Open top menu
24 Ocak 2013 Perşembe
no image

Türk kadınları Kate Upton, Türk erkeklerinin David Beckham Kıvanç Tatlıtuğ’a benzemek için bıçak altına yatıyorlar.


Opr.Dr. Mehmet Refik Karagöz, kadınların bir zamanların ünlü oyuncu Angelina Jolie'nin dudaklarını beğendiğini ve onun dudakları gibi dudak istediğini belirterek, "Ama son zamanlarda Kate Upton'ın doğal güzelliğini beğeniyorlar.Burnunu ve göğüslerini çok beğeniyorlar.Kim Kardashian'ın kalçalarını beğeniyorlar.Sadece kadınlar dememek lazım.Erkeklerin de istekleri oluyor. Değişmeyen durum David Beckham'ın burnu. Ayrıca son zamanlarda Kıvanç Tatlıtuğ'un karın kaslarını beğenenler erkekler var" dedi.


Estetik Ameliyat Beyin Ameliyatı Gibi


Estetik ameliyatların önemli ameliyatlar olduğunu anlatan Opr.Dr.Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:"Estetik ameliyat bir beyin ameliyatı gibi. Çünkü gün içinde en çok gördüğünüz kişi aynada kendinizsinizdir. Hergün onu beğenmek isterseniz. Eğer beğenmediğiz bir nokta varsa hergün onu görüyorsunuz. Hergün yüzleşiyorsunuz. Bu nedenle önemli ameliyat. Beyin ameliyatı olarak görüyorum."


Estetik ameliyat olmak için başvuran hastalarla iyi bir iletişim kurulmasının da önemli olduğunu kaydeden Opr.Dr.Karagöz, şunları söyledi: "Hasta ile iletişimin çok iyi olması lazım. Her şeyin bir sınırı vardır. O noktaya geldiğinizde hasta ile açık açık konuşmak lazım. Hastanın güvenini kazandığınız dakikada hastanız sizi dinleyecektir. Bir terazi gibi düşünün. Hastanın istekleri önemli ama sağlık açısından yapılabilecek vardır."


Estetik ameliyatta son yıllarda uç noktaların 'kasların inceltilmesi' olduğunu anlatan Medstar Antalya Hastanesi Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü'nden Opr.Dr.Mehmet Refik Karagöz, "Kadınların bacakları daha güzel görünmesi için kaslar tıraşlanarak inceltiliyor. Ekstrem bir ameliyattır. Gerekirse en alttaki kaburgaların belin daha ince görünmesi, estetik ameliyatlarda uç noktalara giden ameliyatlardır.Estetik cerrahi hayal cerrahisidir. Hayal edebildiğiniz şeyi estetik cerrahide yapabilirsiniz" diye konuştu.


Opr.Dr.Karagöz, estetik ameliyatların kişi üzerinde psikolojik olarak olumlu etkisine vurgu yaparak, sözlerini William Shakespeare'ın 'Biz beğendiğimiz bedenlere, hayal ettiğimiz ruhları yerleştirip onlarla aşk yaşıyoruz'cümlesiyle tamamladı.//kadınvekadın.net

Read more
no image

Sevgilinizle güzel vakit geçiriyorsunuz ve iyi anlaşıyorsunuz fakat bazı konular var ki açtığınızda romantizminizi öldürüyor. Kaçmanız gereken konular hangileri olabilir sizce.



Ailesine karşı olan hislerinizden bahsetmeyin


Asla bu konuya girmeyin. Annesinin bir kontrol hastası olduğunu bilse bile sevgiliniz bunu asla kabul etmeyecektir.



Neden banyoda 15 dakika kaldığını sormayın


Herkes tuvalete gider ve tuvaletini yapar. Bu işin uzun ya da kısa sürmesini tartışmanız ne kadar romantik olabilir.



Beğendiğiniz ünlüleri anlatmayın


Mehmet Günsur'u çok beğeniyorsunuz ama onu ne kadar ve neden beğendiğinizi ballandıra ballandıra anlatmanız sevgilinizi sadece kötü hissettirecek ya da kıskançlık krizine sokacaktır.



İyi olup olmadığını sormayın


O da bir insan ve canı sıkkın olabilir, kötü bir gün geçirmiş olabilir. Ama sorunun siz olmadığınızdan eminiz. İyi olup olmadığını sürekli sormanız canını daha çok sıkacaktır.



Sivilcelerden ya da kıllardan bahsetmeyin


Sevgiliniz bir supermodel değilse sivilcelerinin ya da kıllarının olması doğal. Her ne kadar onları görmekten nefret etseniz de hiç bahsetmemeye ve öğüt vermemeye çalışın. Biliyoruz zor...



Adet dönemindeyseniz


Adetliyseniz çok asabisiniz, küçük şeylerden bile kavga çıkarmaya hazırsınız. Bu durum sevgilinizi ve sizi çileden çıkarıyor. Bu günleri sohbete ederek geçirmeyi tercih edin.


Read more
23 Ocak 2013 Çarşamba
no image

Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Elif Durgel Jagtap, anne ve babalara, karnede zayıf notları olan çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği hakkında öneriler verdi. Öğrencilerin kiminin sevinçle kiminin hüzünle beklediği yarı yıl tatili öncesi uzmanlar hem çocukları hem de anne ve babaları psikolojik sıkıntılar yaşanmaması için uyarıyor.


Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Elif Durgel Jagtap, çocukların anne ve babalarından gelecek tepkileri kestiremeyip, cezalardan ürküp hatalı hatta üzücü yollara başvurabildiğine dikkat çekti. Jagtap, intihara kadar gidebilen acı olayların yaşanmaması için velilerin çok hassas davranmaları gerektiğini söyledi.


Okul Başarısı Kişilikle İlgili Değil


Sadece notlara odaklanarak velilerin ödül veya ceza vermelerinin yanlış olduğunu belirten Jagtap, şu önerilerde bulundu: “Öncelikle eğitim sistemimizin her basamağında not odaklı olduğunu eleştirel bir gözle görebilmek gerekli. Unutmayalım ki başarının tarifi yüksek not almak değildir. Örneğin, bugün herkesin elinden düşmeyen telefon bilgisayar markası Apple’ın bulucusu üniversiteyi bitirmeden terk etmiş başarılı bir işadamıydı. Sadece notlara odaklanmak yerine genel olarak çocuğunuzun gelişimini, öğrenmesini ve başarısını takip edin ve destekleyin. Sadece yıl sonunda karneye bakıp öğüt ya da ceza veren ebeveynlerden çok yıl içinde çocuğuyla iletişim içinde olan ve onun ihtiyaçlarına yanıt veren anne-babalardan olmaya özen gösterin.


Okul başarısı çocuğunuzun kişiliğiyle alakalı değildir. Akıllı, zeki olmanın övüldüğü aileler ile çalışkan ve azimli olmanın övüldüğü ailelerin çocuklarını karşılaştıran birçok araştırma uzun vadede azim ve hedefleri için elinden gelen her çabayı göstermesi teşvik edilen çocukların çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Öyleyse çocuğunuzu 'zehir gibi zeki' olmak değil çalışkan olmayı ön plana çıkararak eğitmelisiniz.”


Aile İlişkileri Notları Etkiliyor


Yrd.Doç. Elif Durgel Jagtap, karnedeki düşük notların çeşitli sebepleri olabileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin çocuktan kaynaklanan görme, duyma gibi fiziksel ya da dikkat becerilerinde bir problemin yansıması olabilir. Aynı şekilde okulun özellikleri çocuğun notlarını etkiler; öğretmenle ya da arkadaşlarla yaşanabilecek sorunlar, son yıllarda ön plana çıkan okul zorbalığına maruz kalmak gibi. Yine çevresel ve ailevi nedenlerin irdelenmesi gerekir.


Çocuğun ihtiyaçlarına kayıtsız bir anne baba, ailenin maddi sorunları, boşanma ya da vefat gibi olaylar çocuğun okulla ilişkisini etkiler. Özellikle yarıyıl karneleri bu faktörleri değerlendirmek açısından iyi bir fırsattır. Düşük not getirmek çocuğunuzun da canını sıkmıştır. Buyüzden ona destek vermelisiniz. Aileler çocuklarıyla birlikte oturup neden düşük not geldiğine dair tartışma yapmalı. Çocuklarına notlarını nasıl iyileştireceklerine dair plan yapma, çözüm üretme fırsatı tanımalıdırlar. Böylece çocuklar derse çalışma, sınavlara hazırlanma gibi sorumluluklarının farkına varır.”//İHA

Read more
no image

Uzun göründüğünüzü bilmek ve kendinize güvenmek.Güzel olduğunuzu bilip tüm bakışları üstünüze çekmek.Bunların hepsi kendinizi en iyi şekilde hissetmeniz için gereken önemli faktörler. Nasıl göründüğümüz kim olduğumuzun sadece tek bir parçası, ancak kendimize olan güvenimizin en büyük etkenidir.


Mükemmel görünmenize yarayacak bu 5 tüyo ile kendinizi çok daha güzel ve bakımlı hissedeceksiniz.


1) Nemlendiricinin gücünü asla hafife almayın.


Cildinizin kuru, normal ya da yağlı olması fark etmez, eğer tek bir bakım ürünü alabiliyor olsanız bile tercihinizi iyi bir nemlendiriciden yana kullanın.


Bazen tek ihtiyacınız iyi bir nemlendirici ve yumuşak bir temizleyicidir. Bunlarla yüzünüzün tüm yorgunluğunu alabilir, eskisinden de genç ve güzel görünebilirsiniz.Kuru ciltelerde her kırışıklık normalden daha fazla belli olduğu için sizi daha yaşlı gösterecektir.


Eğer 20li ve 30lu yaşlardaysınız, nemlendiriciler erken yaşlılık belirtilerine karşı iyibir koruma sağlayacak ve bu belirtileri


2) Güneş kremi en iyi anti-aging ürünüdür.


Pahalı bir estetik ameliyatı olmadan ya da çok pahalı bir gençleştirici krem almadan önce kısacası gençleşmek için herhangi bir önlem almadan önce mutlaka güneş kremlerine bir şans verin.


Güneşin zararlı ışınlarından dolayı cilt kanseri riskini azaltan güneş kremleri aslında cildin çok daha genç görünmesini sağlar.


Güneşten korunmamış bir cilt, normalden çok daha yaşlı ve kırışları daha belirgin görünür. Güneş kremi sizi güneşin zararlı ışınlarından korur ve sizi olduğunuzdan çok daha genç gösterir.


Güneş kremi seçerken en az 15 faktör olmasına dikkat edin. Güneş kremleri, etkisin 1-2 saate kaybeder ve yeniden sürmeniz gerekmektedir.


3) Cilt temizleyicinizi dikkatli seçin.


Eğer cilt temizliğinizi sadece su ve sabunla yapıyorsanız, temizlenme yöntemlerinizi yeniden gözden geçirmenizi tavsiye ederiz. En iyi güzellik sırlarından biri iyi bir temizleyici losyon kullanmaktan geçer.


Gün içinde iki seferden fazla yüzünüzü yıkamayın.Yıkarken sabun kullanıyorsanız cildinizin kurumaması ve sizi olduğunuzdan yaşlı göstermemesi bir mucize olur.


4) İyi bir bakım için doğru malzemeleri kullanın.


En iyi göz farına en pahalı fondatenine ve muhteşem ürünlerle dolu bir makyaj çantasına sahip olabilirsiniz. Fakat tüm bunları kullanmak için doğru malzemeleriniz yoksa hiçbir işe yaramayacaklardır.


Peki doğru malzemeler nedir?


Makyaj fırçanız cillte yumuşak bir etki bırakmalı ancak ürünüzü ciltte belli edecek kadar iyi olmalı.


5) 2 yılda bir saçlarınızı ve görüntünüzü değiştirin.


İmajınızı ve görünüşünüzü 2 yılda bir değiştirmelisiniz. Çünkü moda ve trendler sürekli bir değişim içinde. Modayı ve en yeni trendleri her an takip edebilirsiniz ancak bunlara sürekli uymanız pek de mümkün değil. Bundan dolayı en fazla 2 senede bir saçınızı ve görünüşünüzü yenileyin.//kadınvekadın.net

Read more
no image

Yapılan bir araştırmada, günde 40 gram Giresun kalite fındık tüketen annelerin süt miktarının yüzde 10 arttığı saptandı.


Giresun Üniversitesi (GRÜ) ve Giresun Kalite Fındık Tanıtım Derneği (GKFTD) işbirliğiyle yapılan araştırmada, günde 40 gram Giresun kalite fındık tüketen annelerin süt miktarında yüzde 10 artış sağlandığı saptandı.


GRÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Çebi, şunları söyledi:


''Anneleri 3 gruba ayırdık. İlk gruba her gün 40 gram fındık yedirdik. Diğer gruba fındık ezmesi yedirdik. Son grubu da kontrol grubu olarak belirledik. Bu çalışmada anneler bir ay boyunca her gün 40 gram fındık yediler. Fındık yemeden ve yedikten sonraki anne sütü miktarlarına bakıldı. Aynı zamanda sütler alınarak yağ değerlendirmesi yapıldı. Sonuçlarımıza göre fındık ve fındık ürünleriyle beslenen annelerin sütleri fındık tüketmeyen gruba göre anlamlı derecede yükselmiştir. Günde 40 gram Giresun kalite fındık tüketen annelerin süt miktarı yaklaşık olarak yüzde 10 oranında artmıştır.''


Bebeklerinin boyları da uzun


Çebi, araştırmada fındık tüketen annelerin bebeklerinin boyları ile ilgili de anket çalışması yaptıklarını belirterek, ''Bu çalışmada da bebeklerin boyu ve kilosuna bakıldı. Bir ay boyunca fındık tüketiminin sonunda ise fındık ve ezme ile beslenen annelerin bebeklerinin boylarının da arttığı gözlemlendi. İstatistiksel olarak anlamlı arttığını gözlemledik'' dedi.

Read more
no image

Kolombiyalı şarkıcı Shakira, bir erkek çocuk dünyaya getirdi.


Bir süredir Barcelone takımının yıldız oyuncusu Pique ile beraber olan Kolombiyalı şarkıcı Shakira, dün akşam saatlerinde bir erkek çocuk dünyaya getirdi.


Çift, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da, erkek bebeklerine Milan ismini verdiklerini duyurdu.


3 kilo ağırlığında doğan bebeğin ve annesinin durumunun iyi olduğu kaydedildi.


Dün akşam saatlerinde hastaneye yatan Shakira, attığı twitte, takipçilerine, ''hayatımın en önemli gününde benim için dua edin'' çağrısında bulunmuştu.

Read more
21 Ocak 2013 Pazartesi
no image

Sosyal paylaşım siteleri ilişkiniz üzerinde ne kadar etkili? sorusunu 3 milyonu aşkın üyesine yönelten eçift.com'un anket sonuçları kadınların kıskanç, erkeklerin meraklı olduğunu ortaya koydu.


Anket sonuçlarına göre erkeklerin yüzde 17'sinin eşlerinin ya da sevgililerinin şifrelerinden haberdar olmak istediğini,kadınların yüzde 28'i ise karşı cinsteki arkadaşlıklara çok sıcak bakmadıklarını belirtti.Kadınlar,sosyal paylaşım sitelerinde eş ya da sevgililerinin kadın arkadaş sayısının erkeklerden fazla olmasından rahatsız olacaklarını dile getirdi.


Sosyal medya kullanımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de giderek daha fazla kullanıcıyı peşinden sürüklerken, yeni davranış kalıpları da oluşturuyor. İnternet ve bilgisayar kullanımının artması, bunun yanında akıllı telefonlarla da sosyal medyada var olabilmek kullanıcı sayısını daha da arttırıyor. eÇift.com,şu anda 31 milyonu aşkın Facebook kullanımı ile dünyada 7'inci sırada yer alan Türkiye'de sosyal medya hesaplarının ilişkilere etkisini ölçümlemek için üyeleri arasında yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Bilimsel araştırmalara dayanan İdeal Çift Metodu ve Kişilik Analiz Testi ile ön plana çıkan ciddi ilişki sitesi eÇift.com,3 milyonu aşkın üyesine


"Sosyal paylaşım siteleri ilişkiniz üzerinde ne kadar etkili?" sorusunu yöneltti.


Yaş aralığı 18-45 olan 1576 kadın ve erkeğin katılımı ile gerçekleşen anketin sonuçlarına göre; kadınlar ve erkekler sosyal paylaşım sitelerinin ilişkileri üzerinde herhangi bir olumsuz etki oluşturmadığını söyledi.Kadınların yüzde 35'i ve erkeklerin yüzde 50'si eşlerinin veya sevgililerinin sosyal paylaşım sitelerinde gezinmelerinin onları ilgilendirmediğini, önemli olanın güven olduğunu belirtti.


Erkekler şifreleri, kadınlar arkadaş sayılarını bilmek istiyor


Ankete göre kadınlar ve erkekler ilişkide en önemli faktörün güven olduğunu vurgulasalar da erkeklerin yüzde 17'si daha kontrolcü bir tavır sergileyerek eşlerinin ya da sevgililerinin şifrelerinden haberdar olmak istediğini söyledi. Ankete katılan kadınların yüzde 28'i ise karşı cinsteki arkadaşlıklara çok sıcak bakmadıklarını ve sosyal paylaşım sitelerinde kadın arkadaş sayısının fazla olmasından rahatsız olacaklarına dikkat çekti. Kadın-erkek arkadaşlığını tehlikeli gören kadınlar, böyle arkadaşlıkları olan sevgili veya eşlerini yakın takipte tutacaklarını vurguladı.


Anket sonuçları; kadın ve erkeklerin eşlerinin interneti kullanmalarında ilişkileri adına sakınca görmese de eş ya da sevgililerinin hesaplarıyla ilgili bilgi sahibi olmayı doğru bulduğunu dile getirdi.

Read more
no image

ABD’de yapılan bir araştırmanın sonucunu yayınlayan Journal of the American Medical Association Dergisi’nde yer alan habere göre, “Fazla kilolu insanların daha uzun ömürlü olacağı” iddia edildi.


Araştırmaya göre, vücut kitle endeksleri 25 ila 30 arasındaki fazla kilolu kişilerin, sağlıklı kiloya sahip kişilere nazaran erken ölme olasılığı yüzde 6 oranında daha düşük. Vücut kitle endeksinde sağlıklı kilo aralığının 18.5 ila 25 arasında olduğu belirtilen araştırmaya göre “zayıflığın ve aşırı derece obezitenin, yaşam süresini kısalttığı” da ileri sürüldü. Tıp dünyasında tartışma yaratan araştırmayı Türkiye’de obezite konusunda çalışma yapan bilim insanlarına sorduk.


Türkiye Obezite Araştırma Derneği BaşkanıProf. Dr. Nazif Bağrıaçık:


“Saçma, hayat süresi uzar diye bir şey olmaz!”


Saçma bir yayındı. ‘Fazla kilolu olanlar kendilerini daha çok doktor muayenesinden geçirdiği için sağlıkları daha iyi olur, dolayısıyla fazla kilolu insanların ömür süreleri uzar’ iddiasının hiçbir bilimsel yönü yok. Bir insanın metabolik bozukluğu varsa, genetik bir bozukluğu mevcutsa, obeziteye gidecekse, kolesterolü yüksekse, damar sertliği varsa o kişi istediği kadar doktora gitsin fark etmez. Bu hastalıkları ilaçla bir miktar normale gelir ama hayat süreleri uzar gibi bir şey olmaz. 25-30 arası vücut kitle endeksi fazla kiloludur. 30’un üzerinde olanlar aşırı kiloludur.


Onlar, “25 ila 30 olanlar daha fazla doktora gidip kendilerini çok kontrol ettirdikleri için yaşam süreleri uzar”diyor. Ancak şu bakımdan olabilir; aşırı obez yani beden kitle endeksi 30- 35 veya 40’ın üzerindeyse zaten bu insanlar kalp damar, kanser, felç, inme riski gibi her türlü riske maruzdur. 25-30 arasında olanlar zaten doktora gitse de gitmese de onların yaşam riski aşırı obez olandan daha ağırdır. İleri derecede zayıf olanlar, beslenme bozukluğu olanlar, zaten her tür hastalık açısından riskli durumdalar. Hafif kilo doğru bir kavram değil. Normal kiloyu muhafaza etmektir doğru olan. Eskiden balık eti dediğimiz vücut kitle endeksinin 18.5 ila 25 arasında olması idealdir.


İç Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan:


“Şişmanlık kesinlikle ömrü kısaltır!”


O araştırma hafif kilodan bahsediyor. Kiloyu; zayıflık, orta kilo, şişmanlık yani obezite olarak ayırmak gerekiyor. Araştırmalarda, vücut kitle endeksi 20-25 olanların daha uzun ömürlü olduğu görülmüştür.Şişmanlık ömrü uzatmaz. Şişmanlık, çeşitli hastalıklar nedeniyle kesinlikle ömrü kısaltır.


İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. İç Hastalıkları Anabilim Dalı Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva:


“Aşırı zayıflık da obezite gibi ömrü kısaltır!”


Çok zayıf olmak, beraberinde bazı hastalıkları da getirdiği için tıpkı obezite gibi ömrü kısaltır. Vücut kitle indeksi 18.5 ile 25 arasında olmalı. 18.5’in altına indiğinde ve 25’in üzerine çıktığında risk artar. Fazla zayıf olmak beraberinde başka hastalıkları da getirir veya bazı hastalıkları vardır ve bu nedenle zayıftır. Vücut kitle endeksi 30’un üzerine çıktığında şişmanlıyoruz demektir ki bu da beraberinde bazı hastalıklar getirdiği için ölüm riskini artırır.


Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan:


“Doktor şişmanın ömrünü uzatır!”


Öyle bir şey olmaz. Tek bir araştırmaya göre karar vermemek lazım. Çünkü pek çok araştırma aksini iddia ediyor. Zaten şişman kişi doktora gidince ömrü uzar, çünkü kısalmış olan ömrü uzar. Obezite özellikle karın içi obezitesi kalp damar hastalıkları riskini artırır. Şişmanlık ömrü uzatır, istediğiniz kadar yeyin mesajı çok yanlış. Dünyada obeziteyle ilgili zaten ciddi bir mücadele var.Aşırı zayıflık, yani beden kitle indeksinin 16’nın altına düşmesi son derece risklidir. En doğrusu yaşa ve boya göre uygun bir kolaya sahip olmaktır.Normal sınırlar içerisinde olmak, uzun yaşamak için ideal kabul edilmeli.//hthayat-Şükran Özçakmak

Read more
no image

Büyük bir bölümü sosyal güvence sağlamayan bazı mesleklerde günübirlik işler oldukça iyi kazandırıyor.


Türkiye'de ücreti günübirlik veya haftalık olarak ödenen işlerin büyük bir bölümü sosyal güvence sağlamadığı için çok cazip görülmese de bazı mesleklerde bu tür işler oldukça iyi para kazandırıyor.


AA muhabirinin yaptığı araştırmaya göre, en çok kazandıran günlük işlerin başında ilk sırayı ses sanatçılığı alıyor. İkinci sırada mankenlik, üçüncü sırada düğün/doğum fotoğrafçılığı bulunurken, sosyete falcılığı ise listenin dördüncü sırasında kendine yer buluyor.


Ünlü bir ses sanatçısının konser ücreti 250 bin liraya, profesyonel bir mankenin defile ücreti ise 20 bin dolara kadar çıkıyor.//AA-İbrahim Yılmaz - Leyla Ataman Özel

Read more
no image

Uzmanlar,göktaşının içinde bulunan tek hücreli yosun fosilinin, başka gezegenlerde de hayat olabileceği olasılığını çok güçlendirdiğini vurguluyorlar.


Rusya'da İngilizce yayın yapan Russia Today televizyonunun haberine göre, geçen ay Sri Lanka'ya düşen göktaşı, bilim tarihinde çığır açacak özelliklere sahip.


Haberde, göktaşında tek hücreli yosun fosiline rastlandığı belirtildi.


İngiliz ve Sri Lankalı araştırmacılar, buluşun evrende canlıların nasıl yayıldığı konusunda önemli ipuçları verdiğini kaydediyorlar.


Uzmanlara göre, göktaşında bulunan fosil, canlıların meteorlar aracılığıyla başka bir gezegenden dünyaya geldiği yönündeki teoriyi de güçlendiriyor.


Sri Lanka'da 29 Aralık 2012'de bir köyün yakınına düşen göktaşının devasa boyutta atmosfere girerken büyük ölçüde parçalanmasına rağmen devasa boyutta olduğu ve pek çok parçada fosillere rastlandığı haber veriliyor.


Read more
17 Ocak 2013 Perşembe
no image

Genel olarak ağlayan erkek çok az görürüz. Genellikle onları güçlü, kuvvetli, seksi ve kusursuz görmeye alışığızdır. Erkekler nadiren de olsa nelere ağlar, ağlaması onun karakterini gösterir mi gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız işte yanıtları..


Kuytu köşelerde ağlıyorsa..


Kendi duygularıyla barışık olmayan bir erkeğin ilgilendiği tek şey sizi korumak ve güvende hissetmeniz sağlamaktır. Onun fiziksel ve sözlü olarak duygularını anlamakta zorlanabilirsiniz. Özel anlarınızda rahat olmasını sağlayın ve bunun seksi olduğunu söyleyin.


Hayal kırıklığı ağlatıyorsa..


Hırslı ve istediği olmadığında ağlayan erkekler duygusallıktan değil, kendisini başka şekilde ifade edemediği için ağlar. Bu tip erkekleri çıldırdığı anlarda görmezden gelerek idare edebilirsiniz. Duygularını kabul edin ve isteklerinizi yumuşak bir dille anlatın.


Her zaman ağlıyorsa..


Duygusal anınızda ya da acıklı film izlerken ağlayan bir erkekleyseniz ideal kocanız olabilir. Duygularını açıkça gösterebilen, olgun bir erkektir. Kendi duygularıyla barışık olduğu için sizinkileri de anlayacaktır.//ivillage

Read more
15 Ocak 2013 Salı
no image

Kimse boşanmanın kolay bir şey olduğunu söyleyemez. Onca yıl hayatınızı paylaştığınız eşinize veda etmek ayrılmanın en zor kısmıdır. Aşağıda sıralanmış boşanma deneyimlerine bir göz atın.


“Evlenmeden önce çok iyi arkadaş olduğumuzu ama evlendikten sonra bu dostluğu yakalayamadığımızı hatırlıyorum. O iyi bir adam”.


“İlişkimiz eş olmaktan ebeveyn olmaya geçti. Sadece anne-baba olmayı paylaştığınızı anladığınızda evlilik bitiyor”
 
 “Sevgilinizin asla değişmeyeceğine kanaat getirdiyseniz, bırakın gitsin. Onu uzaktan sevin”
 
 “Başka birini bulmak her açıdan milyon kez daha iyidir”
 
 “Kendime onun için bir odası olmayan bir hayat inşa ettim”
 
“Basitçe taşınmaya karar verdim. Ayrılırken bir yer satın aldım. 12 yıl önceydi”
 
“Hayatımda olduğu sürece hiçbir şeyin daha iyiye gidemeyeceğini farkettim”
 
“Kendimi ondan izole ettim. Mesaj yollamadım, Facebook’tan, Twitter’dan sildim ve hediyelerini de atarak onunla görüşmekten kaçındım.
 
 “Centilmence ve kibarca ayrıldık ama yine de korkunç bir deneyim”
 
“Modern teknoloji; WhatsApp’ta, e-mail ve Facebook’ta bloke ettim”//kaynak:hthayat

Read more
14 Ocak 2013 Pazartesi
no image

Ünlü bir kadın sitesi okuyucularına “nasıl aşık olduklarını“ sordu. Gelen itiraflar kadınlar için bir ipucu niteliğindeydi.


Bir çok insan özellikle paylaşıma çok açık olmayan erkekler aşık olduğunu itiraf etmeye çekinir. Dünyaca ünlü bir kadın sitesi erkek okuyucularından “aşık olma hikayelerini” anlatmalarını istedi.


İşte cevaplardan bazıları:


“Hayatımda bir kez aşık oldum. Onunla bütün zevklerimizin aynı olduğuna inanıyordum. Benim keyif aldığım şeylerden onun da zevk aldığını düşünüyordum.


Fakat bir gün bana rol yaptığını fark ettim. Aslında bir çok şeyi (buna seks de dahil) sadece beni memnun etmek için yapıyormuş. Bana çok büyük bir ders oldu. Kadınlara tavsiyem her zaman dürüst olmanız. “


“Bir keresinde internetten bir kızla tanıştım. Onu şık bir restorana yemeğe götürdüm. Bana orayı sevmediğini, hamburger ve bira servis eden bir fast-food restoranını tercih ettiğini söyledi.


Hamburgerlerimizi alıp bana gittik. Bilgisayar oyunu oynadık. Çok doğal ve samimiydi. Ona aşık olmuştum.”


“Beni güldüren kadınlara aşık oluyorum. Öyle ki onun yanında çevremde olan biten her şeyi unutmalıyım. Tabi bu karşılıklı bir durum olmalı.


“Saatlerce konuşabileceğim kadınlara aşık oluyorum.”


“Bana güç veren kadınları beğeniyorum. Öyle ki kendi başıma yapmaya çekineceğim işleri onunla birlikteyken korkmadan başarmayı istemek benim için çok önemli.//ntvmsnbc

Read more
no image

İlk intiba her zaman çok önemlidir, pek çok atasözü ve deyime olmuş bu ilk intiba ile ilgili "İnsan görünüşü ile karşılanır kişiliği ile uğurlanır" sözüne yazımızda yer vermek isteriz.


İlk buluşmada yapılması gerekenler konusunda size yardımcı olması için bazı öneriler derledik:


Birinci buluşmada da, bininci buluşmada da temiz olalım, temiz kokalım. Hoş kokacağım diye de parfüm şişesini sırtlayıp oturmayalım sevgili adayımızın karşısına. Assolistlerimize özenip, parfüme bürünmenize hiç gerek yok!


Hanımlar, ilk buluşmada ağır makyajdan, abartılı kıyafetlerden ve baloya gidecekmişçesine kuaförden çıkmış saçlardan kaçının. Bırakın sizi doğal halinizle görsün, sevecek olan her halinizle sevecek nasılsa...


Beyler, giyim hususunda ise sakın üzerinde slogan, komik ifadeler yada karikatür olan t-shirtler giymeyin.İster istemez göz bu t-shirt e kayacak ve siz komik olduğunuzu düşünseniz de karşı tarafın itici bulabilme ihtimalini de düşünmek gerek yani.


Takım elbise de giyin demiyoruz tabii ki, kastımız daha sade daha günlük kıyafetler seçmeniz. Örneğin bir kot ve şık bir gömlekle hazırsınız demektir. Kendi tarzınız dışında da giyinmek için kasmayın, doğal olun. Saçınız ve sakalınızı da kontrol altına almayı unutmayın.


Bu temel önerileri uygulamanızın, ilk buluşmanızda sizi rahat hissettireceğini düşünüyoruz. Bu rahatlık hissi, güzel bir başlangıç için harika olacaktır.

Read more
10 Ocak 2013 Perşembe
no image

Kendisi özellikle belirtmedikçe erkek arkadaşınızın aile kurmaya hazır olduğunu belirlemek kolay olmayabilir. Siz bunun için hazır olduğunuzu düşünüyorsunuz ama erkek arkadaşınızın ne düşündüğünü bilmiyorsanız, yazıyı okumaya devam edin.


İkiniz de finansal olarak dengelisiniz


İlk olarak bir aile kurmadan önce ikinizin de dengeli ve düzenli mali yapı oluşturduğundan emin olun. Para, mutluluk satın alamaz derlerse de inanmayın.


Bebek isimleri seçer


Konu ailelere geldiği zaman sürekli olarak bebek isimlerinden hangilerini sevdiğinden bahsediyor mu? Bu bir bebek istediğinin işaretidir.


Çocuklu cümleler kurar


Sizinle sohbet ederken sık sık “Çocuğumuz olunca” gibi cümleler kuruyor mu? Artık bir aile babası olmak istediğinin bir işareti daha. Bunu istemeyen bir adam asla çocuk içerikli cümleler kurmaz.


5 yıllık plan


Erkekler, aile babası olmaya yaklaştıklarında uzun vadeli planlar yapmaya başlarlar. Aslında genelde uzun veya kısa planlar yapmazlar.


Kariyer planı


Peki kariyeri? İyi bir işi var mı, yerleşik düzene geçmeye hazır mı? Mutlu olduğu iyi bir işi varsa ve kariyerinde ilerliyorsa çocuk düşünmenin vakti gelmiş demektir.


Yeğenine bakmayı teklif ediyor


Pratik yapıp, istediğinden emin olmak ve başarabileceğini görmek için sürekli yeğenlerine bakmayı teklif ediyor mu? Bu da başka bir işaret kızlar.


Ebeveynleriyle torun sahibi olmakla ilgili konuşuyor


Kendi ebeveynleriyle hatta sizin anne-babanızla bile bir araya geldiğinde, büyükanne-büyükbaba olmaktan mı bahsediyor? İşte bu büyük işaretlerden biri. Baba olmayı gözüne kestirmiş demektir.//hathayt

Read more
9 Ocak 2013 Çarşamba
no image

Günümüzde cinsellik ile ilgili en büyük sorunlardan biri uzun soluklu ilişkilerde meydana gelen değişimler...


İlişkilerin süresi uzadıkça cinsel ilişki sıklığı düşebiliyor, spontan cinsel istek azalabiliyor, cinsel yaşam rutin bir kısır döngüye girebiliyor.


Bu nedenle uzun süreli ilişkilerde tatminkar bir cinselliğin yollarını inceleyen araştırmalar artıyor.


Bunlardan bir tanesi Avrupa Cinsellik Federasyonu kongresinde sunuldu.


Çalışmaya göre kişisel geçmiş ve başarılardan tatmin olmayan, eşine güven duymayan, ilişkide sürekli çatışmalar yaşayan, yoğun iş ve finansal stres altında olan kişiler uzun süreli ilişkilerde cinsel istekte azalma yaşayabiliyor.


Öte yandan birlikte kaliteli zaman geçiren, ilişkilerinde oyunlara, eğlenceye ve zevke vakit ayıran, kişisel ve sosyal aktiviteleri ilişkilerine katan, cinsel hayatlarının canlı kalması için efor harcayan, rutinleri kırmaya çalışan, kendini ve karşısındaki sürekli tekrar keşfetme gayesinde olan kişilerde -cinsel aktivite miktarında zamanla azalma olsa dahi- cinsel tatmin ve mutluluk değişmiyor hatta artabiliyor.


Uzun süreli ilişkinizde cinsel hayatınızla ilgili sorunlar yaşıyorsanız önce eşinizle konuşun. Ne hissettiğinizi, partnerinizin ne düşündüğünü konuşmanız, iletişim kurmanız, birlikte çözüm yolları aramanız çok önemlidir.


Eğer ısrarla devam eden sorunlar varsa bir uzmana başvurmanızı öneririm.


Sorununuz ilişkiden mi kaynaklanıyor, görmezden geldiğiniz veya farkında olmadığınız (hormonsal düşüklük gibi) cinsel bir sorununuz mu var? Bu ve bunun gibi sorunların yanıtlarını bir uzman yardımıyla bulabilirsiniz.//ece hattat

Read more
7 Ocak 2013 Pazartesi
no image

Temizlik


Birlikte yaşamaya başladıktan sonra sizin temizlik alışkanlıklarınızın erkek arkadaşınızın dağınıklığı ile uyum sağlamaması yüksek ihtimal, tabii nadir durumlarda tersi de gerçekleşebilir. 


Makyajsız surat


Sevgiliniz şimdiye kadar bakımsız halleriniz ile tanışmadı ise sıra ona da geldi. Hazır mısınız? 


Market alışverişi


Bazı çiftler çözüm olarak market alışverişlerini ayrı ayrı yapar çünkü aynı şeyleri yemek/içmekten zevk almamanız olası bir durum. 


Neyin önemli olduğunu bilin


Yapmanız gereken fedakarlıkları öğrendikçe,ilişkiniz için nelerin önemli olduğunu öğrenmelisiniz.Harcamaları, kendinize ayıracağınız zamanları, birlikte yaşamaya başlamadan önce var olan sınırlarla ilgili en başından konuşmak faydalı olabilir. Sadece tamamen dürüst olun ve birbirinizi dinlemeyi bilin. 


Takıntılar


Temizlik, arkadaş ziyareti, aile ile geçirilecek zaman ve bunun gibi konularla ilgili takıntılarınız varsa bu konuları da daha sonra daha büyük sorunlara yol açmaması açısından sevgilinizle paylaşmak isteyebilirsiniz. 


Sınırlarınızı bilin


Paylaşılacak bir ev söz konusu olduğunda en önemlisi herhalde herkesin sınırlarını bilmesi gerekliliği.Birlikte yaşamanın keyiften çok eziyete dönüşmesini istemiyorsanız, birbirinize saygı duymalısınız. 


Banyo


Banyo, elbette genellikle kadınların tek elinde ama bir erkekle yaşadığımızı unutmamakta fayda var. Yani artık eskisi gibi her yerde saç tokası, tarak, makyaj malzemesi, saç şekillendirici gibi eşyalarınız olmamalı.Ayrıca ikiniz de çalışıyor iseniz ve sabah birbirinize yakın saatlerde evden çıkacaksanız,hazırlanması için ona da zaman tanımayı ihmal etmemelisiniz.

Read more
2 Ocak 2013 Çarşamba
no image

Yatağa girmeden önce süt içirmek… Yüksek ateşte hemen antibiyotiğe başvurmak… Odanın ısısını 24-25 derecelerde tutmak... Hiç kuşkusuz her anne baba üzerine titredikleri çocuklarının hastalanmamaları için ellerinden gelen her türlü önlemi almaya çalışıyor. Ancak “doğru” sanılan “yanlış” bilgiler nedeniyle çocukların bakımında yapılan bu tür hatalar onların gelişimlerini olumsuz yönde etkilediği gibi, sağlıklarını da riske atıyor.


Örneğin yükselen ateşte hemen antibiyotiğe başlamak bağışıklık sisteminde çok önemli rol oynayan probiyotik bakterilerin de yok olmasına zemin hazırlıyor. İştahı olmayan bir çocuğa televizyon karşısında yemek yedirmek ise sadece kliplere ve reklamlara bakma alışkanlığı geliştirerek onun asosyal olmasını teşvik edebiliyor, hatta dil gelişimini bile  bozabiliyor.  


Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Asuman Akça, anne ve babaların çocukların bakımında en sık yaptıkları 8 hatayı ve bunların yol açtığı sorunları anlattı.


Hata1: Bebeğin sık ağlaması veya aranması sonucu anne sütünün yetmediğini düşünerek mamaya başlamak...


Doğrusu: En değerli ve yararlı tek besin olan anne sütü 0-6 ay boyunca tek başına verildiğinde genellikle bebeğin büyüme ve gelişimini sağlayacak kadar yeterli salgılanıyor. Öyle ki anne sütü tek başına bebeğe ayda ortalama 600-900 gram arasında kilo kazandırabiliyor. Bebekler doğumdan sonraki ilk günlerde mide hacimleri fazla olmadığı ve anne sütü hızlı sindirildiği için çok çabuk doyuyor ve sık acıkıyorlar. Ancak ilerleyen günlerde daha uzun süre ve daha güçlü emerek, beslenme saatlerinin arasını açabiliyorlar. Eğer bebek ayda en az  600 gram veya haftada 150 gram alabiliyorsa bu  anne sütü ile doyduğu anlamına geliyor. Bebek düzenli tartılmadan, her ağlaması açlık sanılarak  mamaya geçilirse, anne sütü giderek azalıyor. Çünkü bebek daha kolay alınan ve daha tatlı olan bu besine kolaylıkla alışabiliyor ve daha az emdiği için anne göğsünde süt yapımı azalıyor.


Hata 2: Ateş yüksek ve düşmüyorsa hemen antibiyotiğe başlamak...


Doğrusu: Oysa çocukluk çağı ateşlerinin çok büyük bir kısmı viral enfeksiyonlar nedeniyle oluşuyor ve bunlar da en az 3 gün, hatta bazen 5-7 gün ateşle seyredebiliyor. Virüs enfeksiyonlarında antibiyotiklerin yeri yok. Dolayısıyla gereksiz yere antibiyotik vermek sadece antibiyotik direncine neden olmakla kalmayıp, çocuğun bağışık sisteminde çok önemli rol oynayan probiyotik bakterilerin de yok olmasına zemin hazırlıyor.


Hata 3: İştahsız bebek ve çocuklara televizyon karşısında yemek yedirmek...


Doğrusu: Çocuk yemeği sofrada ve aile bireyleriyle beraber yemeli. Mutlaka yemek yesin diye televizyon karşında ağzına konan lokmalar belki farkına varmadan çocuk tarafından birer ikişer yutuluyor. Ancak çocuk ne yediğinin bilincinde olmayacağı için bundan bir tat ve lezzet almıyor. Bu da iştahını açmak şöyle dursun, sadece kliplere ve reklamlara  bakma alışkanlığı geliştirerek asosyal bir çocuk olmasını da teşvik edebiliyor, hatta dil gelişimini bile bozabiliyor.


Hata 4: Üşütmesin diye çocuğu çok sıkı giydirmek veya ev ısısını 24-25 derecelerde tutmak...


Doğrusu: Kış aylarında bazı  aileler çocuklarını üşütmekten çok korkuyor, bu nedenle onu hem terlettirecek kadar sıkı giydirip hem de oda ısısını arttırıyor. Bu da fazla terlemeye, sıvı kaybına, isilik ve pişiklere, cilt enfeksiyonları ile huzursuzluğa yol açabiliyor. Bu nedenle çocuğunuzu fazla giydirmemeye ve oda ısısının 21-22 dereceyi geçmemesine özen gösterin. Sadece banyo sırasında mekan ısısını 24-25 derece arasında tutabilirsiniz.


Hata 5: Yatağa yatmadan hemen önce  özellikle süt, bazen de meyve, meyve suyu, kek, kurabiye vermek ve yatırmak...


Doğrusu: Yatağa yatmadan 1,5 -2 saat önce su hariç, yeme içme eylemini bitirin ve çocuğunuzu midesi boşken yatırın. Özellikle 2 yaşından sonra bu alışkanlığı kazandırın. Bu sayede çocuğunuz hem sabah daha aç kalkar ve kahvaltı öğününü çok daha güçlü yapabilir, hem de reflü riskini önlenmiş olursunuz. Unutmayın ki geçmek bilmeyen üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının temelinde (geçmek bilmeyen kulak ve boğaz enfeksiyonları, öksürük, ses kısıklığı, hırıltı, ağız kokusu vb.) gastro özofajial  reflü (mide içeriğinin yemek borusuna ve daha da yukarılara kaçması ) hastalığı yatabiliyor.


Hata 6: Bebeklere 5. aydan önce ek gıdaları başlamak...


Doğrusu: Çocuğunuz sadece anne sütü alıyor ve iyi gelişiyorsa 6.ay bitene dek başka hiçbir ek besin vermeyin. Fakat 6 ay biter bitmez de ek besine başlayın. Aksi halde hem anne sütü yetmeyebilir, hem de bebeğinizin gıdalara alışması zorlaşabilir. İster mama, isterse anne sütü ile beslenen bebek olsun, ek besinlerin 5. özellikle de 4. aydan önce başlanması, alerji, enfeksiyon ve sindirim  problemi gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Ayrıca bu besinlerle karnı doyurulan çocuk, anne sütünü daha az emeceği için anne sütü de erken azalıp, erken kesilebiliyor.


Hata 7: Vücut ısısı 38 dereceyi bulmadan, hafif ateşlenmelerde hemen ateş düşürücü ilaç  vermek...


Doğrusu: Aslında ateş hastalığın kendisi değil sonucu olarak ortaya çıkıyor. Organizmayı korumaya yönelik bir fizyolojik olay olarak tanımlanıyor. Ancak pek çok aile çocuğa zarar vereceğinden çok korktukları için hafif, hatta elle bakıldığında ateşi olmadığı halde bile ateş düşürücü veriyor. Bu durum vücudun savunmasını bozabileceği için özellikle 6 yaş üstü çocuklarda ateş 38, hatta 38,5 dereceye varmadan ateşi düşüren ilaçlar verilmemeli. Küçük bebeklerde de ateş düşürücü için 38 derece beklenebilir. Aşılamalardan önce  ya da aşıdan hemen sonra ateş düşürücü vermenin  de vücudun aşıya bağışıklık geliştirme yanıtını bozduğuna dair çalışmalar var. Bu hatalar hem gereksiz ilaç kullanımı ve ilaç toksisitesini arttırıyor, hem de gelişebilecek bir hastalığın tanısını güçleştirebiliyor. Ayrıca bağışık sistemin çalışmasını da bozabiliyor.


Hata 8: Bebekleri güneşlendirirken güneş kremi sürmek...


Doğrusu: Bebeğinizi güneşlendirirken güneş kremi sürmeyin. Tüm yaz ayları boyunca güneşli ve güzel günlerde sabah  saat 09.00-10.00 ve akşamüstü 16.00-17.00 saatlerinde ve sadece 10’ar dakikadan günde toplam 20 dakika düzenli bir şekilde kremsiz güneşlendirin. Böylece bebeğinizin vücudunda bütün bir kış yetecek kadar, D vitamini oluşur. Ancak güneş kremlerinde koruyucu etki olduğu için kremlenen ciltte UV ışınları, D vitamini sentezi yapamıyor. Bu saatler dışında bebeklerin zaten mümkünse dışarı çıkarılmamaları ve ciltlerinin gölgede bile olsa  güneşten  her şekilde korunmaları gerekiyor.

Read more
no image

Erkeklerin kadınlarda dikkat ettiği bazı hareketler vardır ve bu hareketler onun sizden soğumasına da neden olabilir. İşte erkeklerin kadınlarda beğenmedikleri...


Seksi silah olarak kullanma:


İlişkilerde çoğu kadın kendi üstünlüklerini kurmak için erkeklerin seks isteklerine duyarsız kalır. Bu cesur davranış kendi aralarında alkışlanırken, erkeklere göre basit gibi görünen bu insan ihtiyacından kadınların gerçekten vazgeçebileceklerini düşünmemeleri gerekiyor.


Vır vır konuşmalar:


Çoğu kadın konuşmayı sever ve eğer bir erkek onlara bir fırsat verirse susmak bilmeyebilir. Bu erkeklerin kadınların ne söylediklerine dikkat etmeyecekleri anlamına gelmez sadece erkekler her detayı duymak istemiyor.


Bayılıncaya kadar alış veriş yapmak:


Alış veriş zamanı geldiğinde, çoğu kadın için bir gün yetmez. Vitrinlere bakmak, tek tek incelemek ve fiyatları bilmek isterler. Bir ayakkabı ve giysi mağazasında yeme, içme ve diğer sorumlulukları düşünmeden saatler harcayabilirler. Erkeklere göre en kötüsü onunla dolaşmasını istemesi. Mağaza mağaza,amaçsızca,her kıyafete ve ayakkabıya bakarak gerektiğinde büyük paralar ödemekten sıkılıyorlar


Aşırı duygusallaşmalar:


Herşeye ağlamak. Acıklı ya da mutlu bir filme, kırılan bir tırnağa ya da kötü kesilen saça. Erkeklere göre daha kötüsü onlardan bu duygusallıklarını gidermelerini beklemeleri. Kadınlar bu tür durumlarda erkeklerin omuzunda ağlamak isterken, diğer taraftan onu rahatlatan şeyler söylemenizi beklerler. Erkekler bir kadını rahatlatacak şeyi henüz bilmiyorlar. Onlara söyledikleri şey çok iyi gelebilir veya onları incitebilir. Erkekler her dakika omuzlarını ıslatan bir kadın istemiyor.


Kişisel alanlara saldırma:


Kadınların erkeklerin kişisel eşyalarını karıştırmak gibi içgüdüsel tiki vardır. İlişkisinin ya da evliliğinin uzun sürmesini isteyen kadınlar bir gümrük görevlisi gibi herşeyinizi alt üst edebilir. Bu tür davranıştan aslında kadınlar da erkekler kadar nefret eder. Saçlarını ne kadar kestirdiklerinin ya da başka yerlere ne kadar harcadıklarının bilinmesini istemezler.


Gizemli, araştırarak konuşma:


'Ne düşünüyorsun' sorusu kadınların erkeğin aşkını anlamalarına yardımcı olan bir soru haline geldi.Erkekler belirsiz, teorik soruların yanıtlarını onların istedikleri doğrultuda vermeye çalışmaktan nefret ediyor. Erkekler eğer gerçekten ruh eşi olduklarına inanırlarsa, cevapları hemen veriyorlar.


Zayıf ve muhtaç olma:


Bazı kadınlar kıymetli hissetmek, erkeklerinin onları el üstünde tutmasını, şımartmasını ve ne kadar özel olduklarının söylenmesini, etraflarında moral ve destek için pervane olmasını isterler. Erkeklere göre bu noktada bir tezat var. Flört sırasında kadınlar ne kadar özgür olduklarını erkeklere göstermek isterken, aşık olduklarında savunmasız hale gelebiliyorlar. Erkekler ise, dayanıklı ve sağlam kadınlarla birlikte olmak, en azından kendi iç dünyalarıyla barışık olanları tercih ediyorlar.


Kıskançlık


Çoğu kadın sevgilisinden ya da erkeklerden başka bir kadının adını duymaktan hoşlanmaz. Erkekler neden kadınların buna aşırı tepki gösterdiklerini çoğu zaman anlayamaz. Eğer erkekten şüphelenmesini gerektirecek bir davranış varsa, paranoyasında haklıdır. Boş yere olan size olan güvensizliğinin bedelini erkekler ağır ödememeleri gerektiğini düşünüyor.


Diğer kadınları çekememe:


Neden bir kadın zengin bir kadını övücü sözler söylemez? Kilodan saç şekline kadar her konuda titiz oldukları halde, çoğu kadın hemcinsinin zenginliğini kıskanır. Erkeklerin de bu tür şeyler söylemesini istemezler. Erkekler de zaten gerekmedikçe söylemezler ancak her söylediklerinin ve yaptıklarının eleştirilmesini, krize dönüşmesini istemiyorlar.


Olmadığı halde erdemli görünenler:


Çoğu kadın erkeklerden daha erdemli olduğunu göstermeye gayret eder. Erkekler kadınların göründükleri kadar saf ve masum olmadıklarını, her insanın hatalarının olabileceğini düşünüyor. Erkeklere göre kadınlar istedikleri gibi bir erkek bulmak için, onların kendileri gibi olmalarına izin vermeli.

Read more
no image

Bu soruya hemen "Yenisini bularak" diye cevap vermeyelim bence,zira kötü bir ilişkiyi yada ayrılığı zamansız bir ilişki ile çözemeyiz.Onu yerine bazı önerilerimiz var sizlere...


Rahatlayın


Güzel bir müzik, ılık bir banyo, mum ışığı, köpükler.. Tüm bunlar rahatlama seanslarınızda size eşlik ederlerken tek yapmanız gereken kafanızı tüm negatif düşüncelerden arındırmanız. Bunu yaparken agresif müzikler ve eski sevgilinizi hatırlatan şarkılardan kesinlikle uzak durmalı, mümkümse klasik ya da jazz türünde müzikler tercih etmelisiniz. Sevdiğiniz bir içki veya yasemin çayı rahatlamanıza yardımcı olacaktır.


Vücut Bakımı


Eğer nasıl olsa sevgilim yok diyerek istenmeyen tüylerinizle yaşamakta bir sorun görmüyorsanız öncelikle bu kafa yapınızı değiştirmeniz gerekir; çünkü unutmayın ki pürüssüz bir tene sahip olmak kendinize olan saygınızı arttıracaktır. Güzel kokanından bir vücut kremiyle kendi kendinize yapacağınız bir masaj ise gün boyu iyi hissetmenizi sağlayacaktır.


Güzel Kıyafetler


Şimdi de sıra geldi günlerdir milli formanızmışçasına giydiğiniz altı torba gibi olmuş eşofmanlardan, depresyon hırkalarından sıyrılıp, size kendinizi güzel hissettiren kıyafetler giymeye. Bu kıyafet geçenlerde halanızın kızının düğünü için aldığınız abiye elbise olsa bile giymekten çekinmeyin. Kendinizi en güzel hissettiğiniz halinizle aynaya baktığınızda gözlerinizdeki "yıkılmadım ayaktayım" bakışını siz de fark edeceksiniz.


Eski Dostlar


Sevgilinizleyken birçoğunu ihmal ettiğiniz eski dostlarınızı aramak için daha iyi bir fırsat olamaz. Uzun zamandır görüşmemiz olsanız da aramaktan çekinmeyin. Unutmayın ki böyle zamanlarda arkadaşlarla zaman geçirmek hayat kurtarıcıdır.


Aile


Sevgiliniz olmadan geçireceğiniz bir dönem ailenizle vakit geçirmek için de güzel fırsatlardır. Onlarla yiyeceğiniz bir akşam yemeği ya da anneannenize yapacağınız bir ziyaret onlar kadar sizi de mutlu edecektir.


Hobiler


Hayatta tek başınıza zevkle yapabileceğiniz öyle çok şey var ki. Enstrüman çalmak, kitap okumak, bahçe işleriyle ilgilenmek, film ya da dizi izlemek, ilginç yemek tarifleri denemek, evinizin dekorasyonunu değiştirmek bunlardan sadece birkaçı. Hep kendinize zaman ayıramamaktan yakınırdınız. İşte size bunları yapmanız için bol bol zaman.


Kurslara Katılın


Müzik, resim, takı, bilgisayar, yelken, dans, fotoğraf.  İlginizi çeken herhangi bir kursa katılabilirsiniz. Bu sayede hem yeni bir hobi hem de birçok yeni arkadaş sahibi olacaksınız.


Kendinizi Geliştirin


Politika, ekonomi, felsefe, psikoloji. Kendinizi yetersiz bulduğunuz herhangi bir konuda okuyun, araştırın. Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu internet çağında her türlü bilginin elinizin altında olduğunu unutmayın. İzlemediğiniz bazı kült filmler mi var? Ya da "Photoshop öğrensem faydalı olurdu" mu diyorsunuz? Öyleyse ne duruyorsunuz fırsat bu fırsat.


Yazın


Yazı yazmak kendimizi tanımamızda ve sorunlarımızı daha nesnel bir gözle algılamamızda fayda sağlar. Belki de kimseye anlatamayacağınız sırlarınızı yazmanız rahatlamanızda ve içinizi boşaltmanızda çok önemli bir rol oynayacaktır.


Alışveriş


Modern çağın en bilinen rahatlama tekniklerinden biri olan alışverişe değinmeden geçmek olmaz. Alışveriş yaparken kendinizi eski sevgiliniz yerine hangi ürünlerin indirimde olduğunu düşünürken bulmanız alışverişin kafa dağıtmaktaki gücünü size en iyi şekilde gösterecektir. Ayrıca evinize yerleştireceğiniz yeni bir kilimin bile enerjinizi arttırdığına tanık olacaksınız.//kadinvekadin

Read more