Open top menu
15 Aralık 2011 Perşembe

“Cinsel kimlik”, bireyin ait olduğu cinsi kabul etmesi, kendi bedenini ve benliğini bu cinsellik içinde algılayışı, duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde davranmasıdır.Çocuğun cinsiyet kimliği (penis/vajen vb.) cinsiyet rol davranışları (oynadığı oyuncaklar, oyunlar) ve cinsel yönelimi (oyunların ve oyun arkadaşlarının niteliği vb.) cinsel kimlik’ini oluşturur.


Cinsellikle cinsiyet arasındaki ayırım önemlidir. Cinsellik, erkekle kadın arasındaki biyolojik farklılıktır.Cinsiyet ise, sosyo-kültürel standartlarla belirlenen “erkeklik”, “dişilik” arasındaki farktır. Ergenlik döneminde gelişen cinsel kimlik, hem fiziksel süreç, hem de cinsiyetin birlikte bir işlevidir (Özüdoğru, 2005: 69). Hz. Peygamber (s.a.v.) daha doğuştan itibaren çocukların farklı bir eğitime tabi tutulmasını istemektedir. Ancak göz önüne alınacak farklılıkların hepsi doğumla başlamaz, çocuğun gelişmesine paralel olarak ortaya çıkar. O halde burada esas, ayırımdır. Ayırım kıyafete, verilecek bilgi ve kazandırılacak kabiliyet,beceri ve alışkanlıklarda kendini gösterdiği gibi, eğitimcilerde de kendini gösterir.


İnsan doğumdan ölüme kadar sürekli bir gelişim ve değişim içindedir. Bu gelişim ve değişim elbette beden, kişilik ve cinsellik alanlarında da geçerlidir. İnsan yaşamında kişiliğin ve cinsel kimliğin oluşmasında en önemli dönem çocukluk çağıdır. Yine bu çocukluk çağındaki, ruhsal-cinsel olgunlaşma sürecinde söz konusu olabilen bazı hatalar yetişkinlikte kişiliğin çeşitli boyutlarında veya cinsel kimliğinde sorunlara yol açabilir.Cinsel kimlik bireyin kendi bedenini ve benliğini belli bir eşeylik (cinsiyet) içinde algılayışı,kabullenişi, duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde yönelişidir. Cinsel kimliğin çekirdeği yaşamın ilk bir buçuk iki yılında, genel olarak cinsel kimlik duygusu ise ilk dört yılında yerleşir.


Uygun bir cinsel kimlik gelişebilmesi için her şeyden önce uygun bir biyolojik gelişim gereklidir. Doğuşta çocukların cinsiyet organlarının normal yapısal özellikler göstermesi,hormonlarının da bu cinsiyete uygun biçimde salgılanması önemlidir. Çocukların yapılarında var olan ve normal özellikler gösteren bu cinsel donanımları doğrultusundaki gelişimleri kendi cinsine uygun olarak desteklenirse, kız ya da erkek kimliği sağlıklı olarak gelişecektir.


Olumlu bir beden imgesi geliştirmek oldukça uzun bir zaman ve deneyim gerektirmektedir. Ergen, değişik kalıp ve tutumları deneye deneye, çocukluktaki kimliğinden daha farklı bir benlik kavramı geliştirmeye başlar.“Bireyin kendisi, fiziki ve sosyal çevresiyle olan etkileşimleri sonucu sahip olduğu kendine ait bir takım duygu, değer ve kavramlar sistemi” olarak tanımlanabilecek benlik kavramının, birey tarafından olumlu olarak algılanmasının ve algılanan benliğin kabul edilmesinin ruh sağlığı üzerindeki önemi büyüktür. Olumlu bir benlik kavramına sahip olmadan beden imgesinin olumlu olmasının da önemi büyüktür.


Temel cinsel kimlik, çocuk üç yaşına gelmeden oluşur ve daha sonra kolay kolay değişmez. Çocuklar yaklaşık olarak iki yaşlarından itibaren iki cinsiyetin bulunduğunu kavrar, kendilerinin de bunlardan birine mensup olduklarının bilincine varır. Ancak, cinsel kimlik algısı yetişkinlerde olduğundan oldukça farklıdır. Çocukların cinsiyet algısı genellikle bireyin fiziksel özellikleriyle ilgili değildir.Bireylerin cinsiyeti, giyeceklerine, gündelik yaşamdaki davranış ve rollerine bağlı olarak yüzeysel bir şekilde tanımlanmaktadır.Cinsiyetin değişmezliği kavramı beş altı yaşlarından itibaren tam olarak kavranmaya başlanmaktadır. Ancak yapılan araştırmalar çocukların çok erken yaşlardan itibaren aktif olarak cinsel konuları düşündüklerini göstermiştir. Genellikle kadın ve erkekler arasındaki farklılıklar hakkında ve toplumsallaşma esnasında ilişkide bulundukları insanların cinsel rolleri konusunda düşünmektedirler. Cinsel kimlik algısı tamamlandıktan sonra iki cinse ait inanç ve tutumlar gelişmektedir.


Kişinin kendisini kadın ya da erkek olarak hissedişidir. 2-3 yaslarında herkesin erkek ya da kız olduğu hakkında kesin bir fikri vardır. Cinsel kimlik aile, öğretmenler ve arkadaşlarla sonsuz deneyimlerden köken alır. Çoğunlukla biyolojik cinsel kimlik, cinsel kimlik uyumludur. Ancak bazen cinsel kimlik ters yönde gelişebilir. Cinsel kimlik, insanın kimliğinin özü ve kişiliğinin bir parçasıdır. Cinsel kimliğin kazanılmaması insanın kimliğini ve kişiliğini kusurlu kılar. Ayrıca cinsel kimliğin reddedilmesi veya toplum baskısı sebebiyle maskelenmesi insanı uyumsuz kılar.


Çocukların kendi cinsel rollerini benimsemesinde, bebeklikten itibaren ebeveynin davranışları, evdeki kişiler arasındaki ilişkiler, arkadaşları ve televizyon başta olmak üzere medya rol oynamaktadır.Cinsiyete uygun kimliğin benimsenmemesinde önemli faktörler şunlardır:




  • Ebeveynin ve ailenin diğer bireylerinin, çocuğun cinsiyetinden memnuniyetsizlikleri,

  • Çocukların kıyafetleri, oyuncakları, oyunlarının uygunsuzluğu,

  • Çocuklara yaptırılan işler, verilen sorumlulukların cinsiyete uygunsuzluğu,

  • Çocuk ebeveyn ilişkilerinin uygun özdeşleşmeyi sağlayamaması,

  • Çocukların cinsiyetleri ile ilgili olumsuz hitaplar, takılan isimler,

  • Ebeveynlerin kendi cinsiyetleriyle bağdaşan davranışlar göstermeyip uygun model oluşturmaması,

  • Çocuğun aşırı korunması, sevgi nedeniyle de olsa baskıcı davranışlar,

  • Arkadaşların cinsel roller hakkındaki yanlış tutumları, uygunsuz davranışları ,

  • Medyanın olumsuz yayınları ,

  • Cinsel istismar olayları (Taşçı , 2003: 96-97).


Biyolojik cinsel kimlik, bir insanın kromozomlar, iç genital organlar, dış genital organlar,hormonal dağılım ve ikincil cinsel karakterleri gibi biyolojik cinsel özellikleridir.Cinsiyet kimliği (cinsel kimlik) ise kişinin kendini ve bedenini belli bir cinsiyette algılayışı,kabullenişi,duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde yönelişidir.Çekirdek cinsel kimlik çocukluğunun ilk iki yılanda, cinsel kimlik duygusu ise genellikle ilk 4 yılda yerleşmektedir. Uygun bir cinsel kimlik gelişimi için uygun bir biyolojik gelişim gereklidir.Ancak bu tek başına yeterli değildir. Aile bireylerinin tutumlarından, kültürel yapıdan, deneyimlerden, arkadaşlarda, öğretmenlerden de etkilenir (Koten, 1996: 5-6).

Different Themes
Written by Lovely

Aenean quis feugiat elit. Quisque ultricies sollicitudin ante ut venenatis. Nulla dapibus placerat faucibus. Aenean quis leo non neque ultrices scelerisque. Nullam nec vulputate velit. Etiam fermentum turpis at magna tristique interdum.

0 yorum