Yaşamı renklendiren ve ilişkiyi daha keyifli ve eğlenceli bir hale getiren, bir sır gibi fısıldandığı için her türlü gerçek dışı söylemlere, hurafelere maruz kalmaya devam eden cinsellik, hayatın bir gerçekliği, beden ve ruh sağlığının en temel olgularından biridir. Ancak cinsellik ülkemizde gerek toplumsal gerekse ahlaki açıdan hala bir tabu olarak görülüyor ve bazen çözümlenmesi zor olabilen bireysel, ailesel ve toplumsal sorunlara neden olabiliyor.
Cinsellik kişiden kişiye değişiklik gösterse de, zevk alıp vermek, paylaşmak, iletişim kurmak ve neslin devamı için yapılması gerekli eylemleri içeriyor. Bu nedenle, hiçbir kadın ya da erkek cinselliği hayatından çıkarmak istemez. Aksine, cinsellikten daha fazla nasıl zevk alınabileceği konusunda ileri ve daha ileri gitmek ister. O zaman diyebiliriz ki, beden ve ruh olarak genel iyilik halinin vazgeçilmez bir parçası olan cinsel duygular, fanteziler ve arzular doğaldır ve bütün yaşam boyunca da var olacaktır.
Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğuna göre şu dünyadaki en güzel ve en özel alışveriş de olmalı. Çiftler bu alışverişi nasıl gerçekleştiriyor? Elbette ki, zevk almak istedikleri ölçüde zevk vererek! Öyleyse çiftlerin daha çok zevk almalarının yolunu açacak olan zevk noktalarını keşfe çıkmaları gerekiyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (Cised) cinsel terapistleri erkeklerin 3 G noktalarını açıkladı. İşte çarpıcı başlıklar:
Erkekleri uyaran 9 nokta
Bunlar penisin başı, alt dudağının dış kenarı, boynunun ön tarafı, göğüs uçları, ayak bilekleri, yumurtalıkların birleştiği çizgi, prostat noktası, perine ve frenulumdur.
Erkekleri sekse hazırlamada ilk önemli unsur olan kadının görüntüsü ve duruşudur. Kadınlar bunu kolaylıkla başarırlar ve erotik çağrışımlarla erkeklerin en büyük cinsel organı olan beyinlerini görsel açıdan etkilemeyi başarırlar.
Seks yapmaya hazır hale gelen erkeklere ön sevişme sırasında kadınların yaptığı tutkulu dokunuşlar ve öpücükler onları hareketlendirmeye ve heyecanlarını arttırmaya devam eder. İşte bu süreçte kadınların erkeklerin daha hassas olan bölgelerini keşfetmeye çıkmaları gerekiyor.
Bunun için ön sevişme sırasında ilk G noktası olan ve ‘frenulum’ olarak bilinen penisin hemen altındaki hassas bölgeye dokunulmalıdır. Sinir uçlarının yoğun olduğu frenulum, penisin hemen altındaki hassas bölgedir ve dokunulduğunda erkeklere kendinden geçirici bir his yaratabilir. Erkekler heyecandan deliye dönmelerine neden olan frenulum dokunuşlarını çok severler, kalp ritimleri ve nefesleri hızlanır. Ayrıca erkeklerde penis başı çok daha erojen ve hassastır.
Uyarılmanın yüksek olduğu ikinci evrede penisin sertliğini daha uzun süre koruyabilmesi için ikinci G noktası olan ve ‘perine’ olarak bilinen yumurtalıklar ile makat arasındaki deri ikinci odak noktası olmalıdır. ‘Kışkırtıcı seks noktası’ olarak adlandırılan perineye yapılacak olan hafif ya da sert dokunuşlar erkeklerin daha derin zevk almalarına, sertlik kalitelerinin artmasına ve boşalma denetiminin daha kolay yapılmasına yol açar.
Son olarak erkeklerin makattan bir başparmağı uzaklıktaki noktaları olan ve üçüncü G noktası olarak bilinen ‘prostat noktası’ çok uyarıcıdır. Prostat noktası uyarıldığında çift seks süresini uzatarak ve boşalma kontrolü sağlayarak seks hayatlarını daha doyurucu bir hale getirebilir. Prostat noktasına kolayca ulaşabilmek için erkeklerin sırtüstü yatarak bacaklarını karın bölgelerine çekmeleri yeterli oluyor. Ayrıca prostat noktasının uyarılması için yapılan prostat masajı sertleşme ve cinsel fonksiyon problemlerinde yardımcı olur, hatta prostat kanserine karşı iyi gelebilir.
“Ya eşcinsel olursam!” korkusu...
Eşcinsellik; biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan cinsel bir yönelimdir. Uluslararası örgütlerce heteroseksüellik gibi sağlıklı bir durum olarak kabul edilen eşcinsellik; her şeyden önce bir cinsel yönelim farklılığıdır.
Cinsel yönelim kişilerin seçimleriyle ile oluşan bir durum değildir. Bu nedenle eşcinsellik bir seçim veya tercih değildir ancak eşcinsel bir yaşam sürmek kişinin kendi seçimdir, tercihidir. Ancak tüm bunlara rağmen, eşcinsellik korkusu sebebiyle erkeklerin çoğunun perine ve prostat noktası hazlarını yok sayıyor ve çok derin suçluluk duygularıyla kıvranıp duruyor ve ölümcül bir günah gibi gizliyor. Oysa G noktalarının uyarılması son derece doğal ve normal bir seks eylemidir. Bunu keşfetmiş ve yaşayan erkeklerin eşcinsellik gibi bir eğilimleri yoktur.
G noktaları insan vücudundaki çok sayıdaki erojen bölgelerden biridir. Ayrıca eşcinsellik kendi cinsinden duygusal olarak hoşlanma durumudur ve G noktalarının uyarılması erkekleri eşcinsel yapmaz. Çünkü erkekler de kadınların uyarıldığı göğüs uçları, kulak içleri gibi erojen bölgelerden uyarılabilirler.
“Ya kadınlaşırsam!” korkusu...
Yasak elma olan G noktalarının uyarılması erkekleri eşcinsel yapmadığı gibi kadınlaştırmaz da. Ancak pek çok erkek ‘Ya kadınlaşırsam!’ korkusuyla G noktalarına uyarı yapılmasını istemez. Oysa G noktalarının uyarılması erkekleri çok daha olgun, çok daha özgüvenli, çok daha keyifli, çok daha erkek yapar.
Dikkatli olmak gerekiyor...
G noktalarını uyarmak için devekuşu tüyleri, ipek kumaşlar veya kokulu yağlar gibi birçok araç kullanılabiliyor. Kadınlar erkeklerin G noktalarını keşfederken ve uyarırken dikkatli olmalı ve hemen sekse başlar başlamaz erojen bölgelerde gezinmeli, daha sonra G noktalarını uyarmalıdırlar. Kayganlaştırıcı veya o işlevi görebilecek kremler sürülmeli, dairesel hareketler yapılmalı ve çok yavaş olunmalıdır. Çünkü G noktaları çok hassastır, kadın kendini kaptırıp biraz sertleşirse erkeğin canını yakabilir. Bu da erkeklerin haz almasını azaltabilir, sekse olan konsantrasyonlarını dağıtabilir.
I do agree with all the ideas you have presented in your post. Thanks for the post.
YanıtlaSilCinsellik hayatımızda her zaman önemli olacaktır önemli olan bunu doya doya yaşayabilmektedir
YanıtlaSil