Open top menu
31 Mayıs 2013 Cuma
no image

Bölgesel kilolardan ve yağlardan kurtulmak ne kadar zor olsa da asla imkansız değildir. Yalnız unutmayın,her diyet tek başına tam sonuç vermez! Diyetlerinizi çeşitli sporlar ile birleştirirseniz sonuca daha kesin ulaşmanız mümkün olacak.


Yemek listesi


Kahvaltı: Birer tane kabuklu olmak koşuluyla yeşil elma ve sert şeftali tüketin.


Ara öğün: 2 parmak ölçüde ve taze dil peyniri


Öğle: Muhakkak derisiz olmak şartıyla 1 porsiyon ızgarada pişmiş tavuk, bol roka ve yeşil salata, taze soğan


Ara Öğün (Saat 3): 3-4 tane yulaflı bisküvi


Ara Öğün (Saat 5): 1 adet kabuklu olmak koşuluyla yeşil elma


Akşam: Zeytinyağlı fasulye (4-5 kaşık), 1 dilim tam ekmek ve mevsim salatası


Gece: İçine tarçın da atılmış ılık ve yağsız veya az yağlı süt, 3-4 fincan rezene çayı, mısır püskülü, yeşil çay, avakado yaprağı ve kiraz sapları karıştırılarak çay halinde içilecek.


Haftanın tek günü de bunları tüketin


Sabah kalkarken: 1 bardak suyun içine 1 kaşık bal ve 10 damla kadar limon koyarak için.


Sabah sporu: Bol ter atabilmek için her sabah ortalama 35-40 dakika tempolu yürüyüşler yapın.


Sabah duşu: Spor yaptıktan sonra her sabah ham ipek kese veya kabak lifi ile basen, kalça, bel ve göbek bölgesini sert bir şekilde fırçalayın. Kekik yağı, susam yağı, melisa yağı ve biberiye yağı ile bu bölgelere masaj yapın.


Mekik hareketi


Sabah ve akşam ellişer kez, karnımız acıyana kadar mekik çekmek çok önemli. Mekik çekmek, karın bölgenizdeki kasları güçlendireceği gibi aynı zamanda bu bölgedeki yağların çabucak yanmasını sağlayacaktır.


Sopalı hareket


Sopayı ensemize dayadıktan sonra ellerimizi de geçiriyoruz ve daha çok kalçadan hareketle yani kalçamızdan yukarısını sağa ve sola hareket ettiriyoruz. Bu hareket ile yan bölgelerdeki yağları yakmış olacağız.


Bel kasları için mekik hareketi


Bir taraftaki kolumuzu, bükülmüş olan diğer taraftaki dizimize doğru hafifçe ve seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu hareketi de birkaç dakika dayanabildiğimiz kadar yapmaya gayret ediyoruz. Daha sonra diğer taraftaki ayağımızı ve kolumuzu değiştiriyoruz. Bu hareket karnın yan tarafına doğru olan kasları çalıştırmak için yararlıdır.


Yan mekik hareketi


Sağınıza doğru uzanın, sağ elinizi sağ kulak üzerine değecek şekilde getirin. Sol elinizi belin soluna, sol dirseğe gelecek şekilde yaklaştırın. Sol el ile belin sağını hafif şekilde tutun. Hızla sağ kolu ve sağ ayağı birbirine yaklaştırın. 60 defa bunu tekrarlayın.


Popo hareketi


Sol dizin üstüne yatın, ayaklarınızı dik koyun ve kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırdıktan sonra aşağı indirin. Dizinizi fazla bükmemeye çalışın. Sonra aynı hareketi öbür tarafınızda yapın. Bu hareketin en az 30-40 kez yapılması gerekli. Popo ve çevresinde oluşan yağlanmayı azaltır.


Yanlara esneme hareketi


Ayakta dimdik pozisyonda durun ve dikliğinizi bozmadan sağınıza ve solunuza doğru hızlı bir şekilde esneyebildiğiniz kadar esneyin. Bu hareketi en az 3-4 dakika tekrarlayın. Yüksek tansiyon rahatsızlığı olanlar için uygun bir hareket olmayabilir.

Read more
no image

Neyi Ne kadar Yemeli


Diyetsyen Dilara KOÇAK diyet yaparken ne kadar kalori almamız gerektiğinden ve yiyecekleri ne kadar yememiz gerektiğini anlatıyor.


Aşırı şişman grupta olan bireylerin doktor, diyetisyen, psikolog ve egzersiz uzmanı eşliğinde kilo vermeyi hedeflemeleri en doğrusudur.


Kiloyu muhafaza etmek için kadınların ortalama 1800-2000 kalori, erkeklerin ise 2300-2500 kalori alması tavsiye ediliyor. Ancak yoğun egzersiz yapan genç bir erkeğin günlük kalori ihtiyacı 3-4 bin kalori bile olabilir. Fazla kilolu erkekler 1400-1600 kalori, fazla kilolu kadınlar 1200-1400 kaloriyle diyete başlayabilirler.


Süt-Yoğurt-Peynir


Seçimlerinizde yağı alınmış veya azaltılmış süt, yoğurt ve peynirleri tercih etmelisiniz. Krema, süt kreması veya süt tozu kullanmamaya dikkat edin.


Et Ve Et Ürünleri


Program süresince et, balık, tavuk, hindinin derişiz ve yağsız kısmı tercih edilmelidir.


1 porsiyon et/ balık/ tavuk/hindi miktarı yaklaşık 3-4 köfte kadardır. Sakınılması gerekenler ise şunlar: Sakatatlar, yağlı et, kızartılmış etler, tavuk derisi.


Sebzeler


Çiğ yenebilen tüm sebzeler (domates, salatalık, biber, nane, kereviz sapı, maydanoz, roka, semizotu vb.) serbesttir.


1 kilogram sebze veya kurubaklagil pişirirken 2 çorba kaşığı sıvı yağ konulması yeterlidir. Sebze/kurubaklağil yemeklerinize istediğiniz kadar domates, soğan sarımsak ve çeşitli baharatlan ilave edebilirsiniz. Etli pişirirken yağ eklemeyin. Kızartma, kavurma yerine haşlama, fırında, ızgara veya sulu ısıda pişirme yöntemlerini kullanın.


Yağ


Seçimlerinizde bitkisel sıvı yağlar (zeytinyağı, soya, mısırözü, ayçiçeği, fındık vb) tercih edin. Tereyağı, iç yağ, mayonezden uzak durun. Salatanıza her öğün için sadece 1 tatlı kaşığı zeytin yağ ekleyin.

Read more
no image

Herhangi bir sebepten dolayı işler yolunda gitmedi ve o çok sevdiğiniz ilişkiniz bitti. Aşk acısı çektiğinizi biliyoruz. Fakat birazcık daha gözünüzü açmanın zamanı geldi. Ayrılık acısında asla yapmamanız gereken şeyleri sizin için sıraladık.


Ayrıldıktan sonra yapılmaması gerekenlerin listesi!


En İyi Arkadaşınızı Dinlemeyin


En yakın arkadaşlar eğer gerçekten size değer veriyorsa üzülmenizi istemez ve sizi devamlı eğlendirmeye çalışır. Siz daha yaralıyken eski sevgilinizi kötüler ve sürekli onun eksi yanlarından bahseder. Bu gibi durumlarda onu dinlemeyin ve kendi iradenizle hareket etmeyi öğrenin. Siz onun ilişkisi için böyle bir yorum yaptığınız da onun sizi dinlemeyeceğinden emin olun. Sizin üzülmenizi istemeyebilir. Ama hemen arkasından o kişi hakkında kötü konuşması doğru değil.


Kendinize Gelin


İlişkinin içindeyken çok seviyordunuz ve ayrılınca birden bire kötü mü oldu? Yapmayın ne olur doğruları sizde biliyorsunuz. Ondan ayrıldıktan sonra canınız acırken bu acının bitmesi için devamlı onu hor görmeyin. Siz güzel şeyler yaşadınız ve aranızda ne olduysa düzelmemesi için hiç bir sebep yok. Gidin yakasına yapışın demiyoruz ama en azından kendinize gelip onu kötülemekten vazgeçin.


Basit İlişkilerden Uzak Durun


Ayrılır ayrılmaz kendinizi gece klüplerine atmış olabilirsiniz. Fakat orada tanıştığınız ve sadece yatak arkadaşı olduğunuz basit ve bayağı insanlardan uzak durun. Bunlar şimdilik acınızı dindiriyor gibi görünebilir fakat sonrasında başınıza çok daha büyük işler açabilirsiniz. Gece klüplerinde dağıtmak ve yanlış insanlardan uzak durmanızın zamanı geldi. Birazcık yaşadığınız ilişkiye saygılı olun ve acınızla başkalarının yardımıyla değil kendi yardımlarınızla başa çıkın.


Ayrılık Sonrası İlk İlişkide Evlenmeyi Düşünmeyin


Çivi çiviyi söker lafına aldanıp da kendinizi başka kollara atmayın! Birazcık objektif olun ve eski sevgilinizin şu anda ne durumda olduğuna bakın. O pişman olabilir, ya da hayatına sizi umursamadan devam ediyor olabilir. Onu hala sevip sevmediğinizi sorgulayın eğer cevap evetse o zaman onun attığı adımları gözünüze getirin. Gerçekten sizi hala seviyor olabilir. Doğruları görmek yerine dermanı yabancı kollarda aramak çok da akıl karı olmasa gerek. Bu saçma lafa uyarak karşınıza çıkan ilk saçma sapan insanlar evlenmeyi hatta birlikte olmayı düşünmeyin. Acısı sonradan çıktığında sizde çok pişman olabilirsiniz.

Read more
no image

Göbek karın yağları hepimizin ortak sorunu.İşte tamda bu noktada göbek yağlarımızdan kurtulmak için bazı egzersizleri yapmak bize olumlu katkılar sağlayacaktır.Şimdi o egzersizleri ele alalım...


1. Bisiklet Egzersizi


Ön karın ve yan karın kaslarınızı hedeflemek için en iyisidir. Bu egzersizi yapmak için sırt üstü pozisyona geçin ve ellerinizi başınızın arkasına koyun. Dizleri göğse yaklaştırırken omuzları yerden kaldırın. Yavaşça sağ dirseğinizi sol dizinize yaklaştırırken sağ bacağınızı düzleştirin. Bacakları değiştirip pedal hareketine devam edin. 12-16 tekrarla 1-3 set yapın.


1


2. Kaptan Koltuğu Ayak Kaldırma


Bu egzersiz bir kaptan koltuğu, spor salonları veya sağlık kulüplerinde yaygın bulunan ve bacakların serbest sarkmasını sağlayan iki dolgu kollu bir askıyı gerektirir. Bu egzersizi yapmak için koltukta kalkın ve el tutamaklarını kavrayın. Dolguya bastırın, ardından karın kaslarını sıkıştırmak için dizleri göğse kaldırın, sonra yeniden indirin. 12-16 tekrarla 1-3 set yapın.


2


3. Egzersiz Topu Mekiği


Bu egzersiz için bir egzersiz topu gereklidir. Bu rutinde, karın daha fazla güç sarf eder ama yine de tüm vücudun rutin boyunca dengede durması gerekir. Bu egzersizi yapmak için topunuzun üstüne beliniz tamamen destelenir şekilde uzanın. Ellerinizi başınızın arkasına koyun. Gövdenizi toptan kaldırmak için karnı sıkıp göğüs kafesinin tabanını kalçalara doğru çekin. Yukarı kalkarken topunuzu dengede tutun, sonra karnı germek için sırtı indirin. 12-16 tekrarla 1-3 set yapın.


3


4. Dikey Bacak Mekiği


 

Bu egzersizi yapmak bacak mekiği yapmaya benzerdir ama bacaklar dimdik yukarıdadır, karnı çalışmaya zorlar ve rutine güç ekler. Bunu yapmak için yerde uzanıp bacaklarınızı dümdüz yukarıya kaldırın, dizlerinizi çapraz yapın ve destek için ellerinizi başınızın arkasına koyun. Mekik için omuzlarınızı yerden kaldırıp bacaklarınızı sabit bir konumda tutarak karın kaslarınızı sıkıştırın. 12-16 tekrarla 1-3 set yapın.


4


 

5. Uzun Kol Mekiği


Bu, kolların arkanızda düz tutulduğu geleneksel yer mekiğinin bir çeşitlemesidir, harekete bir kaldıraç ekleyerek daha zorlu bir egzersiz haline getirir. Bunu yapmak için, yere veya mata uzanın, ardından kollarınızı arkaya uzatıp kenetleyin ve kulakların yanlarında tutun. Yavaş yavaş karın kaslarınızı sıkıştırın ve kollarınızı düz tutmak için omuzlarınızı yerden dikkatle kaldırın. 12-16 tekrarla 1-3 set yapın. Not Kilo vermek için en iyi strateji günde en az bir saat egzersiz ve sağlıklı bir beslenme sürdürmektir. Karın yağıyla baş etmenin kesin bir yolu olmasa da seçip keyif alabileceğiniz bir dizi etkinlik vardır. Eğlendiğiniz sürece, fark etmeden kilo verebilirsiniz. Eğlendiğiniz bir egzersiz aramanız önemlidir. Önerilen egzersizler zevkinize uymazsa doğada yürüyüşe çıkmak, yüzmek veya bisiklete binmek de yağ yakmak ve kas sıkılaştırmak için bir o kadar etkilidir.


5


 

 
Read more
30 Mayıs 2013 Perşembe
no image

Metabolizmanızı hızlandıracak önerileri Mehmet Öz‘den dinlemeye ne dersiniz? Eğer devamlı üşüyorsanız,kuru bir cildiniz varsa ve kendinizi sık sık halsiz hissediyorsanız metabolizmanız yavaş olabilir.Ayrıca metabolizma yavaşlığı kilo almanıza da neden olur.



Metabolizmanızı Hızlandırmak için Öneriler



Metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız beslenme düzeninizi yeniden gözden geçirmelisiniz. Doktor Mehmet Öz’ün bir haftalık metabolizma hızlandırma programıyla bir haftada metabolizmanız hızlanacak.



Metabolizmanızı Kontrol Edin



Metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey, yaşınız, boyunuz, kilonuz ve etkinlik seviyenize göre, metabolizma hızınızı belirlemek. Bunu kolayca hesaplamak için metabolizma hızı hesaplayıcılarından faydalanabilirsiniz.



100 Kalori Eksiltin



Kolayca kilo verdiğinizi düşündüğünüz şok diyetler uzun süre aç kaldığınız için kilo almanız neden olur. Çünkü vücudunuz uzun süre açlığın karşısında panikleyerek yağ depolamaya başlar. Bu da zor kilo vermenizi sağlar. Bu yüzden günde maksimum 100 kalori eksiltin. Böylece metabolizmanızın hızını düşürmeden zayıflamış olursunuz.



Proteinli Diyete Ağırlık Verin



Proteinleri ne kadar çok tüketirseniz metabolizmanız o kadar hızlanır. Vücut, proteinleri sindirebilmek için, karbonhidratları sindirmek için harcadığı enerjinin yaklaşık iki katını harcar. Bunun için haftada en az iki gün balık yiyin. Balık protein deposu ve aynı zamanda Omega-3 yağ asitleri sayesinde kolayca kilo vermenize olanak tanır.



3 Saatte Bir Yemek Yeyin



Ne kadar sık aralıklarla yerseniz metabolizmanızın hızı o kadar artar. Düzenli bir beslenme alışkanlığı sayesinde kilo vermeniz daha da kolaylaşır. İdeal beslenme tablosu:



06:00 – 08:00 Kahvaltı


09:00 – 11:00 Atıştırmalık


12:00 – 14:00 Öğlen yemeği


15:00 – 17:00 Atıştırmalık


17:00 – 19:00 Akşam yemeği



3 saatte bir yemek yeme sistemini uyguladığınız zaman akşam 7′den sonra bir şey yememeniz gerekiyor.Araştırmalar ara öğünlerde 250 kalori tüketen insanların daha az acıktığını ve metabolizma hızının daha yüksek olduğunu söylüyor.



Günde 3 Adet Buzlu İçecek Tüketin.



Buzlu içecekler vücudunuzu kendini daha da ısıtabilmek için enerji yakmasına neden olacaktır. Kahve ve yeşil çay, içerdikleri kafein sayesinde doğal olarak metabolizma hızlandırıcı etkiye sahiptir. Bu içeceklere buz eklemeyi unutmayın!

Read more
no image

Unutmayın ki cilt, doğal tıp sistemlerine göre karaciğerin aynasıdır. Karaciğeri sağlıklı çalışmayan kişilerde cilt problemleri kaçınılmazdır. Kişinin ruhsal durumunun ve stres katsayısının da cilt üzerindeki etkisi büyük.Bazen ne gerekiyorsa yapsanız da yüzünüzden sivilce eksik olmaz. Adaçayı, ısırgan, papatya, aloe vera cilt için faydalıdır. Alerjikseniz şahtere ve meyankökü çayının yararını görebilirsiniz.


Beslenme ve Genel Olarak Dikkat Edilmesi Gerekenler


Su ve bol miktarda sıvı tüketin. Aşırı asitli, acılı, baharatlı gıdalardan uzak durun. Doğal, taze süt ve süt ürünleri, mandalina, kırmızı dolmalık biber, salatalık, balkabağı, havuç, kayısı, şeftali gibi turuncu sebze ve meyveler, kavrulmamış, tuzsuz kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler ve sızma zeytinyağı sağlıklı bir cilt için sofranızdan eksik etmemeniz gerekenler arasında yer alıyor.



Sabah ve akşam kısa süreli güneşlenin. Düzenli bakım yaptırın ve mimik kaslarınızı zorlamadan kullanın.Jojoba, susam, kayısı ve zeytinyağı, gülsuyu, salatalık özü cildinizin sağlık ve genç kalmasına yardım eder. Susam yağı veya aloe vera jelini bire bir oranında karıştırıp masaj yaptırmanın da faydasını görebilirsiniz.


Kuru Ciltlere Özel Çay


Malzemeler:


1 tutam aloe vera


1 tutam fesleğen


1 tutam tarçın


Limon


Hazırlanışı:


Kaynamış suyun içine bir tutam aloe vera, fesleğen, tarçın koyup birkaç dakika demleyin. İçerken çayınıza birkaç damla limon suyu ekleyin.


Yağlı Ciltler İçin Çay


Malzemeler:


1 tutam zencefil


1 tutam zerdeçal


1 tutam papatya


1 tutam ıhlamur


2 adet tane karanfil


Yapılışı:


Kaynayan suyun içine bir tutam zerdeçal, zencefil, papatya, ıhlamur ve tane karanfilleri koyun. En az 4-5 dakika demleyin. Şeker ya da limon eklemeden için.


Kuru Ciltler İçin Karışım


1 tatlı kaşığı Hindistan cevizi yağı, yarım tatlı kaşığı saf aloe vera jeli, yarım tatlı kaşığı manda kaymağı, 1 tatlı kaşığı olmuş avakado. Hepsi püre haline getirin. Cildinizi gülsuyuyla temizledikten sonra buhara tutun.Ardından püre haline getirdiğiniz karışımı sürün. 20-25 dakika bekledikten sonra ılık suyla temizleyin.


Yağlı Ciltler İçin Karışım


Yarım tatlı kaşığı bal, 1 çay kaşığı toz zerdeçal, bir tutam toz zencefili karıştırın. Doğal sabunla yıkayıp ve kuruladığınız cildinize sürün. Yaklaşık yarım saat bekledikten sonra gülsuyu ile ıslatılmış pamukla maskeyi silin.


Yazın Yorgun Yüzünüzü Canlandırmak İçin İpucu


Buz kalıplarına aynı ölçüde maden suyu ve gülsuyu koyup derin dondurucuda saklayın. Cildinizi canlandırmak istediğinizde buz eriyene kadar masaj yapın.//Ender Saraç

Read more
no image

Gülse Birsel bugünkü köşesinde, Muhteşem Yüzyıl dizisinde Hürrem karakterini canlandıran Meryem Uzerli'nin "Tükenmişlik Sendromu"yla ilgili esprili bir yazı kaleme aldı...


Yandım bittim sendromuna acı patlıcan enzimleri


Hürrem Sultan 'burn out' olmuş yani 'tükenmişlik hastalığı'ndan mustarip diyorlar.


Doğruysa, bence sebebi Meryem Uzerli'nin Avrupalı olması. Zira 'tükenmişlik sendromu' yani 'Yandım Allah'illeti Türklerin doğuştan bağışıklığı olan bir rahatsızlık. Millet olarak zaten kavruğuz; bu sendrom bizi olsa olsa çifte kavrulmuş yapar!


Popüler diziler konusunda, dizilerin senaryosundan daha ilgi çekici hayal ürünü haberler okumuşluğum var.Örneğin 'Yalan Dünya', her tatil arası verdiğimizde (sanırım şu ana kadar beş defa filan) magazin basınına göre 'yayından kalktı'! Dolayısıyla Meryem Uzerli'nin 'burn out' sendromuna tutulup Almanya'ya gidip kafa dinlediği haberine de şüpheyle yaklaştım. Ayrıca palavra olmasını da umuyorum. Zira yakından tanımasam da sempatik, işini ciddiye alan bir aktris gibi görünüyor.


Ama bu aralar dizi sürelerinden şikâyet ettiğini, mutsuz olduğunu, bu işin böyle yapılmaması gerektiğini ödül törenlerinde filan yana yakıla anlattığı bir gerçek. 'Burn out' sendromu, bir nevi aşırı çalışma, yük ve stresten mütevellit, psikolojik ve fiziksel olarak yanıp bitip kül olma durumu! Fiziksel ve ruhsal tüm enerjiyi döküp, bir dibe vurma hali. Haftada altı gün, günde 14 saat sette olunca, dünya standartlarına göre, yaşadığı bir sürpriz sayılmaz.


BİZ TÜRKÜZ BİZE Bİ ŞEY OLMAZ


Zira Meryem yarı Alman. Ve bizim iş hayatı kavramlarımız tabiatiyle ona uzak.


Nedir biz Türklerin iş hayatıyla ilgili prensipleri, hep birlikte sayalım:


Kervan yolda düzülür!


Allah kuvvet versin, hallolur.


Evelallah yaparız.


El ele verir altından kalkarız.


Bu işler kısmet işi.


Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.


Mevlam kimseye kaldıramayacağı yük vermez.


Bir başlayalım da gerisi gelir.


Üçü yapan, beşi de yapar.


Üçe-beşe bakmayacaksın artık!


O yüzdendir ki bizde doktorlar haftada bin beş yüz saat, ameleler 'bir milyon' saat çalışır. O yüzdendir ki bizde esnaf gece on birde gerekirse bir kutu yoğurt satmak için dükkânını açar, terzi sabaha kadar uyumayıp elbise dikip bitirir, tabiat kanunları açısından imkânsız olsa da haftada 130 dakika dizi yazılıp çekilir.


Oysa Alman proje ister, plan ister, program ister, saat ister, insana yakışır bir hayat, düzgün çalışma süreleri ve tatil günü ister.


KIZ HAKLI BU HAYAT ÇOK ZOR


Bizde 'burn out' sendromuna genetik bağışıklık var. Muhtemelen baban günde 14 saat, haftada yedi gün,belki de sigortasız çalışmıştır, annen hem çalışıp hem ev hanımlığı yapıp bir yandan çocuk büyütmüştür, asgari ücret komiktir, tatile vakit yoktur, vakit olsa da para yoktur. İyi bir okula girip yabancı dil öğrenebilmek için para ve zaman bulup okuldan sonra kursa gitmek gerekir, üniversite ayrı derttir,kızların okuması zaten en başından lükstür, erkek için ufuktaki askerlik başlı başına 'burn out' sebebidir. Hepsini başardın diyelim, iş bulma ihtimali kaçtır ki? Bu sorunların hiçbirini yaşamayan tuzu kurulardansan bile,kenar süsü olarak da trafik çiledir, elektrik-su 2013'te hâlâ kesilmektedir ve bu vaziyette, pardon, kim kimin gözünün yaşına bakacaktır?


Buralarda haftada altı gün, günde 14 saat çalışmak, olsa olsa hayatta başına gelebilecek en şahane şeydir,her şeyden önce iş bulmuşsundur arkadaş!


Gelişigüzel seçilmiş bir Türk, Meryem'in saatlerinde ve şartlarında çalışıp Meryem'in onda biri ücret almaya başladığında, psikolojik sıkıntı geçirmez. Kurban keser, nazar boncuğu takar, etli pilav yapıp fakir fukaraya dağıtır, akrabaları çağırıp kutlama yapar ki; zaten akrabalar haberi duymuş, borç almak için kapıda bekliyorlardır!


Yanlış anlaşılmasın, Uzerli'nin yaşadığına 'şımarıklık, lüks problem' filan demiyorum. Kız haklıdır, bu hayat çok zordur. Yıllardır dizi yazıp oynuyorum, eylülden haziran sonuna, haftada yarım gün tatilim olan hafta enderdir. Dedikodusu, yalanı, asparagası, reytingi, şusu busu vardır bir de. 'Burn out'un eşiğine gelmişliğim,"Ben bir zamanlar bu işten niye zevk alıyordum acaba, hatırlamıyorum" dediğim günler olmuştur. Ama dediğim gibi, hafızasız bir Türk'üm, 10 dakika sürer, hemen geçen hafta nasıl süründüğümü unutur devam ederim! Kalıtımsal 'acı patlıcanlık' olduğu sürece ne kırağı çalar ne de 'tükenmişlik sendromu'bünyede tutunur! Nezle gibi, iki hapşurur bir limonlu ıhlamur içersin, korkar kaçar!


Kuşaklar boyu, savaştı, yoksulluktu, işsizlikti, 'acı patlıcan enzimleri' ve 'balık hafızası' bünyede gelişmiştir, fazla çalışmaktan ne olacaktır, bırak Allasen!


Kedilerin vücudu, Türklerin ruhu dokuz canlıdır! Ölüp ölüp bir daha dirilirsin! Tükenmişlik sendromu bizi tüketemez,


kendini tüketir!


Meryem'e tılsımlı ve şifalı sözler


Esasen 'burn out' bu topraklarda yüzyıllardır gizli gizli varolan bir illet. Gizli şeker gibi... Ama halk arasındaki adı 'rahat battı', 'moralmanı bozuk', 'babanız uyuyor rahatsız etmeyin', 'gelin miskin çıktı', 'abiniz bunalmış,köye gönderdik' olarak geçtiğinden, kimse kliniğe gitmez. İlaç olarak çay bahçesinde oturmak,köye gidip bahçede çapa yapmak, komşuya kahve falı baktırmak, dantel örmek, kayınbiraderle maç seyretmek, balkonda mangal yapmak, olmadı işini acık yalapşap yapmak tavsiye edilir! Sonuçta 'memleketi sen mi kurtaracaksın?'dır! Ve 'burn out', bu umursamazlık karşısında küsüp kaçar!


Sezen Aksu'nun dediği gibi... "Çocukluğumuz kavruk, gençliğimiz savruk"tur ve 'tükenmişlik bizden korksun'dur! "Biz Türküz, bize bir şey olmaz" çoğu hastalık için değil ama 'burn out' sendromu için yüzde 100 doğrudur!


Kavruk halkız. 'Burn out', yani 'yandım bittim' illetiyle, olsa olsa çifte kavrulmuş oluruz, ne var ki?


Meryem bir köye gitsin, acık çapa yapsın, dönüşte de daha yalapşap oynasın, bitti gitti... Zaten sezon finaline üç-beş hafta kaldı. Kendisini birkaç hafta önce bir yerde görüp, ferahlık ve dayanma gücü veren üç cümle söyleyeydim bunlar olmazdı. Söz konusu sözler tılsımlıdır, kalbe ferahlık, vücuda kuvvet ve dayanma gücü verir. Şöyle ki:


1) Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, dayan.


2) Sen mi kurtaracan bu işi be gülüm?


3) Aman kızım boşver, akarken doldur!


Adapte ol Meryem. Akıntıya bırak kendini. Adaptasyon doğanın en güçlü silahıdır. Maalesef...//Gülse BirselHürriyet

Read more
no image

Vücudumuz için bazı besinlerin ekstra katkıları olduğu gibi bazıları doğal bileşenleri ile bizlere fazlasıyla katkı sağlayabilmektedir.İşte kolay zayıflamanızı sağlayacak bazı besinler ve faydaları...


Biberiye


Biberiye yaprakları, bağırsaklardan yağın emilmesini azaltıyor ve dolayısıyla kilo almayı ve karaciğer yağlanmasını önleyebiliyor. Ayrıca safra salgısını artırarak özellikle yağlı besinlerin sindirimini kolaylaştırıyor. Biberiye yaprakların diğer taraftan, idrar söktürücü özelliği ile vücuttan ödemin sökülmesine de yardımcı oluyor.


Funda Yaprağı


Funda yapraklarının da idrar artırıcı etkisinin yanı sıra sindirimi kolaylaştırıcı özelliği var.


Kiraz Sapı


Kiraz sapı zengin potasyum içeriği nedeniyle vücutta idrar ile atılan potasyum dengesinin bozulmasını önlüyor.


Isırgan Otu


Isırgan yapraklarının da potasyum bakımından zengin bir idrar söktürücü olmasının yanı sıra vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı var.


Yeşil Çay ve Mate


Yeşil çay ve mate yaprağının da içinde bulunan kafein maddesi nedeniyle fiziksel halsizliği giderici ve enerji verici içecekler olduğunu belirtmemiz gerekir.


Maydanoz


Metabolizmayı hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok etkili bir yöntem olarak biliniyor.


Adaçayı


Zayıflamak isteyenler tarafından iştah kesici olarak kullanılıyor.//kadinvekadin.net

Read more
no image

Dümdüz bir karın için dahi olmanız gerekmez. Beceri, istek ve sabırla karın yağlarınızı yakabilir ve kısa süre içinde gönül rahatlığıyla bikini giyebilirsiniz. Bunun için dikkat etmeniz gereken hatta bir yaşam biçimi haline getirmeniz gereken birkaç kural var.


Az Yağlı Yiyeceklerle Beslenin


Karın bölgesinde yağ toplanmasının iki nedeni, kötü bir beslenme biçimi ve hareketsizliktir. Yarım kilo kırmızı eti mideye indirdikten sonra bir buçuk kilometre koşmanızın bir yararı olmaz. Göbeğinizden kurtulmanın yoluysa doğru yiyecekleri doğru miktarlarda yemekten geçer. Elma, çilek, kırmızı erik,fasulye,brokoli, havuç ve karnabahar gibi lif oranı yüksek meyve ve sebzelerle beslenmelisiniz. Tavuk göğsü gibi az yağlı proteinler, esmer pirinç, tam buğday, yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllı makarna ve baklagiller gibi karmaşık karbonhidratlar da yiyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, çabuk sonuç almak için kızartmaları,hamburgerleri, kırmızı eti ve işlenmiş yiyecekleri diyetinizden çıkartın.



Su Tüketiminizi Arttırın


Ne kadar çok su içerseniz karın yağlarınızdan o kadar çabuk kurtulursunuz. Su, vücudunuzdaki artık maddeleri uzaklaştırarak göbeğinizdeki yağ birikimini azaltır. Yağ yakımında çok önemli bir organ olan karaciğer, vücut yeterince su alamadığında yavaş çalışmaya başlar. Karaciğer yağ yakma işlevini yerine getirmezse vücut yağ biriktirmeye başlar, bu da karın bölgesinden kilo alımına yol açar. Bu nedenle,vücudunuzun yeterince su alması ve karın yağlarından daha kolay kurtulmak için bol bol su için.Suyla birlikte taze sıkılmış meyve suları da içebilirsiniz.



Düzenli Yürüyüş Yapın


Kardiyovasküler egzersizler gereksiz kalorilerin yakılması ve karın yağlarının azaltılmasında büyük önem taşır. Ama bu kalorileri kaybetmek için kilometrelerce koşmanız gerekmez. Süpermarkete ya da işe yürümek bile karnınızda yağ toplanmasını engellemek için harika bir yöntemdir. Dahası, bu formunuzu korumak ve enerji düzeyinizi bütün gün yüksek tutmak için mükemmel bir egzersizdir.



Egzersizleri İhmal Etmeyin


Basit mekik hareketleriyle göbek yağlarından kurtulamazsınız. Basit mekik hareketlerinin yanı sıra yer mekiği, üst ve alt karın kasları mekiği, bacak kaldırma ve bel hareketleri de yapmalısınız. Bunlara ek olarak haftada birkaç kez yüzebilirsiniz. Yüzme bütün vücudunuzu çalıştırarak göbeğinizdeki yağları yakmanızı,kalbinizin güçlenmesini ve karın kaslarınızın sıkılaşmasını sağlar. Yapabileceğiniz diğer kardiyo egzersizleri arasında hafif koşu, koşu ve aerobik de bulunuyor.



Gün İçinde Öğün Atlamayın


Bazı beslenme ve diyet uzmanlarının karın yağlarından kurtulmak için öğün atlanmasını önerdiğini duymuşsunuzdur. Ama öğün atlamak asla kilo vermenizi sağlamaz. Dahası, bu gelecekte pek çok sorun yaratır. Metabolizma hızınızı düşürerek daha az kalori yakmanıza yol açar. Vücudunuzun sürekli yağ yakmasını istiyorsanız yağ yakan yiyeceklerle beslenip metabolizmanızı çalıştırın.



Alkol Tüketimine Son Verin


Çok fazla içki içerseniz göbek yaparsınız. Alkol sayısız boş kalori içerdiği için göbeğinize bol bol yağ katar. En iyisi alkolü tamamen bırakmak. Ama içkiyi yaşam tarzınızdan tamamen çıkaramıyorsanız düşük karbonhidratlı, düşük kalorili içkileri tercih edin.

Read more
27 Mayıs 2013 Pazartesi
no image

Kilo vermek için uğraşıyor, diyet yapıyor, fakat hiç bir şekilde kilo veremiyorsanız, sebebi metabolizmanızın hızı olabilir. Metabolizmanız yeterince hızlı değilse kilo vermeniz daha da zor hale gelir. Bu nedenle kilo veremediğiniz zaman tek yapmanız gereken metabolizmanızı ölçtürmektir. Metabolizma hızının kilo vermede ne kadar etkili olduğunu ART Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Simge Çıtak anlatıyor. İşte Çıtak’ın metabolizma hakkında yazısı…


Metabolizma Hızını Arttırmak


Alınan kalorinin harcanan kaloriden fazla olması durumunda şişmanlık olur. Sadece yediğiniz yağlar değil,vücudun yakamadığı her şey, yağa dönüşüyor. Vücudun depolama şekli budur. Danışanlarımdan “ama ben fazla yağ yemem ki, bu kadar yağ da nerden çıktı?” yakınmalarını çok duyuyorum. Fazladan yediğiniz çilek de, ekmek de vücutta adipoz dokuda (yağ dokusu) depolanıyor. O yüzden beslenmede denge çok önemli. Tüm besin grupları arasında denge kurmalıyız.


Bazal metabolizma insanın kilo dengesini korumasında önemli bir etkendir.


Bazal metabolizma hızı, kişinin 24 saat içinde, doku ve organları için gerekli olan enerji ihtiyacıdır. Yani siz hiçbir şey yapmazken zaten sistemin çalışabilmesi için kaloriye ihtiyaç vardır ve buna bazal metabolizma hızı diyoruz. Vücudumuzda en yüksek bazal metabolizma hızı, karaciğerimize aittir.


Bazal metabolizma için harcanan enerji, vücut enerjisinin yaklaşık yüzde 60 – 70’ini oluşturur. Bu sebeple alınacak kalorinin hesaplanabilmesi için bazal metabolizma hızının hesaplanması önem taşır. Bunun hesaplanmasında pek çok formül kullanılıyor, bu formüller gerçek metabolizma hızınızı ölçemezler ancak ortalama bir değer verebilirler. Kesin sonuç veren, gerçek ölçüm, ağızdan oksijen tüketim kapasitenize göre yapılır.


Bazal metabolizma hızı ölçüm cihazı, 10 – 15 dakika süreyle, siz dinlenme halindeyken ağızdan oksijen tüketiminizi ölçer. Bu ölçümün doğru sonucu verebilmesi için ölçüm öncesi egzersiz yapmamak, kafein gibi uyarıcı maddeler tüketmemek önemlidir. Yani “benim metabolizma hızım yavaş” ya da “hızlı” demek için gerçek bir ölçüm yaptırmak gerekir.


Diyete başlamadan önce mutlaka metabolizma hızınızı ölçtürün!


ART Tıp Merkezi’nde uygulanan Fitmate bazal metabolizma ve performans test cihazıyla çok daha iyi sonuçlar elde edilebiliyor. Fitmate, istirahat halindeki metabolizma hızının ölçülmesini sağlayarak kişiye özel ayrıltılı bir beslenme programının çıkarılmasına yardımcı oluyor.


Klinik testlerle sonuçlarının doğruluğu kanıtlanan cihaz bugüne kadar bir çok merkezin formüller kullanarak hesapladığı bazal metabolizma hızını kişiye özel olarak kişinin oksijen tüketimini üzerinden en son teklonoji kullanarak hesaplıyor. Formülle hesaplanan bazal metabolizma sonuçları ile Fitmate ile yapılan ölçüm arasında diyet içeriğini önemli ölçüde etkileyecek farklar görülüyor.


Bazal metabolizmanın hızını yaş, cinsiyet, yapı, stres, tiroid gibi sağlık sorunları etkiler. Bu nedenle Uzman Diyetisyen Simge Çıtak mutlaka diyet öncesi metabolizmanın ölçülmesini ve hızının tespit edilerek ona göre bir uygulama yapılmasını tavsiye ediyor.

Read more
no image

Hayatınız yeterince yoğunsa ve var olan programınıza bir de spor salonuna gitmeyi ekleyemiyorsanız kilo vermekten umudu kesmiş olabilirsiniz. Ama yeterince azimli, özenli ve dikkatli olursanız evde de kilo vermek mümkün.


Kendinizi Açlığa Mahkum Etmeyin


İşte size iyi bir haber; kilo vermek için aç kalmanıza gerek yok. Hatta kendinizi açlığa mahkûm etmek çoğu zaman tersine etki yapabiliyor. Özellikle kahvaltıyı atlamayın. Ama kendinize karşı da dürüst olun! Aç kalmayın önerisi istediğiniz her şeyi istediğiniz kadar yiyebileceğiniz anlamına gelmiyor. Kalorisi düşük şeyler yiyin, acıkınca yiyin, aç değilken yemeyin ve doyana kadar yemeyin. İdeal bir ana öğün sizi 2-4 saat civarı tok tutabilecek miktar ve kaloride olmalı. Eğer duyma hissi, bu miktardan fazlasını yediğinizde ortaya çıkıyorsa, kendinizi, bundan daha az yiyecek şekilde eğitebilirsiniz.


En Çok Tokluk Veren Yemekleri Sona Bırakmayın


Yemek sırasında iyileri, yani en çabuk ve çok tokluk hissi veren yiyecekleri sona saklamayın, bunları ilk sırada tüketin. Çorbalar, et yemekleri, sulu yemekler gibi yemekleri yemeğin başında yerseniz, daha az yemek yeme ihtimaliniz yükselir.


Evde Kilo Vermenin Sırrı Ev Yemekleri


Amacınız evde kilo vermekse yemeklerinizi de evde yiyin. Lokanta yemekleri çoğu zaman miktar olarak da kalori olarak da çok fazladır. İçinde konan malzemeleri bilemezsiniz. Üstelik çoğu zaman da kalorisi çok yüksek olan soslar içerirler. Bu yüzden evde yemek yemeye özen gösterin.


Kalori Takibi Yapın


Kalori saymak çoğu zaman önerilmez; çünkü kalorileri takıntı yapmaya, sürekli baskı altında ve suçlu hissetmeye sebep olabilir. Ama sağlıklı beslenme ve sağlıklı miktarlarda yemek yeme algısı geliştirene kadar kalori saymanız faydalı olabilir. İdeal kalori ihtiyacınızı hesaplayın ve her gün o miktarın 500 kalori altında kalori alın. Bunu başarırsanız ayda yaklaşık 2 kilo verebilirsiniz.


Diyetisyen ve beslenme uzmanlarının çoğu, atıştırmanın gerekli olduğunu söylüyor; fakat atıştırmak derken kastettikleri şeyler abur cubur değil. Bisküvi, çikolata, şeker ve benzeri her şeyi beslenme listenizden tamamen çıkartmalısınız. Kendinizi şımartmak için haftada biri ki tane yiyebilirsiniz; ama o kadar. Bunları da canınız çekerse satın alın, elinizin altında bulundurmayın. Kalorisi düşük çiğ sebze ve meyveler bu konuda size yardımcı olabilir.


Olabildiğince hareket etmeli, hareket etmek, yürümek, koşmak, merdiven çıkmak için elinize fırsat geçerse kaçırmamalısınız. Eğer isterseniz ufak bir spor aleti de alabilirsiniz. Koşu bandı, eliptik trainer gibi büyük,göz korkutucu seçimler yapmayın.Televizyon karşısında en sevdiğiniz diziyi izlerken kullanabileceğiniz ufak ve basit aletleri tercih edin. Eğer içinizdeki sporcu uyanırsa, daha büyük spor aletleri alabilir veya bir spor salonuna yazılabilirsiniz.

Read more
24 Mayıs 2013 Cuma
no image

Ev işi yaparak günde ortalama 350 kalori yakılıyor. ABD'de yapılan bir araştırma, daha az ev işi yapılmasının Amerikan kadınlarında obeziteyi artırdığı sonucunu ortaya koydu.


ABD'de yapılan araştırma Amerikalı kadınların giderek daha az ev işi yapmalarının kilo almalarına neden olduğunu ortaya koyuyor.


Bu sonuca varan araştırma ABD Çalışma Bakanlığı'nın talebi üzerine South Carolina Üniversitesi tarafından "Time use - Zamanın kullanımı" başlığı altında yapıldı. 5 bin ABDli kadın 1965-2010 yılları arasında gününü nasıl geçirdiği hakkında araştırma ekibini ayrıntılarıyla bilgilendirdi. South Carolina Üniversitesi'nin sağlık uzmanı Dr. Edward Archer ile ekibi bu verileri inceleyerek ilginç sonuçlara vardı.



Araştırmaya göre ABDli obez kadınların artmasının bir sebebi eskisine oranla daha az çamaşır yıkamaları, silip - süpürmeleri.


1965 yılında kadınlar haftada ortalama 25,7 saat ev işi yapıyordu. ABD'de kadınların iş hayatına daha çok dahil olmasıyla beraber ev işine ayırdıkları süre günümüzde 13,3 saate düştü. Fazla hareket gerektirmeyen masabaşı işlerin çoğunlukta olması da yakılan kalori miktarını oldukça azalttı. Televizyon başında geçirilen süre de aynı zamanda ikiye katlandı ve ortalama 16,5 saate yükseldi.


Şimdi televizyon izlenilen süre eskiden temizlik benzeri ev işleri yaparak geçiriliyordu. Dr. Acher 1965'lerde kadınların günümüze oranla 360 kalori fazla yaktığını belirtiyor. Nitekim 30 dakika bulaşık yıkamak 75 kalori, evi süpürmek ve toplamak en az 100'er kalori, ütü yapmak 100 kalori yaktırıyor.

Read more
no image

1-) Köşe başındaki süpermarkete gidin. Hiç bir şey satın almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayı kasiyere verin. Daha sonrada yandaki eczaneye gidin kredi kartınız ile ilaçlar alın.


2-) Akşam saat 17:00 ila 22:00 arasında elinizde yaklaşık 4 kg. ağırlık taşıyarak sürekli ev içinde yürüyün.




  • Saat 22:00 de ağırlığı yatağa bırakın, saati 24:00 e kurun ve yatın uyuyun.

  • Saat tam 24:00 de kalkın 4 kg ağırlığı tekrar elinize alın ve saat 01:00 e kadar evin içinde dolaşın. Ağırlığı tekrar yatağa koyun. Saatin alarmını da 03:00 e kurun. Yatın.

  • Uyuyamayacağınız için tekrar kalkın ve bu kez elinizde ağırlık olmadan evin içinde dolanıp durun.

  • Saat 02:45 de koltukta kendinizden geçin.

  • 03:00 te çalan alarm ile fırlayın, 15 dakikalık uyku sersemliği ile yatağa yönelin ve ağırlığı elinize alın.

  • Saat 04:00 e kadar karanlıkta elinizde ağırlık varken dolanın ve bu arada yüksek sesle de şarkılar söyleyin.

  • Kendi kendinize konuşun. Saati 05:00 e kurun ve kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun.

  • Böylece toplam uyku miktarınızı 45 dakikaya yükseltin.

  • Kahvaltıyı hazırlayın.

  • Güler yüzlü olun ve bu dediklerimi 5 yıl boyunca her gece tekrarlayın.


3-) Eve bir ahtapot getirin....


Ve 5 yıl boyunca onu... her sabah düzenli bir şekilde giydirmeğe çalışın. Ayrıca ahtapotu bir çuvala, hiçbir kolu dışarda kalmayacak şekilde , en kısa zamanda sokmanın provasını yapın. ( Bu prova sonunda çocuğunuzu her sabah minimum hasarla giydirmeyi öğreneceksiniz.)


4-) Bir kavun satın alın.Kavunun bir bölümüne küçük bir delik açın.Sonra kavunu uzunca bir iple duvardan aşağıya sallandırın. Ve kavunu iki yana sallayın. Kavun sağdan sola durmadan sallanırken, bir kaşık sıcak suyu alın. Durmadan sağdan sola sallanan kavunun üstünde daha önce açmış olduğunuz deliğe, bir tek damla yere dökmeden sokmaya çalışın. ( Bunu başardığınızda o mini minnacık, sevimlimi sevimli yavrunuza en az hasarla yemek yedirmeyi öğrenmiş olacaksınız.)


5-) Ağzınızdan çıkan her cümleyi en az beş kere daha tekrarlayarak konuşmaya alışın. Bunu bir yaşam biçimi haline getirin.


6-) Dışarıya çıkmak için giyinin. Banyonun kapısı önünde tam tamına yarım saat bekleyin. Aşağıya inin. Kapının önünde beş dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün. Tekrar dışarıya çıkın. Evin önündeki yolda yürümeye başlayın. Çok ama çok yavaş yürüyün. Yürürken de yerde gördüğünüz her sigara izmaritini, çikleti, kirli kağıt ve mendili ve ölü karıncayı dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden << yeter artık senden çektiğim diye avazınız çıktığı kadar bağırın. Eve geri dönün. ( Bu provayı yaptığınız zamanda küçük çocuğunuzla yürüyüşe çıkmaya hazır hale geleceksiniz.)


7-) Süpermarkete gidin ve yanınıza da orta büyüklükte bir keçi alın. Süpermarkete girince keçiyi serbest bırakın. Daha sonrada keçinin içerde kırdığı, tahrip ettiği her şeyin parasını sorgusuz sualsiz ödeyin. (Evet, bununla da çocuk ile birlikte alışverişe hazır duruma gelmiş bulunuyorsunuz.)


8 ) Evdeki koltukların üzerine tereyağı sürün. Perdelere de reçel bulaştırın. Mutfakta pişmekte olan bir adet balığı çalın ve onu misafir odasında bir yere saklayın. Balığın odada 5 ay kimse tarafından bulunmadan kalmasını sağlayın. Evdeki yeni sulanmış çiçeklere elinizi sokun ve aldığınız çamurlar ile temiz duvarlar üzerine figürler yaratın. ( Evet, artık ev de çocuk için provalı hale geldi.)


Tamam mI? Tamamsa, bütün bunları yaptıysanız, artık çocuklu yaşama hazırsınız demektir.

Read more
no image

Bilim adamları yakışıklı erkeklerin bağışıklık sisteminin güçlü olduğunu ve bu nedenle daha azsoğuk algınlığına yakalandıklarını söyledi.


Finlandiya’daki Turku Üniversitesi bilim adamlarıkadınların çekici buldukları erkekler ile daha az çekici bulunan erkekleri inceledi. Araştırma sonunda çekici erkeklerin daha az soğuk algınlığına yakalandığı ortaya çıktı. Uzmanlar aynı durumun güzel kadınlar için geçerli olmadığını söyledi.


Araştırmanın başındaki isim Dr. Markus Rantala “Erkeklerdeki bulguların aksine kadınların bağışıklık tepkisinin (antikor üretim kapasitesi) yüzlerinin çekiciliğiyle alakalı olmadığını bulduk” dedi. Daha önce yapılan araştırmada erkeklerin doğurganlığı yüksek olan kadınları çekici bulduğu ortaya çıkmıştı.

Read more
no image

Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok alanda davranışlarımız değişti. İnternet ve sosyal medya hayatımızda o kadar önemli bir hale geldi ki,neredeyse tüm gün başından ayrılmadığımız,hayatımızı anlattığımız,yorumladığımız bir yer olan paylaşım siteleri hayatımıza anlam katmakla kalmayıp, en büyük dostlukları,en büyük aşkları başlatan yerler haline geldi.


Yüzünü görmediğimiz insanlarla bu kadar çok fazla şey paylaşmak ne derece doğru tartışıla dursun bugün size, "sosyal medyada aşk nasıldırı anlatacağız.


Sosyal medyada gerçek hayatta tanıyor olun ya da olmayın sıkı takip ettiğiniz, daha yakın olmak istediğiniz birinin dikkatini nasıl çekersiniz, size karşı olan davranışlarını nasıl yorumlanabilirsiniz? İşte yanıtları...


Sürekli sizin yazdıklarınızı beğeniyor ama iletilerinize fazla yorum yapmıyorsa?


Sizin yazdıklarınızı okuduğunu, onayladığını ve takip ettiğini belli etmek istiyor, fakat daha fazla ileri gitmekten çekiniyor olabilir. Ya da farklı bir çevrede yer aldığı için etrafındaki kişilere size karşı olan ilgisini belli etmek istemiyordur.Bu tip kişilik için çekingen ve duygusal biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizin dominant olmanız gerekebilir.


Sizinle sürekli tartışıyor ama takip etmekten vazgeçemiyorsa?


Eğer bu kişiyle aranızda duygusal bir yakınlaşma olduğuna yemin edebilirseniz, bu tavrı ile ya size görüş farklılıklarınızı göstererek sizi yönlendirmek istiyordur, ya da sizi kızdırıp tartışmaya davet ediyordur. Bu tip kişilik için rekabetçi ve zorlayıcı diyebiliriz. Aşk oyununda her türlü savaşa hazırlıklı olun.


İletilerinde hep birilerine göndermeler yapıyorsa?


Sizin ya da bir başkasının dikkatini çekmeye en azından birilerini meraklandırmayı amaçladığına emin olabilirsiniz! Bunun siz olup olmadığını anlamak için cesaret gerektiren yöntemler denebilirsiniz. Bu tip kişilik için kinci ve asabi biri diyebiliriz. Sözlerini gereken kişiye doğruca söyleyemiyorsa, kendine güvensiz biri olabilir. Aşk oyununda sizi yorabilir. Mücadele hazırlıklı olun.


Size özel mesaj yazıyor ama fazla konuşmuyorsa?


Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor demektir. Konuşmaları kısa kesiyor ise ısrarcı davranmak istemiyorsa, duygularını göstermekten çekiniyor diyebiliriz. Eğer onunla samimiyeti ilerletmek istiyorsanız cesaret verici davranışlarda bulunabilirsiniz. Bu tip kişilik için romantik ama yorucu biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi uzun süre test edebilir. Eğer sabırlı olabilirseniz, güzel bir aşka yelken açabilirsiniz.


Size özel mesaj yazıyor ve çok fazla konuşuyorsa?


Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor da diyebiliriz, sadece birileriyle sohbet etmeye ihtiyacı var da diyebiliriz. Bunu anlamak için kendinizden bol bol bahsedin, eğer dinliyorsa konuşmak istediği sizsinizdir. Kaçıyorsa, sizinle sadece gevezelik yapmak istiyordur. Bu tip kişilik için bencil biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi her türlü hayal kırıklığını yaşatabilir.


İlginizi çeken konular hakkında iletiler giriyorsa?


Eğer bu kişi sizinle benzer görüş ve meraklara sahip biri değilse, o zaman sadece sizden hoşlandığı için bu şekilde davranıyor diyebiliriz. Sizin ilginizi çekecek konular açması size değer verdiği anlamına gelir. Bu tip kişilik için uyumlu ve yapıcı biri diyebiliriz. Aşk oyununda size mutluluğu getirebilir.//yenikadin.com

Read more
no image

Ortalama olarak erkekler 88 gün sonra seni seviyorum diyebiliyor. Kadınlarda ise bu süre farklı. Onlar daha temkinli davranıyor. Kadınların seni seviyorum deme süresi ortalama 134 gün.



Kadınlar ne kadar bekliyor?



'Seni Seviyorum' cümlesi biz kadınlar içinde erkekler içinde pek çok hediyeden daha çok tercih ediliyor. Ama kadın da erkek de bu cümleyi duymak için belirli bir süre bekliyor. Erkek aşık olmuşsa bu cümleyi daha kolay ve çabuk kuruyor. Ama kadınlar çok daha temkinli yaklaşıyor. Erkek 88 kadın ise seni seviyorum demek için 134 gün bekliyor.



Erkekler evlenmeye ne kadar hevesli?





Yapılan bir araştırmada da erkeklerin %39'unun ilk ayda seni seviyorum dediği ve bu oranın kadınlarda %23 olarak ortaya çıktığı gözlemlendi. Erkeklerin yine üçte biri flört ettikleri kadını ailesiyle ilk ayda tanıştırıyor. Yine erkekler teklif konusunda da kadınlardan daha hızlı. Erkeklerin üçte biri ilk ayda teklif ediyorlar.



Ancak bilinenin aksine erkekler özel günleri unutmuyor. % 80'nine yakını ilk kez ne zaman seni seviyorum dediğini hatırlıyor ve yalnızca %5'i partnerinin ilk kez elini ne zaman tuttuğunu hatırlamıyor. Erkek kendini kadından daha çok uzun ilişkiye adıyor. %37 oranında erkek 12 ay içinde evlilik için kadının karşısında kendini buluyor.

Read more
no image

Bir çöpçatanlık sitesinin yaptığı bir ankete göre, kadınlar konu dış görünüş olduğunda erkeklerin ilk olarak ellerine bakıyor. Bin kadının katıldığı anket, kadınların üçte ikisinin ilk buluşmada erkeklerin ellerini incelediğini ortaya koydu.


Katılımcıların yüzde 59'u ise erkeklerde kaslı bir vücuda önem verdiğini kaydediyor. Kadınların erkeklerin dış görünüşünde dikkat ettiği bir başka nokta ise ağız ve dudaklar.


Elbette kadınların ikinci bir buluşma için karar vermelerini sağlayan tek kriter dış görünüş değil. Kadınların dörtte üçü keyifli ve ilginç geçen bir sohbetin ikinci buluşmanın anahtarı olduğu görüşünde. Katılımcıların yüzde 69'u ukala olmayan, ancak kendinden emin bir erkek aradığını belirtiyor.


Anket sonuçlarına göre kadınların yüzde 57'si erkeklerin kendisine ilgi duyduğunu açıkça göstermesini ve kendisine kompliman yapmasını bekliyor.


Giydiği kıyafetler ile etkilemek (yüzde 18) ve kariyerinden bahsederek etkilemeya çalışmak (yüzde 21) gibi klişeleşmiş bazı yöntemlerin ise çoğu zaman beklenen sonucu vermediğini ortaya koyuyor.

Read more
23 Mayıs 2013 Perşembe
no image

Yaz geldi, diyet ve detoks programlarına katılmak için randevular alınmaya başlandı. Kalori hesapları, ne kadar protein ne kadar sebze tüketmek lazım, hangi öğüne hangi gıdayla başlayacağız gibi sorular gündemimizin ilk sıralarında. Peki kullandığınız parfümün kilo alıp vermede ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz?



"Milyon dolarlık burunlar" olarak adlandırılan ve içlerinde Burberry, Versace, Cartier, Givenchy, Chopard gibi birçok ünlü marka için parfüm dizayn eden Seluz Kimya Parfümörleri bu konuyla ilgili önemli tüyolar verdi.



Seluz Kimya parfümörlerinden Andreas Willhelm "Eğer hem rejim yapıp hem de portakal, bergamot gibi citrus ailesinden hammaddeler içeren bir parfüm kullanıyorsanız kilo vermeniz mümkün değil" diyor.



Yeşil Elma ve zerdeçal kokuları iştah kapatırken, vanilya tarçın ve portakal gibi kokular diyetin düşmanı...



Çikolatalı ya da meyveli pasta, dumanı üstünde bir kurabiye ya da fırından yeni çıkmış bir börek hepimizin iştahını kabartır. Diyet yaparken tüm bu güzel lezzetlerden uzak durabilmek gerçekten zor. Bu zorluğu yenmek adına çoğu zaman desteğe ihtiyaç duyuyoruz ama bu desteği alırken de sağlığımızı bozmak istemiyoruz. İşte size hiçbir yan etkisi olmayan bir reçete.


Seluz Kimya'da görev yapan ünlü parfümör Andreas Willhelm "Çoğumuz farkında değiliz ama koku hayatımızın çok önemli bir parçası, aşık olduğumuz kişiyi kokusuyla hatırlıyoruz, yağmur yağdığında toprağın kokusuyla huzur buluyoruz, hatta küçücük bir bebekken annemizi sadece kokusuyla hatırlıyoruz"diyor.



Willhelm şöyle devam ediyor "Koku, diyet yaparken de çok önemli. Nasıl iştah açan, enerji veren renkler varsa, iştah merkezini sakinleştiren ya da hareketlendiren kokular da var. Eğer diyetteyseniz ve tarçın,vanilya ya da portakal, bergamot gibi citrus ailesinden olan hammaddelerin yoğunlukta olduğu bir parfüm kullanıyorsanız işiniz iki kat daha zor. Çünkü bu kokular iştah açar ve sizin diyet yapmanızı zorlaştırır.


Bu durumda rejimdeyken ağırlıklı olarak bu esansları içeren kokulardan uzak durmak gerekir. Yeşil elma,zerdeçal gibi hammaddeler ise iştah merkezini sakinleştirdiğinden, yemek yeme hissini azaltır.Böylece size diyetinizde yardımcı olur. Bu sebeple kilo almak ya da vermek isteyen herkesin kullandığı parfümü bir kez daha incelemesini tavsiye ederim."

Read more
22 Mayıs 2013 Çarşamba
no image

Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Orkun Ünler, aile hayatının özendirilmesi ve aile içi sorunların giderilmesine yönelik çalışma kapsamında, aile içi şiddet ve boşanmaların nedenlerini araştırdıklarını söyledi.


Araştırmayı kentteki 31 ilçede aile mahkemeleri, kaymakamlık, belediye, kolluk kuvvetleri ve muhtarlardan alınan verilere göre gerçekleştirdiklerini belirten Orkun Ünler, aile içi şiddet ve boşanmaları tetikleyici nedenler arasında alkol ve uyuşturucu kullanımının yanı sıra televizyon dizilerinin de yer aldığını saptadıklarını söyledi.


Çarpık İlişkiler


Araştırmada, bazı dizilerin insanlarda özentiye yol açtığını gördüklerini anlatan Orkun Ünler, sözlerini şöyle sürdürdü:



"'Hatta bir takım dizilerin halkımıza olumsuz yansımalarını da komisyonumuz ilçelerde yaptığı çalışmalarda gördü. İnsanlarımızda özentiye yol açan, tarihi bazı gerçekleri saptıran, halkımıza olumsuz sunum yapan dizilerin, olumsuz yönlerini gördük. Çarpık ilişkiler ve kişiler arasında çarpık yaşam şekilleri, toplumumuzun milli ve manevi değerleriyle bağdaşmayan, bize yakışmayan yapımların, halkın üzerindeki olumsuz etkileri devam etmektedir."


 Sadakat Zedeleniyor


Bu tip yayınların öncelikle aile üzerinde farklı beklentilere yol açtığını ifade eden Ünler, "Örneğin; lükse özendirmek suretiyle insanların birbirini aldatmaları, birbirlerine olduğundan farklı görünmelerinin normalmiş gibi gösterilmesi, sadakati zedeler bir takım sonuçlar meydana getiriyor. En çok bu nokta karşımıza çıktı" dedi.


Aileyi etkileyen dizileri iki bölüme ayırdıklarını belirten Orkun Ünler, "Dizi isimlerini net olarak söylemek doğru olmaz ama bunları ikiye ayırıyoruz: Aile içi çarpık ilişkilerin yapımıza uygunmuş gibi anlatıldığı diziler ve bir de tarihsel gerçeklerin saptırılmak suretiyle halkımıza anlatıldığı geçmişten gelen milli ve manevi değerlerin yıpratıldığı dizilerdir. Bu iki tür dizinin etkisini halkın üzerinde olumsuz yansıdığını gördük. Bu dizilerin aile içi şiddeti ve boşanmaları tetiklediği sonucuna vardık" diye konuştu.//Kaynak:http://kadinvekadin.net

Read more
no image

Kilo problemi özellikle çalışan kesim için önemli bir sorun. Hareketsiz yaşamın neden olduğu fazla kilolara karşı en etkili yöntemin spor olduğunu belirten uzmanlar, kazanılacak bazı pratik beslenme alışkanlıklarıyla hem form korumanın hem de kilo vermenin mümkün olduğunu açıkladı. Bisküvi yerine yoğurt tüketerek, greyfurt yiyerek kilo verilebildiği ifade edildi.



İş hayatının stresi bir yana hareketsizliğin neden olduğu rahatsızlıklar çalışanlar için büyük risk oluşturuyor. Uzmanların bütün uyarılarına rağmen çoğu zaman ihmal nedeniyle yapılamayan egzersizler, bir süre sonra önü alınamayan kilo ve hazımsızlık problemlerine davetiye çıkarıyor. Kilo soruna karşı çalışanları uyaran Uzman Diyetisyen Elif Tuğba Çilingir, bazı besinlerin dikkatli ve miktarınca tüketilmesinin kilo sorununa önemli bir çare olabileceğini belirtti.



Çilingir, vazgeçilmez olarak tanımlanan çikolata gibi yiyeceklerin yerine daha kolay hazmedilen yoğurt ve mevsimine göre tüketilecek meyveleri önerdi. Bisküvi yerine kuru yemişlerden günde bir avuç badem, ceviz ve fındık tüketiminin önemli olduğunu ifade etti.



Yaz aylarında su kaybının arttığını ve bu açığın günde 2-2,5 litre su içerek kapatılması gerektiğini belirten Çilingir, su tüketiminin insan metabolizmasının çalışmasını yüzde 30 oranında artırabildiğini kaydetti. Bu sayede yağ yakılması da hızlanabiliyor.



GREYFURT YİYEREK HAFTADA BİR KİLO VERİN



Greyfurtun insan sağlığı üzerinde onlarca yararı biliniyor. Ancak bu meyvenin özellikle kilo problemi yaşayanlar için de ayrı bir yeri var. Diyetisyen Çilingir, çok yüksek oranda lif içeren meyvenin kalorisinin az ve yağ yakan enzimlere sahip olduğunun altını çizdi. İnsülin direncini de düşüren greyfurtun günlük öğüne ek olarak her yemekte bir adet tüketilmesi durumunda haftada bir kilo verilmesine neden olduğunu belirten Çilingir, aynı şekilde günde 2-3 adet cevizin de kilo vermeye yardımcı olduğunu ifade etti.



Fazla kilolardan kurtulmak için en önce beslenme alışkanlıklarına dikkat çeken uzmanların bazı pratik hatırlatmaları da var. Bir çok kişinin 'atıştırma' kelimesinden korkmasına rağmen bilinçli olarak yapıldığında yararlı olabildiğini hatırlatan Çilingir, yulaf ezmesi ve yoğurtun metabolizmayı hızlandırdığını unutmamak gerektiğini, gece yatmadan önce yoğurdun maydanoz ile karıştırılarak tüketilmesinin sindirimi kolaylaştırdığının unutulmamasını istedi. Çilingir ayrıca, az yağlı sade yoğurdun içine biraz rendelenmiş havuç, kuru üzüm ve doğranmış ananasın da sağlıklı bir abur cubur olabildiğini kaydetti.

Read more
no image

Bacaklarınızı hafifçe aralayın ve dik durun. Kollarınızı yukarıdan aşağı doğru sarkıtın.Bedeninizin üst kısmını kollarınızla birlikte aşağı doğru sarkıtıp, ellerinizle ayak parmak uçlarınıza dokunmaya çalışın.


bel-egzersizi (3)


 Eller ensede bağdaş kurarak oturun. Avuçlarınızı kollar dışarıya bakacak şekilde yukarı kaldırın ve bacaklarınızı iki yana açın.Vücudunuzun üst kısmını öne doğru esnetmeye çalışın. Nefesinizi tutarak 8-10 sn. kadar bu pozisyonda kalın.


bel-egzersizi (2)


Ayakta durun ve bacaklarınızı iki yana açın. Ellerinizi belinize koyun ve vücudunuzun üst kısmını yanlara doğru esnetin.


bel-egzersizi (6)


Ayakta durun ve kollarınızı iki yana açın. Kollarınızı dirsekten kırarak, göğüs hizanızda birleştirin. Bu pozisyondayken, vücudunuzu sağa-sola çevirin.


bel-egzersizi (1)


Sol dizinizin üstünde durarak, sağ bacağınızı gergin bir şekilde yana açın.Vücudunuzu gergin bacağa doğru esnetin. Aynı hareketi sağ dizinizin üstünde de tekrarlayın.


bel-egzersizi (4)


Kollarınızı göğüs hizasında kavuşturarak, diz çökün. Pozisyonunuzu bozmadan sağa ve sola oturun.


bel-egzersizi (5)

Read more
no image

İngiliz fitness uzmanı Joanna Hall, doğru tekniği kullanıp yürüyerek hem yürüyüş sonrası meydana gelebilecek ağrılara son verileceğini hem de fazla kilolardan da kurtulunacağını belirtti.


Boyun ve Omuzlar


Yürürken kendimizi oldukça rahat bırakmalıyız. Böylece tüm ağırlığımızı belirli bir bölgeye verip, o bölgeye yüklenmemiş oluruz. Bunun için boynunuzu ve omuzlarınızı oldukça rahat bir şekilde bırakın. Zamanla daha doğru nefes alıp vererek bunu başardığınızı göreceksiniz


Ayak ve Ayak Bileği


Çoğumuz yürürken ayaklarımızı bükerek değil dümdüz adım atarak yürürüz. Ancak bu yürüyüş şekli hem dizlerimizi yorar hem de yürüyüşün kalçalarımıza hiçbir etkisi olmaz. Bunun için parmak uçlarını kullanarak yürümeliyiz. Yani yürürken ayak parmaklarımız da hareket etmeli. Aynı zamanda çok kısa adımlar yerine uzun adımlar atmaya çalışmalıyız.


Kollar ve Eller


Kollarımızı da mekanik bir duruştan öte rahat bırakmalıyız. Kol dirseklerimiz 90 derecelik bir açıyla durmalı.Her iki kolunuzla sergileyin. Ellerinizi yumruk pozisyonuna getirmeden yine rahat bırakarak yürüyüşe devam edin.


Kalçalar ve Leğen Kemiği


Üst vücut ağırlımızı hatalı olarak kalçalarımıza veririz. Ancak yürürken her iki kalçamızda da birer bardak su varmış gibi iki yana sallamamaya çalışmalıyız. Aynı zamanda onları yürürken sıkmak yerine rahat bit şekilde yürümeliyiz. Böylelikle kalçalarımızdaki kiloları yok etmeye başlayabiliriz.

Read more
21 Mayıs 2013 Salı
no image

Zeki kadınların evlenmeleri halinde de evliliklerini sürdürmek için mücadele etmek zorunda kaldıklarına dikkati çeken İngiliz bilim adamları, kariyerlerinde başarılı olan kadınların aynı başarıyı evliliklerinde gösterebilmek için özel çaba harcamaları gerektiğini bildirdi.


900 kadın ve erkeğin 10 yaşında IQ'larını ölçen ve 40'lı yaşlarına kadar yaşamlarının nasıl geliştiğini izleyen bilim adamları, zeki birer öğrenci olan kız çocuklarının evlilik hayatlarında başarılı olamadıklarını ortaya koydu. Erkeklerinse tam tersi bir grafik çizdiklerine dikkati çeken bilimadamları, evlilikte başarıya ulaşan erkeklerin yüzde 88'inin başarılı ve iyi para kazanan erkekler olduğunu gösterdi.


Bu arada İngiltere'de yapılan bir başka araştırmanın sonuçları da, İngiliz kadınların sadece beşte birinin kendini çekici bulduğunu, kendini "seksi" diye tarif edenlerin oranınınsa bunun bile altında kaldığını gösterdi.


London School of Economics ve Harvard Üniversitesi tarafından 3200 kadınla yapılan anketlere dayandırılan araştırmanın sonuçları, kadınların yüzde 50'sinin, çekici kadınların hayattaki başarı şanslarının çok daha yüksek olduğuna inandığını ortaya koydu.


ABD, Kanada, İtalya, Fransa, Hollanda, Portekiz, Brezilya ve Arjantin'de de yapılan araştırmaya göre, dünyada kendisine "harika" tabirini en yüksek oranda yakıştıran da Brezilyalı kadınlar oldu. Brezilyalı kadınların yüzde 6'sı kendisini "kusursuz" olarak tanımladı.

Read more
no image

Bebeğin karakterinin anne karnında şekillenmeye başladığı belirlendi.


Almanya'nın Dresden Üniversitesi'nden bilim adamlarının yaptığı araştırma, tek yumurta ikizlerinin küçük yaştan itibaren neden farklı karakterlere sahip olduğu sorusuna cevap getirmeye çalıştı.


Doğduktan sonra aynı yere koyulan genetik olarak tıpatıp aynı 40 kadar fareyle yapılan araştırmada, 4 hafta aynı uyarıcılara maruz kalan bu hayvanların davranış ve beyin gelişimi incelendi.


Hayvanların yer keşfi sırasında farklı beceriler gösterdiği, beynin öğrenme ve hafızaya ilişkin hippokampus bölgesinde değişiklikler meydana geldiği görüldü.


Bilim adamları, hayvanlar ne kadar meraklıysa ve yeri sahipleniyorsa, beynin bu bölgesindeki yeni sinirlerin sayısının o kadar arttığını belirtti.


Araştırmacılar, bu durumun kişisel deneyimlerin beyin gelişimini değiştirdiğini ve kişilik oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdiğini vurguladı.


Bilim adamları, tamamen aynı genleri taşıyan farelerin 4. haftada "kendilerine özgü" karakterlerinin bulunmasının, genlerle açıklanamayacağına, dolayısıyla plasentadaki yerin, diğer yavrularla etkileşimin, doğumdan sonra anneyle ilişkinin kişiliği oluşturduğuna dikkati çekti.


Araştırma, "Science" dergisinde yayımlandı.

Read more
no image

"Aşkın Ömrü Var mı?"


İster erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'ten gelsin, ister gönül yaşı hep genç kalsın. Ortak noktada buluşulan tek bir gerçek var: Aşkın ömrü sınırlıdır. Kaç gün olduğu tartışılır ama aşk; bir süre sonra evrimleşmeye başlar. Peki, çok âşık olduğunuz kişiyle ilişkiniz, özellikle evlilik sonrasında nasıl bir evrim sürecine girer? Evlilik aşkı öldürür mü?



DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden Uzman Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu Atçeken'e göre aşkın bir ömrü olduğu ve evlilikle inişe geçtiği bir gerçek. Ancak yok oluyor demek yerine evrim geçiriyor demek daha doğru.



Evliliğin insanın hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu anlatan Atçeken, "Evlilik ile yeni bir dönem başlar. Tabi ki her yeni süreç gibi burada da değişime direnç gözlemlenir. Her ne kadar bu çiftin çok isteyerek aldığı bir karar da olsa, bir sistem değişmektedir. Bu durum sancılı bir süreçtir. Birçok genç ailesinin güvenli ve rahat kanatlarının altından çıkıp uçmaya başlarken büyük içsel gerginlik yaşıyor. Bu gerginlikler bireyler tarafından fark edilmezse ilişkilerine yansıyor" diyor.



Özellikle nişanlılık dönemi veya düğün hazırlıkları sırasında sorunların artığına dikkat çeken Atçeken, "Flört ederken çift henüz sorumlulukların içine girmemiştir. Aileleriyle veya kendi evlerinde daha bağımsız bir hayat sürdürüyordur. Oysa evlilik ile artık bir aile olacak, sorumluluklar ve beklentiler değişecektir. Ortak karar almak, güç dengesi, fikir ayrılıkları, para meseleleri, ailelerin kültürel farkları ve bunun gibi birçok sebeple çift birçok sorun yaşayabilir" diyor.



Aşk mı? Evlilik mi?



Evlilik öncesi yaşanan yoğun aşk duygularının evlendikten sonra devam etmesinin çok mümkün olmadığının altını çizen Atçeken, "Bu sadece evlilikle ilgili değil, uzun süreli ilişkiler için de geçerlidir. Aşk; karşı tarafın bilinmezliğinden, kişinin partneri için zihninde oluşturduğu imgelerden ve aradaki engellerin varlığından oluşur. Doğal olarak kişiyi daha iyi tanıdıkça, onu daha gerçek bir şekilde gördükçe ve aradaki bazı engeller aşılıp, güven oluşmaya başladığında duygular değişir" diyor.



Eğer iki taraf da birbiri için doğru insansa aşkın bitmediğini ama evrim geçirdiğini anlatan Atçeken, "Aşk sevgiye dönüşür. Bağlılık oluşur. Şefkat, güven, huzur, sevgi daha ön plana çıkar. Hatta yapılan araştırmalar bu değişimin kişinin vücut kimyası ile de paralel olduğunu gösterir. İlişkinin ilk zamanlarında beyinde yüzden fazla hormon salgılanır. Bunlardan en önemlileri; kadın ve erkekte salgılanan testosterondur. Testosteron; tutkuyu, norepineprin heyecan dalgalanmalarını, seratonin mutluluk, dopamin ise yoğun bir ödül hissi sağlar. İlişkinin ilerleyen zamanlarında hissedilen sevgi ve bağlılık ise daha yumuşak, 'kucaklama hormonu' denilen oksitosin ve vazopresine'dir. Bu sevgi, güven ve bağlılık hormonudur" dedi.



Aşkın ömrü kaç gündür?



Aşkın ömrünün kişiden kişiye değiştiğini anlatan Atçeken, "Bazı ilişkilerde aşk birkaç ay, bazen de birkaç yıl sürebilir. Bununla beraber aşk; sevgi, güven ve bağlılığa dönüşür. Bana göre aşkın süresini düşünmek yerine, ilişkinin tadını çıkarmak, onu beslemek için elinden geleni yapmak ve iletişimi artırmak gerekir. Bu sebeple uzun ilişkiden ne beklediğimizi iyi bilmek ve eğer evlilik istiyorsak ne hissettiğimize gerçekçi bir şekilde bakmak önemlidir. Büyük aşklar evlendikten sonra sihrini koruyamıyor değil, aşk evrim geçiriyor, değişiyor… Ve bu her zaman olumsuz anlamda algılanmamalı" diyor.



Aşkı canlı tutmanın yolları…



Evli çiftlerin aşkı ve aralarındaki sevgiyi canlı tutmalarının en önemli yollarından biri sağlıklı iletişim olduğunu anlatan Atçeken, "Çiftin birbirlerine beklentilerini net bir şekilde fakat karşı tarafı suçlamadan ve kırmadan ifade etmesi çok önemlidir. Ayrıca çift birbiriyle ne kadar iyi arkadaş olabilirse, aradaki olumlu bakış açısı ve bağ o kadar güçlenir. Birlikte baş başa kaliteli zaman geçirmek, eğlenebilmek, zor zamanlarda destek olabilmek ve 'biz' olarak hissetmek ilişkiyi çok güçlendirir" diyor.



Her insanın doğasında şartsız sevilmek ve kabullenilmek olduğunu, eşi tarafından sevildiğini, saygı duyulduğunu hisseden kişilerin bu nedenle daha uzlaşmacı davranışlar sergilediğini anlatan Atçeken: "Aşkın ve evliliğin devamı için sihirli bir formül veremeyiz çünkü her birey ve her ilişkinin yapısı farklıdır. Bununla birlikte tabi ki bazı noktalar da vardır ki ilişkide bunlara dikkat edilmesi birlikteliğin kalitesini artırır. Bunlardan en önemlisi sağlıklı iletişimdir. Kendini ifade edebilme, çiftin hayatlarında neler olduğunu konuşabilmesi, ilgi, sevgi ve takdirin ifade edilmesi önem taşır. Bunlar sağlam olduğunda çift aynı zamanda birbirinin iyi arkadaşı da olabilir; unutmayalım genelde sevgilimizden, eşimizden ayrılsak da yakın arkadaşlıklarımız bir ömür boyu sürer".



Çiftler rollerini unutmamalı…



Çiftlerin devamlı küsmesinin, duygularını net ifade etmemesinin, imalar yapmasının ve birbirinin özel alanlarına saygı göstermemesinin ilişkiyi çıkmaza soktuğunu anlatan Atçeken, "İnat yapmak, fiziksel, psikolojik veya duygusal şiddet uygulamak ve her tartışmada ayrılık ima etmek ciddi krizler oluşturur. İçinde biriktirip agresifçe veya öfke patlamalarıyla kavga etmek yerine fikir ayrılıklarını konuşup uzlaşmaya varabilmek gerekir. Çiftin arasındaki olumlu etkileşimin artırılması ilişkiyi çok daha sağlam bir hale getirecektir. Birlikte geçirilen zamandan keyif alınması, birbirine yeteri kadar kaliteli zaman ayrılması ve sevginin iyi ifade edilmesi gerekir. Sevgi ne kadar sağlam olursa yaşanan gerginliklerin tolere edilmesi, meselelerin halledilmesi ve aradaki güvenli ortamın devamı mümkün olur. Aileye çocuk dâhil olsa dahi karı-kocanın arada anne-baba rolünden çıkıp birlikte kadın-erkek olarak zaman geçirmesi, kaçamaklar yapması da ilişkiyi güçlendirir" diyor.//yenikadin.com

Read more
no image

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Taner Canatar, tıbbi araştırmaların kadında görülen boşalma ve orgazm sorunlarının en sık görülenin nedeninin; cinsel bilgisizlik olduğunu söyledi.Canatar, ilaç kullanımı ve klitoris büyütme gibi tedavi yöntemlerini de uzmanlar olarak tavsiye etmedikleri uyarısında bulundu.



Sebepleri neler?



Uzman Doktor Canatar, orgazm olmak ile boşalmanın aynı şey olmadığını belirterek, "Tarif edilmesi zor olan bu geri bildirimlerden boşalma, bedensel bir rahatlamayken, orgazm bu bedensel rahatlamaya ruhun da eşlik ettiği çok yüksek haz veren bir durum. Boşalma sorunları kadınlarda anksiyeteye ve depresyona,kendine güvensizliğe ve kişinin kendisine olan saygısını yitirmesine yol açabiliyor" dedi.



Çözümü mümkün



Boşalma ve orgazmın, kadınlardan en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olduğunu kaydeden Canatar,sorunun tedavisindeki ilk aşamanın cinsel terapistin kişi veya çiftlerle ilk görüşme yapması olduğunu vurguladı. Bu süreçte cinsel öykü alınıp, çeşitli testler ve ölçekler kullanmanın yanında gerektiğinde jinekolojik muayene de önerilebileceğini anlatan Canatar, böylelikle sorun keşfedilerek, olası çözüm yollarının kişi veya çifte sunulduğunu belirtti.



Çiftin kendilerine özel olarak hazırlanan tedavi planını kabul etmesi ile cinsel terapi sürecinin başlayacağını dile getiren Canatar, bu aşamada da kadın veya çiftin yaşantısı, geçmişteki birliktelikleri, genel olarak cinsel hayatı, partner uyumu gibi boşalma ve orgazm olamama sorununa neden olabilecek alt başlıkların saptanmaya çalışıldığını kaydetti.



Flört önemli



Yapılan tıbbi araştırmaların, boşalma ve orgazm sorunlarının en sık görülen nedeninin; cinsel bilgisizlik olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Canatar, "Cinsel terapi evresinde kişiye ve çifte cinsel ilişki,cinsellik ve cinsel organlarla ilgili bilgi verilir ve bilişsel yeniden yapılandırma yapılır. İlişkideki mevcut iletişim sorunları çözümlenir ve çiftin ilişkisi flört havasına sokulur" diye konuştu.



Bu sürecin ardından da kadının, boşalmasını veya orgazm olmasını engelleyen duyguları ile bağlantıya geçilmesi ve onları söze dökmesi sağlanacağını belirten Canatar, "Önce kişinin kendi vücudunu tanımasına,sonra çiftin birbirinin vücudunu tanımasına yönelik aşk oyunları adında çalışmalar yapılır.Buradaki amaç; cinsellikle ilgili önceden gelen yanlış ve eksik bilgilerin silinip, yerine doğru bilgilerin getirilmesidir" dedi.



İlaç kullanmayın çünkü...



Uzman Doktor Taner Canatar, her ne kadar ilaç kullanımı ve klitoris büyütme gibi tedavi yöntemlerinin,boşalma ve orgazm sorunlarını önleyici birer tedavi yöntemi olduğu belirtilse de, cinsel terapistler olarak bunu tavsiye etmedikleri uyarısında bulundu. Canatar, "İlaçlar sorunu kökünden çözmeyecek. İlaç kullanımı geçici boşalmalara neden olacağı için sonrasında ciddi cinsel sorunlara ve depresyona neden olabilir" dedi.



Aşk kaslarını çalıştırın



Klitoris büyütme operasyonunun, klitoral uyarma yani mastürbasyon eylemine kadını daha duyarlı hale getireceğini anlatan Canatar, ancak cinsel birliktelik sonucu oluşacak olan vajinal boşalmaya ve vajinal orgazma çok fazla faydası olmayacağını söyledi. Aşk kaslarını kullanmayı öğrenmenin, boşalma ve orgazmı kolaylaştırdığını ifade eden Canatar, "Kesin sonuçlu tedavide, kadının erojen bölgeleri yani duyarlı bölgelerine yoğunlaşma tekniklerine yönelten cinsel terapi programına ihtiyaç var. Bu tür durumlarda aşk kaslarını çalıştırma egzersizleri yani Kegel egzersizleri ile duyarlılığı arttırmak da mümkün" diye konuştu.//kaynak:yenikadin.com

Read more
20 Mayıs 2013 Pazartesi
no image

Giydiğiniz her kıyafetin üzerinizde daha şık durmasını kim istemez ki? İşte bunun sırrı düz bir karna sahip olmak. Bunun için yapmamız gereken birkaç önemli püf noktası var. İşte karşınızda bu püf noktaları!


Ayakta dururken daha iyi bir duruş karın kaslarının doğru çalışmasını sağlar. Kulaklarınız omuz hizasında olmalı ve dizlerinizi kırmamalısınız. Omuzlarınızın ön kısmı askıya gömlek astığınız gibi düz olmalıdır. Öne doğru eğik durursanız kamburunuz çıkar ve zamanla kalıcı olabilir. Ağırlığınızı topuklarınıza verin. Bu sayede hem düzgün bir duruşa hem de sağlıklı karın kaslarına sahip olacaksınız.


Karın kaslarınızı çalıştırırken vücudunuzun diğer bölümlerini ihmal etmeyin. Sıkı bir karına sahip olmak için örneğin sırt ve bel bölümünde bulunan kasların da durumu çok önemlidir. Dik durun, ayaklarınızı omuz hizasında ayırın. Ellerinizi birleştirin ve kürek çektiğinizi hayal edin. Sağ ve sol tarafınıza doğru birleştirdiğiniz ellerinizi kanoda oturur gibi kürek hareketini 20 defa yapın. Hareketleri yaparken derin nefes almaya dikkat edin.


Ayaklarınızı birleştirip dik durun. Kollarınızı uçak kanatları gibi açın. Nefes verin ve aynı zamanda bacağınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Kollarınız önünüzde paralel olrak durmalı. Her bir bacak için 20 kez aynı hareketi yapın. Bu sayede bu bölgede bulunan kaslarınızın çalışacak ve yağ yakımı artacaktır.


Dik durun, topuklarınızı birleştirin ve ellerinizi karnınızın altında kilitleyin. Nefes verin ve kollarınızı esnetebildiğiniz kadar aşağı doğru itin. Aynı zamanda parmak ucunuza kalkmaya çalışın. Bu şekilde 10 kez aynı hareketi tekrarlayın.


Ne kadar egzersiz yaparsanız yapın, yediklerinize dikkat etmediğinizde karnınızı istediğiniz gibi olmaz. Unutmayın mideniz karnınızda ve onun tıka basa dolu olması güzelliğinize gölge düşürecektir.


Genleriniz vücudunuzun şeklinde baş rol oynar. Fakat ailenizdeki kişiler zaten kilolu diye tatlılara saldırmanız gerekmez.


İstediğiniz takdirde ve gerçekçi hedefler koyduğunuzda motive olduğunuzu ve çarpıcı bir vücuda sahip olmanın o kadar da zor olmadığını göreceksiniz. Kimse bir günde harika bir karına kavuşmuyor. Sabırla çalıştığınızda ve günde sadece 20 dakikanızı ayırdığınızda çok fazla zaman geçmeden istediğiniz ölçülere ulaşmamanız için hiçbir sebep yok.

Read more
no image

Cilt yaşınız genler, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarına göre değişim gösterir. Elinize bir kalem alıp bu küçük testi uygulayarak cilt yaşınızı hesaplayabilirsiniz.


Size uygun olan her alışkanlık ve koşul için kendinize 1 puan yazın.


- Diyabet gibi kronik hastalıklar


-Düşük kemik yoğunluğu (osteopenia)


- Uzun süren ilaç tedavisi


- Menepoz dönemi


- Cerrahi müdahale ile menopoz


- Başarısız akne tedavisi geçmişi


- Başarısız rosacea tedavisi (akne benzeri bir cilt hastalığı)


- Solgun çilli bir cilt


- Gözenekli yada benli cilt


- 35 yaş öncesi fark edilen belirgin çizgiler


- Obezite


- Aşırı Zayıflık


- Geçmişte zayıf beslenme


- Geçmişte abur cubur tüketimi


- Katkı maddesi olan besinlerden çok tüketmek, sebze ve meyvenin çok tüketimi


- Yağlı besin tüketimi


- Sigara kullanmak


- Pasif sigara içicisi olmak


- Aşırı alkol tüketimi


- Aşırı spor yapmak


- Hareketsiz yaşam tarzı


- Stresli yaşam


- Kansere dönüşebilecek yaralar ve cilt kanseri


- Günde 6 saatten az uyumak


- Geçmişte aşırı güneşe maruz kalmak


- 20 yaş öncesinde su toplayacak kadar güneş yanığı olmak


- Güneş koruyucusu kullanmamak


- Solaryuma girmek


- Yetersiz ve hijyenik olmayan cilt bakımı


- Annenin geç yaşlanması


Sonuçlar


21’den 30’a


Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 10 ekleyin. Ortaya çıkan bu yaş cildinizi ne kadar ihmal ettiğinizi gösteriyor.


14’ten 20’ye


Cildinizin yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 6 ekleyin. Yeterli derecede sağlıklı bir yaşamınız olmasına rağmen, yaşam tarzınızda değiştirmeniz gereken birkaç alışkanlığınız var.


6’dan 13’e


Cildinizin gerçek yaşını öğrenmek için gerçek yaşınıza 3 ekleyin. Gerçek yaşınız ve cilt yaşınız arasında çok fazla bir fark olmamasına karşın, bazı sağlık alışkanlıklarına yoğunlaşmayı ihmal etmeyin.


0’dan 5’e


Cildiniz gerçek yaşınıza eşit. Tebrikler! Sağlıklı yaşlanıyorsunuz ve cildiniz sağlıklı yaşamınızın bir aynası adeta.

Read more
no image

"Kadınlar ne ister?" sorusu dünya üzerindeki en büyük ve en gizemli soru olarak adlandırılır. Ancak, bir o kadar gizemini koruyan soru var ki, o da hiç şüphesiz: "Erkek neden aldatır?" sorusu!


Kadınların ne istediklerine dair kadınlar bile tek ve doğru bir cevap veremiyorken, aynı şekilde erkeklerin neden aldattığına dair kesin bir cevap aramak aslında yanlış.


Ancak, bu konuyu derinlemesine incelediğinizde belli başlı başlıklarda toplandığını siz de fark edebilirsiniz.


Erkekler de Sevgi ve İlgi Eksikliğinden Aldatabilir


Erkekleri, kadınlara göre aldatmaya daha meyilli olarak tanımlandırıyoruz.


Çoğu insana göre kadınlar genellikle sevgi ve ilgi eksikliğinden aldatırken, erkekler genellikle cinsellik ve heyecan aradığı için aldatıyor.


Bu genellemeyi göz önüne alırsak, aslında birçok erkeğin, aynı kadınlar gibi sevgi ve ilgisizlikten aldattığını görebiliriz.


Kadınlar aldatıldıklarını öğrendiklerinde genellikle karşılarındaki kadının onlardan daha güzel olduğunu düşünürler, kendilerinde eksik ararlar ve eşlerini hem cinsel hem de duygusal açıdan yeterince tatmin edemediklerini düşünürler. Aslında aldatmayla sekteye uğrayan ilişkilerde sorun çoğu zaman aldatılan kadının herhangi bir açıdan eksikliği veya erkeğin önüne geçemediği cinsel açlık değildir.


Bunun altında yatan en büyük neden; sevgi veya ilgi eksikliğidir.


Kendini Güçlü Hissetme İsteği ve Ego Tatmini


Sevgi ve ilgi eksikliğinin yanında, erkeklerin kadınlardan daha fazla istek duyduğu güç arzusu ve ego tatmini de erkekleri aldatmaya iten nedenler arasındadır.


Aldatan erkeklere "Eşini neden aldattın?" sorusu sorulduğunda çoğunluk "Eşimi seviyorum, güzel bir kadın, benimle de ilgileniyor, ama..." diye başlayan cümleler kurarlar. Genellikle "ama"dan sonrası, farklı bir kadının ona ilgi göstermesi, kendisini yeniden çekici hissettirmesi, heyecanlandırmasıyla beraber, elinde olmayanı elde etme arzusu ve dolayısıyla kendisini güçlü hissettirmesidir ve erkekler için bu güç fazlasıyla önemlidir.


Çoğu zaman aldatan erkekler, eşlerinden vazgeçmek istemezler. Bu durum da aslında onların eşlerini sevmedikleri için değil, kendilerini güçlü hissetme ve ego tatmini yaşamak için aldattığının büyük bir göstergesidir.

Read more
no image

Güzel, sıkı, parlak ve lekesiz bir cilt için sadece dakikalar ayırmanız yeterli. Dikkat etmeniz gereken tek şey "günlük" cilt bakımına gerekli özeni göstermeniz. Aynı şekilde haftalık yapacağınız peeling ve derinlemesine temizliği ihmal etmemeniz.


Cilt bakımı nasıl olmalı?


Cildinizi ne kadar iyi temizlerseniz o kadar geç yaşlanmasını sağlarsınız. Çünkü cildimizde biriken yağ ve kir, cilt problemlerine zemin hazırlar. Cildimiz iyi temizlenmediği zaman bu problemlerle karşılaşır. (Gece makyajlı uyumak-rutin cilt temizliğini aksatmak vs.) Aynı zamanda güneş koruyucusuz dışarı çıktığımız zaman güneşin zararlı etkilerinden olumsuz etkilenen cildimizde lekeler meydana gelir. Yaşınız kaç olursa olsun cilt lekeleri, renk eşitsizlikleri cildinizi olduğundan çok daha yaşlı gösterir.


Eğer yıllara meydan okumak istiyor ve Hollywood yıldızları kadar gergin ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyorsanız haberimizi sonuna kadar okuyun.


Lekesiz ve Güzel Bir Cilt için Ne Yapmalı?


Parisli epidermolog Joelle Ciocco cildinize nasıl bakmanız gerektiğini açıkladı. Cilt koçuna göre rutin bakımı aksatmadığınız zaman mükemmel bir cilde kavuşmanız mümkün. İşte Ciocco'nun rutin cilt bakımı programı...


Sabahları uyandığınız zaman yatakta 1 dakika boyunca gerinin. Yüzünüzü şaşırmış bir ifade yapın ve hem bacaklarınızı hem de kollarınızı olabildiğince gerin. Bu hareket tüm kaslarınızın uyanmasını sağlayacaktır. Her gün tekrarlamanızda büyük yarar var.


Her sabah kışları da olmak üzere pencereyi açıp derin bir nefes alın. Aslında bir Yoga hareketi olan gün selamlama, size pozitif enerji verdiği gibi kalp hızınızı artırıyor ve sindirim sisteminizi uyandırıyor.


Her sabah uyandığınızda aç karnına içinde bir kaç damla limon olan ılık bir su için. Ayda iki kez bu suyun içine soda ilave etmeniz detoks etkisi yapacaktır.


Sabahları cildinizi temizleyin daha sonra da günlük toniği uygulayın. Tonik ve sabahları yapacağınız cilt temizliği, akşamdan kalan yorgunluğu ve toksinleri alacaktır.


Eğer maskeniz günlük kullanıma uygunsa sadece 1 dakika ayırarak cildinizi temizledikten sonra maske uygulayın. Eğer haftalık maske uyguluyorsanız bunu da sabahları yapmaya özen gösterin.


Cildinizi nemlendirdiğinizde serum kullanmayı unutmayın. Cilt koçuna göre serumun olumlu etkileri çok fazla. Yaşlanmayı önleyen serumlar, aynı zamanda parlak ve gergin cildinde anahtarı olarak biliniyor.


Ciocco’nun önerilerinden bir tanesi de gün bitiminde makyajınızı temizleme sütü ile çıkartmanız. Temizleme sütleri epidermin yüzeyindeki hidrolipidik filme daha kolay karıştığı için makyajınızı cildinize zarar vermeden saniyeler içinde çıkarabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey parmak uçlarınızla cildinize masaj yaparak sütü yedirmek. Daha sonra da temizleme jeli ile yıkayıp sabah yaptığınız rutini gerçekleştirmek.


Eğer yağlı bir cilde sahipseniz jojoba, kuru bir cilde sahipseniz de argan yağı kullanmanızı öneren Ciocco, akşamları mutlaka çuha çiçeği yağı kullanmanızı tavsiye ediyor. Dekolteniz ve boynunuz dahil olmak üzere yağları vücudunuza yedirin. Bu daha gergin ve daha nemli bir tene sahip olmanızı sağlaycaktır. Bu işlemi iyi bir sonuç alana kadar tekrar edin!//womenist.net

Read more
17 Mayıs 2013 Cuma
no image

Karın bölgesindeki yağlar eritilmesi en zor yağlardır ve bu yüzden düzenli spor yapılması gerekmektedir.


Spor salonlarına giderek bu konuda yardım alabilirsiz. Böyle bir imkanınız soz konusu değilse eğer, doğru egzersiz hareketleri öğrenerek belirli aralıklarla bunları tekrar etmenizde fayda var.Peki bu egzersizlerle birlikte doğal takviye önerileri neler?


Malzemelerimiz


Birer çorba kaşığı limon suyu, susam yağı, okaliptüs yağı ve biberiye yağı


Hazırlanışı ve uygulama


Tüm bu doğal yağlardan bir karışım oluşturuyoruz ve karın bölgemize sürerek dairsel ve yavaş hareketlerle masaj yapıyoruz. Bu masaj ile birlikte yapacağınız egzersiz hareketler sayesinde karın bölgenizdeki yağlardan kolayca kurtulacaksınız.


Ayrıca bunlara ek olarak hazırlamış olduğu Göbek eritme diyetini de uygulayabilirsiniz.


Bu diyeti 3 hafta uyguladığımızda istediğimiz ideal forma kavuşmak artık çok kolay.


Unutmayın, her diyet tek başına tam sonuç vermez. Diyetlerimizi çeşitli sporlar ile birleştirirsek sonuca daha kesin ulaşmamız mümkün olacak.


Mekik hareketi:


Sabah ve akşam ellişer kez, karnımız acıyana kadar mekik çekmek çok önemli. Mekik çekmek, karın bölgenizdeki kasları güçlendireceği gibi aynı zamanda bu bölgedeki yağların çabucak yanmasını sağlayacaktır.


Sopalı hareket:


Sopayı ensemize dayadıktan sonra ellerimizi de geçiriyoruz ve daha çok kalçadan hareketle yani kalçamızdan yukarısını sağa ve sola hareket ettiriyoruz. Bu hareket ile yan bölgelerdeki yağları yakmış olacağız.


Bel kasları için mekik hareketi:


Bir taraftaki kolumuzu, bükülmüş olan diğer taraftaki dizimize doğru hafifçe, sık sık ve seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu hareketi de birkaç dakika dayanabildiğimiz kadar yapmaya gayret ediyoruz.Daha sonra diğer taraftaki ayağımızı ve kolumuzu değiştiriyoruz. Bu hareket karnın yan tarafına doğru olan kasları çalıştırmak için yararlıdır.


Yan mekik hareketi:


Sağınıza doğru uzanın, sağ elimizi sağ kulak üzerine değecek şekilde getirin. Sol elinizi belin soluna, sol dirseğe gelecek şekilde yaklaştırın. Sol el ile belin sağını hafif şekilde tutun. Hızla sağ kolu ve sağ ayağı birbirine yaklaştırın. 60 defa bunu tekrarlayın.


Popo hareketi:


Sol dizin üstüne yatın, ayakları dik koyun ve kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırdıktan sonra aşağı indirin. Dizinizi fazla bükmemeye çalışın. Sonra aynı hareketi öbür tarafınızda yapın. Bu hareketin en az 30-40 kez yapılması gerekli. Popo ve çevresinde oluşan yağlanmayı azaltır.


Yanlara esneme hareketi:


Ayakta dimdik pozisyonda durun ve dikliğinizi bozmadan sağınıza ve solunuza doğru hızlı bir şekilde esneyebildiğiniz kadar esneyin. Bu hareketi en az 3-4 dakika tekrarlayın. Yüksek tansiyon rahatsızlığı olanlar için uygun bir hareket olmayabilir.


HAFTANIN TEK GÜNLERİ BUNLARI TÜKETİN


Sabah Kalkarken: 1 bardak suyun içine 1 kaşık bal ve 10 damla kadar limon koyarak için


Sabah Sporu: Bol ter atabilmek için her sabah ortalama 35-40 dakika tempolu yürüyüşler yapın.


Sabah Duşu: Spor yaptıktan sonra her sabah ham ipek kese veya kabak lifi ile basen, kalça, bel ve göbek bölgesini sert bir şekilde fırçalayın. Kekik yağı, susam yağı, melisa yağı ve biberiye yağı ile bu bölgelere mesaj yapın.


Kahvaltı: Birer tane kabuklu olmak koşuluyla yeşil elma ve sert şeftali


Ara Öğün: 2 parmak ölçüde ve taze dil peyniriÖğle: Muhakkak derisiz olmak şartıyla 1 porsiyon ızgarada pişmiş tavuk, bol roka ve yeşil salata, taze soğan


Ara Öğün (Saat 3): 3-4 tane yulaflı bisküvi


Ara Öğün (Saat 5): 1 adet kabuklu olmak koşuluyla yeşil elma


Akşam: Zeytinyağlı fasülye (4-5 kaşık), 1 dilim tam ekmek ve mevsim salatası


Gece: İçine tarçın da atılmış ılık ve yağsız veya az yağlı süt, 3-4 fincan rezene çayı, mısır püskülü, yeşil çay, avakado yaprağı ve kiraz sapları karıştırılarak çay halinde içilecek.

Read more