukluk olarak açıklamıştır. Toplumda evlenmeleri ahlakça, hukukça, dince yasaklanmış (nikâh düşmeyen), yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır.Psikiyatri kitaplarında, cinsel sapmalar bölümünde ise, "yakın akrabalar arasındaki cinsel ilişki" ya da "akraba aşkı" anlamında kullanılmaktadır.


Ayrıca toplumdan topluma değişen değer yargılarına rağmen,hem vajinal hem anal yönü bulunan her türlü uyarıcı cinsel yakınlaşım, oral ya da genital ilişkiler,baştan çıkarıcı konuşma ve temaslar, teşhircilik, öpüşme, okşama, zorlama ile karşılıklı mastürbasyon biçiminde gerçekleşen cinsel yakınlaşmalar, ensest kapsamına girebilir" dedi ve Sayın Güngör, "Burada asıl belirleyici olan, cinsel ve ruhsal sorun yaratan şey, yapılan eylemlerden ziyade bu eylemler sırasında hissedilen duygulardır.


Ancak, her kültürde enteresan gelenekler vardır. Rus kültüründe anne, baba, çoluk çocuk herkes birbirini dudaktan öper, bu psikolojik olarak uygunsuz olmasına rağmen, Rus toplumu için normal sayılan bir uygulamadır" diye altını çizdi.


Ailedeki Duygusal Boşluklar Sorun Yaratabilir


CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal ÖZCAN, "Ailedeki üyeler duygusal olarak bir boşluk içinde olduğunda ya da boşanma ve iş seyahatleri nedeniyle bir arada olamadıklarında, uygunsuz cinsel yakınlaşmalar ve ilişkiler, "Aslında uygunsuz bir cinsel yakınlaşma içinde değiliz, insan ilişkilerinin sıcaklığını, konforunu ve güvenini paylaşıyoruz ve gösteriyoruz " gibi görünebilir. Bu durum masumca algılanan duyguların aslında uygunsuz olduğunun inkârıdır. Bu yüzden, karışık duygular uyandıran uygunsuz cinsel yakınlaşmalara,"Ne var bunda, çok masum bir sevgi paylaşımı!" demek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. İçinde yaşanılan kültüre ve toplumsal değer yargılarına aykırı olan, masum ve sevgi gösterisi olarak sunulan bazı yakınlaşmalar erotik bir içerik taşıyorsa, üzerinde düşünülmeli ve gerekirse bir cinsel terapistten yardım alınmalıdır" dedi.


Her Genç Kızın İlk Aşkı Babasıdır


CISED Onursal Başkanı Dr. Cem KEÇE, "Freud'a göre her genç kızın ilk aşkı babasıdır . Kızlar babalarına bambaşka duygularla bağlanırlar, kimseye güvenmedikleri kadar güvenir. Çıkarsız ve karşılıksız olan bu sevginin hesabı kitabı yoktur. Sırtını dağlar kadar sağlam bildiği babasına yaslandığını bilerek yaşamak ve bunun keyfini çıkararak mutlu, huzurlu ve güvende olduğunu bilmek, her genç kızın ruhsal gelişimini etkilemektedir" dedi ve Dr. Keçe devam etti, "Kız çocukları büyüyüp geliştiklerinde ve başka aşklara yelken açtıklarında, bilinçdışında yer alan baba sevgileri onları yalnız bırakmaz.


Bu sevgiye ve bu sevginin içeriğine göre kendilerine bir erkek seçerler. Seçtikleri erkeklerde geçmişlerinde kalmış olan ve bilinçdışında daha ilk günkü gibi sıcaklığını koruyan baba sevgisi kırıntılarını arar, bulunca huzur bulur; bulamayınca ise huzursuzlaşır ve hırçınlaşırlar. Çünkü bebekken farkındalıkları arttıkça ilk karşı cins olarak babalarını görmüş ve tanımışlardır. Kız çocuklarının babalarıyla kurdukları ilişki; beklenti hayranlık ve sevgi üzerine gelişmiştir. Bu ilişki, hayatları boyunca, kız çocuklarının tüm seçimlerini etkileyip seçecekleri erkeklerde bile, kendi babaları gibi örnek bir figür aramalarına yol açar. Şefkat aramaları ve sevgi ihtiyacında olmaları da bu yüzdendir". Kaynak:http://www.cised.org.tr

Read more
no image

Takım elbise seçmek incelik ister; ancak herkesin vücut yapısı farklı olduğundan, bu tür takım elbiseler her yüz erkekten sadece birine hiçbir düzeltme yapmaksızın tam oturabilir.


Vücut yapınıza iyi tanır ve doğru modelleri ne kadar iyi bilebilirseniz, mağazadan o ölçüde uygun bir kıyafet ile çıkabilirsiniz. Bu noktada mağazalarda sizinle ilgilenen görevlilerin de katkısı büyük ancak doğru kişilerle karşılaşmanız büyük şans. Bağımsız düşünebilen, deneyimli terzilerin yanında, 'komandatura terzileri' dediğimiz, mağaza satış kadrolarının ve müdürlerinin görev mahkumu terzilerle karşılaşmanız da ihtimal...Bu durumda kendi tecrübelerinizin katkısını hissedeceksiniz.


Takım Elbisenizi Bu 10 Kuralla Seçin


1- Yelekli birtakım elbise seçiyorsanız, yeleğinizin göğüs kısmı bedeninize oturduğunda belinizde gevşeklik h s; olmamalıdır. Ceketinizin altından yeleğin sace; küçük bir kısmı, en üst düğmesi görülebilme Yelek pantolonunuzun kemer kuşağını örtecd uzunlukta olmalı, uçları kalça kemiğinize uzanmadan bitmelidir.Pantolon beli ile ve et " uçları arasındaki açıklık, gömleğin veya kemer tokanızın görünmesi hoş durmayacaktır.


2- Seçtiğiniz takım elbisenin üzerinize oturtulma işlemine önce üst bölgeyle başlayın. Elbise omuzlarının başınızla olan ilişkisine ek olarak, ceket kumaşının omuzlarınızdan ceket bitimine dek kesintisiz bir hat çizerek inmesi gerekiyor. Ayrıca ön cephe ve göğüste ceketin klapaları kalkmadan durmalı.


3- Hazır giyim ürünü takım deniyorsanız ^^Kcüzdan, anahtarlık, cep telefonu gibi sürekli taşıdığınız aksesuarlarınızı, her zaman taşıdığınız yerlere koyarak deneyin kıyafeti. Takım elbisenizin görünüşünü bozacak herhangi bir etkinin önüne, cekette yapılacak küçük bir değişiklik ile geçmek mümkünken,göğsünüzde koca bir şişkinlikle dolaşmanız anlamsız olacaktır!


4- Pantolonda birinci kural belde rahatlık sağlayacak kadar kalçaya oturtmaktır; kalçaya oturan pantolonların ağları gereğinden fazla sari a : pantolonlarda pilinin işlevi, oturulduğunda kalçanın doğal genişlemesini karşılamaktır. Ayaktayken ütü çizgisi diz kapağı hattı ile ortadan dik kesişmeli ve ayakkabının ortas - i inerek bitmelidir. Pantolon boyuyla ilgili se herkesin doğrusu farklı; Amerikalılar genellikle ayakkabının üzerinde bir kınlım oluşturacal boyları tercih ediyor; bu pantolonlar, yürürkei ayakkabı bağcıklarını saklar. İtalyanlar ise daha dar kesimli ve biraz kısa hatta çoraplar nın bir kısmının görüneceği boyda pantolonla" giyerler, bu tercihte paça ayakkabının üzerine hafifçe biner.


5- Sırtta kürek kemiklerinizin arkasında bir gergi hattı oluşuyorsa sırt fazıa sıkı demeKtır ve  biraz rahatlatılması gerekir.


6- Ceketin beli, altında bulunan bedenin doğal | kıvrımlarına uyum göstererek hafif sıkı olmalıdır Gereğinden fazla sıkı olup olmadığını düğmenin iki yanında oluşacak X şeklindeki çizgilerden anlayabilirsiniz. Ceket düğmeniz ilikli iken oturduğunuzda, açıkken olduğunuz kadar rahat etmelisiniz.


7- Ceket beli için değ'u ölçü kriter a-ka be1 cvuntunuz üzerinde yatay kırışıklıkların oluşmamasıdır. Arka yırtmaçlar mutlak surette yere dikey ve kapalı durmalı, açma yapmamalı.


8- Kollar düzgün akmalı, üst kol kısmınca yatay kırışık ya da kırılma oluşmama lı. Ceketin kolu bilek kemiğine doğru daralmalı; kol ağzı açıklığının çapı 15 cm. yı aşmamalı ya da gömlek manşetini çevreleyece-genişlikten fazla olmamalıdır. Ceket kolu ile el bileğin birleştiği noktaya kadar gelmelidir.


9- Prova odasına, uygun yaka yüksekliği ve kol uzunluğuna sahip bir gömlek ve ortalama topuklu bir ayakkabıyla girin mutlaka.


10- Ceket yakasının ayrık durmamasına ve yakanın kiapa ıie birleştiği yerde yatay bombeler olmamasına dikkat edin.(arena)

Read more
14 Ağustos 2012 Salı
no image

Yargıtay'a gelen boşanma davalarında aldatma nedeniyle gelen boşanma davalarındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı. Boşanma davalarının karara bağlandığı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyeleri, Türkiye de kocalarını aldatan kadınların sayısında büyük bir artış olduğunu belirttiyorlar.Önceki yıllarda eşlerini aldatan erkeklerin sayısının çok fazla olduğuna dikkat çeken Yargıtay üyeleri, “Son yıllarda karısı tarafından aldatıldığı için boşanma davası açan erkeklerin sayısında büyük bir artış var.Kadınlar da artık erkekler kadar aldatıyor” değerlendirmesini yaptılar.Her yıl binlerce boşanma davasının temyiz incelemesini yaptıklarını belirten Yargıtay üyeleri, ‘ihanet' gerekçesiyle açılan davalarda kocalarını aldatan kadın sayısındaki artışın dikkat çekici boyutlara ulaştığını ifade ettiler.

Kadınlar İş Yeri Arkadaşıyla Aldatıyor


Yargıtay üyeleri, çok sağlam istatistik bilgiler olmasa da kendilerine gelen dosyalara ilişkin şu gözlemlerini belirttiler:


Evli kadınlar kocalarını genellikle iş yeri arkadaşıyla aldattıyor.
İş yerindeki arkadaşıyla kocasını aldatan kadınların yine iş yerindeki arkadaşları tarafından kocasına ihbar ediliyor.
Kocalarını aldattıklarını itiraf eden kadınların büyük bir bölümünü kocalarının bakımsız olmasından yakınıyorlar ve bu gerekçelerle bakımlı olan erkeklerle birlikte olmaya başlıyorlar.

Velayet Babalara Veriliyor


Yargıtay üyeleri,kocalarını aldatan çocuklu kadınların boşanma davasında ise çocukların durumunun kendilerini çok zorladığını belirtiyorlar.Adının açıklanmasını istemeyen bir üye,"Aldatanın kadın veya erkek olması önemli değil. Ancak, çocuklu ailelerde çocuklar bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor.Bu nedenle kocasını aldatan kadına çocukların velayetinin verilmemesi yönünde kararlara da imza atıyoruz" dedi.

Geliri Olan Kadın Boşanıyor


Yargıtay üyelerinin diğer bir belirlemesi de,geliri olan kadınlar,aldatma veya diğer gerekçelerle boşanma davası daha sık açmaya başladıkları yönünde.Yargıtay üyeleri,"Eskiden erkekler boşanma davası açardı.Şimdi,kadınlar da en az erkekler kadar boşanma davası açıyorlar.Ekonomik bağımsızlığı olan kadınlar eşlerini boşamaktan çekinmiyorlar.Özellikle büyük kentlerde,metropollerde yaşayan kadınlar evliliklerinin ilk üç ayında boşanma davası açarak eşlerinden boşanıyorlar" değerlendirmesinde bulundular.



Read more
no image

ABD’de Pennsylvania Devlet Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre erkeklerin bir kadında aradığı özelliklerin başında esprili olması geliyor.Araştırma sonuçlarında güzelliğin,çekiciliğin arka sıralarda kalması şaşırttı.


Araştırma ekibinden Prof. Garry Chick, “Kadının esprili olması onun genç ruhlu olmasının ve doğurganlığının sinyallerinden. Bu nedenle erkekler uzun süreli beraberliklerinde esprili kadınları tercih ediyorlar” dedi.



Araştırmada,“En çekici kadın hangisi?” sorusunun yanıtları arasında esprili birinci sırayı,eğlenceli üçüncü sırayı, şakacı beşinci sırayı alırken fiziksel anlamdaki çekicilik çok aşağılarda, dokuzuncu sırada yer aldı.



Erkeğin de Espirilisi Makbul


164 erkek ve 89 kadın üzerinde yapılan araştırmaya hala üniversite öğrencisi olan 18 ile 26 yaşları arasında gençler katıldı.Kadınların erkeklerde aradığı özelliklerde ise espri anlayışı olması,eğlenmeyi sevmesi ve şakacı olması da sırasıyla ikinci,üçüncü ve dördüncü sırayı aldı.

Read more
no image

Avustralyalı ünlü aktör Chris Hemsworth, kariyerinin zirvesinde olduğu günlerde “Pamuk Prenses ve Avcı” ile “Yenilmezler” filmleri ile beyaz perdede yer alıyor.


Bilimsel araştırmalar, Hemsworth gibi geniş yüzlü ve kare çeneli ‘agresif’ erkeklerin sadece kaslardan ve maçoluktan ibaret olmadığını öne sürdü.


Psychological Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, geniş yüzlü erkekler üyesi oldukları ekip için kendilerini feda etmeye çok daha gönüllü oluyor.Araştırma ayrıca, maço erkeklerin, “işbirliğinden uzak,soğuk ve samimiyetsiz” oldukları görüşünün de yanlış olabileceğini savundu.


Araştırmada yer alan İngiltere’nin St.Andrews Üniversitesi’nden Michael Stirrat,“Geniş yüzlü erkekler her zaman ‘kemiklerine kadar kötü’ olarak tanıtılmıştır. Ancak bu yargı yanlış olabilir” dedi.


Ana rahminde yüksek oranda testesterona maruz kalan erkek  bebekler, daha çıkık çenelere ve küçük gözlere sahip, “erkeksi” bir yüz ifadesine sahip oluyorlar.Bu farklılıklar, testesteron seviyesinin arttığı ergenlik çağında daha da belirginleşiyor. Ancak testesteronun aynı zamanda saldırganlıkla bağlantılı olması,geniş yüzlü erkeklerin her zaman kavgaya daha hazır tipler olarak kabul edilmelerine neden oluyor.


Kendilerini Feda Etmeye Hazırlar


Stirrat ve meslektaşları, bu hikayenin sanıldığı kadar basit olmadığını düşünerek bir araştırma yaptı.Edinburg ve St. Andrews Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu gruplara bir miktar para verdiler ve parayı oynanması istenen oyunda nasıl değerlendireceklerini gözlemlediler.Gruptaki oyunculardan parayı kendileri ve grubun tümü için harcayacak öğrenciler gözlemlendi. Her iki üniversitedeki öğrencilere, oyundan kazanacakları paranın rakip kabul edilen diğer üniversitenin kazancıyla karşılaştırılacağı söylendi.


Dünyayı Kurtaran Maçolar


Araştırmacıların verdiği en son bilginin ardından, her iki üniversitedeki geniş yüzlü erkeklerin ‘rekabetçi’ bir havaya büründüğü görüldü. ‘Maço’ erkekler, paralarını grubun kazancı için ortaya koymaya başladı.


Araştırmada elde edilen bulgular, erkeksi özelliklerin hem sosyal hem de anti-sosyal davranışlarla ortaya çıktığını gösterdi. Maçolar, bazı durumlarda mesafeli ve donuk davransa da, ekiplerini korumak için ellerinden geleni yaptı.


Stirrat ve meslektaşlarının elde ettiği sonuç, 2011’de büyük şirketlerin CEO’ları üzerinde yapılan araştırmaya da benzerlik gösterdi. Geniş yüzlü CEO’ların, küçük yüzlü meslektaşlarına nazaran daha iyi performans sergilediği bilimsel olarak kanıtlanmıştı. Geçmişteki bu araştırma, maço CEO’ların diğerlerine kıyasla daha işbirlikçi olduğunu öne sürmüştü.(mynet)

Read more
13 Ağustos 2012 Pazartesi
no image

Tüm İslam Aleminin bu mübarek gününün tüm müslümanlar için hayırlara vesile olmasını dileriz.Allah hepimizin günahlarını affetsin...


Pdrgünlüğü Yönetimi

Read more
12 Ağustos 2012 Pazar
no image

Hatay Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, vatandaşları gezici ekip ile bilgilendirecek

Hatay Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, vatandaşları gezici ekip ile bilgilendirecek. Kurum, gezici ekip için bir otobüs dizayn etti.


İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu kararı ile alınan İş-Kur otobüsünün tanıtımı yapıldı. Tanıtım töreninde konuşan Hatay Vali Yardımcısı Kadim Doğan, İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu’nda kararı alınan projenin gerçekleştiğini görmekten mutluluk duyduğunu söyledi.


Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Ahmet Bulanık, otobüste iş ve meslek danışmanlarının görev yapacaklarını belirttti. Bulanık, “Danışmanlarımız yüz yüze yapacakları görüşmelerle iş arayanlar ve işverenlerden açık iş talebi alacak, işsizleri açık iş talebi ile eşleştirecek, işverenin elaman ihtiyacına yönelik eğitim programlarını planlayacak.” dedi.


İş-Kur otobüsü, konuşmaların ardından törenle katılanlara ve basına tanıtıldı.

Read more
no image

Genellikle heyecan ve korku gibi nedenlerden dolayı,gerdek gecesinde pek çok evli çift cinsel ilişkiye giremiyor. Peki, erkekler bu özel gecede kadınlardan ne bekliyorlar?


İşte erkeklerin gerdek gecesinde kadınlardan beklediği 7 madde! 


Yalnız kalın…
Ailenizden, arkadaşlarınızdan ve dostlarınızdan ayrı kalmak zor gelebilir. Ama yeni eşiniz evlendiğiniz gece sizinle birlikte zaman geçirmek ve yalnız kalmak için sabırsızlanıyor. Onu bekletmeyin! Aileniz ve dostlarınız bekleyebilir, onlarla biraz erken vedalaşmanızda fayda var.


Bakışlarınız…
Yalnız kaldığınız anda, eşiniz ellerinde içeceği ve gözlerinde mutluluk ve heyecanla bakarken, ona korku dolu gözlerle bakmayın. Üzerinizdeki stresi ve kafanızdaki olumsuz düşünceleri bir an önce atmaya bakın.


İç çamaşırınız…
Erkeklerin süslü ve hayallerini genişletecek iç çamaşırlarına bakmak kadar zevk aldığı bir diğer şey ise,sizin iç çamaşırınızı çıkarmanızı izlemektir. Ona üzerinizdekileri çıkarırken küçük bir gösteri düzenleyebilirsiniz.


Aksesuarlar…
İlk birlikteliğinize hazırlanırken iç çamaşırlarınız kadar kendinize gösterdiğiniz özen de çok önemlidir.Manikürünüz ve pedikürünüz tam olsun. En önemlisi ise taktığınız aksesuarlar ve topuklu ayakkabılarınız çıplak olsanız bile ayağınızda olsun.


Ön sevişme…
Sakın siz hazır olduğunuz anda hemen üzerinize atlayacak diye düşünmeyin. Onlarda, bu ilişkiye hazır olmak için ufak oyunlarla büyülü dakikalara geçmeleri gerektiklerinin farkındalar.


Süprizler…
Çekingen ve utangaç bir yapınız varsa evlendiğiniz ilk gece ona farklı bir yanınızı gösterin. Unutmayın! Siz ne kadar özen ve istediğinizi gösterirseniz o, size daha çok saygı duyacaktır.


Ertesi gün…
Artık çekinecek hiçbir şey yok. Ertesi gün "Ne yaptım ben?" ya da "Nasıl bakacağım suratına?" gibi aklınızı kurcalayan sorulara son verin. Hatta ne kadar mükemmel bir gece geçirdiğinizi bile söyleyebilirsiniz. Bu onu mutlu edecektir.

Read more
no image

Cised uzmanı Dr. Cem Keçe: “Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ses yalıtımı ve ebeveyn banyosu şart!”


Yaz aylarında yeni bina yapımı ve eski evlerde tadilatlar artıyor. Şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen ancak oldukça önemli bir konu olan evlerde ses yalıtımı, ebeveyn banyosu ve ev ergonomisi cinsel yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle konut yapımında cinsel yaşam dikkate alınmalı. Peki, seks yapmak için ev ortamı ve koşulları nasıl olmalı? İşte bu soruya yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği terapistlerinden geldi…


Evlerimiz cinsellik için uygun değil! 

Ülkemizdeki evlerin çoğunun çiftlerin sağlıklı bir cinsellik yaşamaları için uygun olmadığını söyleyen Dr. Cem Keçe; “Yeni bina yapımının ve tadilatların arttığı şu günlerde hem evinde tadilat yaptıracaklara hem de Türkiye Müteahhitler Birliği’nin ve inşaat sektörü çalışanlarının dikkatini odaların ses yalıtımına, ebeveyn banyosunu ve ev ergonomisine çekmek istiyoruz. Özellikle evde diğer aile büyükleriyle birlikte yaşayan çiftler ve çocuk sahibi olan çiftler odalardaki yalıtımın yetersiz olması sebebiyle cinsel yaşamlarında sıkıntı yaşayabiliyorlar. Sevişme sırasında çıkardıkları seslerin duyulacağı endişesiyle kendilerini kontrol etmek zorunda kalıyorlar ve cinsellikten keyif alamıyorlar. Hatta bu durum zamanla çift arasında tartışmalara ve cinsel sorunlara da yol açabiliyor.


Bu nedenle Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni evlerde ses yalıtımına ve ebeveyn banyosu yapımına özen göstermesi, ülkemizin cinsel sağlığı ve toplumsal huzuru için çok önemli bir meseledir. Ayrıca yasa koyucuların ve diğer yasal mercilerinde İskân Kanunlarında ses yalıtımını ve ebeveyn banyosu yapımını zorunlu kılması gerekir.’’ dedi.


Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için evlerde ses yalıtımı ve ebeveyn banyosu şart! 

Evlerde anne-babaya ait bir ebeveyn banyosunun bulunmasının önemine dikkat çeken Dr. Cem Keçe; “Bizim toplumumuzda inançlarımız gereği cinsel ilişkiden sonra banyo yapılır, ancak ebeveyn banyosu olmadığında çiftler sıkıntı yaşayabiliyorlar ve eğer ev kalabalıksa banyo yapmamak içincinsel ilişkiye girmekten bile kaçınabiliyorlar. Özellikle anne-babalarıyla birlikte oturan yeni evli çiftlerde bu duruma sık rastlanıyor. Yeni gelin kayınvalide ve kayınpederden utandığı için eşiyle birlikte olmak istemiyor ve zamanla bu cinsel isteksizliğe dönüşebiliyor. Cinsel isteksizlikle veya sertleşme sorunlarıyla bize başvuran genç çiftlerin çoğunda sorun bundan kaynaklanabiliyor.” dedi.


Fiziksel çevre, insanla uyumlu olmalı! 

Her yıl yaz aylarında çok sayıda ailenin evlerinde tadilat yaptığını ve inşaat sektörünün canlandığını belirten Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Evlerde yapılan fiziki değişikliklerde cinsel yaşamın da dikkate alınması gerekiyor. Ergonomi dediğimiz kavram bizim ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Ergonomiyi kısaca fiziksel çevrenin insanla uyumunun sağlanması olarak tanımlayabiliriz. Kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı ve mutluluğu için ergonominin önemi büyüktür. Evin tasarımı kişilerin ihtiyaçlarına uyun olduğunda hem hayatları daha kolaylaşır hem de aile ve iş hayatındaki verimlilikleri artar. Ev ergonomisi cinsel mutluluğa da katkı sağlar.” dedi.


Çocukların cinsel gelişimi olumsuz etkileniyor! 

Anne-babalarının sevişirken çıkardığı sesleri duymanın çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Cinsel ilişki sırasında kişiler özgür olmalı ve diledikleri gibi kendilerini ifade edebilmelidir, ancak odaların yalıtımı yetersiz olduğunda anne-babaların çıkardığı sesler çocuklar tarafından duyulabilir. Bu nedenle aman çocuklar duymasın mantığı gelişiyor ve bu da cinsel sorunlara davetiye çıkartıyor. Özellikle küçük yaştaki çocuklar bu sesleri yanlış anlamlandırabilir ve babalarının annelerine kötü bir şey yaptığını düşünerek, babaya karşı öfke duyabilirler. Yine küçük yaşta bu tür sesleri duymak çocukta cinselliğe ilişkin vaktinden önce bir merak ve ilgi gelişmesine neden olabilir.” dedi.


Mahremiyete ihtiyaç var! 

Sağlıklı bir cinsel yaşam için mahremiyetin önemli olduğunu söyleyen Psikolog Serap Güngör; “Mahremiyet insanın özelidir, bir ihtiyaçtır ve bir özgürlüktür. Mahremiyet olmadan sağlıklı ve mutlu bir cinsellik olmaz. Ebeveynler mahremiyet anlayışını ve utanma duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmalıdır. Çünkü mahremiyet duygusu geliştiren çocukların istismar riski azalırken, sağlıklı cinsel kimlik gelişimleri de hızlanır. Aynı zamanda mahremiyet duygusu çocuğu cinsel istismarlara karşı koruyan bir sigortadır.” dedi.(hthayat.com)

Read more