Open top menu
25 Kasım 2012 Pazar

Cinsel ilişkinin evreleri ilk defa W. H. Masters ve V.E. Johnson tarafından 10 yılı aşkın bir araştırmanın ardından sonuçları ilk kez 1966 yılında basılan “İnsanda Cinsel Davranış” adlı kitapta yayımlanmıştır.Günümüzde bu araştırmanın sonuçları insan cinsel fizyolojisi ile ilgili bilgilerimizin temelini oluşturmaktadır.


Masters ve Johnson, insan cinselliğini ilk defa laboratuar ortamında incelemiş, yüzlerce gönüllü kadın ve erkek denek üzerinde sürdürdükleri çalışmalarında, deneklerin cinsel uyaranlara verdikleri yanıtları doğrudan gözleyerek ve nesnel ölçüm yöntemlerini kullanarak cinsel tepki sürecinin bütün evrelerini kaydetmişlerdir.


Sonraki yılarda her ne kadar bazı değişiklikler olsa da, cinsel tepki süreci ile ilgili olarak Masters ve Johnson’un ortaya koyduğu model, cinsel işlev bozukluklarının çağdaş sınıflandırmalarına temel oluşturmuştur.


 Cinsel İlişkinin Evreleri


Masters ve Johnson, insanda cinsel uyarana gösterilen fizyolojik tepkiyi dört ayrı evreye ayırmıştır. Kadında ve erkekte cinsel işlev evreleri aynıdır.Bunlar:




  1. Uyarılma evresi

  2. Plato evresi

  3. Orgazm evresi

  4. Çözülme evresi


1.Uyarılma Evresi


Cinsel işlevdeki ilk evredir. Temel olarak erotik duygu ve düşüncelerin belirmesi ile birlikte erkekte ereksiyon (sertleşme) ve kadında lubrikasyonun (vajinal ıslanma) ortaya çıkmasına neden olur. Vücutta da kızarma ve kasların genel olarak kasılmaları mevcuttur. Bu dönemde:




  • 10-40 saniye arasında vajina ıslanmaya başlar

  • Meme uçları dikleşir ve belirginleşir, memeler büyür

  • Rahim yukarıya çekilir, büyük dudaklar şişer, klitoris kabarır

  • Küçük dudaklar büyür ve şişer

  • Vajina alt kısmı genişler


2.Plato Evresi


Etkili cinsel uyarının sürdürülmesi ve cinsel heyecanın artmasıyla birlikte kadın ya da erkek, ikinci evre olan plato evresine girer. Bu evrede haz duygusu ve cinsel gerilim giderek yükselir ve bu durum kişinin orgazm evresine kadar sürer. Bu dönemde:




  • Cinsel arzular artmaya devam eder

  • Kadınlarda ateş basması ve terleme olabilir

  • Kalp hızlanır

  • Vajinanın 1/3 dış kısmı kan göllenmesi ile şişer ve genişler

  • Vajina üst kısmında ise bir balonlaşma olur, hafif ağrı olabilir

  • İç dudaklar 2-3 katına çıkar ve araları açılır

  • Vajina girişi açılır

  • Küçük dudaklarda hafif esmerleşmeler oluşur

  • Memelerin uç kısmı (aerola) belirginleşir ve dikleşir

  • Meme boyu yaklaşık % 25 oranında artar (Ancak daha önceden emzirmiş kadınlarda bu olmayabilir)

  • Bacaklarda kasılmalar olur

  • Kadının bedeni artık birleşme için hazırdır.


3.Orgazm Evresi


Süre açısından en kısa, haz açısından en yoğun dönemdir. Bu evre erkekte ejakulasyon (boşalma), kadında ise perine ve vajina etrafındaki kaslara giden kanın artışı sonucunda büyüyen dokuların, refleks olarak ritmik kasılmaları ile karakterizedir.


Rahim, vajina ve makad kısmında 0,8-1 saniye aralıklarla ritmik, düzenli ve eş zamanlı kasılmalar görülmektedir. Yaklaşık 3-15 kasılma gerçekleşmektedir. Bu durumda kadının beyin dalgalarında da bir takım değişimler gözlenmiştir. Bu dönemde ayrıca:




  • Vucutta ısı artışı ve terleme olur.

  • Uretra deliği açılarak dışarıya idrar akışı olabilir (Bu durum “Kadının boşalması” olarak da tabir edilir). Orgazm olmayla birlikte kadının boşalması sırasında bol miktarda sıvı çıkışı olmaktadır.

  • Tüm vucuttaki kasılmalar kadının yüzüne de yansır ve kadının yüzünde “sanki acı duyuyormuş gibi” bir görünüm oluşur.

  • Orgazm en zirve noktasında kadın vücudu adeta “kaskatı” kesilir.

  • Kadınlar bir cinsel ilişkide ardısıra pek çok kez boşalabilir.


Kadınlar orgazm konusunda erkeklerden daha şanslıdır aslında. Eğer cinsel uyaran aynı yoğunlukta sürerse kadınlarda bir kaç kez orgazm gerçekleşebilir. Çünkü erkekler orgazmını yaşadıktan sonra 15-30 dakika kadar bir dinlenme sürecine ihtiyaç duysalar da kadınlar bir cinsel birleşme sürecinde ard arda orgazm olabilirler.


Kadınların ard arda boşalmasına "multiorgazm özelliği" adı verilir. Hatta (şanslı olanlarda) yaşanılan bu kadının boşalması sayısı 15-20’yi bulabilir.


Kadınların elle kendi başlarına orgazm olmalarına rağmen cinsel ilişki sırasında orgazm olamamalarına "koital anorgazmi", elle klitorisi uyararak (masturbasyon yaparak) orgazm olamamalarına ise "klitoral anorgazmi" adı verilir.


Orgazm olma kadınlara cinsel terapi ile öğretilebilen bir cinsel işlevdir.


4.Çözülme Evresi


Kadında ve erkekte orgazmdan, ya da orgazmın gerçekleşmediği durumlarda plato evresinden sonra genital bölgelerde ve bedenin diğer bölgelerinde önceki aşamalarda oluşmuş olan fizyolojik değişikliklerin dakikalar içinde aynı sırayı takip ederek kaybolması ile karakterizedir.


Çözülme evresinin süresi cinsiyete, orgazmın yaşanıp yaşanmadığına ya da hangi yoğunlukta yaşandığına ve cinsel uyarının sürüp sürmediğine göre değişir. Bu dönemde:




  • Hızlı soluk alıp verme ve terleme görülür

  • Vajina, memeler, iç ve dış dudaklar, klitoris yeniden eski haline döner

  • Klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı hale gelir

  • Ateş azalır

  • Kalp hızı önce artar, sonra normale döner


Bu dört evre bugünkü bilgilerimiz ışığında da geçerli kabul edilmektedir. Ancak, cinsel işlev bozukluklarının sınıflandırılması ile ayırıcı tanı ve tedavi açısından asıl önemli olan evreler ise “uyarılma” ve “orgazm” evreleridir.


“Plato” evresi , esas olarak fizyolojik açıdan “uyarılma” evresinin bir bölümü olarak kabul edilmektedir.“Çözülme” evresine özgü cinsel sorun ya da cinsel işlev bozukluğu oranının ihmal edilebilir düzeyde olması nedeniyle psikiyatrik sınıflandırmalarda temel alınmamıştır.


Masters ve Johnson’a göre cinsel işlev bozukluğu, insan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve/veya doyuma ulaşmada yetmezliğe yol açabilecek herhangi bir aksaklıktır. Yine aynı çalışmacılara göre evli çiftlerin % 50’sinde cinsel işlev bozukluğu mevcuttur.


Seks terapisinin kurucularından biri olan Helen Singer Kaplan, “The New Sex Therapy” isimli kitabını 1974 yılında yayımlamış ve daha önce pek dikkat çekmemiş olan, insanda cinsel yanıtın iki fazlı (bifazik) niteliğini ortaya koymuştur. Kaplan’a göre cinsel yanıt, gerçekte tek ve bağımsız bir bütün olmaktan çok, birbirlerinden görece bağımsız iki ayrı bölümden oluşmaktadır.


Bu bölümler:


1.Erkekte sertleşmeyi (penil ereksiyonu), kadında ise vajinal ıslanmayı (lubrikasyonu) ve büyümeyi-kabarmayı sağlayan genital kan akımının artışı


2.Her iki cinste de orgazmı sağlayan refleks, ritmik kas kasılmalar.


Masters ve Johnson’un uyarılma ile plato evrelerine denk düşen genital kan akımının artışı “parasempatik sinir sistemi tarafından”, kas kasılmaları ile karakterize olan ve orgazm evresine denk düşen ikinci evre ise “sempatik sinir sistemi” tarafından uyarılmaktadır.


Kaplan erkeklerin %50 sinin geçici sertleşme (erektil) güçlüğü yaşadığını saptamış ve bunun normal olduğunu belirtmiştir.


Yine Kaplan’a göre erkek cinsel işlev bozuklukların en sık görüleni erken boşalmadır (prematür ejakulasyon).

Different Themes
Written by Lovely

Aenean quis feugiat elit. Quisque ultricies sollicitudin ante ut venenatis. Nulla dapibus placerat faucibus. Aenean quis leo non neque ultrices scelerisque. Nullam nec vulputate velit. Etiam fermentum turpis at magna tristique interdum.

1 yorum:

  1. Cinsel hayatımızdaki mutsuzluklar tüm hayatımıza malolabiliyor

    YanıtlaSil